@umrandemir99
|
- Aileni bulabilmek için bir haftadır derin bir çalışma yapıyorum. ilk önce yaşadığınız mahalleden başladım aramaya. Önceliği senin eve bırakıldığın tarihin öncesi ve sonrası olarak belirleyerek, kaçırılma ihtimalini de göz önüne alarak, polise düşen ihbarları değerlendirmek istedim. Eski bir polis arkadaşımdan rica ettim bu konuda bana yardımcı oldu. O dönem sizin oturduğunuz mahalle ve çevresinde kayıp kız bebek olarak bildirilen ve senin o dönem ki yaş grubuna aşağı yukarı yakın yedi bebek kaydı bildirilmiş. Bunlardan ikisi ne yazık ki ölü olarak bulunmuş , iki tanesi ailesine sağ salim kavuşmuş ancak geri kalan üç bebekten hiç haber alınamamış. Kalan üç bebeğin ailesinin ev adreslerini buldum bir aile yurt dışına çıkmış ancak diğer iki aile hala aynı adreste ikamet ediyor. Ne zaman istersen, kendini ne zaman hazır hissedersen seninle birlikte gelirim . Senin için yapamayacağım hiç bir şey yok biliyorsun. Bir haftadır acaba yanlış mı yapıyorum diye düşünüp düşünüp duruyordum ancak bu gün ofiste çalışırken hiç beklenmedik anda yüzüme çarpılmıştı bu bilgiler. Merih ile olan kavgadan sonra verdiğim bu karar sonucunda belki çok üzüleceğim belki de çok mutlu olacağım bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa öğreneceğim şeylerden çok korkuyordum. Kasıtlı olarak beni istemeyen bir ailem olduğunu öğrenirsem, bunu kaldırabilir miyim , işte bundan hiç emin değildim. -Çok korkuyorum. Öğreneceğim gerçeklerden deli gibi korkuyorum. O kadar çok şey üst üste geldi ki , ben bu durumun şaşkınlığını ve üzüntüsünü bir türlü yaşayamadım. Kendimi böyle bir şeye hazır hissedebilir miyim emin bile değilim.
Gözlerim söylediği her cümlede daha fazla yaşlarını sızdırırken daha fazla dayanamadım ve ona sımsıkı sarıldım. Aynı şekilde bana karşılık vermek için beklememişti.
-Seni çok seviyorum iyi ki yanımdasın,iyi ki yanımdaydın.
-Asıl sen iyi ki yanımdaydın,ben de seni çok seviyorum canım benim. Ne diyorsun başlayalım mı aileler ile görüşmeye?
-Başlayalım. Bu zamana kadar nasıl ki böyle yaşadım bu saatten sonra yine böyle yaşamaya devam ederim. Alayla devam ettim cümlelerime -En kötü beni istemediği için bırakmıştır. Biliyorsun ki istenmemeye alışık bu bünye.
Cümlelerimin sonunda artık deliliğin vermiş olduğu gülmeyle birlikte kahkahaya dönüşmüştü. O da benimle birlikte kahkaha atıyordu. -O zaman başlıyoruz. Adreslere senden önce birini göndermemi ister misin yoksa direk gidip sen mi konuşmak istersin?
Beklemeden cevapladım ,düşünsem fikrimi değiştirirdim çünkü.
-Ben gitmek istiyorum. Kendim yüzleşmeliyim. Adresleri bana gönderirsin.
-Tamam şimdi çıkınca sana göndermelerini söylerim. Sen şimdi devam et işine çok düşünmemeye çalış olur mu? görüşürüz yine.
Yüzümde oluşan tebessümle cevap verdim sorusuna.
-Olur, görüşürüz.
O da yüzünde oluşan gülümsemeyle cevap verdi bana.
