Yeni Üyelik
11.
Bölüm

10.Bölüm

@umrandemir99

OY VE YORUMLARINIZ İLE DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM.TİŞİKKİRLER TİŞİKKİRLER <3


Kararlıydım. Artık hayatımda pürüz çıkaran olaylar ya da kişiler istemiyordum. Merih ile başlamış babam ile devam edecektim. Merih defterini tamamen kapatamamıştım belki ama artık durmam gereken yerin neresi olduğu konusunda emindim. İki cihan bir araya gelse bizden bir daha bir halt olmazdı. Ben bu zamana kadar çocuklarım için yok saydığım gururumu yine onlar konusunda gösteremesem de kendim konusunda sonuna kadar gösterecektim. Dün Merih ile olanlardan sonra akşamı zor etmiştim. Akşam çocuklarım ile geçirdiğim zaman sonrası sinirimi biraz olsa atmıştım ancak mantığımı dinlemeye karar vermiş ve kaçtığım sorunlarım ile yüzleşmeye karar vermiştim.

İlk adımı atarak beni arayan avukatı aramış ve bu gün için randevu ayarlamıştım. Sağ olsun değerli meslektaşım benim konumun aciliyeti olduğunu söyleyerek yarın gelebileceğini söylemişti. Bende o gelene kadar diğer müvekkillerim ile görüşecektim. Sırada ki müvekkilim tacize uğramış bir genç kadındı. Böyle davalar geldikçe kopsun kıyamet diyordum. Çünkü genç kızı taciz eden kişi üvey babasıydı. Yıllarca annesine ona inanmaz diye söyleyememiş. Ne kadar acı bir kız çocuğu annesine güvenemiyor, ona babalık yapması gereken adam ise kızı taciz ediyor. En sonunda ise kız tecavüz girişimi olunca bana geldi. Tekrar canlandı gözümde o kızın çaresizliği.

'' Avukat Hanım bunu anneme nasıl anlatacağım, bana inanır mı ki ?'' dedi

'' Bu sorunun cevabını sana bir avukat olarak veremem. Ancak sana bir anne olarak hem de bir kız çocuğu annesi olarak cevap vermem gerekirse kızımın gözünden akacak tek göz yaşı için bu dünyada yakmayacağım kimse yok. Acabasına bile katlanmamalı bir anne böyle bir durumun. Elli tane adam bulunur evlenilmeye ama evlat bir tane. Ama Ben inanıyorum annen sana inanacak , senin yanında duracak "

Hani demiş ya Cahit Zarifoğlu '' Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim'' diye, tam olarak öyle hissediyordum böyle vakalarda. Ama çok şükür inanmıştı annesi kızına, çok fazla boşanma davası almasam da annesi işe üvey babasının boşanmasına ben girmiştim. Önce boşamamıştık şimdi ise odasına yerleştirdiği güvenlik kamerası sayesinde elimize geçen deliller sayesin de taciz ve cinsel istismar davaları açmıştık.
Şimdi de benimle konuşmak istediği bir konu olduğunu söyleyerek randevu almıştı. Ben bunları düşünürken telefonum çalmıştı.

-Afra hanım Merve hanımlar geldiler.

- Tamam canım. Gelsin.

Açılan kapı ile birlikte ayağa kalkmıştım ben de. Masamın karşısına geldiğinde elimi uzatarak:

-Hoşgeldin Mervecim.

-Hoşbulduk Afra hanım.

-Otur lütfen.

Karşımda ki koltuğa oturmuştu.

-Afra hanım haberiniz var mı bilmiyorum ama telefonda konuşmak istemedim bu konuyu. Cemal'i öldürmüşler.

-Ne! Kim öldürmüş ?

-Gece sarhoş dönerken başka bir sarhoş ile kavgaya tutuşmuşlar, adam bıçaklayarak öldürmüş Cemal'i. Allah var üzülmedim ölmesine. Su testisi su yolunda kırıldı. Ama hapiste çürüdüğünü görmek isterdim. Benim ruhumu tutsak ettiği o hapse en azından bedeni işe girsin isterdim. Ama en azıdan başkasının kanına giremeden defoldu bu dünyadan.

-Ne diyeceğimi bilemiyorum. Belki Cemal'e engel olamadım ama Cemal gibilere engel olmak İçin bundan sonra her zaman yanındayım . Bir telefon uzağındayım. Ne zaman istersen.

-Teşekkür ederim Afra hanım. Siz olmasaydınız ben kendimde bu gücü bulamazdım. Bu ortaya çıktığında duyulduğunda '' o kuyruk sallamasa adam bir şey yapmazdı " diyeceklerdi, "kim bilir nasıl giyiniyordu ? " diyeceklerdi, ama kimse bu adam bu kıza bunca yıldır kim bilir neler yaşattı deneyeceklerdi. Bu kız bir daha nasıl birine güvenecek demeyeceklerdi. Ama sizin sayenizde bana söylediklerini, yaptıklarını kanıtlayabildim. Size ne kadar teşekkür etsem az.

