@ulkukrgl
|
İyi okumalar...
Küçüklüğümden beri babamın ısrarları ile aldığım, almak zorunda olduğum özel derslerden biri olan silah eğitimi dersinden yeni çıkmıştım. Kolumdaki pahalı olduğu ilk bakışta bile anlaşılacak olan saate baktığımda Annem babam ve ben üç kişilik çekirdek ailemde bir araya geldiğimiz tek zaman olan akşam yemeği zamanına çok az kaldığını gördüm hemen duş almak için odama çıktım.
Her ne kadar ailem ilgisiz de olsa yemek saatinde o masada beraber olmak hepimiz için artık normalleşmis bir olaydı.
Evde tek mutlu olduğum yer olan beni yansıtan odama geldim. Bembeyaz olan duvarlar, odanın tam ortasında siyahlarla kaplı kocaman yatak ve ona eşlik eden siyah dolaplar. Bir duvar komple camdı ve odadaki en sevdiğim yer burasıydı.
Tek kişilik bir koltuk önünde bir masa ve küçük bir kütüphane. Burayı istediğin gibi dizayn etmiş kendine güzel bir yaşam alanı oluşturmuştum. Odayı incelemeyi bırakarak yemeğe geç kalmamak için odadaki diğer kapıya ilerleyerek hızlıca duşa girdim.
Babam ve annem ünlü bir ilaç şirketinin sahipleri ikisi de kimyagerdi işlerine o kadar düşkünler ki beni hep ihmal ederler verdikleri para ve aldığım özel dersler onlara göre bana verdikleri ilginin göstergesi ama benim için hiçbir şey ifade etmiyordu. Belli bir zaman sonra kendi kendime yetmeye alışmıştım.
Her zaman işleriyle çok ilgili olan annem ve babam bu aralar işle ilgileri daha da artmış bazen o çok önem verdikleri akşam yemeğine bile gelemez olmuşlardı. Sebebini merak etsem de 'seni ilgilendirmez sen derslerine bak' diyeceklerini bildiğim için sormaya tenezzül etmiyordum.
Silah, bıçak ve ok kullanımı, yakın dövüş,doğada hayatta kalma,3 farklı dil ve katana kullanımı ailemin bana küçüklüğümden beri almaya zorladı derslerdi. Katanayı merak ettiğim için öğrenmeyi kendim istemiştim. İletişimimiz genellikle bu dersler üzerinden olduğu için 20 yıllık yaşantım boyunca her zaman elimden geldiğince çok çalışmıştım.
Yemek saatinin geldiğini fark ederek hızlıca duştan çıktım. Çoğu kıyafetimde olduğu gibi siyah t-shirt ve şort giyerek hızlı adımlarla yemek odasına ilerledim. Annem ve babam gelmiş beni bekliyorlardı.
"İyi akşamlar anne,baba bugün erken gelmişsiniz"
"İyi akşamlar kızım hoşgeldin, konuşmamız gerekenler var o yüzden erken geldik"
"Konuşalım baba bir sorun mu var."
"Artık eğitimin bitti hepsini başarıyla tamamladin, seni yurtdışına göndermeye karar verdik, bir süre oradaki evinde kal. Bizim işlerimiz yoğun bu aralar hem sende tatil yapmış olursun."
Benim adıma zaten kararlarını çoktan vermiş olan annem ve babama itiraz etmemin bir anlami olmayacağını bildiğim için sessiz kaldım. 18 yaş günümde bana hediye olarak aldıkları tam güvenlikli Washington' da olan evime gitmemi istediklerini çoktan anlamıştım.
"Tamam baba ne zaman gitmem gerek"
"Yarın yola çıkarsın kızım ben uçağı ayarladım."
Neden bu kadar erken gitmemi istediklerini anlamamıştım ama önemli değildi. Güzel bir tatil bana da çok iyi gelecekti. Onlar kendi aralarında konuşurken ben yemeğimi yemeye başladım. Annemin babama 'hayalin artık gerçek olacak' dediğini duyunca başımı kaldırıp onlara baktım.
Babamın ne gibi bir hayali olabilirdi ki onlara baktığımı görünce ikiside tabaklarına bakmaya başladılar. Soru sormadım ve yemeğime devam ettim. Doydugumu hissedince yavaşça sandalyemi çektim ve ayağa kalktım.
"Size afiyet olsun, ben odama çıkıyorum dinlenicem"
"Sağol kızım iyi akşamlar"
Seri adımlarla odama çıkıp pijamalarımı giyip kendimi yatağıma attım. Beni bu kadar acele yurtdışına gönderdikleri göre bir sorun vardı fakat bana söylemeyi tercih etmiyorlardı er yada geç öğreneceğim için fazla sorgulamadım ve uykuya daldım.
Uyanınca hemen üzerimi degistirdim ve çantamı hazırlamaya başladım kendi evimde fazlasıyla eşyam olduğu için sırt çantama telefon, bilgisayar, cüzdan gibi kişisel birkaç eşyamı koyup aşağıya indim. Annem ve babam arabada beni bekliyorlardı hemen arabaya bindim ve havaalanına doğru yola çıktık.
Uçuş saatim gelince ikisine de sarıldım ve yanlarından ayrıldım. Bir süredir değişik hal ve hareketleri beni endiselendiriyordu. Son kez bakmak için döndüğümde gozlerinde gördüğüm parıltılar içime kötü bir his doğmasına sebep oldu kalbim sıkışıyor nefes almamı zorlaştırıyordu. Düşünmedim ve uçağa bindim hep oldugu gibi yine yalnız yola çıktım.
