Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Boscombe Vadisi'nin Gizemi

@ulac_kocaer

Karımla birlikte bir sabah kahvaltı ederken hizmetçi kız bir telgraf getirdi. Telgraf Holmes'tan geliyordu ve şöyle yazıyordu.

'Bana ayıracak birkaç günün var mı? İngiltere'nin batısından Boscombe Vadisi trajedisi ile baglantılı bir telgraf aldım. Benimle gelirsen sevinirim. Pattington'dan kalkan 11.15 trenine bin.'

"Ne dersin hayatım?" dedi karım bana bakarak. "Gidicek misin?" "Bilmem ki.. bu aralar çok hastam var." dedim.

Sonrasında gitmeye karar verdim. Kamp kurma konusunda Afganistan'da edindiğim tecrübe sayesinde en azından hızlı ve her zaman yolculuğa hazır bir gezgin olmuştum. Gitmek için sadece yarım saatim olduğundan hızlıca hazırlanıp arabaya atlayarak Paddington Tren İstasyonu'nun yolunu tuttum.

Oraya vardığımda, Holmes peronda bir aşağı bir yukarı turluyordu. Yanına gittiğimde "Gelmen çok iyi oldu Watson. Yanımda sonsuza kadar güvenebileceğim biti olması benim için çok önemli. Çünkü cinayet yerinden yardım umduğum kişiler ya bu isin ehli olmuyorlar ya da bilmiş geçiniyorlar. Sen trende pencere kenarında yer tut, ben biletleri alayım."

Konpartımanda bizden başka kimse yoktu. Holmes yanında koca bir evrak yığınını getirmişti. Bazılarını okuyor, bazılarını bir kenara atıyor, ara sıra ufak tefek notlar alıyor ve düşünüyordu. Reading'e yaklaştığımız sırada elindeki kağıtları büyük bir balya haline getirerek rafa kaldırdı.

"Boscombe Vadisi'nde olan bitenleri duydun mu?" diye sordu.

"Hayır birkaç gündür gazete okumadım."

"Londra basını pek ayrıntılı bilgi vermemiş zaten. Az önce, gazetelerin son sayılarından kayda değer bilgiler toplamaya çalışıyordum. Anlaşılan bu da çözümü çok basit olan son derece zor vakalardan biri."

"Söylediklerin biraz çelişkili değil mi?"

"Ama doğrusu bu. Olağanüstü bir katil kesinlikle iz bırakır. Buna karşılık, işlenen sıradan cinayetlerin çözümü daha zordur. Bu vakaya gelince, öldürülen adamım oğluna karşı çok ciddi bir dava açılmış durumda."

"Bir cinayet mi işlemiş?"

...

Loading...
0%