Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.BÖLÜM

@ugurluay

4.BÖLÜM(***Masalsı Manzara***)

“Hayat ile flört müydü gözlerinde gördüğüm?

Yıldız damlacıkları mıydı bakışlarında hissettiğim?

Çorak topraklarımı, nisan yağmurunla sulamaya mı geldin ahu bakışlım?”

Umut gözlerini şaşkınlıkla açmış etrafını inanamaz bakışlarla süzüyordu. Gördüğü aklının ona bir oyunu gibiydi. Şimdi hayretle kızın yüzüne bakıyordu. Bu kız onu nasıl bir yere getirmişti böyle. Bahçesi rengârenk çiçeklerle doluydu. Bahçenin tam ortasında ulu bir ağaç yükseliyor tam altında ise S biçiminde upuzun koltuk yer alıyordu. Koltuğun üzerinde bahçedeki çiçeklerin ahengine uyumlu rengârenk yastıklar bulunuyordu. Hayran olmamak elde değildi. Adı pansiyon olsa da gizli bir cennet gibiydi. Sanki Umut için saklanmış yeryüzünde saklı bir cennet gibi gizlenmiş ve Umut’un gelip onu bulmasını bekliyormuş gibiydi.

“Nasıl beğendin mi?” diyen genç kız arkasında kalmış olan Umut’a bir anda dönerek onun yüzündeki ifadeyi yakalamak istedi. Umut’un yüzünde gördüğü memnuniyet ışığı onun da dudaklarının yukarıya mutlulukla kıvrılmasını sağladı. Daha yeni tanımış olsa da üzerine vazife olmasa da bu hüzün dolu bakışlara sahip adamı mutlu etmek istiyordu. İçinde dolup taşan bu isteği bir türlü bastıramıyor, kendine engel olamıyordu. Bakışlarındaki gerilimi yok edip onun yerine sevinci sonsuza kadar bağlamak istiyordu. Umut’un yüzündeki ifade genç kızın da yüzünü güldürdü.

“Burası nasıl bir yer böyle?” diyen Umut şaşkınlıkla Beren’ e baktı.

“Burası bizim bir tanıdığımızın pansiyonu. Sahibi çok tatlı bir teyzedir. Masalsı bir manzaraya sahiptir. İnsana güven ve huzur veren bir atmosferi vardır. Senin de şu an tam da buna ihtiyacın var. Yani ben en azından böyle düşünüyorum.” Diyerek ona tatlı tatlı gülümsedi. Kendinden o kadar emin konuşan genç kızın tavrına, güven dolu cümlelerine hayran kalırken onun bahçe içerisinde heyecanlı küçük bir çocuk gibi salınarak yanı başından esip geçmesi ve ardında kokusunu bırakması Umut’un başını döndürmeyi başarmıştı. Aklı çoktan hiç beklemediği yerlerde başka diyarlarda efsunlu bir kokunun girdabında yok olmaya başlamıştı. Hızlıydı belki hissettikleri ama bu ömrü hayatında hissettiği ilk ve belki de tek gerçek şeydi. Başı dönsün, kaybolsun, yok olsun neye yarardı.

Umut şaşkındı, bu kız nasıl biriydi böyle, daha onu tanıyalı ne kadar zaman oldu ki? Onun ruhunu nasıl böyle anlayıp istediğini ona karşılıksızca verebiliyordu? Hayat ile flört gibiydi gözlerinde gördükleri, yıldız damlacıklarıydı bakışlarında hissettikleri, çorak topraklarına zamansız bir nisan yağmuruyla, huzuru sulamaya gelmiş gibiydi sanki.

Umut “Daha önce hiç böyle bir yerde kalmamıştım.” dedi, tüm içtenliği ile çevresini incelerken.

“Tahmin etmiştim. O yüzden seni böyle bir yere getirmek istedim. İtiraf et sen şu yıldızları bol olan kasıntı ve bir o kadar da sıkıcı otellerin adamısın değil mi?” İçten bir şekilde düşüncesini dile getirirken bir o kadar da rahattı. Böyleydi Beren, içinde saklayamazdı hiçbir şeyi, neyse oydu. Maskeler, gereksiz iltifatlar, yalakalıklar, çıkarcılık, iki yüzlülük ona göre değildi. Ne kendisi davranır ne de çevresindeki insanların böyle davranmasına izin verirdi. Kendisi gibi olmayana, yanlış hareketlerde bulunana her zaman gidecekleri bir açık kapı bırakırdı. İstemediği yerde durmadığı gibi istemediğini de barındırmazdı yanında. Dürüstlük ve doğruluk onun vazgeçilmez ilkeleri, olmazsa olmazlarıydı.

“Sana daha önceden hiç şaşırtıcı olduğunu söyleyen oldu mu?” diyen adam onun bu dobra hallerinden hoşnut bir şekilde dudakları yukarıya doğru kıvrılırken, ellerini göğsünün altında birleştirip onu göz ucuyla süzüyordu.

“Bilmem, söyledilerse bile dikkat etmemişim demek ki…” Dedi umursamaz bir şekilde omuzlarını silkerken gözlerini devirmeyi de ihmal etmedi.

“Hadi seni odana yerleştirelim de sonra neler yapabileceğine bir bakalım.” Kapıya doğru yöneldiği anda arkasından bir anda yükselen ses ile yerinde hareketsiz kaldı. Az önce keyifli olan adamın sesi birden sertleşerek yükselmiş ve bu Beren’i şaşırtmıştı.

