Oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok mutlu olurum. Tişikkirler tişikkirler 🖤🐼

Bölüm şarkımızdan ;
{SENİ DE BENİ DE YORMUŞ BU DÜNYA GÜZEL KIZ 🚬}

-Biliyor muydun ?

-Neyi?

-Evlatlık olduğumu diyorum, biliyor muydun ?

Gözlerinde gördüğüm duygudan hiç hoşlanmamıştım. O kaybetmek istemeyeceğim kadar önemli biriydi benim için. O benim hem sırrım hem de sırdaşımdı.

-Bu zamana kadar benden bir şey sakladığını hiç düşünmedim. Ama şu an gözünde gördüğüm şeyden hiç hoşlanmadım. Bana olman gerektiği gibi dürüst davran ve söyle. Biliyor muydun ?

Gözlerini kaçırdı benden önce. Sonra yavaşça eğdi başını ve usulca onaylar anlamında salladı.

Hayal kırıklığı ile baktım ona. Hemen dolmuştu gözlerim.

-Herkes yapsa sen yazmazsın bunu bana. İnanmak istemiyorum tüm hayatımı etkileyeceğini bilerek sen bunu benden saklamazsın. Lütfen bana, gözlerime bak ve bilmediğini söyle. İnanacağım sana lütfen.

-Sana hiç yalan söylemedim. Şimdi de söylemem. Evet biliyordum. Annen vefat etmeden önce söyledi bize. Bunu sana söylememiz gerektiğini söylediğimde ise cevabı '' Ben bu dünyadan bir anne olarak gitmek istiyorum, bunu bana çok görmeyin.'' oldu.

-Bu çok saçma. Onun beni doğurmamış olması annem olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Bunca yıl üstüne hayatımın altı üstüne gelmezdi. Merih geldi, annemin gerçek çocuğu olmadığımı öğrendim ve aynı zaman da beni asla hayal kırıklığına uğratmaz dediğim sırdaşımın aslında hayatımın en büyük sırrını sakladığını öğreniyorum. Ama bunu yanında merak ettiğim tek şey beni o kapıya bırakanın kim olduğu. Gerçek ailem mi bıraktı yoksa başka bir sebeple mi o kapıya bırakıldım.

- Ne söylesen haklı olduğunun farkındayım. Seni anlıyorum gibi bir cümle kuramam çünkü senin yaşadığın şeylerin hiç birini yaşamadım ben. Ama sana sadece şunu söylemek istiyorum, hayatta ki tek dayanağın annendi. Evet ben ömrümün sonuna kadar yanındayım sen istesen de istemesen de . Ancak bende farkındayım ki kimse annenin yerini alamaz. Bu nedenle anneni senden almak istemedim. Beni anlarsın anlamazsın bilemem ancak söylemememin sebebi buydu.

-Sen benim için çok değerlisin ancak işte tam bu nedenle bunu benden saklaman beni sandığından daha fazla üzdü sırtımda ki tek dağım ikiye ayrıldı sanki . Ben çok yüksekten düştüm. Biraz zamana ihtiyacım var. Daha gerçek ailem konusunda ne yapacağımı bilmiyorum. Merih çocukları benden almak isterse ne yaparım bilmiyorum. O kadar çok şeyi bilmiyorum ki önce bir şeylere karar vermem gerekiyor.

-Dediğim gibi sen istesen de istemesen de senin hayatında, her zaman bir adım arkanda olacağım. Ömrümün sonuna kadar. Ayrıca gerçek aileni bulma konusunda elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Senin için yapamayacağım çok az şey var biliyorsun.

Gözlerimden yaşlar dökülmeye devam ederken ayağa kalktım ve cevap verdim.

-Teşekkür ederim ancak dediğim gibi zamana ve düşünmeye ihtiyacım var. Görüşmek üzere.

Bana umutla ve aynı şekilde gözleri dolu dolu baktı.

-Görüşmek üzere.

Neredeyse koşarak çıktım dışarı. Arabama atlayıp her zaman ağladığım sahile geldim. Bir insanın her zaman ağladığı bir yerin olası ne kadar üzücü tahmin edemezsiniz. Bazı insanların ağladıkları omuzlar olur, yerler değil. Bazı insanlar canları yandığında en sevdiklerine en güvendiklerine dertlerini anlatıp ağlayabilirler. Bir fotoğraf alıp ellerine'' şuan böyle hissediyorum keşke yanımda olsaydın sana sarılarak rahatlamak isterdim ''demezler. Bazı insanlar çok şanslılar. Hani şarkıda diyor ya '' Bir varmışım bir yokmuşum, acı çekerek ölmek için doğmuşum'' Yaşayabileceğim ne kaldı dediğim noktada hayat adeta '' Sen daha ne gördün ki dercesine bütün hünerlerini sergiliyor, ve ben acı çekerek ölmek için doğmuşum noktasına geliyordum.

