Yeni Üyelik
48.
Bölüm

47. Bölüm

@ugurluay

Saatlerdir gecenin karanlığında bir bankın üzerinde denizi seyreden kız bir nebze olsun sakinleşmiş ama tek bir kelime dahi etmemişti. Adem delirmek üzereydi. Onu bu kadar üzen şeyin ne olduğunu delicesine merak ediyordu? Gözleri kızın elinde sıkıca tuttuğu kâğıt parçasına kayıp gidiyor ama kız anlatmadan da tek bir laf edemiyordu. Onu tekrar üzmek canını yakmak istemiyordu. O odada onun o haline şahit olduktan sonra onu üzecek tek bir sözü ağzına da yüreğine de yakıştıramıyordu. İkili yan yana sahil kenarında gecenin ıssız karanlığında kayalıklara vuran dalga seslerini dinlerken Sanem bu sessizliği bozmuştu.

“Biliyor musun? Bana yıllar önce böyle bir an yaşayacağımı söyleseler asla inanmazdım.”

“Konuşmak zorunda değilsin Sanem.” Dese de deli gibi kızın bu halinin sebebini öğremek istiyordu. “Ne kadar merak etsem de senin anlatarak tekrar üzülmeni istemiyorum.” Bu cümleler ile yanağından akıp giden bir damla yaşı daha silip bakışlarını adama döndürdü. “Bu kadar güzel sevmek zorunda mısın?” dedi titreyen dudaklarıyla.

“Sevilen sen isen güzel sevmemek elde mi Sanem?” Dedi gözlerinin içine içli bir şekilde baktı.

“Sevme Adem, yaralı bir kadını sevme, geçmişini unutamamış ve hala onlarla baş edemeyen kadını sevme.” Dedi kız gözlerini adamdan kaçırıp çok uzaklara baktı.

“Bu da ne demek Sanem?” dedi adamın kafasında o anda başka bir şüphe belirirken yüreğinde kıskançlık bulutları toplanmaya başlamıştı.

“Bu gece elime kurye ile bir zarf geçti. Bil bakalım neymiş?” Adama bakışlarını çevirirken gözyaşlarına inat acı içinde gülmeye başladı. “İçinden yıllar önce bana ihanet eden adam ile bu ihanetin diğer kahramanı arkadaşım dediğim kızın düğün davetiyesi çıktı.”

“Ne?” dedi adam duydukları karşısında hiddetle ayağa kalktı. “Bu nasıl olur?” diye öfke ile homurdandı.

“Dur daha bitmedi, inan ki sadece bu olsa beni etkilemezdi. Asıl benim bu halde olmama sebep Çınar Efendinin yanına yazmış olduğu not.” Dedi ve elinde tuttuğu davetiyenin içindeki notu gösterdi. Adem bir hışımla kızın elindeki davetiye ve notu aldı. Davetiyeyi göz gezdirdiğinde bir hafta sonrasında düğünün Muğla’da olduğunu gördü. Sonra içindeki nota göz gezdirirken okudukları karşısında gözleri irileşti.

“Ben bir tek seni seviyorum. Biliyorum sen de beni seviyorsun. Bu evliliğe bir tek sen engel olabilirsin Sanem, gel ve beni dur dur. Gel ve aşkımıza sahip çık.” Yazan notu eliyle buruştura adam gözlerinden alev alev öfke saçıyordu. “Ulan şerefsiz adiliğin kitabını mı yazdın be?” diyerek arka arkaya ağzına gelenleri sayarken Sanem’in oradaki varlığını çoktan unutmuştu. “Allah belalarını versin.” Diyerek elindeki davetiyeyi de notu da denize fırlattı.

“Bitmiyor, defolup gitmiyorlar hayatımdan. Her şeyi beklerdim ama bu kadar ağırını beklemiyordum. Beni aldattığı kızla evlenip utanmadan bana davetiye gönderdi. O da yetmedi gel engel ol bu nikâha diyor. Sinirlerimle oynamak için her şeyi yapıyor. Yoruldum, artık hayatımdan silinip gitmesini istiyorum.” Dedi gökyüzüne başını döndürüp gözlerini kapatarak bu dileğinin gerçekleşmesi için yakardı. Adem aklına gelen düşünce ile birden kızın yanına oturup onu omuzlarından tutarak kendisine döndürdü ve gözlerine bakmasını sağladı.

“Bana gitmeyeceğini söyle, bu şerefsizisin oyununa gelmeyeceğini söyle.” Diyerek kızın yüzüne haykırdı. Sanem bu soruya bir cevap vermedi. Sessizce omzundan adamın ellerini tutarak indirdi. Biraz yana kayarak bacaklarını kaldırdı ve oturduğu banka uzattı. Kimin göreceğini umursamadan başını adamın dizlerine yerleştirdi. Gözlerini kapattı ve adamın dizlerinde huzuru tatmak istedi. Adem şaşkın bir haldeydi, artık onun vermediği cevabı düşünecek hali kalmamıştı. Eliyle kızın saçlarını okşarken kızın kendisini daha çok kendisine bıraktığını hissetti.

“Çok yorgunum Adem, şu an sadece senin sıcaklığını hissederek gölgende dinlenmeye ihtiyacım var.” Dedi ve kendisini, o an içinde her şeyi bir kenara bırakarak yüreğinin isteğini gerçekleştirdi. Ne gururu, ne geçmişi, ne Çınar ne de Damla… Şu an sadece Adem, şu an sadece yüreğindeki çiçeklerin sahibi olan adamın dizlerinde hissettiği huzur ne azı ne de daha fazlası… İhtiyacı olan tek şey sessizlik… Gerisi ise zaman…

Loading...
0%