@ugurluay
|
“Siz… Siz…” diye odanın içinde bir ileri bir geriye giderek volta atan Tahsin sinirden köpürüyordu. Sanem suçlu küçük bir çocuk gibi başını önüne eğmiş eski patronunun haklı tepkisine boyun eğerken onun kadar suçlu olan Adem Efendi ellerini göğsünün altına birleştirip komedi Show izler gibi gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Ve bu kızın daha da öfkelenmesine sebep oluyordu. Başını yan çevirip adama alttan alta ters bir şekilde baksa da onun bu hareketine hiç de aldırış edecek gibi değildi. “Ben anlamıyorum ya siz ne halt ettiğinizin farkında mısınız?” diye kükredi. “Valla ben hiçbir şey yapmadım.” Diyerek teslim olur gibi ellerini havaya kaldıran Adem kıza sinsi bir bakış atıp “Bu küçük hanım…” dediği sırada kız “Sanem, benim adım Sanem.” Diyerek adamın sözünü sertçe kesti. “Neyse ne, benim gözümde yaptığın hareket ile küçük bir çocuktan farksızsın.” “Ya seni bana sınav diye mi gönderdiler be adam, sen ne ukala, sen ne kendini beğenmiş, ne…” “Ohoooo daha konuşmayı beceremiyorsun gelmiş program yapacağım diye sızlanıyorsun.” “Yeter…” diyerek masaya sertçe vuran Tahsin ikisine de delici bakışlarını fırlattı. “Ama Tahsin abi…” diyen kıza sertçe bakarak “Kızım ben senin işine son vermedim mi? İşe gelmeyen sensin, telefonlarımı açmayan sensin, beni mağdur eden sensin, yetmiyor utanmadan gelip burada canlı yayını basıp kapıyı kilitliyorsun. O da yetmezmiş gibi yayını açıp tüm dinleyicilere rezil ötesi kavganızı dinletiyorsunuz. Siz benim ocağıma incir ağacı mı dikeceksiniz? Derdiniz bu mu yani, yüreğime indirip beni el birliği ile öldürmeye mi niyetlendiniz ulan.” “Allah korusun Tahsin abi.” Diyen Sanem’e kötü kötü baktı. Adem “Bu tartışmanın muhatabı ben değilim.” Diyerek Tahsin’in masasının önündeki koltuklara kızın şaşkınlıkla açılan gözleri arasında gayet rahat bir şekilde yayılarak oturup bacak bacak üstüne attı. “Tahsin abi ben işimi bu herife bırakmam.” Diyerek işaret parmağı ile Adem’i gösteriyordu. Adem “Aaa ne ayıp bu falan, hiç yakışıyor mu küçük hanım.” Diyerek daha da damarına bastı kızın. “Benim adım Sanem, küçük falan değilim ben.” Dediğinde Adem bir kahkaha attı. Tahsin“Geçmiş ola kızım sen o treni kaçıralı çok oldu. Artık senin yerine Adem yapacak programı, hem dinleyiciler de bu durumu hiç yadırgamadı. İşin aslı yokluğun pek de hissedilmedi.” Dediği sırada kızın gözleri ışıldamaya başladı. Tahsin abisinin sözleri dokunmuştu yüreğine. Hüzün tomurcukları gözlerinde yaş olarak çiçek mi açmaya başlamıştı? Adem, Tahsin’in abartılı tepkisinin önünü kesmek adına “Tahsin abartma istersen, geldi geçti. Küçükhanım da yaptığı hatanın farkındadır öyle değil mi?” dedi uyarır tonda çıkan sesi canının sıkılmaya başladığını hissettiriyordu. Sanem, hareketsiz, hissiz öylece bakakalmıştı. Tam ağzını açıp cevap verecekken içeriye giren bir çalışan “Tahsin abi olanlara inanamayacaksın.” Diye heyecanla patronuna döndü. “Ne oldu? Ne var?” “Abi Sanem ve Adem’in tartışmasının ardından dinleyiciler mesaj yağmuruna tuttu. Resmen radyoya mesaj ve yorum yağıyor. Bu iki deliyi bir arada görmek istediklerini yazmışlar.” “Ne?” diye haykırdığında “Sen ciddi misin? Getir bakalım şu mesajları.” Dedi. “Al abi tüm mesajların ve yorumların çıktılarını aldım. Şaştım kaldım doğrusu, ben eleştiri yağmuru beklerken bildiğin beğenilerde tavan yaptık.” Tahsin, elemanın getirdiği kağıtları incelerken adeta küçük çapta bir şok yaşadı. “Bu nasıl olur?” diye kendi kendine söylenirken gözü bir Sanem’e bir de Adem’e takılıyordu. Az önce ikisine de bağırıp çağırırken şimdi ne diyecekti ki? Yorumlara göz atarken herkesin hemen hemen aynı fikirde olduğunu gördü. Bu iki deliden program yapmalarını istiyorlardı. İstiyorlardı