Yeni Üyelik
10.
Bölüm

9.BÖLÜM

@ugurluay

9.BÖLÜM

Şimdiki Zaman

Verda soluk soluğa kalmış bir halde hızla odasından içeriye girdi. Eli titreyerek kalbinin üzerine giderken nefesini sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir eli göğsünün üzerinde, bir eli belinde sırtını kapıya yaslamış vaziyetteydi. Sakinleşmeli ve güçlü bir şekilde geriye dönmeliydi. Tezcan’ı çok uzun süre tek başına akrabalarıyla bir başına bırakamazdı. Bu seremoninin bitmesine çok az kalmışken her şeyi eline yüzüne bulaştırıp berbat edemezdi. Buna hakkı yoktu. Ama önce güç toplaması gerekiyordu. Daha sonra nasılsa suratına yalandan gülümsemesini takınıp oyununa kaldığı yerden devam edecekti. Hızla yatağına doğru ilerledi ve üzerinde bulunan yastığını bir hışımla kaldırdı. Ve görmeyi beklediği ama yokluğu ile yüzleştiği gerçek ile gözleri bir an şaşkınlıkla kocaman açıldı. Güç almak için koşar adım odaya geldiği ve daha bu odadan çıkmadan hasret ile bakıp okşadığı gözünden sakındığı fuların yerinde olmaması onu dehşete düşürdü. Çok büyük anlamı vardı o kırmızı fuların, daha saatler önce bu odadan çıkıp gitmeden sevdiği adamın ellerine dokunur gibi şefkatle dokunmuş, kokusunu içinde arar gibi koklamıştı. Ama şimdi karşılaştığı manzara ayaklarının titremesine sebep oldu. Zihninde yeşermeye başlayan ihtimal filizleri ile usulca gözlerini kapadı. Elindeki yastık yere düşerken omuzları acılara mahkûm edilmiş gibi çöküp kalmıştı. Kırmızı fuların yerini bilen tek bir kişi vardı. Ve o gelip almadığı sürece o fulara hiç kimse dokunmaya cesaret edemezdi. Ve onun ismini zikretmeye gücü yoktu.

Poyraz’ın dönmüş olması, odasına izinsiz girmesi dahası ondan izin almadan ona ait olanı alıp gitmiş olması kızı büyük bir öfkeye sürükledi. Hangisi daha insafsızcaydı. Poyraz’ın Verda’yı başka bir adam ile nişanlanırken görmesi mi? Yoksa Verda’nın tek güç kaynağı olan kırmızı fuların izinsizce odasına girilerek alınması mı? Verda her ne olursa olsun odasına bu şekilde girilmesini kabul edemiyordu. Hızlı adımlar ile odadan dışarıya çıkıp aşağıya indi. Gözü dönmüş kızın önüne Tezcan aşılmaz bir dağ gibi dikildi.

“Neredesin sen kaç saattir ortada yoksun? Millet gelin kız nerede diye beynimi yedi benim.” Yakalarını çekiştirerek üzerindeki takım elbiseden rahatsızlığını gösterdi. Hiç takım elbise adamı değildi Tezcan, spor ayakkabısı, kot pantolonu ve tshirti ile her daim rahatlığın peşinde koşanlardandı. Ama saatlerdir kalıp gibi içinde bulunduğu takım elbise onu giderek darlamıştı.

“Abartma Tezcan alt tarafı beş dakikadır ortada yokum. Az işim var, beni 15-20 dakika daha idare et geliyorum hemen.” Dediği an gitmek için ileriye doğru yeltendiği sırada Tezcan sertçe kolundan tutarak onu kendisine döndürdü. Kaşları çatık bir halde “Ne demek idare et. Sen nereye gidiyorsun? Ne saçmalıyorsun Verda? Bu halin ne? Dışarıda herkes ikimizi yan yana görmek istiyor. Bu gece bizim gecemiz bu şekilde ortadan kaybolman çok fazla dikkat çekiyor.”

“Biliyordun değil mi?” dedi bir kaşını havaya kaldırarak sorgularcasına arkadaşına baktı.

