@umideniz
|
- Mistral bu dedi yumuşak sesiyle - Üşüdün mü? - Pek değil diye yanıtladı kürkünün yakasıyla yanaklarını kapadı. Lacivert gözlerini adama çevirdi. - Kışa girdik say dedi adam neşeyle kadının burnuna dokundu. Kızıl atını mahmuzlayan kadının sesiyle adamda atını hızlandırdı. - Ulu sedire ilk varan kazanır Mistral daha da şiddetlendi. Kadının manolya kokusu adamın başını döndürdü. Saçlarını tutan toka koptu. Abanoz renkli gümüş ışıltılar saçan saçlar adamın yüzünü yaladı. Birden önlerinde beliren kısa bacaklı, göbekli, kırmızı gözlerini kısmış kadının uzun parmaklı elinden yayılan büyüyle yere kapaklandılar. Yerdeki çakıl taşları kadının yüzünü çizdi. Son bir gayretle sol elini kaldıran kadın - Yok, ol diyebildi. Mavi ışık patlamasıyla farklı yönlere dağıldılar. Adam kendine geldiğinde yaşlı kadının ağacın altında oturmuş keyifle piposunu tüttürdüğünü fark etti. Tam bir şey söyleyecekti ki kafasına inen taşla tekrar yere düştü. - Ben her zaman ne derim - Dikkatli olun düşmanın ne zaman saldıracağı belli olmaz - Siz ne yaptınız ÖLDÜNÜZ GERİZEKALILAR! - Ama büyükanne diye itiraz etti genç kadın. Sen bugün bizi serbest bırakmıştın söz vermiştin. - Yani siz söylenen her şeye inanmaya devam edeceksiniz demek dedi yaşlı kadın gülerek. Unutmayın ki düşmanlarınızın dili size yanlışı doğru bile gösterebilir. - Haklısın büyükanne dedi genç kadın. - Sen doğru mabede gidiyorsun küçük hanım dedi biraz alaycı. Sen ise burada kal yüzbaşı dedi sert bir sesle - Emredersiniz Mister Genç adam sağ dizinin üstüne çöktü. Başını saygıyla eğdi. Yaşlı kadın ağır ağır yanına geldi. Kulağına bir şeyler fısıldadı. Genç adamın yüzü karardı. - Ne yapmamı istiyorsunuz Mister dedi - Yapman gerekeni biliyorsun yasalar böyle - Ama o benim karım dedi - Bir de evlendiniz ha dedi yaşlı kadın - Mister o; yüzüne inen tokat kelimelerin gerisini getirmesine mâni oldu. - Üç gün sadece üç gününüz var buradan kaçıp başka bir hayata tutunmak için - Sizi yaşatmazlar Mister dedi genç adam ağlayarak - Ah sevgili çocuğum zamanı gelince bedelini ödeyeceksiniz - Ya bebek diye mırıldandı - Dua et yaşasın - Biz de oraya gideriz - O halde sizi kâfir ilan etmekten başka çarem kalmıyor - Hemen gidiyorum hazırlık için - Gerek yok hazırlığı o yaptı zaten. Sen burada bekle çocuğum gece yarısı gelecek senin için Genç adam itaatkâr bir şekilde beklemeye başladı. Kafasından bin bir düşünce geçiyor. Bebeğe isimler koyuyor. Sonra beğenmiyor bir kez daha farklı isimler buluyordu. Birkaç saat sonra onu gördü. Kızıl renkli ata biniyordu. Yanında siyah bir at daha vardı. - Zamanımız yok peşimizdeler ihanete uğradık dedi kadın karın boşluğunu tutarken sendeledi. - Yaralandın mı? - Ciddi bir şey değil gidelim dedi kadın - Kim diyebildi kadın atından düşerken Kanı toprağa saçıldı. Genç kadın ellerini karnının üzerinden çekti. Adamın gözleri fal taşı gibi açıldı. - Sevgilim kaç seni de öldürecek - Kim dedi adam acıyla - Mister bebeği öldürdü. Benim de zamanım kalmadı. - Ama, o senin büyükannen! - O hep Mister unuttun mu? Git artık sevgilim söz ver yaşayacaksın. Bizim intikamımızı almadan ölme Eteizen - Seni bırakmam dedi genç adam Kadın kalan son yaşam gücüyle bir şeyler mırıldandı. Genç adam uzaklara savruldu. Son gördüğü kadının kesilen kafası oldu. Çığlığı yeryüzünü kapladı. Kiraz Çiçekleri Dağı’ndaki Mabet Ağacı’nın yakınlarındaki küçük evde elindeki kırmızı iplikleri tezgahına dizen yaşlı adam başını kaldırdı. - Demek uyandı. |
0% |