Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@ugurluay

“Gerçeğin ortaya çıktığı yerde…”

Çakır, arabasıyla evine doğru ilerlerken az önce yaşananların etkisinden kurtulmaya çalışıyordu. Gaye’nin mesajı ile başlayan gece , Ferit’in öfkesi ile devam etmişti. Efe’nin gidişi, Gökçe’nin gözyaşları eşliğinde yaşadığı hayal kırıklığı, bakışlarında hissettiği hüzün ile allak bullak olmuştu. Kadının son sözleri ise onu endişelendirmiş dahası tavrı tedirgin etmeye yetmişti.

Çakır arabasıyla ilerlerken gözleri hissizleşmiş bir halde yolu takip ediyordu. Aklında binlerce soru yankılanırken yüreğinde geçmişe dair sakladıkları kilitli sandıklar altında ortalara dökülüp saçılmak için can atarken daha ne kadar Gökçe’ye bu şekilde sahip çıkabileceğini bilmiyordu. Ah keşke her şey bir bir ortaya çıksa sırtındaki bu büyük yük de uçup gitseydi. Ama olmazdı, yapamaz dahası izin veremezdi. Açığa çıkan her bir gerçeğin Gökçe’yi karanlığa mahkûm etmeyeceğini bilse bir an bile susmaz dili sakladıklarına dönüverirdi. Ama tüm bunlar büyük bir felaketi de beraberinde getirirdi. Hele ki Gökçe böyle büyük bir hezeyana uğramışken Çakır’ın ağzından çıkacak gerçekleri duymaya henüz hazır değildi. Belki de bu sır ölene kadar onunla birlikte gitmeli, toprak olmalı, yok olmalıydı. Yüreğinde saklı tuttuğu tüm her şey Gökçe’nin acı çekmesinden başka hiçbir işe yaramazdı. Bu yüzden susmalıydı. Derin bir soluk bırakan adam yüreğinin de yorulduğunu hissetti. Başı ağrıdan çatlıyordu. Bir eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle başını ovalıyordu. Sözde tüm bunları unutacak ve bir daha asla aklına bile getirmeyecekti. Ama gel gör ki yaşananlar, Gökçe’nin başına gelenler, Gaye’nin hiç utanmadan yine eskiye dönmesi adama tüm maziyi tekrar düşünmeye sevk etmişti. Derin bir soluk bırakan adam telefonunun çalan sesiyle kaşlarını çattı. Gecenin bir vakti olmuşken telefonunun arsızca çalıyor olması asabını bozdu. Arabayı sağa çekip ekrana baktığında gördüğü isim sinirlerinin zıplamasına sebep oldu. Arayan Gaye’den başkası değildi. Adam onunla konuşmak istemiyordu. Meşgule atarak telefonunu tamamen kapattı. Eğer kapatmazsa arkası kesilmeyen aramalarına devam edecek dahası mesajlarıyla taciz etmeye başlayacaktı. Onu çok iyi tanıyordu. Arabasını tekrar çalıştırarak ilerleyen adam sonunda evine ulaşmayı başarmıştı. Saat epey geç olmuştu. Evinin bulunduğu apartmana göz ucuyla baktığında çoğu ışığın sönmüş olduğunu gördü.

“Hadi bakalım Çakır Bey yarın uzun ve yorucu bir gün olacak gidip güzel bir uyku çekmek senin de hakkın.”diyerek arabasından indi ve apartmana doğru ölgün adımlarla ilerledi. Kapıdan içeriye girerek asansörü kullanmak yerine merdivenleri tercih etti. Basamakları çıktıkça kulağına bir hıçkırık sesi dolup taşmaya başladı. Bir an adım atmayı bıraktı. Yine bir hıçkırık yankılandı apartman boşluğunda ve ışık tekrar söndü. Küçük bir hareket hisseden ışık tekrar yandı. Çakır bu saatte apartmanda kimin ağladığını merak ederken sessiz olmaya özen gösteriyordu. Dikkatli olarak adım adım merdivenleri çıkmaya gayret gösterdi. Işık tekrar söndüğü an Çakır kendi kapısına doğru hızla ilerledi ve tam kapısının önüne geldiği an ışık tekrar yandı. Ve işte o an gözleri şaşkınlıkla açılırken sureti hayret nidalarını yükseltiyordu. Kapısının önünde yere çökmüş, ayaklarını karnına çekmiş dizlerinin üzerine başını yaslamış kızı gördüğünde “Yok artık…” diye fısıldadı. Adamın sesiyle irkilen kız “Hih!” diyerek korkuyla ansızın kafasını dizlerinin üzerinden kaldırdı.

“Gaye gecenin bu vakti senin benim evimin kapısında ne işin var?” diyerek kaşlarını çatan adama korku dolu bakışlarla karşılık veren kız hızla oturduğu yerden kalktı. Elleriyle yüzünü sıvazlayarak gözyaşlarını acele ile sildi.

“Ben, şey, seni aradım , ulaşamayınca da…” Soluk harelerle baktı adamın gözlerinin içine.

“Ulaşamayınca derken.” Manidardı sesinin tınısı.

“Yani sen açmayınca.” Kırılgan bakışlarını kaçırdı.

“Evet ulaşamama durumun yok çünkü ben senin ismini gördüğüm için açmadım. Bu da demek oluyor ki seninle görüşmek istemiyorum.”

