Yeni Üyelik
42.
Bölüm

42. Bölüm

@ugurluay

42.BÖLÜM

“İki şey hakkımızda fikir verir:

Hiçbir şeye sahip değilken gösterdiğimiz sabır ve

Her şeye sahipken takındığımız tavır.”

-Mevlana-

(Bir gece önce)

“Yağız neden böyle yapıyorsun? O senin kız kardeşin bir hoş geldin bile demeden kıza saçma sapan sözler söyledin. Hani çok özlemiştin, hani kendini affettirecektin. Bu ne şimdi?”

“Ece karışma benim işime.”

“Ne demek karışma ya, resmen gelir gelmez kızı mahvettin. Evine geldiği ilk gün gözyaşlarına sebep yine sensin. Yetmedi mi Yağız? Küçük kardeşinin yıllardır gözünden düşen yaş yetmedi mi?”

“Haddini aşma Ece.”

“Peki, öyle olsun,” dedi sertçe ve bir o kadar kırgın kapıya doğru çıkmak için yöneldi.

Yağız “Ece…” dedi özür diler gibi “Telefonda konuştuğu kişi Cihan denen o adamdı. Yıllardır yanında olan o adam. Ona abilik yapan, benden daha çok değer verdiği adama onu sevdiğini söyledi. Ben yıllardır seni seviyorum sözünü hiç duymadım onun ağzından,” dedi kederli bir şekilde.

Ece kocasının yanına gidip ellerinden sıkıca tuttu. Onu yatağa yatırıp başını kucağına yerleştirdi ve saçlarını okşamaya başladı. Konuşmayacaktı. Kocası yıllardır biriktirdiği her şeyi karısına bir bir anlatacaktı.

“Yıllar sonra onu evimizin bahçesinde tekrar görmek beni o kadar heyecanlandırdı ve mutlu etti ki, koşup bir an önce sarılarak bu hasreti bitirmek istedim. Aceleyle yanına gittim. Bir hayal olmasından korktum, tam yanına gelmiştim ki o herifle konuşmalarını duydum. Çok kızdım Ece, çok öfkelendim ve yıllardır özlemini çektiğim kardeşime bir hoş geldin bile diyemedim.”

“Yaren’e neden kızıyorsun? Ona kızmaya hangimizin hakkı var söylesene bana?”

“Kızdığım Yaren değildi Ece, ben kendime öfkeliydim. Bunların tek sorumlusu benim. Yıllar önce o kazadan sonra suçladığım asla o değildi. Ama onun altına sığındım. Belki suçlarsam beni yalnız bırakmaz, kendini suçlu hissederse gitmez dedim. Ama o dinlemedi gitti. Ben o kazadan kardeşim sağ kurtuldu diye Rabbime o kadar çok şükür ettim ki… Nasıl suçlardım onu sadece hayal kurdu diye, söylesene ben canımın parçasını nasıl suçlardım? Korktum Ece, annem ve babamın kaybının ardından onu da kaybetmekten korktum ve yıllarca saçmaladım. Onu da yitirmekten korktuğum ve kaybetmekten korktuğum için sert olmak istedim. Ama o beni dinlemedi ve beni yok sayma pahasına çekip gitti. Sonra da sen olanları biliyorsun, gidemedim peşinden, gururum önüme öyle bir set çekti ki bir adım dahi atamadım ardından. Kızgınlığım kendime, onun ne suçu var ki, ona sırt çeviren benim. En azından o öyle sanıyor. Ben ona nasıl sırt çevirebilirim Ece, o benim küçük masum kardeşim, ailemin bana en büyük ve özel emaneti… Canım yanıyor Ece, ben kardeşimi öyle çok özledim ki, bu evlilik işi sırf yakınımda olsun diye istediğim bir şey… Okulu bitecekti ve geri döneceği bir evi olduğunu bilsin istedim. Tavrım yanlıştı belki ama yüz yüze konuşmak istedim tüm gerçekleri, ama gördüğün gibi yine onu mahvettim.”

“Tamam, sakin ol düzelteceğiz her şeyi, eski güzel günlerimize geri döneceğiz ve her şey çok daha güzel olacak bana güven.”

“Güzel olacak mı Ece? Yaren bir gün beni gerçekten affedebilecek mi?” dedi adam yattığı yerden heyecanla kalkarken, şimdi karısının güzel gözlerine umutla bakıyordu.

“Güzel olacak ve biz Aksoylar çok mutlu olacağız,” dedi Ece kocasının yüzünü avuçlarının içine alarak dudağına minik bir buse kondurdu. Yağız aklına gelen bir şeyle tekrar geri çekildi. “Yarın Yiğit ile yemeğe çıkacağız.”

“Yağız, Yiğit’e güvenmiyorum ben, anlattıklarının doğru olduğuna inanmıyorum. Yaren, Yiğit’e asla o gözle bakmıyordu, bu nasıl olmuş olabilir ben hâlâ inanamıyorum.”

“Bu konuda yalan söyleyeceğini tahmin etmiyorum. Yaren’le görüştüklerini ama aramız soğuk diye geri dönemediğini ve bana anlatamadığını söyledi. Bu işi güzellikle halletmek istiyorum. Ve bundan sonra istediğim tek şey kardeşimin gözlerinde hüzün değil mutluluk görmek,” dediğinde en büyük duası gibiydi sözleri.

Loading...
0%