“Neyi?” Bakışlarını kaçırmaya çalışan adam neyi kastettiğini çok iyi biliyordu.Tezcan’ın en başından bu yana her şeyden haberi vardı.

“Onun bu gece geri döneceğini, buraya geleceğini biliyordun. Her şeyi yine benden habersiz planladınız değil mi Tezcan?”

“Şey, ben…”

“Kime diyorum ki, tabi ki planladınız ve sen de en başından bu yana biliyordun. Nasıl saklarsın bunu benden Tezcan? Biz bu işin içinde birlikte değil miyiz? Bana nasıl söylemezsin? Benim ne hale geleceğimi bile bile nasıl gizlersin böyle bir şeyi benden?” dedi kolunu adamın tutuşundan kurtardı.

Tezcan kızın önüne geçerek “Özür dilerim Verda ama yapmak zorundaydım. Emir böyleydi. Poyraz ne sana ne de bana inanmıyordu. Senin sebeplerinin, anlatmadıklarının, gizlediklerinin peşine düşmüş, senin gerçek hayatını öğrenmek üzereydi. Bu yüzden engel olmak için onu sersemletmek zorundaydık. Çok az kalmıştı Verda, Poyraz sandığın kadar kolay vazgeçmeyecek. Bu yüzden emir böyle kesin ve net bir şekilde geldi. Onun bu gece döneceğini bilmemeliydin. Bu duruma alışman için gizlendi. Her an her yerde karşına Poyraz çıkabilir ve sen her defasında güçlü durup ona belli etmemek zorundasın. Verda bu geceyi atlatmak zorundasın. Misafirler arasında seni kontrol etmeye gelenler var. Açık veremezsin yoksa görevden maalesef ki azledileceksin. Bu yolda bu görevde senin zaaflarına yer yok bunu anla artık. Bu basit bir operasyon değil.”

“Bak Tezcan.”dedi alnını ovalarken “Ben güvenmediğim bir insanla ne aynı yolda yürürüm ne de onunla o göreve çıkarım. Bu iş çok büyük bir operasyon farkındayım ve ben seninle adım atmışsam sana güvenmek isterim. Özellikle söz konusu ailem ve Poyraz ise.”

“Bak Verda haklısın ama sende biliyorsun kuralları, her şeye razıyım, babam için diyerek bu yola çıktın sen. Yıllarca bu operasyonlar için yetiştirildik biz, özel eğitimlerden geçtik. Senin bu şekilde davranman ve tepki vermen hiç hoşlarına gitmeyecek ve belki de görevden azledileceksin. Yapma, şimdi gir koluma ve içeriye geriye dönelim. Seni izlemeye gelenler çoktan huzursuzlaşmışlardır. Çünkü Poyraz’ın geldiği saati, dakikayı, senin odana girişini, fularını alıp çıkışını her şeyi biliyorlar Verda, ne kendini ne de beni zora sokma, hadi gel gidelim.” Dedi kolunu ona uzatarak gelmesi için adeta gözleriyle yalvardı.

“Tezcan şu an gerçekten bunu tartışmak istemiyorum. Beni 15 dakika idare et sonra tüm neşem ve coşkum ile yanında yerimi alacağım ve herkesi bu duruma inandıracağım. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Şimdi Poyraz’ı ikna etmem gerek yoksa işler gerçekten sarpa saracak. O beni senin yanında görmek ile bu durumu kabul edecek bir adam değil. Bana güven ve inan, ben de sana güvenebileceğimi göreyim. Anlaştık mı Tezcan?”

“Verda?” dedi sesi tereddütlü çıkmıştı. İlk defa böylesi bir zorluk içine kendisini düşürecekti.

“Merak etme sadece 15 dakika. Gerekli açıklamayı onlara sen değil ben yapacağım.” Dedi ve onun cevap vermesini bile beklemeden adamın yanından hızla uzaklaştı.

“Umarım fark edilmez Verda, umarım.” Dedi bunu ümit ederek.

Loading...
0%