istemelerine de bu iş nasıl olacaktı? Elindeki kâğıtlarla masasına doğru ilerledi. Koltuğuna oturup derin derin düşündü. Sonra ikiliye dönüp “Size bir teklifim var.” Dedi. Adem’in kaşları çatılmış Sanem ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. “Sanem sen hala bu radyoda çalışmak istiyor musun?” “Evet Tahsin abi istiyorum.” Dedi bin bir umutla adamın gözlerinin içine baktı. “Peki Adem sen?” dedi biraz çekinerek sormuştu. “Sen nereye varmaya çalışıyorsun Tahsin?” “Bakın bu işi şu şekilde çözeceğiz. Her şeyden önce bunu bana ikinizde borçlusunuz. Size iki ay çalışma imkânı vereceğim. Birlikte bir program yapacaksınız? Konunuzu ben belirleyeceğim. Ve siz o gece karşılıklı olarak bu konu hakkında sohbet ederek konuşacaksınız. İki ay sonunda kim daha iyiyse burada o kalacak ve diğeri ile de yollarımızı ayıracağız. İki ay boyunca her program sonunda da anket yapacağız. En iyi olan, en çok oy toplayan burada kalmaya hak kazanacak.” Dedi. “Ben bu adamla program falan yapmam.” Diyerek gitmek için kapıya yönelen Sanem’in ardından “Ne o kaçıyor musun?” diyen Adem’in sesi yankılandı. “Anlamadım. ”diyerek adama döndü. “Tabi sana da hak vermek lazım kazanamayacağını bildiği savaşa girmemeli insan. Senin böyle bir teklifi kabul etmen, bile bile lades olman demektir.” “Sen şimdi benim seni alt edemeyeceğimi mi söylüyorsun?” dedi ve bir iki adım attı. Adam oturduğu yerden kalktı yavaş adımlarla tam onun önüne geldi. Başını aşağıya eğdi ve göz hizasına geldi. Bakışları buluştuğu an “Söylemiyorum bunda eminim? Söylesene bana az önce radyoyu basan, hayalleri için savaşan kızı ne çabuk korkularının zindanlarına mahkûm ettin.” “Çok kolay değil mi? Tanımadığın her insan hakkında, yaşamadığın her şeyle ilgili konuşmak, palavra sıkmak çok kolay değil mi? Davulun sesi size uzaktan çok hoş geliyor Adem efendi. Beni tanımıyorsun, neler yapabileceğimi bilmiyorsun, sen sadece boş konuşuyorsun.” “Öyle mi?” “Öyle.” “O zaman kabul et de görelim. Ne demeye duyduğun anda mücadele etmek yerine kaçmayı seçiyorsun? Sevdiğin ortamda mücadele etmek kolaydır asıl mesele sevmediğin ortamda istemediğin insana karşı yaptığın mücadeledir. Asıl mücadele budur. Tabi sen de o yürek var mı? İşte orası meçhul…” “Tahsin abi…” dedi adamdan gözlerini çekmeden “Kabul ediyorum. Birisinin bu adama haddini bildirmesi gerekiyor. Hayattan da benden de öğreneceği çok şey var.” Dedi. Adem meydan okumasına kızın anında karşılık vereceğini çok iyi biliyordu. Gözlerini hiç kaçırmadı. Tahsin yanındaki elemanına baş işareti yapıp “Biz hazırlıklara başlayalım.” Diyerek odadan çıktılar. Adem ve Sanem hareketsiz bir şekilde birbirlerine bakıyorlardı. İkisi de önce diğerinin çekilmesini bekliyordu. Ama ikisinin de buna pek niyetleri yoktu. Adem daha fazla dayanamayıp elini genç kıza uzattı. “Bence bu kadar gerginlik yeter. Adam akıllı tanışmaya ne dersin ortak? Ben Adem.” Diyerek elini kıza uzattı. Sanem bir kendisine uzatılan ele, birde anlam veremediği bakışların sahibi adama baktı. “Ortak ?”dedi gözlerini kısarak adama baktı. “Evet, artık birlikte çalışacağız.” “Sana daha güzel isimler takabilirim. Mesela fırsatçı, rakip, ukala, kendini beğenmiş ve daha niceleri ama asla ortak demem. Çok şey öğreneceksin Adem Efendi, en çok da benim kim olduğumu öğreneceksin.” Dedi ve kendisine uzatılan ele sertçe vurarak kapıya doğru yöneldi. Öfke içinde alev almıştı. Bu adam onun öfkesine tavana çıkarıyordu. Adem kapıdan çıkıp giden kızın ardından keyiflice bakarken dili fısıltı halinde “Öğreniriz Sanem Hanım, hem de büyük bir zevkle.” Dedi. Ellerini ceplerini yerleştirip derince bir nefes çekti. Gözlerini istemsizce kapatarak “Gerçeğini hissetmek bambaşkaymış…” diyerek fısıldadı. |
0% |