@ugurluay
|
3.BÖLÜM(***Hali Başka***) “Hali başkaydı gözlerinin. Es geçemedim huzur sardığın bakışlarını. Bir nefes öteye gitmene izin veremezdim ki artık. Tatmadığım, yeni farkına vardığım bir şeyler vardı sende. Tanıdık ama bir o kadar da yabancıydın sen bana.” Umut, dalgın dalgın önüne gelenleri didikliyordu. Beren, bunu fark edip yanına yavaşça yaklaştı. Bu adam bir tuhaftı, yanına gittiğinde farklı bakıyor ondan uzaklaştığında derinlere tekrar dalıyordu. Huzursuzluğu belli ki içinde baş edemediği amansız mücadeledeydi. Üzüldü Beren adamın haline, yardımcı olmak istedi kendince. “Beğenmediniz galiba” diyerek yüzüne endişe dolu bir merakla baktı. “Ne?” dedi boş bulanarak ağzından çıkan kelime biraz da sert çıktı. Daldığı düşüncelerden sıyrılıp birden irkildi. Gözlerini çevirdiğinde ona farklı bir duygu hissettiren ışıl ışıl parlayan bakışları ile karşılaştı. Umut, karşısında adını bile bilmediği ama kendini iyi hissettiren kızı gördüğü an az önce mücadele ettiği düşüncelerden bir anda kurtulmuştu. Tuhaftı. Anlamsızdı ama hissettiği şeyler iyiydi. Hatta tahmininde ötesindeydi. Beren “Yemeğinizi diyorum, beğenmediyseniz başka bir şeyler hazırlatabilirim.” Dedi. Ellerini göğsünün altında birleştirip ondan bir cevap almak adına bir kaşını havaya doğru kaldırdı. “Yok, beğendim, teşekkür ederim. Ben sadece ne yapacağımı düşünüyordum. Sadece…” dedi gözleri hüzünlü, hali tavrı ise çaresizlik içerisinde ne yapacağını bilemez bir durumdaydı. “Buraya ilk defa mı geliyorsunuz?” Beren, ellerini iki yanına serbest bırakırken şimdi meraklı bakışlar ile sorguluyordu karşısındaki adamı. “Evet, benim için plansız bir tatil oldu. Oturmaz mısınız?” Elini karşısındaki sandalyeye doğru oturması için uzatan Umut, her ne kadar genç kız ile yeni tanışıyor olsalar da içini onun oturmama ihtimali ile büyük bir korku sarıp sarmalamıştı. Beren bir sandalyeye bir de adamın umut dolu gözlerine baktı. Bir an tereddüt yaşayarak “Ben, şey…” dedi kekeleyerek. Eli saçına gitti. İstemsiz olarak saçını düzeltmeye çalıştı. Elini ayağını nereye koyacağını bilemedi. İçi titredi ve anlamsız bir heyecan kapladı yüreğini. Neler oluyordu böyle? Beren heyecanlanmazdı ki, hem de bir erek karşısında asla… “Lütfen, yardıma ihtiyacım var. Buralı olduğunuzu varsayıyorum. Yolunu kaybetmiş birine yardım etmeyecek kadar vicdansız olduğunuzu düşünmemiştim.” Beren biraz daha tereddüt etti. “Pekala.” Dedi. Masaya oturarak hiç yapmayacağı bir şey yaptı. Bu genç adamda kendini çeken bir şeyler vardı. Ne olduğunu bilmese de ona yardım etme isteği yüreğinde tahmini imkânsız hareketlenen bir volkan haline dönüşmüştü. İşte sırf bu yüzden daha fazla düşünmeden ve sorgulamadan sandalyeye oturdu. “Benim adım Umut.” diyerek elini uzattı. Beren de aynı sıcaklıkla elini uzattı. “Benim adım da Beren tanıştığıma memnun oldum,” dedi ve sıcacık gülümsedi. “Şimdi durum analizi yapalım ve size biraz yardımcı olalım.” diyerek Umut’a muzırca bir göz kırptı. Umut, başlarda biraz gerilse de kızın sıcak tavrı karşısında kendini daha rahat hissetmeye başladı. “Peki, Beren Hanım söyleyin bakalım nasıl bir durumdayım.” “Şimdi Umut Bey, hiç hesapta yokken, plansız bir tatile çıktınız. Bu öyle bir tatil ki nereye gittiğinizi bile bilmeden kendinizi tanımadığınız yollara attınız. Tahminlerim de yanılmıyorsam bunu sebebi bir kadın. Özel bir kadın… Yanılıyor muyum?” Gözleri genç adamı sorgular gibiydi. Kaşlarını çatmış karşısındaki adamın da yüz ifadesindeki değişimleri takip ediyordu. Umut şaşırmış olsa da bunu belli etmemeye çalışarak konuşmaya başladı.