Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. BÖLÜM: HAYRAN YIĞINI

@umutlena

Geleneği bozmayarak okuduğunuz tarihi buraya eklemenizi isteyeyim.

 

Yorumlarda kendinizi belli edin, kimler buraya benimle geldi?

 

Eğer dolu dolu yorumlar olursa, burada da wattpad'deki samimi ortamı bulabilirsem devam etmem daha kolay olur🥺 Ve tabii ki oylar, onlar da önemli. Bölümü oylamayı da unutmayınn

 

Önce Baterist'le bir deneme yapalım olursa diğer hikâyelerimle devam edelim bebeklerim. Sizi seviyorumm♡

​​​​​

 

ALPER EGE DEMİRCİOĞLU¸.

 

Çığlıklar, deklanşör sesleri, gözümü kamaştıran ve çoğunlukla kıpkırmızı gözlerle gezmemi sağlayan ani ışıklar...

 

Hayatım bunlardan ibaretti.

 

Bir de davullarım, benden büyük olduğu hâlde salak olan grup üyelerim.

 

Eğlenceli olmadığını söylersem yalan olurdu.

 

Yine de çok yorucuydu.

 

Geceleri uyuyamayan ve öğleden sonra uyanmaya alışmış bünyem bana bildiğimden habersiz olduğum tüm küfürleri sıralıyordu. Hâlbuki öğleden sonraki hayran buluşmasına hazırlanmak için dokuzda uyandırılmak ve oradan oraya sürüklenmek benim suçum değildi.

 

Bir alışveriş merkezinde, kalabalığın önündeki uzun masanın arkasına dizilmiş dört sandalyeden birinde bacaklarımı ileri uzatmış ve kollarımı göğsümde kavuşturmuş bir şekilde otururken başım omuzuma doğru düşüp duruyordu.

 

Grup arkadaşlarımın en büyüğü ve diğer ikisine göre biraz daha az salak olduğunu düşündüğüm Levent ayağıma bir tekme atıp beni iyice rahatsız etti. "Uyuma lan." dedi kameralara yakalanmamak için bir dirseğini masaya yaslayıp başını bana doğru çevirirken. "Sonra 'tembel altın çocuk' diye haberini yapıyorlar."

 

Salak derken abartmıyordum. Masaya yığılmış mikrofonları görmesine rağmen herkesin onu duyduğundan habersizdi.

 

Ona dümdüz bakarken sesinin duyulduğunu anlamasını bekledim. "Tembel altın çocuk demiyorlarsa da bu saatten sonra diyecekler." diye atladı Emir. Levent'in yanında oturuyordu. Dirseğini Levent'in omuzuna yaslayıp bize doğru eğildi ve kasıtlı olarak mikrofonlardan birine dudaklarını değdirdi. Haylazlıkla parlayan gözleri kızların iç çekmesine sebep oldu. "Bu, aramızda kalsın tamam mı?" Çapkın göz kırpışı hanımlara çekici gelse de bana göre eşeğe benziyordu. "Ege'mizin ilham perisi yalnızca geceleri yanına uğruyor."

 

"Emir sen salak mısın?" Kulağıma Can'ın tiz sesi geldi. Kalabalıktan uzak bir köşede olduğu için onu göremiyordum ama kulaklık yüzünden tepeme binmiş gibi irkildim. Benimle birlikte masanın dekoruyla oynayan Cihan da irkilmişti. Levent tepkisini gizledi, Emir zaten Can'ın azarlarına alışmıştı. Pişkin pişkin geriye yaslanıp elini kulağına götürdü ve onu dinlediğini gösterdi. "Aklın kırk yılda bir soyut şeyleri kavrayabiliyor ve sen bunu şimdi, burada mı kullanıyorsun? Herkes Ege'nin ilham perisinin haberini yapacak sayende!"

 

"Ege'nin ilham perisi bir kadın değil dostlar." diyerek sözde olayı düzeltti Emir. Can bir çığlık attı. Gözlerimi yumdum hüsranla.

 

"Şimdi de herkes gizemli erkeğimizi arayacak!"

 

"Bir erkek de değil." diye batırmaya devam etti. Kimseye söylemiyorduk ama grubun en salağı oydu.

