@ugurluay
|
“Evet karanlık gecemize ışık saçan kocaman yürekli misafirlerimiz hoş geldiniz. Yine ama yeni bir programla buradayız. Dün gece yaşadığımız aksiyonlu anlardan sonra yenilenmiş bir formatla karşınızdayız. Yanımda tahmin ettiğiniz üzere Sanemsi Ezgilerin sunucusu burada, hoş geldin Sanem…” Dedi ona çapkınca göz kırparak. Sanem bu adamın tavırlarına, konuşmalarına giderek sinir oluyordu ama şu an her şeyi unutup programa odaklanmalıydı. Hayatını devam ettirebilmesi için bu işe gerçekten ihtiyacı vardı. Ve tüm hünerlerini sergileyip onu oyun dışı bırakmalıydı. “Hoş geldiğim doğru da hoş bulmadığım kesin Adem.” Meydan okurcasına karşısındaki adama doğru öne eğilerek sinsi bakışlarını fırlattı. Bu hareket adamı öfkelendirmek yerine daha da keyiflendirdi. “Duyuyorsunuz değil mi? Hemen nasıl da tırnaklarını çıkararak savunmaya geçti. Bu kız fena, adeta süpürgesi olmayan bir cadı…” diyerek bir kahkaha atmaya başladı. Sanem adamın verdiği tepki karşısında deliye dönmüştü ama belli etmemek için elleriyle yumruk yapıp canının acısına aldırış etmekten sıktırmaya başladı. “İstersen dinleyicilerimize biraz yeni programımızın formatından bahsedelim Adem.” Diyerek işine bak dercesine uyarı dolu bir bakış fırlattı. “Evet dostlar kısa bir süreliğine sizin de benimde katlanmanız gereken eziyet söz konusu, malum Adem ile bir program yapacağız ve sizi temin ederim ki bu kısacık bir süreyi minumuma indirmek için elimden gelenin kat be kat fazlasını yapacağım.” “Duyuyorsunuz değil mi? Bu kız benim cazibeme kapılıp gitmekten delicesine korkuyor.” “Adem…” diyerek yapmacık bir gülümseme ile sıktırdığı dişleri ile sus artık dercesine tısladı. Adem “Her neyse sevgili dinleyenler lafı fazla uzatmadan kısa ve öz anlatıyorum. Yeni programımızın adı SADEM, Sanem’in sözleriyle demlenecek Adem…” dedi kızın gözlerinin içine bakarak tane tane söyledi. İki ay boyunca doğaçlama bir program gerçekleştireceğiz. Biz de sizinle birlikte tartışma konularını öğreneceğiz. Değil mi Sanem?” dedi konunun devamını ona pasladı. “Evet Adem, bu süre boyunca da radyomuzun sosyal medya hesabında SADEM adına açılmış olan ankete katılarak kimin daha iyi olduğunu sizler belirleyeceksiniz. Ve burada kimin kalacağınıza sizler verdiğiniz oylar ile karar vereceksiniz. Hadi bakalım sevgili dinleyenler birilerine köpeksiz köyde değneksiz gezmek ne demekmiş gösterme zamanı…” “Yalnız yönlendirmeler adaleti saptırır Sanem.” “Birileri korkmaya başladı sanki.” Diyerek sandalyesinde geriye doğru yaslanarak keyiflendi. “Korkmak.” Dedi öne doğru eğilen adam “Bu kelime benim hayatımdan çıkalı çok uzun zaman oldu Sanem. Ben daha çok senin için üzülüyorum. Onca uğraşacaksın ve puf…” dedi elinde hayali bir şey üfler gibi “Ve onca çabalamana rağmen elinde hiçbir şey kalmayacak.” Dedi kendinden emin bir şekilde. Sanem onun sinir bozuculuğunu görmezden gelip “İstersen biraz da gelen mesajlara göz atalım .” Diyerek önünde duran ekrana baktı. Bilinçsizce “ İstanbul’dan Bekir’den bir mesaj var. Adamın dibisin