Bu yara kapansa da geçiremez özlemini

-Yıllar sonra seni buraya getiren şeyi merak ettim.

Sinirlerim daha fazla bozulurken ağzımdan çıkanlara engel olamamıştım.

-Yıllar önce getiren sebeple aynı şey Ahu hanım

Duydukları ile dumur olmuş bir şeklide bana bakarken, bir an her şeyi anlat ve bunca acıyı sana çektiren insanların en azından birinden intikam al dedim ama hayır yapmayacağım. Ben onlar kadar kötü olmayacağım.

-Merih için geldim yani. Konuşmamız gereken çok önemli bir şey vardı da.

Cümlemin kalanına Merih'in gözlerine bakarak devam ettim.

-Ama belli ki onun için çok önemli değilmiş.

-Afra saçmalıyorsun.

-Hayatım da hiç bu kadar doğru düşünmemiştim Merih.

-Afra'cım belli ki Şuan çok sinirlisin bence konu her neyse daha sakin olduğun bir gün konuşursunuz.

Konuya dahil olan Ahu hanımla sinirlerim ister istemez daha fazla gerilmeye başlamıştı.

-Bu durumda olmamızın en büyük sebebi zamanında konuşmamız gereken şeyleri konuşmamamız Ahu hanım. Ama görüyorum ki konuşsak da değişmezmiş belli ki.

Merih'in de sinirlerinin gerilmeye başladığını görebiliyordum.

-Anne lütfen bizi biraz yalnız bırakır mısın ?

Ahu hanım kafa salladı ve son kez bana bakarak içeri girdi.

-Afra lütfen biraz dinlesen anlayacaksın beni. Annem rahatsızlandı diyorum. Neden anlamak istemiyorsun?

-Bir telefon ya bir telefon bu kadar zor olmamalı. Çocukların seninle tanışmayı beklerken yaşadıkları ilk şey hayal kırıklığı oldu. Anlıyorum konu annen olunca sen fazlasıyla hassas olabiliyorsun ama orda da seninle tanışmak için yıllardır bekleyen çocukların vardı. Sana anneni bırakıp neden gelmedin demiyorum ama en azından bu kadar büyük beklentiye girmiş iki çocuk için haber verseydin.

Derin derin nefes aldım. İçimi dökmek biraz olsun rahatlamamı sağlamıştı. O konuşmaya başlamadan devam etmiştim cümlelerime.

-Bak seni anlıyorum , hayatına birden iki çocuk girdi ve bir anda kendini baba olarak buldun. Hemen adapte olmanı zaten bekleyemem ancak sorumluluk sahibi bir insan olduğunu da biliyorum. Ben bu zamana kadar onlar hayal kırıklığına uğramasın diye uğraştım ki onlara yalan bile söylemedim babaları hakkında. Eğer onları böyle hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceksen ben bir yolunu bulur çocuklarımı mutlu ederim, tıpkı şimdiye kadar yaptığım gibi. Bir daha böyle bir şey yaparsan o anki sinirle yapabileceklerimi tahmin bile edemezsin.

Merih sinirden kıpkırmızı olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

-Afra yeter artık sürekli tehdit ediyorsun beni ama asla anlamak için uğraşmıyorsun. Anladığını söylüyorsun ya bu mümkün değil. Sanki çocukları bilmeme rağmen terk etmişim gibi davranma bana. Haberim yoktu hamileliğinden giderken , lanet olsun keşke olsaydı ama yoktu. yıllar sonra geri geliyorum ve bana iki çocuk babası olduğumu söylüyorsun. Ben her şeye rağmen onlara babalık yapmak isterken elimde olmadan yaptığım ilk hatada beni çocuklarla tehdit ediyorsun . Ama unuttuğun bir şey var karşında çocuklarının varlığından başka hiç bir şeyini bilmeyen bir adam var. Kaç gündür ne yaşıyorum ben biliyor musun? Evet hatalıyım aramalıydım farkındayım ama lütfen sende sütten çıkmış ak kaşık gibi davranma bana, çünkü en başından çocukları bana söylemeyen sensin unutma.

Son duyduklarımla birlikte sinirlerim çok bozulmuştu.

- Sen ne dediğinin farkında mısın ya, o mahkeme kapısında ne kadar bekledim ben seni biliyor musun? Buna rağmen sana ulaşmak için kapına kadar geldim ve hayatında hiç var olmamışımcasına yurt dışına gittiğini öğrendim. Ya hamileliğimi , eski karın olmamı geç biz seninle büyüdük lütfedip söylemedin bile gideceğini. Benim hak ettiğim bu muydu peki ? Buna rağmen kapına kadar gelmişken bana söylemedin diyorsun ya pes!

Söylediklerimle daha çok sinirlenmiş bir şekilde bakmaya başladı bana , ateş çıkıyordu artık gözlerinden.