 

"Lütfen daha fazla konuşma." Can ağladı ağlayacak bir ses tonuyla konuştuğunda ona acıdım.

 

"Bir bebek!" Emir kendince en masum canlıyı seçmişti.

 

"Bebek mi?" Cihan dekorlardan gözlerini güçlükle ayırıp aramıza katıldı. "İyi de Ege bebeklerden korkuyor." dediğinde elimi alnıma yapıştırdım. Vazgeçmiştim, grubun en salağı Cihan'dı.

 

"Korkmuyorum." dedim sırtımı dikleştirirken. Bunu söylemezsem binlerce bebek videoları atılacak ve onlardan korktuğum için dalga geçeceklerdi. Pek umursamıyordum da menajerimiz Can sonra çok başımı şişirecekti. "Bebekler sadece... Biraz garipler."

 

Boş duvara bakıp kahkahalarla gülen küçük insanların garipliğini benden başka kimse fark etmemiş miydi? Hadi lan.


"Bence artık çenenizi kapatıp organizasyonu başlatmamız gereken yerdeyiz." Can müdahale etmese bu konuşma sonsuza kadar uzayacaktı. Onun talimatlarıyla nihayet konu kapandı. Hayran buluşmasını birini öldürmeden atlatabildim.

 

Alışveriş merkezinden çıktığımızda organizasyonun düzeninin buraya kadar ulaşamadığını gördüm. Sokaktaki kalabalık öyle fazlaydı ki kaldırımlardan yola taşmış, trafiği tıkamıştı. Neyse ki hayran buluşması burayı kapsamıyordu, şapkayı kafama geçirip hiç kimseyle göz göze gelmeden grup aracına binecektim. Başımı eğmeden önce öylesine kalabalığa bakıp gülümsedim. Kimseye dikkat etmeyi planlamıyordum ama bize gülen gözlerle bakan, bağıran sevinçli insanların arasında diğerlerinden uzun olduğu için kolayca görebildiğim bir kadının telaşlı, acı dolu yüzünü gördüm. Bariyerlerin ardındaki bize ulaşmak için çabalayanlardan biri değildi.

 

Sokağa girdiğinde kalabalığın arasında kalmış olmalıydı. Kendini kurtarmaya çalışıyordu. Onlara yakın olduğumuz için gözleri kimseyi görmeyen insanlar yüzünden bir oraya bir buraya savruluyordu. Emir omuzumdan ittirip "Yürüsene oğlum." dedi sırada olduğum yerde duruyordum. Neden gözlerimi üstünden çekemedim bilmiyordum. Kadının ayakta durma çabasının hiçbir işe yaramamasını izledim. Kalabalığın ittirmelerine daha fazla dayanamayıp yere düştü.

 

Yere düşmeden önce dudaklarını okuyabildim. "Bebeğim..." demişti. Kalabalıktan çekip çıkarmak istediği, koruduğu şey kendisi değildi. Bebeğini korumaya çalışıyordu. Hamile olmalıydı.

 

Bariyerlerin üstünden atlayıp hayran yığınının arasına daldığımda bir saniye düşünmemiştim bile. "Çekilin!" dedim hiddetle. Çığlıklar onlara yaklaştığım anda kulaklarımı sağır edecek bir boyuta ulaşmıştı. Sesimi duyaramadım bu yüzden. Kadının düştüğü yere yaklaşmak için önümdeki insanları iterken bütün magazin sayfalarına muhteşem bir haber verdiğimi farkındaydım ama durmadım.

 

Anında peşimden gelen korumalarla birlikte kalabalığı geriye itebildiğimde kadını yerde, kollarını şişkin karnına sarmış ve çaresizce titrerken buldum. Etrafta kan olmadığını görmek o an için iyi olan tek şeydi. Saçları dağılmış, elbisesi kalçasında toplanmış ve bir askısı omuzundan düşmüştü. Bu hâliyle kameralara çıkmasını istemeyerek önüne geçtim ve dizlerimi bükerek onunla aynı hizaya gelinceye kadar eğildim. Tehlikenin geçtiğinden habersiz bir şekilde sallanıyordu. Elbisesinin düşen askısını düzeltip "İyi misiniz?" diye sorduğumda başını hızla kaldırdı.

