40. Bölüm

CANAN-I DİLBER

Mustafa Yılmaz
utangac_yazar.ylmz

Ey cânân-ı dilber, nûr-ı cemâlinle gönlümde bahâr,

Her nefesinle uyanır içimde bin vuslat âhı, bin bahar.

Zülfün gecedir, amma içinde yıldız saklı,

Bir telin düşse gönlüme, yanar bütün akşamlar.

 

Gözlerin bir deryâ, bakışın mehtâb-ı şeb,

O nazar, gönlümde açan güllerin sebeb.

Gamzelerin mihrâb-ı aşk, secde eder kalbim,

Bir tebessümünle dirilir her ölü kelâmım.

 

Ey cânân, sesin kevser, sözün gül-i handân,

Sadânla mest olur bu biçâre nâdân.

Leblerinden düşen her kelime, duâ gibi,

Rûhumun en ücra köşesinde yankılanır gizli.

 

Hasretinle yanar bu gönül, ey dilberim,

Geceler hicrânla dolu, sensiz her an derdim.

Bir rüzgâr geçse adını fısıldar kulaklarıma,

Bir yıldız kayar, yüzünü getirir rüyalarıma.

 

Cânân-ı dilber, ey gönlümün sultanı,

Sensiz her sabah eksik doğar güneşin nûru.

Vuslatın bir masal, bekleyişim bir ömür,

Kalbim senin, ömrüm senin, tek duâm sensin, nûrum.

 

Ey dilrübâ, ben senin aşkında bir seyyâh,

Dert senin, devâ senin, her hâlim günâh.

Ne gam, eğer cümle âlem unutur adımı,

Bir tek sen bilesin, ben sana âşığım hâlâ.

 

Cânân-ı dilber, sen var iken yoktur elem,

 

Bir tebessümünle unuturum âlemi, kalem kalem.

Yârâb, yazılmışsa alın yazımda o nâm,

Esmâ’dır o — gönlümün ebedî ilhâmı, tek selâm.

Bölüm : 06.11.2025 21:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...