Sıkıcı ve düşüncelerle geçen uçak yolculuğundan sonra havaalanına gelen babamın ayarladığı arabayla evime doğru yola çıktım. Evim merkeze uzak ıssız sayılabilecek ormanlık bir alanda bulunuyordu etrafı yüksek duvarlarla çevrili kamera ile 7/24 gözetim altındaydı. Bunu ben ayarlamıştım kendimi bu şekilde daha rahat ve güvende hissediyordum.
Arabanın kapısını açıp hızlı adımlarla eve ilerledim sadece bana ait, sessiz ve huzurlu olan bu evde olmayı özlemiştim. Ailemin burada kendi kurdukları bir hastane vardı ve Buraya geldiğim zamanlar genellikle hastane ile ilgilenir ve kendimi bu şekilde oyalarım.
Yarın hastaneye uğrayacağımdan dinlenmek için odama çıktım duş aldım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Çalan alarm sesi ile birlikte alışkın olduğum için hemen kalkarak elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa doğru ilerleyerek kahve makinasının yanında durdum. İstediğim gibi ayarlayarak fincanı koydum ve olmasını beklemeye başladım. Yarım bıraktığım kitabı tezgahın üzerinden alarak kaldığım yerden okumaya devam ettim.
Makineden gelen ses ile birlikte elimdeki kitabı ters bırakarak fincanı aldım ve geri yerime oturdum. Bir süre sonra biten kahve ile birlikte kitabı geri bıraktım. Genellikle kahvaltı yapardım fakat bir an önce hastaneye gitmek istediğim için uğraşmak istemedim. Arabanın anahtarlarini aldım ve garajdaki arabayı alarak yola çıktım.
Hastane kapısından içeriye girdim ve direk odama çıktım. Geldiğimi gören ve buradaki işlere biz yokken yardım eden kişi geldiğimi görünce hemen peşimden gelmeye başladı. Buradaki odama doğru ilerledim ve kapıyı açarak direk koltuğuma yerleştim.
"Hoşgeldiniz Venüs hanım"
"Hoşbuldum William herhangi bir sorun var mı?"
Sorumla beraber gözlerini kaçırdığına göre bir sorun vardı. Elimi sinirle alnıma attım ve ovuşturdum. Benim bir şeyi öğrenmek için Türkiye'den buraya kadar gelerek sormam mı gerekiyordu gerçekten. Gelmeden önce konuşmuş ve bir sorun olmadığını söylemişti. Böyle bir sorumsuzluk yaptığına inanmak istemiyordum.
"Sorun ne William?"
"Hastaneye otopsi için gelen veya ölüp de morga kaldırılan hastaların cesetleri ortadan cok sık kaybolmaya başladı Venüs hanım araştırıyoruz fakat hala bir sonuca ulaşamadık"
Ne nasıl yani hastaneden ceset kayboluyor fakat bunu bildirmemisler mi? Gerçekten inanmak istemiyorum.
"Neden şimdiye kadar haberim olmadı bu durumdan William? Böyle bir şeyi nasıl soylemessin?"
"Aslında babanız selim beye bundan bahsettim fakat kendisi olaya karışmamam gerektiğini kendisinin bilgisi dahilinde olduğu söyledi. Ben size bildirmişlerdir diye düşünmüştüm."
Onlardan daha çok ilgilendiğim bu hastaneyle ilgili önemli bilgileri ne zamandır benden saklıyorlar acaba.
"Ne zamandır oluyor bu durum William?"
"Daha önce ki yıllarda da oluyordu fakat çok azdı sık sık olmaya başlayalı neredeyse 6 ay oluyor Venüs hanım"
Bu zaman annem ve babamın eve geç gelmeye başlamaları, sık sık yurtdışı seyahatleri yapmaya başladıkları zamana denk geliyordu. Şimdi de beni buraya göndermeleri içimdeki sıkıntıyı daha da büyüttü kesinlikle bir şeyler yapıyorlardı fakat ne yapmaya çalıştıklarını hâlâ anlamış değilim. Zaten benimle belli zamanda görüşen ailemi anlamam pek de mümkün değildi.
"Tamam William sen gidebilirsin"
Ofisimdeki işleri halledip arabama bindim ve eve doğru sürmeye başladım. Bu kayıp işini araştırmam ve bir sonuca varmam gerekiyordu. Bir ceset durup dururken ortadan kaybolamazdı. Arabayı park ederek evdeki çalışma odama doğru yol aldım. Hastanedeki olay hakkında biraz araştırma yapmam ve üzerine çalışmam gerekiyordu.
Geldiğimden beri ailemi aramadıgımı fark ederek telefonumu elime aldım anneme de babama da ulaşılamıyordu. Çok sık olan bir durum olduğu için önemsemedim ve telefonu masaya geri bıraktım. Genellikle yoğun oluyor ve telefonlarımı da açmıyorlardı. Bu da zamanla alıştığım bir durumdu. Bırakır bırakmaz gelen bildirimle beraber tekrar telefona baktım William bir video atmıştı.
Koyduğum yerden geri alarak şifre olarak kullandığım parmak izimi okutarak telefonun açılmasını sağladım. 2 dakikalık attığı videoyu hemen indirdim ve izlemeye başladım.
Video ilerledikçe gözlerime inanamadım böyle bir şey olması mümkünmüydü. Hiç sanmıyordum fakat bu gördüğümün sahte olmasına da imkan yoktu. Gelen yüksek sesler gördüğüm görüntüler hiç hoş şeyler değildi. Gerçek olmasını istemeyecegim kadar da kötüydü.
Herkese selamlarrr
ilk bölüm işe karşınızdayım
olumlu olumsuz her türlü yorumunuzu bekliyorum onlar benim için çok kıymetli
bir sonraki bölümde görüşmek dileğiyle...
|
0% |