-Çocukları çok öp yerime. Dedi ve çıktı odadan. Tüm üstüme atılan bilinmezlikle baş başa kaldım odada. Aradan geçen kısa süre içerisinde telefona gelen mesaj sesiyle gözlerim daldığı noktadan ayrıldı. Gelen mesajlara bakarken ellerim titremeye başlamıştı. Gördüğüm adresler tam tahmin ettiğim gibi evimize fazlasıyla yakın olan adresler. İlk aile üç kişilik bir aileydi. Anne: Hayat Duman (53) Baba: Mehmet Duman (55) Çocuk: Yunus Emre Duman (28)
Bu aileyse bir abiye sahiptim galiba. Çocuklarımın dayısı oluyor bu durumda. Bu düşünce neden bilmiyorum ama sıcacık yaptı içimi. Diğer aileyi görünce daha çok şaşırmış ve şaşkınlıktan kahkaha atmış olabilirim. Çünkü eğer gerçek ailem bu aile ise tam üç dayı demek oluyor bu.
Anne : Armağan Demirci (54) Baba: Tayfun Demirci (55) Çocuklar: Buğra Demirci (29) Yavuz Demirci (27) Selim Demirci (20)
Kalabalık bir aileydiler. Kalabalık aile ortamına hasret hissettim kendimi o anda. Her ne kadar annemle iki kişilik bir aile olsak da hayatımın çok büyük bir bölümünde Merih ve ailesi ailem gibiydiler ya da ben öyle sanıyordum bilmiyorum. Annesi teyzem, babası amcam, abisi abim gibiydi belki de ayrılınca en çok zoruma giden olay buydu. İki ailenin bilgilerini inceledikçe, kalbinde bir sıcaklık hissetmeye başlamıştım. Hayatımda yalnızlıkla yüzleştiğim bu karmaşa içerisinde ‘kalabalık aile’ düşüncesi ve duygusu beni cezbetmişti. Her ne kadar tüm iliklerime kadar korksam da, beni çeken bi’ şeyler de vardı. Kendi kararıma biraz daha güvenerek. “Bu sefer kaçmak yok.” Diye tekrar ettim sesli bir şekilde derin derin nefes almaya başlamıştım. Ciğerlerimde ki nefesin bana yetmediğini düşünmeye başlamıştım. Sanki bir uçurumun kenarında duruyordum ve düşmemek için son bir adım atmam gerekiyordu. “Bunu başarabilirim,” diye kendi kendime fısıldadım. Gözlerim ekranda kalan adreslere kayarken, kalbimdeki gerginlik ve merak giderek artıyordu. Kendi geçmişimle, gerçek ailemle yüzleşmek zorundaydım. Merih’in kargaşası bir kenara, kendi içimdeki karmaşayı çözmesi gerekiyordu. İlk Durak: Duman Ailesi İlk adres, Hayat ve Mehmet Duman’ın yaşadığı yerdi. Kapının önüne geldiğimde bir an duraksadım. Kafasında türlü senaryolar dönmeye başladı: “Ya beni istemezlerse? Ya kapıyı açmazlarsa?” Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. "Bunu yapmalısın, Afra," diye tekrar ettim kendi kendime. Kapıyı çaldığında kalbim hızla atıyordu. İçeriden gelen ayak sesleri, her adımda kalbimde sancıyordu sanki. Kapı açıldığında, karşımda Hayat Hanım duruyordu. -Merhaba, Diyerek söze başladım ancak kendi sesimi zor duyuyordum üstelik fazlasıyla titriyordu. Biraz daha kendine getirmeye çalıştım sesimi. -Merhaba buyurun? Diye bana bakarken gözlerinde belirgin bir soru işareti vardı. -Merhaba, ben Avukat Afra Deren, Size birkaç sorum var… İzniniz olursa… Hayat Hanım, gözlerindeki soru işaretiyle süzdü beni. -Gel, içeri geçelim. Diyerek eliyle içeriyi gösterdi bana. İçeri adım atarken attığım her adım nabzımı hızlandırıyordu. Hayat hanıma bakarken kendimden bir şeyler aradığımı fark ettim. Acaba kime benziyorum. Söze bir yerden başlamam gerekiyordu. Ancak o benden önce davrandı. -Bir şey içer misiniz? -Çok teşekkür ederim ancak fazla vaktinizi almayacağım, zahmet