Adem abi…” diyerek bir dinleyicinin mesajı dilinden dökülüverdi. Adem “Eyvallah koçum.” Diye karşılık verdiğinde, Sanem yaptığı hatanın fakına vardı ve yüzü ansızın bozuldu. Adem bunu fark etti onun söze girmesine izin vermeden “Evet SADEM dinleyicileri sıradaki parça bizi destekleyen herkese gelsin. Şarkının hemen ardından bu gecenin konusunu birlikte çekeceğiz. Bakalım neler olacak? Gecenin sessizliğinde kulaklarınıza eşlik eden şarkıları dinleyerek bizi bekleyin. Hiçbir yere kaybolmayın…” diyerek müziği yavaş yavaş arttırdı. “Hazır mısın?” diyerek kıza baktı. “Neye?” “Of Sanem programa biraz odaklansana, küçük çocuklar gibi mızmızlanman beni şaşırtıyorsun?” “Ne demek istiyorsun sen?” “Demek istediğim şu silkelen ve kendine gel, her şeyi bir kenara bırak ben güçsüz bir rakip değil dişli bir rakip ile mücadele etmek istiyorum. Diğer türlüsü çok kolay olur ve bu gidişle sen iki ayı bile bulamadan burada barınamayacaksın farkında mısın?” “Adem bu uyarıyla sen bana şimdi iyilik mi yapıyorsun?” “Hayır, ben adil olmaya çalışıyorum. Kolayı sevmem zoru seçerim ve sen benim için zorlu olacaksın.” dedi göz kırparak. “Bu da ne demek?” dediği an Adem ona susması gerektiğini ve yayına geçeceklerinin işaretini yaptı. Şarkı bitmiş, yayın tekrar başlamış ama Sanem’in kafasında binlerce soru uçuşmaya başlamıştı. Her şeye rağmen Adem’i dinlemeliydi. Onu sevemese de adam haklıydı. Herkesi ve her şeyi bir kenara bırakıp kendini nefes alabildiği bu stüdyonun atmosferine bırakmalıydı. “Evet sevgili dinleyenler küçük aramızın ardından şimdide geldik gecenin konusunu seçmeye. Hazır mısınız? O zaman bu şerefi ben izninizle sevgili partnerime bırakmak istiyorum. Seç bakalım Sanem çok merak ediyorum bu gece başımıza nasıl bir iş açacaksın?” Sanem elini fanusun içine attı. Biraz karıştırıp içinden bir kart seçti. Kartı yavaşça açıp Adem’in gözünün içine baktı. “Bu gece ki konumuz evlilik aşkı öldürür mü?” dedi. “Ooo konu evlilik ve aşk çıktı. Bakalım bu iki ucunda da keskin bıçak olan konunun ardından hangimiz sağ kurtulacak. Evet gençler ve ruhu genç kalanlar sizler bu sorunun cevabını bize mesaj olarak atmaya başlayın bakalım. Sizce evlilik aşkı öldürür mü?” dedi ve bir şarkı arası daha verdi. “Allah kahretsin! Tahsin abi bula bula bunu mu bulmuş?” diye homurdanarak elindeki kâğıdı paramparça edip masaya fırlatırken elleriyle yüzünü sıvazladı. Adem onun bu tepkisini gözlerini kısıp elleriyle ona göstermeden yumruklarını sıkarak tepki verdi. “Ne o? Bu konu seni neden bu kadar zorladı böyle?” dedi. Sanem ellerini yüzünden yavaşça çekti ve ona kaşları çatık bir halde baktı. Ne diyecekti ki ona? Bir şerefsizle evlenmekten kıl payı kurtulduğunu mu? Kaçarcasına geri döndüğünü mü? Sırf bu yüzden ailesiyle görüşmediğini mi? Adamın ateşler saçan bakışları arasında kavrulmamak için kendisini fersah fersah uzağa atmaya çabalıyordu. Adem ondan cevap beklese de kızın ona verecek henüz bir cevabı, daha onun için el olan bir yabancıya anlatabilecek gücü ve cesareti yoktu. |
0% |