Telefonum çalmaya başlamıştı. Kimseyle konuşacak ne halim ne hevesim varken gözlerim yan koltuğa attığım koltuğa kaydı. Arayan Hakan beydi. En son yanından ayrılışımı düşününce adama bir özür borcum olduğuna karar verdim ve açtım telefonunu.

- Alo Hakan bey.

-Afra hanım, ben sizi merak ettim çıkarken iyi görünmüyordunuz.

-Teşekkür ederim aynı zaman da özür dilerim.

-Ne için?

-Sizin de dediğiniz gibi çıkarken çok iyi değildim bu nedenle size de kaba davrandım bağırdım. Sizin bir suçunuz ya da mesuliyetiniz yokken.

-Önemli değil Afra hanım siz böyle bir durumu öğrenen normal biri gibi tepki verdiniz. Özür dileyeceğiniz bir durum yok ortada.

-Teşekkür ederim Hakan bey. Anlayışınız için teşekkürler.

-Ne demek. İyi günler

-iyi günler.

Kendimi yeteri kadar dibe batırdığıma ikna olduktan sonra hayata tutunma sebebim olan çocuklarımı görmek istedim. Şuan kreşteler ancak benim şuan ihtiyacım olan tek şey onlar, ailem. Merih onları benden almak isterse ne yaparım bilmiyorum. Kurduğu cümle hala kulaklarımda yankılanıyordu. '' Sen aile ne demek bilmiyor olabilirsin ama '' dedi bana. Bana aile olduğuna inandığım adamın ağzından çıkan cümle bu oldu. Gerçi ben onun hakkımda ki düşüncelerini öğrendiğim gün boşanma davası açmaya kara verdim zaten sanki neye şaşırıyorsam hala.

5 YIL ÖNCE

Ben hamileyim. Resmen hamileyim. Sabah erkenden verdiğim testlerin sonuçları için hastaneyi aramış ve öğrenmiştim. İnanamıyorum resmen sevdiğim adamdan çocuğum olacak. Farkındayım hala bana aşık değil ama seviyor. Bazen gözlerinde farklı bir şeyler görüyorum ''Tamam aşık bana '' diyorum, sonra benim karısı olduğumu unutuyor gibi davranıyor. Ama şimdi bebeğim bizi bir aile yapmayı başaracaktı. Tabii ki bebeğimi böyle bir şey için kullanmam ancak Merih'i tanıyorum o kendinden olan bir çocuğu ilgisiz bırakacak bir adam değil. Bebeğim sayesinde belki bağlanır bana, belki aşık olur.

Ben bu kadar çaresiz bir insan değildim ne oldu bana bilmiyorum. Gerçi ne olduğunu biliyorum. Ben aşık olduktan sonra böyle oldum. Daha anne olacağıma bile sevinemeden bebeğimin babasını bana aşık edebileceğini düşünüyorum. Onu bu akşam yemeğe çıkmaya ikna edebilirsem yemekte sürpriz yaparım. Gerçi sevinecek mi onu bile bilmiyorum ama bu anı ikimize de rezil etmek istemem. Ne olursa olsun bunu ona güzel bir şekilde söylemek istiyordum.

Aşağı inip onu yemeğe ikna etmek için merdivenlere yönelmişken aynı katta olan Merih 'in çalışma odasından duyduğum konuşma sesleri ile oraya yöneldim. Seslerden biri ne dediğini tam anlayamamak ile birlikte Merih'in annesine ait olmalı.

-Anne sen ne çocuğundan bahsediyorsun sen ya? Ben sana bir emanet meselesi yüzünden evlendim diyorum, sen bana gelmiş diyorsun ki ne zaman çocuk yapıyorsun? Sen benim hayatımın nasıl bir hale geldiğinin farkındasın değil mi ? Benim hakkım değil miydi sevdiğim kadınla evlenmek, sevdiğim kadından çocuk yapmak ?

Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Gözlerim şelale gibi boşalmaya başlamışken , ayaklarım beni ayakta tutma konusunda zorluk çekerken son gücümle kendimi yatak odasına atarken aklımda ki tek şey boşanmaktı. Ben neyin hayallerini kuruyorum, adam yan odada ne diyor. Ben beni istemeyen birini kendime '' dayanacak '' duruma getirecek kadar aciz birisi değilim. Ben sensizde yaşarım seninle daha güzel yaşardık belki sevseydin ama artık çok geç kaldık.

SİZCE AFRANIN SIRDAŞI KİM TAHMİNLERİ ALALIM

OY YORUM VE DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM. TİŞİKKİRLER TİŞİKKİRLER.🐼🖤✔️