 

Masmavi gözleri yüzümde dondu kaldı. Şokta olduğu için bunu anlayışla karşıladım. "Ayağa kalkın lütfen." Hareket edemeyecek kadar şaşkındı. Onu ayağa kaldırmak için kollarından tutarken bana engel olmadı, dengesini sağlayamayacağından endişe ederek ellerimi kollarında tutmaya devam ettim. "İyi misiniz?" dedim bir kez daha. Kalabalıktan beni duymadığını varsaymıştım.

 

Beklenmedik bir şey yaptı.

 

Alnını göğsüme yaslayıp ağlamaya başladı.

 

Başımı eğip şaşkınca ona bakarken saçlarından yükselen koku burnuma doldu. Eş zamanlı olarak başıma keskin bir ağrı girdi.

 

Başımın ağrısı yüzünden kaşlarım çatıldı. Geri çekilip yüzünün görünmesini engelleyerek kadını yanımda duran korumanın tutmasına izin verdim. Tişörtüme yapışan elini çekmedi başta, beni bırakmak istemedi.

 

Korumayla benimle olduğundan daha güvende olduğu için, daha fazla malzeme vermemek adına bileğinden tutup elini kendimden uzaklaştırdım.

 

Yumruk yaptığı elini karnının üstüne bastırırken ağlamaya devam ediyordu. Korumaya bir baş işareti verdiğimde beklemeden onu kucakladı. İyi olduğundan emin olacaktı. Kadın ve bebeği benim sorumluluğumda değildi.

 

Burada işim bitmişti.

 

-

 

6 ay sonra

 

Bilinmeyen Numara: O seksi ellerindeki bagetleri davullara vururken benim kalbim ne kadar hızlı atıyor, biliyor musun? (17.36)

 

Yeni yeni uyanmış, grup evinin boş mutfağında yiyecek bir şeyler ararken telefonuma gelen mesaj bana bazı şeyleri sorgulattı.

 

Öncelikle seksi eller mi?

 

Bayatlamadığını umduğum süt kutusuyla sigara içen Emir'in yanına oturdum. Süt kutusunu ağzıma dayarken boş elimi masanın üstüne çıkarmış, sağa sola çevirerek inceliyordum.

 

"Ne yapıyorsun?" diye sordu Emir bana garip garip bakarak.

 

"Seksiymiş ellerim." Uykulu olmasaydım onun ağzına laf vermezdim de... "Ona bakıyorum."

 

"Seksi miymiş ellerin?" diyerek güldü.

 

"Öyleymiş." Dalgın dalgın mesaj atan numaranın profiline tıklayıp büyüttüm. "Güzel bir kadın seksi ellerim olduğunu söylüyor." Masmavi gözleri olan; kahverengi, dalgalı, uzun saçlara sahip bir kadın dudaklarını hafifçe kıvırarak poz vermişti. Siyah askılı bir kıyafet giymişti. Elbiseydi belki, bilmiyordum. Çıplak omuzları ve gerdanını görebiliyordum sadece. Omuzlarından gözlerimi alamadım. Kahretsin, bu da neydi? "Çok güzel bir kadın." dedim derin bir sesle.

 

Emir başını eğip ekrana bakmaya çalıştı ama telefonu kendime doğru çekerek ekranı sakladım. "Sonunda sosyal medyayı kullanmaya mı başladın?" diye sordu tepkimi umursamadan. "Çoğu hesap modellerin fotoğrafını kullanıyor, sakın hiçbirine cevap verme. Tuzağa düşürüyorlar."

 

"Sosyal medya değil." Tekrar kadının fotoğrafına baktım. Ekran görüntüsü aldım. Dediği gibi bir modelse internette aratarak kim olduğunu bulabilirdim.

 

"Telefon numaranı mı bulmuşlar?" Ona cevap vermeden tadını sevmediğim sütü masada bırakarak ayaklandım. "Sütü dolaba koy lan!" diye çıkıştı ne konuştuğumuzu unutarak.

 

"Bozuk zaten."

 

"O zaman çöpe at. Can ne diyor? Herkes kendi pisliğini toplayacak. Sonra temizleyenlere evde hayvan beslediği yalanını söylemek zorunda kalıyormuş." Dört kaba saba erkeğin yaşadığı bir evdi. İçimizde temiz ve düzenli olan kimse yoktu. Hangimiz daha çok ortalığa sıçacak diye iddiaya bile giriyorduk.

