@ugurluay
|
Korkularımı acımasızca besleyen bir geçmişim vardı benim. Ne kadar geçti desem de içimde kanayan, bir türlü kabuk bağlayamayan yaram vardı benim. Acı her geçen gün katmerlenerek artarken unutmaya çalıştığım her gerçek yüzüme sert bir tokat gibi iniyordu. Ben Hande, hayattaki en büyük korkumun adı GEÇMİŞ. Geçmişimin hissettirdiği tek gerçek ise yüreğimde, gizlimde, en saklımda yaşadığım saf acı. Ben Hande kanayan bir yaraya sahip, geçmişinin içinde kaybolmuş Allah’ın bir kuluyum. Yüreği sağlam, kalbimi tedavi etmeye çalışan Hakan’ı öylesine yaraladım ki benden daha beter hale geldi. Şimdi canım daha fazla acıyor. Neler için nelerden vazgeçtiğimi bir ben biliyorum. *** “Aklanmaya yüzü olmayan kara duygularım var benim. Ey masum yüzlü şeytan, kara noktalarını nakşederken yüreğime, Sessizliği kendime liman eyledin. Ey sessizliğin efendileri, katran karası geceleri kendime mesken etmemin sebebi sizsiniz.” *** “Git demek gerek bazen, yalnızca git, öylesine amansızca git ki benden, varlığını öyle bir esirge ki yokluğunda kıymetini en sahici hissedeyim.” *** Geçmişte adı eski olan ama yüreğinde bir türlü eskimeyi beceremeyen her şeyin üzerine bir çizik atmazsan eğer, eskimeyenler gün gelir senin canını yaka yaka üzerine acımadan kesik atar geçer. *** Ahüzar’da aşina olduğunuz Hande ve Hakan’ın hikâyesi… Gönül öylesine deli sevecek ki etraf yangın yerine dönecek. Geçmişten gelen Arslan her yeri kin ve nefretiyle ateşe verecek. Ve bu hikâye de birçok gönül alev alev yanacak. Kimi hasret, kimi öfke, kimi ayrılık acısıyla. Kader kimin payına neyi düşürdü hep birlikte göreceğiz. |
0% |