@ultraslan0109
|
Medya: pars kızıl kurşun "ne-ne oyunu?" "Ayaz!" Diye seslendi. Ardından kapı çaldı ve içeri esmer, kahverengi gözlü, uzun boylu biri girdi. Ellerini karnının üzerinde birleştirip başı eğik bir şekilde konuştu. "Buyrun efendim." "Misafirimize odasını göster." "Hemen efendim." Dedi ve bana döndü ama hala başı eğikti. "Buyrun." Diyerek kapıyı açtı ve elini kapıya doğru uzatarak ilerlememi işaret etti. Sadece boş boş baktım. Göz yaşlarım akmak için büyük bir savaş veriyordu ama şu an olmaz. Ağlayamam. Olanları hala idrak edebilmiş değilim. "Ya siz ne yapıyorsunuz? Siz kimsiniz be-" diyordum ki pars denen adam aniden tek eliyle boğazıma yapıştı ve beni duvara sertçe vurdu. "Sakın bana bir daha sesini yükseltme! Bana karşı hiç kimse sesini yükseltemezken sen ne cürretle bana sesini yükseltirsin." Dedi ve ardından boğazımı bıraktı. Nefes nefese yere çöktüm. Yakamı genişletip nefes almaya çalıştım. Bir yandan da deli gibi öksürüp ağlıyordum. Bu adam ciddi olamaz. "Alın götürün şunu." Dedi. Ardından hemen ayaz kolumdan tutup beni odadan çıkardı. Koridorun en sonundaki odaya geldik. Hiç bir şey söylemeden kolumu bıraktı ve odadan çıktı. Odanın ortasında dizlerimin üzerine çöktüm. Boğazım hala çok acıyor ve ağlamamı da hiç bir şekilde durduramıyorum. Bi piskopatın elindeyim ve beni öldürmekten de beter edeceğini söylüyor. Bu adamın elinden kurtulmam lazım. Her yerde kameralar ve adamları vardı. O yüzden kaçmak pek mümkün değil gibi. Bi şekilde Emir'e ya da Baran'a haber verebilir miyim acaba? Adamlardan birinin telefonunu alabilirsem belki kurtulabilirm. Tabi hepsinden önce ağlama krizinden çıkmam gerekiyor. Bu krizlere alışkınım. Nasıl kurtulabileceğimi de biliyorum. Tecrübe. Sırtüstü yere uzanıp kollarımı iki yanda biraz açtım. Derin derin nefes aldım -elimden geldiğince- içimden saymaya başladım. 1,2,3,4,5,6,7... Hıçkırıklarım biraz azaldı. Tavana bakarken saymaya devam ettim. En sonunda yetmiş dokuz'a geldiğimde durdum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve verdim. Ağlamam kesildi ve mantıklı düşünmek için beynimi zorladım. Bi yol bulmalıyım. Burdan çıkmak için bir yol bulmalıyım. Yapabilirim. Hadi be akça, sen daha beterlerini de atlattın. Yalan. Hiç bu kadra korkmadım. Bora beni defalarca zorla evine götürdü, ya da evime girdiğimde onu pek çok kes buldum ve beni köşeye defalarca sıkıştırdı. Hepsinden bir şekilde kurtuldum. Ama hiç birinde bu kadar çok korkmamıştım. Galiba bu sefer o kadar kolay olmayacak. Ya da hiç olmayacak. Hiç kurtulamayacağım. Gerçekten bir piskopatın elinde öleceğime inanamıyorum. Bora öldürseydi daha hayırlıydı belki. Uzandığım yerden yavaşça doğruldum. Etrafa bakındım belki kesici herhangi bir şey bulabilirim diye. Odadaki dolaplara, çekmecelere, hatta yatağın altına bile baktım. Ama nafile. Hiç bir şey bulamadım. Umutsuzca bakışlarım pencereye kaydı. Aklıma düşen fikirle pencereye koştum. Açmayı denedim ve evet, açıldı. Aşağıya baktığımda atlanacak gibi değildi. Aşırı yüksekti. Zaten aklımdaki şey de atlamak değil. Burdan normal bu şekilde kaçacağım. Pencereyi kesici alet olarak kullanıcağım. Yani kısaca