Yeni Üyelik
47.
Bölüm

46. Bölüm

@ugurluay

Adem koşarak merdivenleri soluk soluğa çıkarken aklından delice sorular geçiyordu. Tahsin’i kendi odasının kapısında deli danalar gibi dönüp dururken gördüğünde endişe ile onun yakalarına yapıştı.

“Tahsin, Sanem nerede? Ne oldu ona?” diye acı içinde yakarırken arkadaşını şiddetle sarstığının farkında bile değildi. Gözleri endişe yüreği korku ile dolup taşmıştı. Ne diyeceğini, ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememişti. Bu yüzdendi en yakın arkadaşına gösterdiği şiddetin sebebi.

“Adem önce bir sakin ol, inan ki ne olduğunu ben de bilmiyorum? Sanem’e kurye bir zarf getirmiş. Kız zarfı açınca sinir krizi geçirdi. Elindeki zarfı ne yaptıysak alamadık. Doktor içeride…” dediği an Adem arkadaşını geriye doğru ittirip içeriye izin almadan girdi. Sanem ağlama krizine girmiş bir halde çırpınıyor doktorun yapmaya çalıştığı sakinleştiriciyi vurmasına izin vermiyordu.

“Bırakın beni, bırakın…” diye çırpınırken yanında bulunan kızlar onu sakinleştirmeye çalışıyor ama başarılı olamıyorlardı.

Adem içeriye girdiği andan itibaren gördüğü manzara karşısında şoka uğramıştı. Sanem’in iki kolundan arkadaşları tutmuş çırpınışlarının şiddetini azaltmaya çalışıyorlardı. Adem daha fazla bu manzaraya dayanamadı ve koşarak kızın yanına gitti. Önce doktoru sertçe tutup geriye doğru çekerek ittirdi. Sonra kızın dizlerinin önüne çöktü. Elleriyle yüzünü avuçladı ve kendisini görmesi, gözlerinde takılı kalması için uğraştı.

“Sanem, güzelim bak ben geldim. Sanem, sakin ol, bak bana, bak ben geldim, bak gözlerimin içine .” diyerek onun kendisinde kalmasını sağlamak istedi.

Adem’in kızın kulaklarına ulaşan sesi, onun teninde yayılan sıcaklığı, burnuna dolup taşan kokusuyla kızın çırpınışları kademeli bir şekilde azalırken karşısındaki kişinin gerçekliğini idrak etmek için yaşlarla dolup taşan gözlerini kırpıştırarak görüşünü netleştirmek adına adama daha dikkatli baktı.

“Adem…” dedi hayal olmadığına inanmak, bir rüyada kaybolup gitmediğini delicesine bilmek istiyordu. “Sen, sen gitmedin mi?” dedi tereddütle.

“Seni bırakıp nasıl gidebilirim? Senin olmadığın yerde söylesene ben nasıl nefes alabilirim?” dedi kızın gözpınarlarından akmaya hazırlanan birkaç damlayı da başparmağının uçlarıyla silerken, onun bu hareketiyle kızın bakışları tekrar titreşmeye başladı.

“Adem.”dedi yanındaki kızların kollarındaki engelleyici tutuşundan kurtularak kendisini adamın kollarına attı.

“Nefes alamıyorum Adem, çıkar beni buradan.” Dedi hıçkırıklarını adamın göğsünde serbest bırakırken avucunun içinde sımsıkı tuttuğu kağıt parçası giderek canını yakmaya başlamıştı. O kâğıt parçası kendisini kaybetmesine sebep olmuştu.

Adem hiç kimseye aldırış etmeden ellerini kızın bacaklarının altından geçirip onu kucağına usulca çekti. Herkesin şaşkın bakışları arasında onu odadan dışarıya çıkardı. Tahsin panikle adamın yanına geldiğinde ne olduğunu hala çözememişti.

Hiç kimse Sanem’e ne oluğunu bilmiyordu. Bildikleri tek şey kuryenin teslim ettiği zarfın ardından Sanem’in sinir kriziyle birlikte ağlama nöbeti geçirmesiydi. Adem’in gelişi ile sakinleşen kız yüreğinde çiçekler açtıran adamın varlığı ile ona sığınmıştı. Çektiği acıyı onun göğsünde gözyaşı dökerek azaltmak istiyordu. Adem Tahsin’e bakarak ona güven verircesine “Merak etme ben onunlayım.” Diyerek daha fazla açıklama yapma gereği duymadan kucağındaki kız ile birlikte radyodan çıkmıştı. Herkeste şaşkın bakışlar yer ederken binlerce soru insan beynini meşgul etmeye çoktan başlamıştı.

Loading...
0%