Uyanalı üç gün oldu. Ama Elif halen yoğun bakımda. Bütün sevdikleri uyanmasını beklerken, o uyuyor öylece.

Ben ve ailem Elif'in ailesine destek oluyoruz, yalnız bırakmıyoruz bu süreçte. Babaannesi beni görünce mutlu oluyor, Elif'i orada bırakmadım diye. Kendini bana borçlu sayıyor.

Elif'in uyanmasını beklerken, polislerin ifade için geldiğini gördüm.İfademi alacaklardı.Yaşadığım o kötü anıları tekrar hatırlamak istemiyordum ama katilin bulunması için gerekliydi.

Polis"Özge YILDIRIM! "

"Evet buyurun . "

Polis"ifadenizi almamız gerekiyor. "

"Olur" dedim hüzünlenerek.

Polis "tatil için yola çıkmanızdan itibaren anlatın lütfen, hiçbir detayı atlamamalıyız, katili bulmamız için önemli" dedi.Bütün arkadaşlarımın ölümünü anlatması çok kolaymış gibi.

"Ezgi tatil için, daha yakın olduğunu düşünerek orman yolunu seçti, hem geceye kaldığımız, hemde havanın sisli olması yüzünden, geceyi Ezgi'nin dayısının orman içindeki evinde geçirmek istedik.

Sıkıldığımız için oyun oynayamaya karar verdik. Oyun içeriği olarak ,Sude rastgele bir numara çevirip konuştu, katil o numaranın sahibiydi, kendi söyledi bunu, öleceğimizi düşünerek.

O gecenin sabahında ne arabalar ne de telefonlarımız vardı, çalındığını düşündük. Kimseye haber de veremedik bu yüzden. Birilerinin bizi bulabileceğini düşünerek bir gece daha kalmaya karar verdik.

Ertesi sabah kapıda içi katilin bizim için seçtiği aletlerle dolu bir kutu birde not bulduk. Notta bizi bu aletlerle öldüreceğini söylemişti, değişik motifler vardı kağıtta"dedim ağlamaklı bir şekilde.

Polis"isterseniz sonra devam edelim. "

"Hayır! Anlatacam" dedim. Sanki anlatırsam bu kabusun verdiği ağırlıktan kurtulacakmışım gibi.

"Bizim için hazırlanmış mezar taşları bile vardı,her seferinde farklı bir not farklı cümleler, motifler, farklı ölüm şekilleri...Oyun oynuyordu bizimle, sadece biriniz hayatta kalacaksınız diyordu ilk notunda. Notu okuyunca, Zehra ,Melisa, Merve korkup gittiler. Biz de peşlerine düştük ama bulamadık. İlk öldürdüğü Melisa'ydı ağaca asılı bulduk uyandığımızda,sonrasında ise Ezgi...

Yakmıştı..."Dedim tuttuğum gözyaşlarımı serbest bırakarak.

O adı aşağılık, Ezgi'yi yakmıştı. "

Polis "isterseniz biraz ara verebilirsiniz. "

"Hayır! Anlatmak istiyorum" dedim kendimi sıkarak.

"Bizi sürekli bulmasından anlamıştık verici olduğunu.Çantalarımızı ,üzerimizi aradığımız gibi takip cihazı bulduk.

Bu cihazlarla onu tuzağa çekmeye karar verdik.Orman evinde iki tabanca bulmuştuk. Cihazları bir yere yerleştirip, saklanacaktık, sonra geldiği gibi vuracaktık.

Ama plan istediğimiz gibi gitmedi, yakalandım,öldürecekti beni.Elinden kurtulmayı başarıp,Sude'ye doğru koşmaya başladım. O da arkamdan koşuyordu, Sude ateş etti,onu farkettiği gibi.Vurulup kaçtı. Ondan kurtulmuş olacağımızı düşünmüştük,ama öyle olmadı.

Önce Melisa ile Ezgi...Sonra da sırasıyla Merve'yi ,Zehra'yı, Sude'yi... Hepsini vahşice öldürdü.

Sude ihanet etti bize. Bizi canına karşılık katilin kucağına attı. Ama ölmekten kurtulamadı . İlk olarak Sude'yi vurdu"dedim arkadaşımın ihanetini de anlatarak.

"Bizi bayıltmıştı, kendimize geldiğimizde ağaca bağlıydık.Bizi de bıçaklayıp ,zaten ormandan çıkışın olmadığını,kan kaybından öleceğimizi düşündü.

Çok yol yürüdük öyle ama çıkış yolu bulamadık. Tam da vazgeçmişken, araba seslerini işittim, yola yakın olduğumuzu anladım. Elif'i de alarak devam ettik. Yola çıktığımızda gibi yere yığıldık, zaten gerisi hastane... "dedim bu kötü anıların verdiği ağırlıktan kurtulmuş gibi.

Polis" Katile dair bişeyler hatırlamaya çalışın lütfen, bula bilmemiz için önemli. Yüzü, boyu bir iz işaret... "

"Yok ! Yüzü kapalıydı başında kapşonu vardı, uzun boylu iri yarı biriydi. "

Polis "hafızanı zorla en ufak bir şey bile bizi kayike götürebilir. "

"Var! İşinize yararmı bilemiyorum ama bileğinde bir kurt dövmesi vardı. Sude'yi vurduğunda görmüştüm. "

Bütün kötü anıları hatırlamıştım, anlatmıştım. Hatırlaması anlatması her ne kadar zor olsada...