-Frida kahlo der ki "Ahlak ve namus deyince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes ahlaksız ve namussuzdur. " Bu topluma öğretemediğimiz ve öğretemediğimiz için de en çok yine kadınların utanması gereken konudur' Taciz ve tecavüz eden suçludur, edilen değil.' Bizi kadınlar anlamadıktan sonra erkeklerin anlamasını bekleyemeyiz. O yüzden seni önce ben anlamalıyım ki çocuklarımı bu zihniyetle yetiştirmeliyim. Hayat hiç beklemediğimiz ve bilmediğimiz yerden sorabilir. Bu nedenle her şeye hazırlıklı olmalıyız. Hem ne demişler "Benim hayatımın bir gününü bile yaşamamış birinin sözü ile yıkılmam "diye. Sen de yıkılma. Daha çok gençsin hayatın sana açacağı o kadar güzel kapılar olduğuna eminim ki.

-Çok teşekkür ederim Afra hanım. Varlığınız bile güven veriyor bana. Ben gideyim artık.

Dedi ve ayağa kalktı. Gülümseyerek cevap verdim ona.

-Tamam canım. Bir daha ki görüşmemiş sadece kahve içmek için olsun. Güzel haberlerle buluşalım.

-İnşallah Afra hanım. Görüşmek üzere.

-Görüşmek üzere.

Dedim ve çıktı odadan. Bazen seçtiğim meslekten çok bunaldığım zamanlar oluyordu. Sonra biri gelip "sizin sayenizde " ile başlayan bir cümle kurduktan sonra bütün yorgunluğum ve bıkkınlığım geçiyordu. Sevdiğimiz mesleği yapmamın hayatta mutlu olmakla çok büyük bağlantısı vardır. Hayat seçimlerden oluşur ve en önemli seçimlerden biri de meslek seçimimizdir.

Şimdi ise sırada sevgili meslektaşımı beklemek vardı. Birazdan oda gelirdi zaten. Bakalım hayatın bana bu günkü golü ne olacak.

Yaptığım bir kaç evrak işinden sonra ofis telefonum çalmaya başlamıştı. Gelenin kim olduğu belli idi. Derin bir nefes alarak açtım telefonu.

-Efendim Merve.

-Efendim Avukat Hakan beyler geldiler.

-Gelsin lütfen.

-Peki efendim.

İki dakika sonra açılan kapıdan heybetli, yürüyüşünden bile oldukça belli olan kendine güven ve açık bir şekilde yakışıklılığı herkes tarafından kabul edilebilecek görkemi ile bir beyefendi girdi. Her misafirime yaptığım gibi ayakta karşıladım Hakan beyi de. Tam karşımda durdu ve elini uzattı bana.

-Merhaba Afra hanım ben avukat Haluk Akın.

-Merhaba Haluk bey. Hoşgeldiniz. Buyurun oturun lütfen.

-Teşekkürler Afra hanım. Memnun oldum tanıştığımıza.

-Umarım ben de memnun olurum. Zira bahse konu olan kişi benim hayatıma çok hayırla gelmezdi.

-Sizi anlıyorum dersem ne kadar inandırıcı olur bilmiyorum . Ancak sizin işe konuşacağım konu gerçekten çok mühim.

Mideme bir şeyler olmaya başlamıştı şimdiden. Yaptığım en ufak bir stres bile hemen mideme vuruyorken şu an yaşadığım stresi anlatmaya kelimelerim bile yetmeyecek sanırım.

-Sizi dinliyorum Haluk Bey.

Kendinden emin duruşu ufak tereddütler ediyordu sanki. Ve sonunda girdi söze.

-Daha önce de söylemiştim size, Aslan bey vefat etti. Ve vasiyetinin yanında bir de mektup bıraktı. Bu mektubu size ancak ölümünde sonra vermemi istedi benden. Ancak mektubu okumadan önce size konuyu açıklamamı da istedi.

Daha fazla dayanamadım.

-Lütfen söyler misiniz artık. Benim hayatımda yirmi iki yıldır varlık göstermeyen adam, nasıl oluyorsa ölürken beni hatırlamak istiyor. Ve ben fazlası ile gerilirken siz bana, ne yazık ki siz bana yardımcı olamıyorsunuz. Lütfen artık sadede gelir misiniz !

-Sizi anlıyorum dersem yalan söylemiş olurum Afra hanım ancak ben de anlayabileceğim en uygun şekilde anlatmaya çalışıyorum. O zaman şöyle yapalım yara bandı etkisi olsun. Siz ailenizin öz kızı değilsiniz.

-nE?

 

Oy ve yorumlarınız ile destek olabilirseniz sevinirim.🐼🐼🐼

Loading...
0%