@umrandemir99
|
Bu hayatta kimsenin vazgeçilmezi olmadım.. kimsenin. Hep gemide ilk vazgeçilen oldum. Benim duygularım, düşüncelerim, acılarım, sevinçlerim kimsenin umurunda olmadı. Bir tek annem sevdi beni. Onu da benden bir hastalık aldı ve ben daha 20 yaşımda bir başıma kaldım. Hayatta ki ilk vazgeçenim babam olmuştu benim. Ben daha 4 yaşındayken bırakıp gitmişti beni. Annemi ve beni ,onun yüzünü bile hatırlayamadığım yaşımda bırakıp gitmişti. Sonra arkadaşım dediğim insanlar bıraktı. Çok bir şey istememiştim halbuki onlardan da. İstedim ki ben onları nasıl yalnız bırakmıyorsam, onların her daim yanında oluyorsam , onlarda benim yanımda olsun. Ama onlar düştüğüm hiç bir anımda yanımda olmayı tercih etmediler. Yalnız kaldıkça da daha da yalnızlığı istediğim. Kendi içimde yaşadım tüm duygularımı. Çünkü anladım ki bu hayatta hissettiğini belli ettiğin tüm duygular ve zaaflar sana silah, bıçak artık adına can yakan ne dersen, hepsi sana geri dönüyormuş. Bakmayın siz benim böyle acıklı şeyler söylediğime, ben çok gülerim aslında. Çok basit şeylere kahkahalar atarım mesela, güldüğüm şeyleri gülmekten başkalarına anlatama ya da. Üç gün yaşamak için geldiğimiz şu dünya da aklınıza gelebilecek çoğu acıyı, kaybı yaşamış biri olarak ''Daha ne olabilir ki '' dediğim ne varsa gördüm. O yüzden acısa da gülmeyi seviyorum, çünkü neden gülmeyeyim , değil mi ? Ben Afra Deren, çok küçük yaşta terk edilmeyi ,gençliğimin baharında ölümü, kavuştum dediğim anda ayrılığı yaşadım ve ben hâlâ dimdik ayaktayım. Çünkü dik durmam gereken, yarınlarını güzelleştirmem gereken , kocaman iki nedenim var benim. Ben anneyim. Evet ben anneyim. Hikayenin başına dönecek olursak...... 5 YIL ÖNCE Bu gün annemi kaybedeli tam 2 ay oldu. Kalbimin ortasına kor bir ateş gibi bıraktığı acısıyla beni bırakalı tam 2 ay. Halbuki en çok alıştığım şey yalnız kalmaktı ancak beni ebediyen yalnız bırakan annem olunca, kalbimin acısı bir ömür benimle gelecek gibi, sanki artık hiç gülemeyecek gibiydim. Sanki gülersem anneme ihanet edermişim gibi geliyordu. Halbuki bilirdim ben , annem en çok ben mutlu olunca mutlu olurdu. Bütün ömrü boyunca benim mutluluğum için uğraşmıştı. Bende o hep mutlu olsun diye çabalamıştım. Hep emeklerinin karşılığını vermek için çabaladım. Hep beni avukat cübbesi içinde görmek istiyordu ancak nasip olamamıştı. Merih bu süreçte hep yanımda olmuştu, kafamı çevirdiğim her an yanımdaydı. Ona olan aşkım daha ne kadar artabilir derken her saniye daha fazla aşık oluyordum. Ama onun bana aşık olmadığın da farkındayım. Biz beraber büyüdük onunla nasıl anlamam ki tek bakışında ki farkı? O benden 3 yaş büyüktü, ama ona hiçbir zaman abi dememiştim, zaten kendimi bildim bileli de aşıktım ona. Hani derler ya ' kirpiklerinin sayısını bilirdim ben , gözlerine nasıl baktığımı sen düşün ' diye, benim ki de o hesaptı. Düşen kirpiğini bile fark ederdim. Tabii bu aralar yaşayacaklarım hakkında bir fikrim yoktu hep ondan olmuştu bunlar. Şimdi yine yanına gidiyordum. Bu aralar nefes alabildiğim tek yere. Ömrüm kollarında geçse hiç sesim çıkmazdı. İnsanın kalbi başkasında atar mı hiç ? Atıyormuş işte. Tüm acılarımın içinde onu yanı başımda gördüğüm, hissettiğim zamanki heyecanım ve aşkım hiç azalmadan hatta artarak devam ediyordu. Beni çağırdığı yere gelmiştim. Hep oturduğumuz masada yine beni bekliyordu. Kalp atışım yanımdan geçenlerin bile duyacağı şekilde hızlanmasıyla masaya doğru ilerledim. Yanına geldiğimi fark etmemişti . Bir sıkıntısı var gibiydi. Karşısına otururken; -Dalgınsın. Sesimi duyunca irkilerek bana döndü. -Hoş geldin. -Hoş buldum diyeceğim ama sen çok hoş değilsin sanki, bir şey yok değil mi ? -Yok ,hayır bir sorun yok. Sadece seninle konuşmak istediğim konu önemli. -Seni dinliyorum. -Önce bir şeyler söyleyelim istersen. aç mısın ? -Hayır teşekkürler, sade bir kahve içerim ama . Siparişleri verdikten sonra hayatım boyunca ağzından duymak için canımı bile verebileceğim o cümleyi kurdu ; - Evlenelim mi ? -nE? GÜNÜMÜZ
Gözden ırak olunca gönülden de ırak olur sanıyorsun ya, aslında öyle de oluyor. "O çok eski bir' sevdaydı bitti" diyorsun, "Varla yok arası hatırlamıyorum bile" diyorsun. Unuttum sanıyorsun ama biri yanından geçerken onun gibi yürüyor, onun gibi bakıyor, onun gibi gülüyor bütün unuttukların boşa gidiyor... Demiş ya Cemil Meriç tam olarak o noktadaydım. Ki bu noktada artık tek başıma değildim. Alparslan ve Ömür de benimle birlikte 0 noktasındaydı. Ve olacak her şey benden çok onların hayatını etkileyecekti ki bu en çokta benim hatam yüzünden olmuştu. Ama ne yazık ki başka şansım da yoktu. Ben hem çok aşık, hem çok gururlu bir kadındım. Hayatımda gururumun önüne koyduğum en önemli anlar, tüm hayatımın yörüngesini değiştirmişti. Aynı zaman da bana hayatımın en güzel hediyesi evlatlarımı da vermişti. En karanlık gecelerime evlatlarımla sabrettim dayandım ben. Sanki içi dışına çıkana kadar ağlayan ben değilmişim gibi olabildiğince neşeli tutmaya çalıştım sesimi; -Aşklarım, özlediniz mi anneyi ? -eyeeeeeet diye ikisi aynı anda çığlıklarla sarıldılar bana. -ben de çok özlediiiim. iyi okumalar <3 Ü.D |
0% |