“Ama Çakır ben…”

“Ne Çakır Gaye, sen bana ulaşamadığında ya da her istediğinde benim kapıma gelip nöbet tutamazsın. Beni bu şekilde rahatsız edemezsin.”Mesafeli durmaya özen gösteriyordu.

“Amacım seni rahatsız etmek değildi.”Gözlerini ondan kaçırarak ona bakmamaya gayret ediyordu. Ellerinin parmaklarıyla oynuyor bir yandan da heyecanlı bir şekilde kesik nefesler alıp veriyordu.

“Gaye…” dedi sert mizacıyla yeri göğü inletircesine çıkmıştı sesi.

Genç kız Çakır’ın dilinden ismini duyunca ansızın bakışlarını ona döndürdü ve orada öylece asılı kaldı. Ne de çok özlemişti soluksuzca bu gözlere bakmayı ve orada öylece aşk deryasında yüzmeyi ne de çok hasret kalmıştı. Adam zalimce yıllar boyu mahrum bırakmıştı kendinden kızı.

“Kapımda bu kör vakitte ne işin var? Babanın bu saatte çıkmana izin vereceğini hiç sanmıyorum.” Sesinin sabırsız ve aksi tınısı etrafta yankılandı. Onun sesiyle ağır ağır yerinde kıpırdanmaya başladı. Ne diyeceğini bilemez bir haldeydi. Evden çıkarken ablasına gideceğini söylemiş ve babasının arabasını alarak buraya gelmişti. Çakır’ı aramış ama adamın tepkisi tam da beklediği gibi olmuştu. Ona anlatmak istiyordu. Yıllar önceki Gaye olmadığını ona kanıtlamak istiyordu. Geçmişi gururla göğüsleyeceği anlara şahitlik etmemişken en azından bugününü kurtarmaya niyetliydi. Gaye’nin suskunluğu adamı giderek daha fazla huysuzlandırıyordu.

“Yine kimin başına çorap ördün de kapıma yardım dilenmeye geldin Gaye?” dedi hiddetle . Adamın sözleri ile adeta nefesi kesilmişti genç kızın. Yüreği azap doluydu. Tamam çok hata yapmıştı ama bu kadar kahredici sözü, bunca yıldır çektirilen ıstırabı hak etmiyordu. Zaten onun aşkını sonsuza kadar kaybetmişti daha ondan ne istiyordubu adam bir türlü anlamıyordu.

“Ben özür dilemek için.” Fısıltı halindeydi sesi.

“Her şeyi yap et sonra da özür dile, bakıyorum da sen iyi adet edindin bu durumu. Önce istediğin gibi yıkıp yerle yeksan ediyorsun sonra bir özür ile paramparça ettiklerini eski haline geriye döndürmeye çalışıyorsun Gaye. Bak bize özürlerin kar etti mi? Yılların gücü tekrar bizi bir araya getirmeye yetti mi? Yok, sen kırıp dökmeye çok alışkınsın, hala bencilsin, hala kendinden başka hiçkimseye bir faydan dokumasın diye tüm bu gayretin. Ama yeter, ben artık yokum.Şimdi lütfen evine git Gaye, benim ne seni görmeye ne de özrünü duymaya tahammülüm yok artık. Çünkü benim sana inanacak ve güvenecek yüreğim kalmadı. Sen her şeyi yıllar önce olduğu gibi bugün de mahvettin.”diyerek onu ardında bırakıp kapısına yöneldi. Cebinden anahtarı çıkarıp kapısını açtığında hiç beklemediği bir şekilde sırtından ileriye doğru sertçe ittirildi ve kapı Gaye tarafından hızla kapatıldı.

“Evet, belki senin tahammülün yok ama benim kendimi açıklamaya ihtiyacım var. Bunu senin için değil kendime olan saygım için yapıyorum.” Diyerek adamın karşısında kükreyen kız az önceki ağlayan kız değildi sanki.

“Sen ne yaptığını sanıyorsun Gaye, evimden çıkar mısın? Hemen.” Diyerek onu kolundan tutup çıkarmaya çalıştı. Adamın yüz hatlarında oluşan sertlik bu defa işe yaramamış kıza geri adım attırmaya yetmemişti.

“Hayır.” Diyerek kolunu adamın tutuşundan kurtaran kız “Konuşacağız, bu gece her şeyi konuşacağız. Geçmişte olanlardan dolayı güçsüz kalıyorum, elim kolum bağlanıyor görmüyor musun? Yıllarca sustum, dilime kelepçe vurdum. Zamanında çok hata yaptım. Sana da ablama da çok yanlışım oldu ama yeter, bunca yıl yeteri kadar ceza çektim. Çok gençtim, doğruyu yanlışı ayırt edemeyecek kadar yanlış yerden bakıyordum hayata. Kaza, uyuşturucu, ablam, sen her şeyi konuşacağız bu gece. İnceldiği yerden de kopsun.” Dedi meydan okurcasına.

Yüreğinde geçmişin acılarıyla cebelleştiği gözlerinden okunuyordu. Çakır gözlerini kısarak kıza uyarı dolu bakışlar bıraksa da onun konuşmadan gitmeyeceğini de anlamış oldu. Bakalım bu uğursuz bitmeyen gece daha hangi felaketlere gebeydi. Çakırunutmak istediği hangi gerçeklerle tekrar yüz yüze gelecekti?

Loading...
0%