“Güzel analiz. Peki, benim durumumdaki biri için şimdi ne önerirsiniz.” Bu kızla konuşmak içten içe onu rahatlatmış üstüne birde hoşuna bile gitmeye başlamıştı. “Çok basit.” Dedi ve sandalyesinde geriye doğru yaslandı. Bir elini sandalyesinin arka tarafına yerleştirip gayet keyifli bir sesle “Anın tadını çıkar, burası kapanacak yaralar için güzel bir yerdir.” Diyerek bir eli dışarıyı gösterdi. Umut şaşkın bir halde kıza bakarken “Nasıl yani?” dedi. “Kısacası yaşamaya devam et. Hiçbir acı geçmeyecek kadar can yakmaz. Yani acın seni öldürmez sadece geleceğe daha sağlam bakmanı sağlar.” “Uzaktan konuşmak kolay geliyor. Her şey o kadar basit değil.” Dedi kaşları çatık adam. Her ne kadar bu kız ona iyi hissettirse de yaşadıklarını bile bilmeden bu kadar rahat ve pervasız konuşması onu rahatsız etmişti. “Öyle mi?” Ellerini göğsünün altında birleştirip gözlerini kısan genç kız, sandalyesine biraz daha yaslandı. “Öyle.” İtiraz etmeyen ses tonu tek kelime de soruyu cevaplarken yüzü itiraz etmeyen bir tavra bürünmüştü. “Bak, iyi bir insana benzediğin için bu kadar açıklama yapıyorum sana. Hayat, her insanı farklı sınar. Ama şunu bilecek kadar da büyüdüğümü, en azından senin acın karşısında konuşacak kadar hak sahibi olduğumu düşünüyorum.” “Bu hakka sahip olduğunu nereden biliyorsun?” “Küçük yaşta annesini kaybedip bu acıyla baş etmeyi öğrenen bir kız çocuğu olduğum için biliyorum.” Umut’un yüzü bir anda duydukları karşısında allak bullak oldu. Ne demişti o? Annesini kaybeden küçük bir kız çocuğu mu? İşte bu Umut’un asla tahmin etmeyeceği bir cevaptı. Yüreğini öyle bir sıkıntı kapladı ki gözlerinden hüzün bulutları çoktan yerini almıştı. “Şey, ben özür dilerim. Bilemedim.” Dedi huzursuzca yerinde kıpırdanırken ağzından dökülen beceriksiz kelimelerdi tüm bunlar. Ne diyeceğini bilmez bir halde hali tavrı ruh hali gibi birden değişime uğradı. “Özür dilemene gerek yok, bu bir gerçek ve ben bu gerçek ile yüzleşeli yıllar oldu. İnan anne kaybını yaşayan ve bu acıya zor da olsa alışan bir insan olarak konuşuyorum. Ne yaşadığını bilmiyorum ama ben bunu atlatabildiysem sende yaşadığın o acıyı atlatabilirsin. Yüzleş, besbelli kaçmışsın yüzleşmekten ama ne zaman gerçeğinle yüzleşirsen işte o zaman atlatabilirsin.” “Benimkisi atlatmak değil de hazmetmek galiba.” Dedi kendine bile itiraf edemediği gerçeği daha yeni tanıdığı bir genç kıza söylerken derin bir nefes bıraktı. “İşin daha da kolay o zaman.” “Nasıl?” “Bak bu konuda sana yardımcı olabilirim. Tabi eğer istersen?” Beren yine muzırca bir göz kırptı. Ortamda oluşan gergin havayı bir anda silip atmak istedi. Neşesi ile ortama farklı bir huzur getiren genç kız şimdi teklifi karşısında dudakları yukarıya doğru kıvrılan adamı gördüğünde keyfi biraz daha yerine geldi. “Hım, kulağa hoş geliyor.” Umut ellerine göğsünde birleştirerek keyifle cevap verdi. “Tamam, o zaman önce şu önünde eziyet ettiğin yemeğini ye, bende içerideki işlerimi halledeyim sonra beraber çıkalım.” “Nereye çıkalım?” Az önce keyifle yerinde oturan adam bir anda duydukları ile öne atıldı. Hayretler içerisinde gözlerini açmış ve ayağa kalkmış kıza bakıyordu. “Önce sana kalacak yer ayarlayacağız, sonrada kanayan yaralarını pansuman edeceğiz. Bu süreçte doktorunuz ben oluyorum beyefendi. “dedi. Göz kırparak masadan uzaklaşan genç kızın mutfak olduğunu tahmin ettiği kapıya doğru yöneldiğini gördü. Umut, şaşkın şaşkın kızın arkasından bakıyordu. Ne olduğunu bile anlamadan tuhaf bir şekilde mutlu olmuştu. Bu kızda farklı bir şeyler vardı. Bugüne kadar hiçbir kadında tatmadığı bir şeyler. Huzur gibi… Güven gibi… Şefkat gibi… |
0% |