- Kapıma gelmişsin canım ya! Ortada iki tane çocuğun hayatı söz konusuysa dağları delseydin de gelseydin keşke . Bir de abime söz verdirmişsin ya , inanamıyorum sana gerçekten . Beni , seni düşünmeyi bırakman gereken nokta işte tam olarak orasıydı.

Şimdi de ateş kusma sırası bana geçmişti işte

- Kulaklarımla duydum ya ben benimle neden evlendiğini kulaklarımla. Annene kızıyordun ona benimle vefa borcundan dolayı evlendiğini anlatıyordun. Bir de bu evlilikten çocuk falan istemediğini bas bas bağırarak anlatıyordun. Buna rağmen ulaşmaya çalıştım sana. Aradım, evine geldim yoktun sen hayatına hiç girmemişim gibi gittin. Hamile halimle girdiğim psikolojiyi tahmin bile edemezsin sen benim. Ki bunu bile kendimi haklı çıkarmak için söylemiyorum sana. Çabama ve engellere rağmen görmezden gelemezsin emeğimi.

Derin bir nefes alarak deva ettim cümlelerime

-Açık olsana sen çocukları sana söylemememi kızgınsın bu kadar çocukların var olmasına mı? Sen tam olarak bir karar ver de ben de çocuklarımı senin gel gitlerinden koruyayım.

Daha fazla konuşacak bir şey olmadığına karar vererek ayrıldım evlerinin önünden.

Her şey o kadar üst üste geliyordu ki çok yorulmuştum artık. Önce eski kocam çocuklarımın babası geri geldi, yıllarca ailem olarak bildiğim kişilerin ailem olmadığını öğrendim ve en son tüm hayatım boyunca güvendiğim belki de tek kişinin ihanetini öğrenmiştim. Üstelik çocuklarıma babalarının geldiğini söylememe rağmen ne istediğinden emin olmayan adam yüzünden çocuklarımın tüm hevesi kursağında kalmıştı.

Tam olarak nerde yanlış yapıyordum acaba ? Paratoner gibi bütün dertlerimi çekmemin bir sebebi olmalıydı bence. Birinin ahını mı aldım acaba ? Bu Merih olabilir galiba ya adam resmen benimle zorla evlenmiş. Tamam aşık olmadığını biliyordum ama bu da beni üzdü, kırdı, parçaladı kardeşim yalan mı söyleyelim? Pehlivan falan olduk diyoruz ama duygularımız hala beş yaşında falan.

Neyse konumuza dönelim madem üst üste geldi bu kadar biz de hepsiyle ilgilenelim tek tek. Merih konusunu biraz es geçebiliriz şu anlık çünkü kararsız herif yüzünden ne yapacağımı bile bilmiyorum tam olarak. O nedenle sıradan devam edelim. Şu aile olayını çözelim bakalım önce. Allah'ım sakinliğe bak sanki her ay aile değiştiriyorum. Dağılmadan devam edelim. Bu konuda kimden yardım isteyeceğimi biliyordum sanırım. Her ne kadar güvenimi kırmışta olsa beni bu hayatta ondan daha iyi kimse anlamak için çabalamıyordu. Evet tahmin edileceği üzere küçük sırrım beni bu konuda da yalnız bırakmazdı.

Aradığım numara ikinci çalışımda hemen açılmıştı. Ve telaşla konuşmaya başlamıştı:

-Alo Afra bir şey mi oldu çocuklara.

-Hayır hayır sakin ol. Çocuklar gayet iyi.

-Yanlış anlama sakın en son bana kırgın gittiğin için beni tekrar yakın zaman da aramanı beklemiyordum.

-Hala kırgınlığım var yalan değil ama bunu şu anlık göz ardı etmek istiyorum. Gerçek ailemi bulmaya karar verdim bana yarımcı olabilir misin?

-Tabii ki yardımcı olurum. Senin için her şeyi yaparım biliyorsun. Ama emin misin altından ne çıkar bilmiyoruz. Ortaya çıkan şeyler sonucunda üzüledebilirsin. Sen benim için çok kıymetlisin üzülmeni asla istemiyorum.

Yüzümde oluşan alaycı bir tebessümle cevap verdim.

-Daha ne olabilir diyeceğim ama gerçekten demeye korkuyorum. Karşıma ne çıkarsa çıksın geri adım atmak istemiyorum. Kaçtığım her durum daha acı bir şekilde döndü bana ve ben daha fazla kaçmayacağım.

Derin bir nefes aldığını duydum.

-Tamam nasıl istersen senin için araştıracağım.

Hadi bakalım. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.

HELLOOOOO BEN GELDİM. MERİH İÇİNİ DÖKTÜ AFRA İÇİNİ DÖKTÜ BAKALIM NELER OLACAK.

BİR DE AFRANIN GERÇEK AİLESİ VAR BAKALIM BİZİ ORADA NASIL BİR HİKAYE BEKLİYOR.

OY VE YORUMLARI ESİRGMEYELİM.

TİŞİKKİRLER TİŞİKKİRLER ;)