 

Hayvanlar yaşasaydı ev daha temiz olurdu.

 

"Olmaz." dedim süt kutusunu masada bıraktığım için utanmasa baygınlık geçirerek kendini yerlere atacak Emir'e göz atıptekrar telefona dönerken. Kadının şimdi de gözlerine sabitlenmiştim. "Ellerim bunun için fazla seksi kalıyor."

 

Arkamdan küfretti, odama çıkarken kulağıma ninni gibi geldi sözleri. Az önce uyandığım hâlde tekrar uykumu getirdi. Yatağa oturup seksi bir elimi yüzüme sertçe sürterek ayılmaya çalıştım. Diğer seksi elim telefonu tutmaya devam ediyordu.

 

Emir'in söylediği gibi mesaja cevap vermesem daha iyiydi ama telefon numaramı kimden aşırdığını merak etmiştim. Omuzları güzeldi. İki hattım vardı ve bu hat yalnızca birkaç arkadaşım ve ailemin bildiğiydi. Gözleri daha güzeldi. Bu numarayı bulması daha zordu. Fotoğraftaki kişi olup olmadığını da merak ediyordum. İçimden bir ses öyle olduğunu söylüyordu.

 

Cevap yazmaya başladım.

 

Baterist: Bak sen (17.54)

 

Baterist: Mavi gözlerin de beni izlerken parlıyor mu? (17.54)

 

Mesajları anında gördü, yazmaya biraz geç başladı. Dirseklerimi dizlerime yaslayıp öne eğildim ve mesajı göndermesini bekledim.

 

Bilinmeyen Numara: Bana mavi gözleri uydurduğunu söyle (17.55)

 

Bilinmeyen Numara: Profil fotoğrafımı kaldırmayı unutmuş olamam, değil mi? (17.55)

 

Bilinmeyen Numara: Kahretsin! (17.56)

 

Hadi be?

 

Profilindeki fotoğrafı internetten bulduğunu ve dikkatimi çekmeye çalıştığını sanmıştım ama o, fotoğrafı kaldırmayı unutmuştu.

 

Sonra beni engelledi.

 

Baterist: Engel yemeden önce ekran görüntüsü aldım, tüh (17.58)

 

Engellediği hâlde yazdığımı fark edip kendi kendime gülerek sohbetten çıktım. Eğlence çıkmıştı bana. Önce kim olduğunu sonra da telefon numaramı aşırdığı kişiyi bulacaktım. Uşak'tansa yakın zamanda memleketimi göresim gelebilirdi.

 

Akşam saatlerine kadar zamanımı boşa harcayıp biraz davul çaldım. Sapık gibi beş dakikada bir kadının fotoğrafına bakmamak için oyalandım. En sonunda yine sohbette buldum kendimi.

 

Hâlâ engeli kaldırmamıştı, görmemesi işime geldi.

 

Baterist: Bir şey söylemeyi unutmuşum (19.56)

 

Baterist: Neyse (19.56)

 

Baterist: Güzelmişsin (19.56)

 

 

Daha önceden okuyanlar buraya,

 

İlk defa okuyanlar da buraya bölüm hakkındaki genel düşüncelerini yazabilir♡

 

Yorumlarda reklam yapmayın lütfen, başka hikâyelerden de bahsetmeyin. Baterist çok eski bir hikâye, 2018-2020 yıllarında yazıldı. Bahsedeceğiniz şu an popüler olan hikâyelerden önce yazıldı muhtemelen. Benzetmeleriniz beni mutlu etmiyor, hiç hoşuma gitmiyor.

 

Bir de daha önceden okuyanlar spoiler vermezse çok sevinirim.♡

 

Bölümden çıkmadan önce oy vermeyi unutmayın.🌟

 

Beni buradan, wattpad'den (umutlena) ve sosyal medyadan takip edebilirsiniz (Instagram: umutlena_)

 

WhatsApp kanalımın linkine Instagram hesabımdaki öne çıkanlardan ulaşabilirsiniz. Linke tıklayamazsanız mesaj atın tekrar göndereyimm

​​​​​

2. bölümde görüşmek üzere.

 

Öptüm o tatlı yanaklarınızdan.♡

 

Loading...
0%