camı kıracağım. Çok zekisin akça. Cam parçalarıyla bu şato gibi evden kaçacaksın. Aynen böyle devam et. Umutsuzca pencereyi geri kapattım. Burdan nasıl kaçacağımı düşünürken kapı açıldı ve içeri bir adam girdi. Demin de yine bu adamı görmüştüm. İsmi Ayazdı. Başı bu sefer eğik değildi. "Ne var?" "Pars beyin emri." "Ney?" "Buyrun gidelim." Ne anlatıyorsun dayııı? Diyen iç sesim sonuna kadar haklı. Ne anlatıyor bu adam? "Ne diyorsun anlamıyorum." "Pars bey sizi bodruma indirmemi söyledi. Buyrun gidelim." "Pars bey öyle istedi ne be! Ben oyuncak falan değilim. Kimsenin emirlerine uyacak bir köle de değilim." "Zorluk çıkarmayın lütfen. Aksi takdirde pars bey-" "Sikerim parsını da beyini de! Gelmiyorum bodrum'a falan." "Akça hanım emir böyle." "Ben kimsenin emirlerine uyacak biri değilim. İstediğiniz kada emir verin hiç biri umrumda değil." Dediğim anda adam hiç umursamadan kolumdan tuttuğu gibi beni sürükleyerek odadan çıkardı. Her ne kada çırpınsam da, bağırsam da bi faydası olmadı. Bodrum kata inene kadar elinden kurtulmaya çalıştım ama adam fazla güçlü. Bodruma indiğimizde bir sürü oda olduğunu fark ettim. Bazılarının kapısı farklıydı. Adam beni odalardan birine soktu içeriyi görünce kanım dondu. Bir kaç dolap, ortada iki tane sandalye, sandalyelerin yanında bir masa, köşede bir yığın zincir, tahmini 10 tane falan büyük koli ve daha fazlası vardı. Odanın içine hiç bir yerden ışık girmiyor sadece masanın yanlarında küçük kırmızı ledler ve kapı açık olduğu için dışardan giren ışık. Başka hiç bir ışık yok. Adam beni içeri sürükledi ve sandalyenin birine oturttu. Tam adama bağıracaktım ki duyduğum gür sesle yutkundum. "Ayaz çık." Dedi ve ayaz hiç bir şey söylemeden çıktı. Kapının hemen önünde gördüğüm kişiyle korktum ve refleks olarak oturduğum yerden ayaklandım. "Otur." Dedi ve ardından kapıyı kapatıp yavaş yavaş üzerime doğru yürüdü. Oturmadım. Çünkü şu an bu piskopatla aynı odadayım, üzerime doğru geliyor, oda ve odada gördüklerim ürkütücü. Öylece dondum kaldım. Kıpırdayamadım. O üzerime yürüdükçe sadece minik adımlarla geri gidebildim. En sonunda dolaba çarpınca öylece kaldım. Aramızda bir adım mesafe kalınca durdu. Kolundan tutup beni tekrar sandalyeye oturttu. "Sana otur dediysem oturacaksın." dedi ve diğer sandalyeyi karşıma çekip oturdu. "Şimdi seninle bir kaç oyun oynayacağız." Dedi aşırı ürkülesi bir yüz ifadesiyle "Beni neden kaçırdın?" Dedim zorlukla. "Çok öğrenmek istiyorsun belli ki. İyi peki o zaman söyliyim." Dedi. Bir kaç saniye yüzüme öykece baktı. Sonra ise devam etti. "Abin emir silah depolarımdan birini patlattı. Ama bana olan borcunu ödeyemedi. O yüzden sen burdasın." 🪄✨ Vee işe yeni bölümmm. E nasıl bari beğendiniz mi? Ve pars karekteri için de yorum yaparsanız çok sevinirim. Bu adamı bulana kadar canım çıktı da biraz. Bölümler kısa farkındayım ama daha olayların başı o yüzden. Pek yazmaya zaman ayıramıyorum o yüzde bölümler yavaş geliyor. Şu sınav haftası hayırlısıyla bi bitse. Canlarım peki ortak sınavlar nasıldı? Ne yaptınız? Nasıl geçti? Neyse siz bol bol yorum yapın ve oy verin lütfen. Sonraki bölümde görüşmek üzre hoşçakalın.💌 |
0% |