@ugurluay
|
Sanem “Bu ne böyle?” diyerek işaret parmağıyla önünde duran kocaman fanusu işaret etti. Haftalar sonra ilk iş günü için radyoya geldiğinde masasının üzerinde içi kartlarla dolu büyük bir fanus görmeyi hiç beklemiyordu. Adem gayet umursamaz bir şekilde ellerini ceplerine yerleştirdi ve omuzlarını silkeleyerek “Tahsin’in işleri…” diyerek ifadesiz bir halde kıza karşılık verdi. “Tahsin’in işleri derken?” Kaşlarını havaya kaldırıp hesap sorarcasına adama baktı. “Şimdi şöyle oluyor küçük hanım.” Dediği an kız sertçe sözünü keserek “Sanem arkadaşım, benim adım Sanem. Biliyorum aklın kıt biraz ama ismimi de aklında tutabilecek bir zekâya sahip olmanı umut ediyorum.” “Bakıyorum da bütün sivri dilimizi kuşanıp gelmişiz.” “Bana bak Adem.” “Vay sende ilerlemeler görüyorum, demek ki adım ile de bana hitap edebilecek kabiliyete sahipmişsin. Gözlerimi yaşartıyorsun.” “Adem…” Hiddetle bağırdığı an yerinde küçük çocuklar gibi tepinmek istiyordu. Bu adam kızın tüm ayarlarıyla oynuyor adeta kontrolünü yitirmesine sebep oluyordu ve bu Sanem’in hiç hoşuna gitmiyordu. “Tamam.” Diyerek ellerini teslim olurcasına havaya kaldıran adam “Tamam uzatmayalım yayına on beş dakikamız kaldı.” Dedi. “Eee o zaman bir zahmet anlatsan artık bu fanusun ne için benim masamın üzerini işgal ettiğini?” “Şimdi şöyle oluyor küçük hanım…” dediği an Sanem’in konuşmasına izin vermeden “Pardon Sanem hanım.” Diyerek düzeltti ve devam etti. “ Tahsin iki ay boyunca program yapacağımız tüm konuları buraya yazıp atmış. Her gece canlı yayında bir kart çekeceğiz ve gecenin tartışma konusunu öğreneceğiz.” “Nasıl yani? Tahsin abi bize daha önce hazırlanmamız için zaman vermeyecek mi?” “Hah işte asıl kırılma noktası da burada.” “Neymiş o kırılma noktası Adem Efendi.” Adını kızın ağzından kinayeli bir şekilde duyduğunda adamın dudakları keyifle yukarıya doğru kıvrıldı. “Şöyle ki kimin daha iyi olduğu ortaya çıkacak? Tamamen doğaçlama bir program olacak ve bu geceden sonra iki ay boyunca radyonun sosyal medya hesabında ikimiz adına bir anket devam edecek. Kim ki bu anketi kazanacak diğeri için iki ay sonra ayrılık çanları çalacak ve ona yol görünecek.” “Yani gitme hazırlıklarına başladım diyorsun.” Adam kızın kendinden emin bu sözlerine kahkaha ile karşılık verdi. “Kusura bakma da çok erken konuşuyorsun.” “Bana bak Adem…” dediğinde bir adımla adamın dibine kadar geldi işaret parmağını yüzüne doğru salladı. “Bakıyorum Sanem söyle…” dedi kızın gözlerinin içine işlercesine bakıyordu. Sanem onun gözlerinin bebeklerinin titrediğini gördüğünde bir an bocaladı. İkisi de bu kadar yakınken gözlerden akıp giden manalar Sanem’in duvarlarına sertçe vurup bir bir yere dökülüyordu. “Seni dinliyorum Sanem.” Diyen adamın sesi ile bir an irkilen kız ne kadar uzun süre bu yakınlıkta olduğunu fark edemedi. Bir an gözlerini kaçırıp ansızın adamdan uzaklaştı. Bir eli ile yüzünü sıvazlayıp diğer elini beline yerleştirerek adama sırtını döndü. Adem başını öne eğerek sağa sola sallarken yüzünde derin bir gülümseme oluştu. “Şey, peki tartışma konusunda aynı fikirde olursak ne olacak?” dedi kekelememek için zorlansa da bocaladığını adam fark etmişti. Kız ona sırtını dönmüş gözlerine dönüp bakmaktan çekiniyordu. “Sence bu mümkün mü Sanem?” “Ne?” diyerek birden ardındaki adama kaşları çatık halde döndü. “İki günlük seni tanımış olma tecrübeme dayanarak söylüyorum ki seninle aynı fikirde olmamız pek de mümkün görünmüyor. Yani bu olursa ancak bir mucize gerçekleşir.” Dedi. “Sen?” dedi dişlerini sıkarak tıslarken devamını getirmeye terbiyesi müsaade etmemişti. “Ben…” dedi Adem bir iki adımda kızın dibine kadar geldi ve yavaşça kızın kulağına doğru eğildi. Gizli bir sır veri gibi sıcak nefesini ona bahşederken “Seni çok iyi tanıyorum değil mi?” diye devam etti kısık bir sesle. Onun bu ani yakınlaşmaları kızın hazırlıksız yakalanmasına sebep oluyor, nasıl davranacağını bilememesine yol açıyordu. Sanem hareketsiz taş kesilmiş bir bedenle öylece kala kaldı. Adem varlığını kızdan usulca çekerken eline aldığı fanusla kapıya doğru yöneldi. Tam kapıdan çıkarken aklına yeni bir şey gelmiş gibi ona dönme gereği bile duymadan “Ha bu arada yayına beş dakika kaldı acele etseniz iyi olur Sanem Hanım.” Dedi. Kızda bıraktığı etkiyi hisseden adam tek bir söz daha etmeden ağır adımlarla yayın odasına doğru yöneldi. Ardında az önce ne yaşadığını idrak edemeyen bir Sanem bırakarak öylece umursamaz bir havada çıkıp gitmişti. |
0% |