Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@ulkuaydinn

 

 

2. Bölüm: Yanlış Bir An

 

Duru, okulun kalabalığından uzaklaşmak istese de peşini bırakmayan kötü bakışlar ve alaycı fısıltılar onun için gün geçtikçe daha dayanılmaz hale geliyordu. Can, Sinan, Mert, Defne ve Ece neredeyse her fırsatta Duru’yu hedef alıyorlardı. Özellikle Can, grubun en lider ruhlusu gibi duruyor, çoğunlukla alaycı sözleriyle başı çekiyordu. Duru, ne kadar görmezden gelmeye çalışsa da her geçen gün bu baskı daha fazla üzerine çöküyordu.

 

Bir gün, beden eğitimi dersinde, herkes okulun arka bahçesinde toplanmıştı. Grup oyunları oynanırken, Duru her zamanki gibi arka planda kalmaya çalışıyordu. Ancak öğretmenin onu oyuna dahil etmek için ısrar etmesi üzerine, istemeden de olsa sahaya girdi. Oynanan oyunda Duru ile Can aynı takımdaydı. Bu durum Duru için zaten yeterince stresliydi. Can’ın tavırları da olayı daha kötü hale getiriyordu. Oyun sırasında defalarca Duru’ya sert bakışlar atmış, dalga geçer gibi onun her hatasında güldüğünü belli etmişti.

 

Oyun devam ederken, bir anda ortalık karıştı. Duru’nun önüne gelen topu yanlışlıkla Can’ın olduğu yöne doğru fırlatması üzerine Can sinirlenip topu alaycı bir şekilde geri fırlattı. Duru, topu yakalamaya çalışırken dengesini kaybedip tökezledi ve tam da o an, Can da dengesini kaybedip ona doğru düştü. Her şey saniyeler içinde oldu. Bir anda birbirlerinin üzerine doğru savruldular ve yanlışlıkla yüz yüze geldiler. Can’ın elleri Duru’nun omuzlarına, Duru’nun elleri ise istemsizce Can’ın göğsüne yaslanmıştı. Ama en beklenmedik olan, dudaklarının anlık bir temasla birbirine değmesiydi.

 

Duru’nun dünyası bir anlığına dondu. Kalbi hızla çarpmaya başladı, Can’ın yüzündeki şaşkınlık ve öfkeyi aynı anda hissetti. Can ise bir anlık sessizliğin ardından hızla geri çekildi. Gözlerindeki öfkeyle “Ne yapıyorsun sen?!” diye bağırdı. Herkesin dikkatini çekmişlerdi, özellikle de Defne ve Ece’nin gözleri onlara kilitlenmişti. Duru, yüzü kızararak hızlıca geri çekildi, kimsenin fark etmemesini umarak olay yerinden kaçmak istedi ama etrafındaki fısıltılar çoktan başlamıştı bile.

 

Olayın hemen ardından, Duru günün geri kalanını yalnız geçirdi. Koridorlarda yürürken sanki herkesin bakışları ona yöneliyormuş gibi hissediyordu. Can’la yaşadığı bu yanlış anlaşılmanın yankıları okulda hızla yayılmıştı. Defne ve Ece, durumu fırsat bilerek dedikoduyu büyütmeye başlamışlardı bile. “Duru, Can’ı öpmüş!” şeklinde abartılı hikayeler dolaşıyordu.

 

Ancak, Duru’nun zihninde en çok yankılanan şey, Can’ın ona bağırdığı andı. Sanki her şey onun hatasıymış gibi suçlanmıştı, ama aslında bu tamamen bir kazaydı. Can’ın ona neden bu kadar öfkelendiğini anlamıyordu. Zaten yıllardır onun ve arkadaşlarının zorbalıklarına maruz kalıyordu, şimdi de yanlışlıkla yaşanan bu olayla ilgili onu suçlamaları Duru için bardağı taşıran son damla olmuştu.

 

Duru, o gün okuldan erkenden kaçtı. Evin yolunu tutarken gözyaşlarını zor tuttu. Onun suçu olmayan bir şey için herkesin gözünde bir utanç kaynağına dönüşmüştü. Kalbi hızla atarken, aklında bir karmaşa vardı: Bu olay, Can’ın ona neden bu kadar sert davrandığını çözmeye yönelik bir kapı olabilir miydi?

 

Ertesi gün Duru’nun okula gitmek için hiç hevesi yoktu. Ama kaçmanın çözüm olmayacağını biliyordu. Sınıfa girdiğinde herkesin bakışlarını üzerinde hissetti. Özellikle Can’ın gözleri, onun üzerinde uzun süre kalmıştı. Can, her zamankinden daha gergin görünüyordu, ama Duru’ya hiç yaklaşmadı.

 

Aradan geçen birkaç gün boyunca Can’ın tavırları garipleşmişti. Duru’ya olan ilgisi sanki değişmiş gibiydi. Eskisi gibi alay etmiyor, onunla konuşmaktan bile kaçınıyordu. Bu durum, Duru’yu şaşırtmakla beraber tedirgin de etmişti. Can’ın grubundaki diğerleri, bu olay üzerinden Duru’ya baskı kurmaya çalışırken, Can daha sessiz ve mesafeli duruyordu.

 

Bir gün, ders çıkışında koridorlarda dolaşırken, Duru yine yalnızdı. Ancak bu sefer birisi ona doğru yaklaşıyordu: Can. Duru’nun kalbi hızla atmaya başladı. Can’ın yanına gelmesi onu hazırlıksız yakalamıştı. Can, gözlerinin içine bakarak sessizce durdu. Bir süre hiçbir şey söylemedi. Sonra, beklenmedik bir şekilde, Can’ın sesi yumuşadı: “O gün için özür dilerim… Her şey çok hızlı gelişti.”

 

Duru ne diyeceğini bilemedi. Can’ın samimiyetinden emin olamıyordu ama aynı zamanda bu kadar savunmasız bir şekilde özür dilemesi ona yabancı gelmişti. Can, derin bir nefes aldı ve daha önce hiç yapmadığı bir şekilde, Duru’nun yanına oturdu. Bu an, Duru’nun Can’a dair hislerinde bir şeylerin değişmeye başladığını fark ettiği andı. Onun zorbalık yapan çocuk olmadığını, içinde daha derin bir şeylerin olduğunu hissetti.

 

Loading...
0%