etmeyin lütfen. Biraz duraksayarak devam ettim cümlelerime. -Ben sizi yıllar önce yapmış olduğunuz kayıp çocuk ilanınız için rahatsız ettim. Söylediklerim karşısında gözleri derin bir hüzün ve gözyaşıyla doldu. -Evet yıllar önce böyle acı bir olayla karşılaştık ancak şükürler olsun ki geçen yıl yavrumuza kavuştuk. Acımda, hüznümde, hasretimde hala dinmiş değil ancak yavrum yanımda en azından. Söyledikleri bu sefer benim gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Ne güzel kavuşmuştu evladına, benim ailem olmadıkları kesinleşmişti ancak aklımda canımı yakan yeni sorular belirmişti ‘Ya benim ailemde böyle düşünüyorsa?’ üstelik bir anneydim ve çok iyi anlıyordum onu. -Çok sevindim kızınıza kavuşmanıza. Benim müvekkilim için de böyle bir konu mevcut . yakın alanlar ve tarihler arasında kaybolan ailelerden kaçırılmalar arasında bağlantı olup olmadığını araştırmak için bilgi almak için gelmiştim. Anlatabileceğiniz bir durum varsa anlatmanızı istemem mümkün mü acaba? Tabii ki sizi de yormayacak üzmeyecek şekilde. Göz yaşlarını silerken cevap verdi soruma. Ancak göz yaşlarını ne kadar silse de yerine yenileri hızla geliyordu. -Bu hasretin ne kadar zor olduğunu bilen biri olarak elimden geleni yapmak isterim . Ben kızımı ve oğlumu parka götürmüştüm. Bi’ an oğlum elimden kaçtı, koşarak yola atlamaya çalıştı , onu yakalamak isterken kızımı bebek arabasında bırakıp oğlumun peşine koştum. Derin bir nefes aldı ancak ağlaması daha da şiddetlendi. Anlatırken o anları tekrar yaşıyordu. Orta sehpa üzerinde duran sürahiden su doldurdum ve ona uzattım. - Hayat hanım çok özür dilerim . Anlatmayın isterseniz çok üzgünüm. -Hayır eğer birinin daha ailesine kavuşmasına faydam dokunacaksa her şeyi yaparım. -Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten çok teşekkür ederim. Yüzünde oluşan minik tebessümle devam etti anlatmaya. -Geri döndüğümde kızım bebek arabasında yoktu. Ne yapacağımı şaşırdım, bağırmaya yardım istemeye çalıştım ama olmadı maalesef. Yıllarca aradık kızımızı. Eşim baş komiserdi, her yolu denedik ama bulamadık. Eşim o dönem önemli bir operasyon düzenliyordu, çok önemli büyük kişiler vardı işin içinde. Canları yanınca bizim de canımızı yakmıştılar. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorduk. Bunu bize yaşatanalarsa yedikleri operasyonla içeri girmişti ama sadece en zayıf ve küçük halkalar, asıl büyük başlar dışardaydı ve kızımıza kavuşmamızı engellediler. En son kendi aralarında bir anlaşmazlık çıkmış, yıllardır iş birliği yapan adamlar araları bozulunca yaptığı tüm suçları ifşa etti ve bunun içerisinde kaçırttığı kızımda vardı. İki yıl aradık kızımızı ,sonunda kavuşmak nasip oldu. Sizin aradığınız ailenin böyle bir öyküsü var mıdır ya da bu adamlar onu da mı kaçırmışlardır bilmiyorum. Benim bildiklerim bu kadar. Ayağa kalkmıştım, artık gitme vakti gelmiştik. -Anlattığınız her şey için çok teşekkür ederim. Ayrıca kızınıza kavuşmanıza çok sevindim. Umarım bir daha ayrılmak zorunda kalmazsınız. -Ben teşekkür ederim, umarım müvekkilin ailesine kavuşur. Söylediği şeyle içimde oluşan hisse anlam verememiştim. Sanırım umutlanmıştım. -Umarım…..
Nasıl buldunuz ? Oy ve yorumlarla destek olursanız çook sevinirim.<3<3<3
|
0% |