Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@umutsalseyler

 

BAŞLANGIÇ

 

Her insan yaratılış gereği bir şeyler ister şu hayattan. Kimi para-pul, kimi şan-şöhret, kimi ün, kimi sevmek yada sevilmek. Ama her istediğimiz olur mu ki şu hayatta?Olmaz...Olursa tadı olmaz.

 

Peki olmazsa ne olur?

 

Aslında hani derler ya, evrene gönderdiğin enerji sana geri döner ama dönmediği de olur. Yani bizim inancımızla bakarsak Allah'tan neyi çok istersen onu verir. Eğer vermezse bil ki seni koruyordur. Sen daha fazla istemeye devam edersen yine verir ama bu sefer zararıyla verir. E tâbi o zararda senin imtihanın olur.

 

Okuduğu kitabı kapatıp ışığa uzandı. Işığı kapatıp gözlerini yumdu ve uykuya daldı. Çağrı erkenden uyumalı ve erkenden uyanmalıydı, çünkü okulun ilk gününe geç kalmak istemiyordu. O yüzden erkenden uyanmalıydı.

 

Telefonun saatini kurup başını yastığa koyduğu gibi uyudu. Sabah çalan alarmla da uyandı.

 

Doğruca duşa girip çıktı. O sırada annesi heyecanla kahvaltı hazırlıyordu, babası da elinde ekmek ile salona girdi.

 

"Günaydın oğlum."

 

"Günaydın baba. Niye ekmek almaya gittin ben giderdim."

 

"Giderdin, giderdin de bugün ben gideyim dedim. Oğlumun ilk üniversite gününde yorma oğlumu dedi annen."

 

"Yorma tabi, ben oğlumu yerde bulmadım!"

 

Çağrı gözleri dolu dolu izliyordu onları. Başardığını anne babasının gurur duyan bakışlarında bir kez daha anladı.

 

Birlikte güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra odasına girip hazırlandı ve aceleyle kapıdan çıktı. Annesi arkadan seslenince durup annesine döndü. Annesi hızlı adımlarla oğluna yaklaştı, elini yüzüne atıp küçük bir çocuk gibi sevdi Çağrı'yı.

 

"Bak oğlum bunun için çok çalıştın, çok çaba sarf ettin. Hiç bir güç seni bundan geri koyamaz biliyorum.

Eee bir de biliyorsun Nurten teyzen üniversiteyi hep kötü anlattı oğlu da zaten...."

 

Sözüne devam etmesine izin vermeden araya girdi Çağrı.

 

"Anne endişelenme hiç birşey olmayacak. Sen Nurten teyzenin söylediklerine ne bakıyorsun? Onun o aptal oğlu başaramadı ve batağa battı diye öyle söylüyor, devlet kurumu hiç kötü olur mu? Hem sen beni Kerem ile bir mi tutuyorsun Allah aşkına anne? Ben başaracağım söz verdim ve ben sözümü tutarım sen merak etme."

 

"Devlet kurumu kötü olmazda insan kötü olur."

 

"Sen kötü değilsen kötü insanda seni bulmaz anne."

 

"Belkide bir kız aklını...."

 

"Ooooo anne bu konu uzayacak hadi ben kaçtım."

 

Annesinin iki yanaklarından öpüp sıkıca sarıldı. Daha sonrada hızla durağa yürüdü. Durağa varınca otobüste denk geldi, otobüse binip okuluna geldi.

 

Okula varınca etrafı keşfetmeye baadı. Herkes aynı gibiydi.

 

Hem çok heyecanlı, hem çok telaşlı, hemde çok mutlu görünüyordu.

 

Herkes bölümü sınıfını ararken kendisi de panoya yaklaştı. Alacağı bilgileri alınca hemen hızla sınıfa girdi. Ardından da hoca girdi.

 

"Sınıf tam mı?"

 

"Bir kişi eksik Hocam."

 

Çağrı yanında ki masaya bakınca boş olduğunu gördü. O sırada kapı tıklandı ve genç bir kız içeri girdi.

 

"Hocam özür dilerim geç kalmamak için çok çaba sarf ettim."

 

"Belli ki başarılı olamamışsın!"

 

Sınıf hep bir ağızdan gülünce genç kız biraz utandı, Hoca'nın onayıyla yerine geçti.

 

Sınıf tek tek kendini tanıtmaya başladı. Sıra Çağrı'ya gelince oda kendini tanıtmaya başladı.

 

"Merhabalar herkese ben Çağrı Kara."

 

Çağrı sözlerine devam edecekti ki Hoca araya girdi.

 

"Sen bölümü yüzde yüz burslu olarak kazandın değil mi?"

 

Çağrı utanarak "evet hocam," dedi

 

"Biri daha vardı o kimdi?" dedi Hoca.

 

Genç kız elini kaldırdı.

 

"Kendini tanıt canım" dedi Hoca.

 

"Ben Yaren Caymaz. Dediğiniz gibi bende yüzde yüz burslu girdim okula."

 

"Peki derse başlayalım..."

 

İlk günün heyecanı sarmıştı tüm sınıfı. Nasıl bir dönem geçireceklerini düşünüyorlardı.

