Yeni Üyelik
17.
Bölüm

İNTİKAM YEMİNİ

@umutsuz

Defne'den...

Öykü öleli bir ay olmuştu. Bu bir ayda kesintisiz hergün mezarlığa gidip ağlamıştım.

Ardında koca bir enkaz bırakmıştı.Hayatıma hiçbir şey olmamış gibi devam edemezdim, canımdan bir parçamı kaybetmiştim. Kardeşimi, dostumu sırdaşımı, çocukluğumu gençliğimi, herşeyimi kaybetmiştim.

Bu süreçte Fırat haricinde kimse destek olmamıştı bana. Benim gibi acı çeken de bir Fırat vardı.

Daha fazla dayanamayıp ,bir hafta önce benimle vedalaşıp yurtdışına gideceğini söylemişti.

Öykü'yü çıkaramadığı için intahar ettiğini düşünüyordu, bu yüzden görevinden de istifa etmişti.

O da benim gibi hergün mezarlıktaydı, her gelişinde farklı bir çiçek getirip ekerdi toprağına. Rengarenk çiçeklerle donatmıştı, Öykü'nün mezarını.

Her ne kadar renkli güzel dursada o toprak,Öykü'nün yeri o toprağın altı değildi. Onu bu hale getirenlerden intikamını,ben alacaktım . Can çekişerek öldürecektim onları, Öykü o toprağın altındayken, onlar keyiflerine bakamazlardı, hepsini birer birer öldürüp o toprağa gömecektim!

Öykü'yü hayattan koparıp, onlar nefes alamazlardı! Buna izin vermeyecektim.

Yemin etmiştim o mezarlıkta, hepsini öldürmeden ölmeyecektim. Söz vermiştim Öykü'ye onun alamadığı o intikamı ben alacağım diye.

Işığını çalıp karanlığa gömmüşlerdi, herşeyini elinden alıp aldığı nefese de göz dikmişlerdi. Dosyalarda raporlarda intahar yazıyordu lakin intahar değil cinayetti...

Geçmişi, geleceği, hayalleri, ruhu katledilmişti yetmiyormuş gibi özgürlüğü de elinden alınmıştı. Soluksuz bırakıp öldürmüşlerdi el birliğiyle, bu bir cinayetti, intahar değil!

 

Loading...
0%