İçeri girdiğimde içim gerginlik, Korku, Endişe ve panikle dolmuştu. Ama bu saatten sonra yiğitliğime bok sürdüremezdim. Zaten eğer işi yapamayacak olsam niye geleyim, Belalı bir köşkün sahibiyle konuşmaya. Değil mi Sarah? Zaten daha debin bir kaza yapmadın mı? Ne kaza yapması, yaptırdın Sarah yapdırdın. Bir de diyor niye gerginim, Sence neden? Sicile bok sürdürdük bir de yiğitliğe sürdürmeyelim diye olabilir mi? Ya da Mafyamsı birinin belalı köşküne geldiğinden olmasın? Ha bir de eski sevgilinle karşılaştığımızdan olmayasın? Ah sarah ah aklına tüküreyim. Yine her neyse diyerek düşüncelerimden arınmaya çalışarak, Doğum yaparmış gibi nefes eğzersizi yaparken birden duvara çarpmıştım sanırım. Ama karşımda onu tam tersi taş gibi bir çocuk karşımda duruyordu.

Mavi gözleri okyanusunda kaybolabileceğimi, Siyah saçları onları okşarken kendimi kaybedebileceğimi, Heybetli boyu ve geniş omzu onlara sadece salak gibi bakabileceğimi söylüyordu. Sonuçta o kimdi daha onu bile bilmiyordum. O derin bir nefes almaya çalışırken ben ise suçlusu oymuş gibi konuşuyordum. "Önünüze baksanıza beyefendi. Ne haddinize bana bu korkuyu yaşatmak. Ben burda misafirim. Kendinize gelin." Ben bunları anlatmaya çalışırken o çoktan beni üst kata götürmek için elimden tutup sürüklermeye başlamıştı. Ne olduğunu anlayamadan bizi bir ofise kilitlemişti amacı neydi anlayamıyordum.Bir süre odanın içinde bir şeyi nasıl açıklayabileceğini düşünürmüş gibi tur atmaya başladı. En sonunda yoruduğunu anladı ve elini uzattı "Lucas wilson. " Bir anda gözlerim büyüdü ve tükürüğüm boğazıma durunca öksürmeye başladım. Ne olduğunu anlamış olacak ki yüzünde muzip bir ifadeyle konuştu

"Biliyorum şaşırdın ama ben bile bu halime şaşırdığım için şu an sana su doldurmaktan başka yapabileceğim ne fiziksel ne de duygusal bir yardım var." o benim patronum muydu? Yanlış duyabilme ihtimalim yüzde kaçtı? Her zamanki gibi kendi sorduğum soruyu kendim cevaplıyarak 'Evet doğru duydun Sarah yanlış duyabilme ihtimalin ise yüzde sıfır.' İç sesimde felaket tellallığı yapınca bana verdiği sudan bir yudum aldım ve konuştum "Merhaba efendim, Size bağırdığım için çok özür dilerim." "Sarah." "Ailenin öldürüldüğünü biliyorum." Çok yalnış yerden başladın Lucas wilson. Ama doğru bir yerden başlayacağını zaten varsaymamıştım "Ancak buraya başvurmak için maddeleri okuduğunu varsayarak konuşuyorum kural bir buraya girdiğinde bir daha çıkamazsın." Kurallar? Ben okurken kurallar diye bir bir bölüm yoktu. Derin bir nefes verip konuşmaya devam etti "Kural iki; Lucas wilson'la resmi konuşmak yok." "İyi ama..." Tam konuşacakken derin sesi beni böldü " Kural üç; Çalışanlar sana bir şey yaparsa bana söyleyeceksin." ' Ne? ' dedi iç sesim ' Bunlar bir çalışan içi çok fazla' Öyleydi tan çıkacakken arkamdan bir ses "Unutmadan." Beni acaba yine ne bekliyordu."Bunlar sadece sana özel kurallar."

****

Yazarın Gözünden

Gecenin ikisiydi ve Sarah Young uyuyordu. Eski yatağına ve odasına göre çok konforluydu. Ve küvette sıcacık bir duş aldığı için huzurlu bir şekilde yatmıştı. Fakat odadan takırtılar gelmesiyle sarah gözünü araladı. Gözünün önünde tanıdık bir sima belirmesiyle gözleri kocaman açıldı ve çığlık atmaya başladı bu Dylan'dı. Fakat ne yazık ki evdekilerin uykusu çok ağırdı. Ve hiç biri gelmedi yaklşık iki dakika sonra Dylan'ı üstünden atmayı başaran Sarah kendisini banyoya kilitledi. Ve neyseki içeride bir şey olursa diye yardım için ufak bir telsiz vardı. bu mafyaların evinde olmuyor muydu? Ve sarah konuştu "Kimse var mı beni duyuyor musunuz?" "Eğer duyuyorsanız lütfen yardım edin! Ben Sarah Young." "Siktir bu çalışmıyor!" dedi ve çığlıklarını dahada güçlendirmeye çalışan sarah 'yardım edin' diye bağırıyordu. Ama dylan çoktan kapıyı kırmıştı ve konuştu "Sarah, Beni unuttun mu? sana hatırlatmamı ister misin?" Tiksinç bir şekilde Sarah'ın boynunu öpmeye başladı. Fakat sarah'ın kurtuluşunun sesi geldi "Çek o pislik elini Sarah'ın ustünden." "Vay, vay wilson hatırlar mıydın sen bizi?" "Üzgünüm hatırlamaya çabalayacağım birisi değilsin." "Doğru gerçi ona bakarsan sen de sarah'ın ailesini öldürdükten sonra ve videosunu atalı ben de seni düşünmeye çalışmıyorum." O mu öldürmüştü benim annemi ablamı ve dedemleri?