 

İlk ders olduğu için tanışma kaynaşma olarak geçti. Hoca'nın öğrenciler ile kaynaşması, aynı zamanda öğrencilerin hem hoca ile hemde birbirleriyle kaynaşması ile geçti.

 

Çünkü psikoloji önce kendini tanımaktan geçmekteydi...

 

Hoca dersi bitirince Çağrı tüm dikkatini Hoca'dan çekip etrafına gezdirdi. Yaren ile göz göze gelince tebessüm edip başıyla selam verdi. Nihayet Yaren'in istediği olmuştu.

 

Çünkü Yaren de tüm dikkatini Hoca'ya vermek yerine Çağrı'ya vermişti.

 

Yaren de Çağrı'nın ona baktığını görünce oda tebessüm etmiş ve selamına başıyla karşılık vermişti.

 

Yanından geçen gruptan biri kantinde kahve içeceklerini, onunda gelip gelmeyeceğini sorunca Çağrı yerinden kalkıp gruba eşlik etti. Grupla birlikte bir kahve alıp masaya oturdular. Herkes hayallerinden bahsedince Çağrı da psikolojide mastır yapmak istediğini söyledi.

 

Kahve tadında güzel bir sohbetin ardından tekrardan sınıfa geldiler.

 

Çağrı ve Yaren birbirlerine bakıp yine tebessüm ettiler.

 

Çağrı'nın ufakta olsa kafası karışınca kendini kısa sürede toparladı.

 

Yoğun ders temposuna kolay bir şekilde ayak uyduracak kadar zekiydi, ki öyle de oldu.

 

Okul saatlerini doldurunca arkadaşlarının birlikte yapacakları aktivite teklifini kibarca reddedip eve gitmek için otobüs durağına geldi. Yağmur taneliyordu. Hava daha da bozmadan eve gitmesi gerekiyordu.

 

Karşıdan gelen araç Çağrı'yı fark edince durdu. Çağrı arabaya baktı, cam açılınca Yaren olduğunu anladı.

 

"Merhabalar."

 

"Merhaba" dedi karşılık olarak Çağrı.

 

"Sizi gideceğiniz yere kadar bırakayım isterseniz?"

 

"Teşekkür ederim ben başımın çaresine bakarım."

 

Hava iyice bozmuştu ve yağmur daha da hızlanmıştı.

 

"Neden? E gelin işte hava baya kötü ıslanmayın durduk yere."

 

"Gerçekten teşekkür ederim ben başımın çaresine bakarım."

 

"Amma da naz yaptınız ama merak etmeyin kaçırmam sizi."

 

İkiside güldüler. Çağrı karşısındaki genç kızı kırmak istemediği için kabul etti ve arabaya bindi. Araba da başka bir çocuk daha vardı, onunla da selamlaştı. Bir yandan önde oturan genç adama yolu tarif ediyor bir yandan da yanındaki genç kızın sorularını yanıtlıyordu.

 

"Demek sen de yüzde yüz burslu kazandın?"

 

"Evet."

 

"Çok zekimiymişsin."

 

Çağrı tebessüm etti, sonra da yoldan gözlerini alıp kıza baktı:

 

"Senin de benden eksik kalır yanın yokmuş."

 

"Evet öyle, bende zekiyimdir."

 

Yaren Çağrı'nın gözlerinde kaybolmuştu. Ondan etkilendiği apaçık belliydi. Her ne kadar bunu belli etmek istemese de duyguları çokta umursamıyordu bu durumu.

 

Çağrı da durumdan etkilendiğini fark edince daha evine varmadan bir anda "Dur" diye bağırdı. Herkes bir anda telaş yapınca araba ani bir frenle durdu.

 

"Çok üzgünüm" diyip arabadan indi, hızla yağan yağmuru umursamadan sanki yağmurun hızıyla yarışır gibi koşar adımlarla oradan uzaklaştı. Yaren ve genç adam yaşanan olayın şokunu atlatınca yoluna devam ettiler.

 

Daha evine varmadan inen Çağrı nihayet eve varmıştı ama sırılsıklam olmuştu.

 

Kapının zilini defalarca hızlı hızlı çalınca kapı açıldı. Kapıyı açan annesiydi.

 

"Ne oldu oğlum bu halin ne sırılsıklam olmuşsun!"

 

"Normal değil mi anne yağmur yağıyor."

 

"Oğlum durak evin önü bu kadar nasıl ıslandın?"

 

"Yağmur çok yağıyorsa demek" diyip güldü.

 

Odasına girip üstünü değiştirdi.

 

Kitabını ve annesinin ona yaptığı sıcak ıhlamuru alıp odasına geçti. Annesi seslenince gidip yemeğini yedi. Babası ve annesi ona okul ile ilgili soru sorunca yorgun olduğunu, uyumak istediğini belirtip odasına çekildi. Her ne kadar aklına yaşananlar gelse de umursamayıp çareyi uyumakta buldu...

 

Merhaba arkadaşlar bu benim ilk kurgum çok heyecanlıyım sizde benim bu

heyecanıma ortak olmak isterseniz bol bol yorum ve beğenin.

 

Çok iddialı bir kurgu eminim çok seveceksiniz merakla devamını bekleyin. Çok öpüyorum sizi😊🥰

 

 

Loading...
0%