Yeni Üyelik
13.
Bölüm

MEKTUP-I- (BÖLÜM SONU)

@utangac_yazar.ylmz

Bu tarihimizi hatırladın mı? Bu tarih, her şeyin başlangıcıydı. Yaşadığım ve yaşattığın mazimi her hatırladığım an artık nasılsın? Diye sormaya bile cesaretimi bulamıyorum artık.
İlk tanıştığımız o gün hala hatırında mı? Hani o zamanlarda canlı yayında hoş muhabbetlere devam ediyorduk da gerçekten de güzel anılarımız vardı
L işte o gün aramızdaki ilişkimiz öyle güzel devam ediyordu ki bir gece hiç beklemediğim bir şey oldu da o bilinmeyen hanımefendi ile söz konusu canlı yayında karşılaşmıştık. Oysa o saniyelerde, o dakikalarda geçen her bir zaman dilimi benim için öyle değerliydi ki bahsettiğim o zaman dilimleri içerisinde yorum kutusunda ismimi görünce nasılda yüzünde güller açmıştıL O geceyi nasıl unutabilirim ki? Aksine her zaman hatırımdasın bilinmeyen hanımefendiL Benim hala o gülümsemene ihtiyacım var. Benim hala o ince ve zarif düşüncene ihtiyacım var. Benim hala o bilinmeyen hanımefendiye ihtiyacım varL Benim sana ihtiyacım var.
O gece de beni yer alacağın bir fuara davet etmiştin de sonra sanki davet edilmemişim gibi bana söylenip, kızmıştın. Ama ben yine de bana söylenmeni de, kızmanı da çok özledim be bilinmeyen hanımefendiL Şimdi neden ayrılmak zor(*) anladın mı? Tamam. Haklısın. Hata yaptım. Yapmadım değil. Ancak bu ister. İstemez. Yaptığım hatalar tek benimle sınırla değil ki! Bu yüzden her insan hata yapabilir. Önemli olan geri dönüşü olmayan hatalar yapmamak. Şimdi sana soruyorum. Bunu hiç düşünemedin mi? L Yok yere heba olan dostluğumuza mı üzüleyim. Yoksa hala süre giden sana olan platonikliğe mi üzüleyim. BilemiyorumL Ama her ikimizde birbirimiz hakkında henüz bilemediğimiz o kadar çok soruların cevapları var ki, bunu belki ne Ailen. Ne de arkadaşların tahmin edebilir. Edilebilir. O neden bu ayrılık daha ne kadar sürecek henüz bilmiyorumL Peki o ilk buluşmamıza ne demeli? Tek hatırladığım bana sarf ettiğin o kırıcı cümlen oldu be bilinmeyen hanımefendiL Beni bir misafir gibi karşılaman gerekirken bana sarf ettiğin o son cümlen benim kalbimi kırmış olsa da ben hala uzak diyarların türküleriyim(*). O bilinmeyen hanımefendiden ayrıldım. Ayrılalı. Hem gece. Hem gündüz kalbim feryad-ı figan(*) etmeye devam ettiği beridir.

Hiçbir zaman ne yüreğimi, ne de kalbimi susturmayı başarabildim. Onca kalpten kalbe(*) geçen hislerim, duygularım ve düşüncelerim boşuna mıydı? Zaman aleyhimize her işlediğinde bir daha ölüme yaklaştığımı aha şu üç beyazdan(*)anladım. Ey bilinmeyen sevgilim keşke yine zamanı izafilerde(*) olsak da bir nebze olsun bu hataları yapmamış olsaydım. Ama ne mümkünL Böyle çok nadirdir ki iki yabancı gibi bir iki kelam etmemiz beni öyle üzüyor. Ve ortaya çıkan bu duygularım beni öyle mahvediyor desem yeridir. Tüm bu mazilerimi tekrar hatırladığım da zamanın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamış oldum. O yüzden zaman(*) hem o bilinmeyen hanımefendi için. Hem de benim için çok değerli. İşte bu yüzden o bilinmeyen hanımefendiyi çok özledim. O bilinmeyen hanımefendi her kimse sadece özledim.(*) Uzun bir süre oldu. İzaf-i bi’mehcürlüğe(*) yakalanalı. O vakitler ben doktora gittiğimde ona derdimi anlattığımda doktor bana ‘uzun süredir sizde eski bir hastalığa(*) yakalanmışsınız.’ Dediğinde henüz hastalığımın teşhisini koyamamış ve bana bulaşan bu hastalığın ilacını hiçbir eczaneden bulamayacağını söylediğinde çok üzüldümL Hala da üzgünümL O sırada tam doktorun yanından uzaklaşıyordum ki arkamdan bana seslendi ve bana şöyle tavsiyelerde bulundu. Bana ‘zamanında size bu hastalığı kim bulaştırdı ise şifası ondadır.’ Diye tavsiye de bulunmuştu. Belki de benim hastalığımın ilacı sendendir bilinmeyen(*)?

İcabet etmek gerekirse berceste bir kadınsın. Hasna(*)-(Güzel kadın.)

Loading...
0%