Umut “Peki sen?” diye haykırmıştı adeta. İstemsizce dökülmüştü belki dilinden kelimeler. Umut, Beren’in kendisini yalnız bırakacağını duyduğu an bir anda paniğe kapılmış ve yaptığı en iyi iş olan öfkesine yine kurban olmuştu. Saman alevi gibi parlayan ve öfkesini dizginliklemekte zorluk çeken Umut’un başına yine aynı şey gelmişti. Ama tuhaf olan bu huyu hep sevdiklerine karşı yükselişe geçerken şimdi birkaç saattir tanıdığı bir kıza karşı yükselişe geçmek onun akıl ve mantığına uyan bir hareket değildi. Umut iyice tutarsızlaşmıştı.

Beren yavaşça arkasında bıraktığı adama döndüğünde onun çatık kaşları ve allak bullak olmuş yüzü ile karşılaşmayı hiç mi hiç beklemiyordu. Titrek bir ses ile konuşurken“Ben ne?”dedi yüzünde donup kalan yapmacık gülüşüyle.

“Sen yanımda olmayacak mısın?” Tok sesi ortama düşerken gözleri alev saçıyordu.

“Hım, sanmıyorum. En iyi doktor bile hastasına tedavi yöntemini söyleyip hastasının yanından ayrılır. Bende sana burada neler yapman gerektiği hakkında bilgi vereceğim sonra doktorun yanından ayrılacak.” Şimdi Beren’de taviz vermez bir şekilde sertçe konuşmasını sürdürdü. Umut bu durumdan pek hoşlanmadı. Kızın tavrı ve dikleştirdiği omuzları, havaya kaldırdığı burnu karşısında derin bir nefes alıp verdi ve sesini biraz daha yumuşatarak yüzüne çarpık bir gülümseme ekleyerek konuşmaya başladı. “Aslında benim iyi bir rehbere ihtiyacım var.”dedi sanki az önce esip gürleyen kendisi değilmiş gibi şimdi ona çapkınca gülümsüyordu. Beren anlamaz bir şekilde gözlerini kısarak ona bakıyordu.“Nasıl yani?” Umut’un bu duygu değişimlerini içten içe çözümlemeye çalışsa da şu an için bunu başarabileceğini hiç sanmıyordu.

“Bak Beren, açık konuşuyorum yardıma ihtiyacım var. Kötü şeyler yapmaktan korkuyorum. Sen iyi bir insansın, yardım isteyen bir insandan kendini esirgemezsin değil mi? Yardım elini tanrı misafiri olarak kapına gelmiş birinden esirgemezsin değil mi?” Acınası bir halde konuşurken Beren’in en zayıf damarına dokunduğunu bilmeden gözlerini masumca hayır diyemeyecek kızın bakışlarına mahkûm ediyordu. Umut’un bu hali Beren’ in çok hoşuna gitmişti. Nasıl olduğunu bile anlayamamıştı ki ağzından “ Tamam.” diye bir kelime çıktı.

“Anlaştık o zaman, ne yapıyoruz şimdi ahu bakışlı kız.” Küçük bir çocuk gibi ellerini birbirine vurup ovuştururken az önceki halinden eser kalmadı. Duygu değişimlerinin çok hızlı olduğunu fark etse de bu hali Beren’i güldürmeye yetti.

“Ahu bakışlı mı?” Gülmesine engel olmaya çalışsa da son söylediği kelimelere yapmacık bir kızgınlıkla kaşlarına çatmaya çalışırken sesi hesap sormakta zorlanıyordu.

“Evet, isminden daha çok yakıştı bak bu sana.”

“Bence senin bana ihtiyacın yok. Baksana sen gayet iyisin. Kendi başına da iyi idare edebileceğini düşünüyorum.”

“Tamam, tamam.” Dedi iki elini havaya kaldırarak teslim olur gibi bir hareket yaptı. “İstemezsen söylemem ama itiraf etmeliyim ki çok farklı bir bakışın var.”

“Neyse bu konuyu kapatsak iyi olacak, benim şimdi restorana geri dönüp işlerimi halletmem lazım. Sende odana yerleş, yol yorgunusun biraz dinlen. Sonra haberleşiriz.”

“Peki, anlaştık ama…” Bir eli belinde bir eli başında işaret parmağı ile saçlarını karıştırırken aklı bir şeye takılmış gibiydi.

“Yine ne oldu?”

“Sana nasıl ulaşacağım?” Yeni bir şey bulmuş gibi heyecanı gözünden okunuyordu. Koskoca adam şimdi bu minyon tipli kızın karşısında şekilden şekle girmeye başladı.

“Hım, şöyle yaparız. Kendini iyi hissettiğinde restorana gelirsin. Sonra duruma göre karar veririz.”

“Telefon numaranı versen daha kolay olurdu aslında. Malum teknoloji çağına gireli çok oldu. Telefon diye bir alet icat edildi. Hani haberleşme, iletişi gibi şeyler var insanoğlunun arasında…”

“Maalesef, Türkiye’ye daha yeni döndüm. Burada kullandığım bir numaram yok. Şansına küs artık.” Diyerek adamın cümlelerine kahkaha atmaya başladı.

“Nasıl yani ?”

“Bence sen bugün için yeterince soru sordun, ben de gerektiğinden fazla cevapladım. Ooo saat kaç olmuş benim şimdi çıkmam lazım sonra görüşürüz.” Diyerek cevap bile beklemeden kendini dışarıya koşar adım attı. Umut ise şaşkın bir şekilde bakakaldı. O Türkiye’ye yeni döndüm mü demişti? Nereden dönmüştü ki?

Loading...
0%