@ugurluay
|
10.BÖLÜM(*** Çakır Keyif***) “Sustuğum yerde koptu tüm bağlar, Koptuğu yerde bitti tüm rüyalar, Bittiği yerden başladı yeni başlangıçlar,” “Kızım yavaş olsana biraz, daha geleli ne oldu ki, gece daha yeni başlıyor,” Didem, elimdeki bardağa sarılıp dehşet ile bana bakarken onu pek de taktığım söylenemezdi doğrusu. Önce anlamsız boş bir bakış atıp, elimden aldığı bardağa gözlerimi ters dikerek bakışlarımı umarsızca ondan başka bir yöne devirdim. Kıza bak ya, hem çağırıyor, hem de ne kadar içtiğime karışıyor. Ne yani? İçmeyeceksek ne diye geldik ki biz buraya, zaten kafamda binlerce soru fır dolanıyor, bir de dedikodu makinası Didem başımda annem gibi dikilmiş bana hesap soruyordu. Aman ne güzel… Süper ötesi şahane bir gece geçiriyorum onun sayesinde… “Kızım rahat bıraksana beni, hem çağırıyorsun hem karışıyor üstüne üstlük bir de izin vermiyor ayaklarına yayıyorsun. Bir rahat bırak beni ya,” diyerek sertçe elindeki bardağı geri çekip onu o an için dumura uğrattım. O tekrar elimi tutmaya yeltenerek, bardağı almaya kalktığı sırada gözlerimi hayalet görmüş gibi açıp, “Sakınnnn,” diye yüzüne arsızca çemkirirken, ona öyle bir baktım ki sarhoş olmadıysam eğer bir iki adım geriye doğru tırsarak gittiğine şahit olmuştum. İki elini havaya kaldırıp teslim olur gibi hareketler yaparken, “ Tamam, tamam bir şey demiyorum. Ne halin varsa gör, zil zurna sarhoş olsan da şu dakikadan sonra umurumda bile değil,” diyerek çoktan kulaklarımı rahatsız eden müziğin ve kıyamet kalabalığının arasında gözden kaybolup gitmişti. Peh, bir de arkadaş olacak, ne halim varsa görecekmişim. Senden de ancak bu beklenirdi. Densiz ve gereksiz Didem ne olacak, senin arkadaşlığında ancak bu kadar olur. Şimdi yanımda Cemre olacaktı, can dostum güzel insan, o burada olacak ve ben içeceğim öyle mi? Yok artık, beni bu halde görse önce sürükleyerek bu mekândan çıkarır, sonra beni buraya çağıran kızın saçını başını yolar ardından da buraya geldiğim için bana sağlam bir Osmanlı dayağı atardı. Offf ya ne kadar da özlemiştim canım arkadaşımı, bir tanecik dostumu… Tatil bitse de bir an önce okullar açılsa, okul açılınca bu defa da Arda’yı göremeyeceğim ki, hasret kalacağım yine onun o yeşillerine. Allah’ım ya, şu halime bir bak, aşağı tükürsem sakal yukarıya tükürsem bıyık, kafayı sıyıracağım yakında. Hangi akla hizmet ederek gelmiştim ben buraya ya, ne işim var benim burada çakır keyif bir halde. Benim şu an Hello Kitty pijamaları giyip, bir tabak çilek eşliğinde, romantik komedi filmi izlemem lazımdı. Gözlerimin ve burnumun çeşmesini açarak peçeteler eşliğinde ağlayarak serenat yapmam lazımdı. Peki ben ne yaparım, hiç de aralarında bulunmak istemediğim lise arkadaşlarım ile pardon görüntü de onlarla ama tamamen ayrı yerlerde vakit öldürüyordum ve bu hiç mi hiç bana göre bir iş değil. Bir an önce buradan gitmem lazım, diye iç geçirdiğim an elimdeki bardağı başıma son kez dikip masaya sertçe bıraktım. Ağzımda aldığım o iğrenç tadın mideme doğru yakıcı halde inmesi bir an nefesimi kesse de bunu sevmiyordum işte. Bu ne ya, içip içip şuna dünyanın parasını bayıldığıma inanamıyorum. Cidden bu kız hem vaktimi hem de naktimi öldürüyor ya, kızın varlığı başlı başına zarar, iç gerginlikleri ve kafa karışıklıkları, hafif çakır keyif, birazcık baş dönmesi ile ayağa kalktığım an durumumun hiç de o kadar iyi olmadığını dönen başım ile dengemi kaybetmemden anladım. “Lanet olsun!” diye attığım bir çığlık ile sendeleyerek yerin ayağımın altından kaçması ile yere düşeceğimi anladığım an istemsizce kapattım gözlerimi, ne yapalım bu gecenin finalini de böyle olacakmış demek ki, rezillikte son nokta, içti ve düştü. Tam düşmeyi beklediğim an sert bir el tarafından tanımadığım başka bir bedene çekilmem ile neye uğradığımı şaşırdım. Düşmediğim için mi, halimin komikliğinden mi yoksa içkinin etkisinden mi bilmiyorum ağzımdan kopup gelen kıkırdamalara eşlik eden kahkahalara engel olmamıştım. “Dikkat et küçük kız, bu kadar hızlı gitmemelisin, her zaman bu kadar yakınında olamayabilirim,” diyen ses aman Allah’ım bu olabilir mi? Bu nasıl olur? Bana yalnızca bu tonda, hissettiğini hissettirerek küçük kız diye hitap ederek konuşan tek bir kişi vardı? Olabilir miydi? Bu kadar yıldan sonra aklım bana oyun oynamıyor ve şu an içkinin etkisi ile hayal görmüyor isem? Aman Allah’ım… Gözlerimi korkarak açtığım da karşımda duran kişi tam da tahmin ettiğim ama hiç de beklemediğim bir kişiydi. Şahane giden hayatımın üzerinde bir tüğ eksikti, şimdi karşımdaki kişinin sayesinde bu tüğ de hayatımın tam göbeğinin ortasına dikilmiş oldu. Tebrikler bana, alkışlar karşımdaki adama… “Sitemkâr olmasın yürekler, kaldırmıyor beyinler, boğuluyor gönüller… Elbet bir sebebi var, Gidişimin, dönüşümün ve kalışımın, Ne yersiz giderim, ne sebepsiz dönerim, ne de sensiz kalırım.” |
0% |