Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Zehir Benim

@v1ctrsfvr

- 4 Mart 2019 -

 

Los Angeles'ta en çok korkulan psikopat mafya Vincent Cameron'ın ondan da psikopat kızı Rachel Cameron olmak mı? Öyleydim ve asla şüphe duymadım.Hiçbir şey hissetmemek. Duygularını kapatmış olmak.Bu benim için hiçbir zaman sorun olmadı.Beni daha güçlü kılıyordu...Eski benliğimin aksine.

 

Villamız, Holland'ların villasının hemen yanındaydı.Yani maalesef ki Ares Holland'ın camı benim camıma bakıyordu ama arada çok büyük bir mesafe vardı.Camımdan onların villasına her baktığımda onların hepsine tek tek nasıl işkence edip öldüreceğimi düşününce içimi tatmin duygusu kaplıyordu. Sırayla,önce kalan tek kardeş Ares,sonra annesi Daeryn ve ardından babası Robert.Büyük kardeş Rafael'i de kendi ellerimle öldürmüş olmak isterdim ama ne yazık ki o zaman elime silah alamayacak kadar aptaldım.Ya da Rafael gibi olmaktan korkmuştum.​​​​Ya da belki de ölmeden daha çok acı çekmesini istiyordum,benim elimden.Bende bıraktığı o izin aynısını bende onun alnının ortasına bırakmak hatta kazımak istiyordum.Ama onun alnına kazamadıysam bende yakışıklı küçük kardeşinin kaslı ve dövmeli vücuduna yeni bir dövme olarak kazarım.Hem kendim,hemde babam için.Abisi beni,kendiside babamı öldürmeye çalıştı.Ama bu gece için bu düşünceleri susturdum ve üstüme bikini veya mayo giymek yerine her zaman olduğu gibi beyaz bir elbise giyerek havuza girmek için kapıdan çıktım.Mayo giyebilirdim ama o özgüvenimi elbiseden daha çok düşürüyordu.Kimsenin ne düşündüğü umurumda değildi ama benim ne düşündüğüm umurumdaydı ve düşündüğüm tek şey vücudumdan nefret etmemi sağlayacak şeyler giymemekti.En azından beyaz elbise suyun altında daha asil duruyordu,her ne kadar o da ıslanınca vücudumdaki izi belli etsede karanlıkta benden başka kimse görmeyecekti ki görse bile umurumda olmazdı.Koyu kestane rengi saçlarımı açarak havuza atladım.Huzur bulduğum tek an gece yarısıydı.Bir süre yüzdükten sonra havuzun kenarında durup uzunca bir süre soluklandım.Ardından tekrar yüzmeye başladım.

------

​​​​​​Gecenin bir yarısı yorgun ve sinirli bir şekilde villama döndüm.İtalyan mafyanın biri babamla olan problemleri yüzünden bena çok nadiren olan anların birinde,yanımda adamlarım yokken ve arabamdayken ateş açmıştı.Mermim bitene kadar geri ateş ettim ama mermim bitti.İlk defa pisliğin birinden kaçmıştım,canım sıkılmıştı ve neden hala ailemle yaşadığım konusunda bir kez daha düşünmeme sebep olmuştu.Odama çıkıp hızla kapıyı arkamdan kapattım ve üstümdeki beyaz gömleğin üstten ilk 3 düğmesini tam açtım ki penceremden favori düşmanımı havuzunda yüzerken gördüm. Pencere pervazına yaslanıp onu izledim.Tam sigara içmek için elimi cebime attım fakat son anda vazgeçtim.Onu izledim.Çok savunmasız duruyordu.Ama bir o kadar da güzel.Pencereyi kapatıp perdeyi çekecektim ki Rachel'ın yüzüyormuş gibi görünmediğini fark ettim.Boğuluyordu.

------

Bir anlığına onu gördüm.Rafael'i.Nefes alamıyor,yüzemiyordum.Sanki birşey beni havuzun en dibine boğulup öleyim diye çekiyordu.Boğuluyordum.Dibe doğru çekiliyordum ama havuzun bir sonu,dibi yok gibiydi ve en sonunda basınçtan dolayı patlayacak gibi oldum,en sonunda kendimi bıraktım.

------

Tereddüt etmedim,onu benden başka kimse öldüremezdi.Ben onu öldürmeden ölemezdi,boğularak bile.Koşarak kendi villamdan çıktım ve hızla Cameron'ların villasına direkt arka bahçede çitlerin üstünden atlayıp geçtim ve hızla havuza daldım.Onu tuttuğum gibi hemen havuzun kenarındaki mermere kaldırıp uzandırdım,nefes almıyordu.Bir an bile düşünmeden dudaklarımı dudaklarına bastırdım ve içimdeki tüm nefesi kendi nefesim kesilene kadar onun içine üfledim.Geri çekildim ve aradan 2-3 saniye geçtikten sonra aniden tüm su ağzından çıktı.Sol dirseğinin üstünde yan durdu ve nefes almaya çalıştı.Bense kendi nefesimi dengelemeye çalışarak geri geri gidip otururken duvara yaslandım. "İyi ki sigara içmekten son anda vazgeçmişim."

------

Bunu her ne için yaptıysa şimdi onu öldürme isteğim daha çok artmıştı.Hızlı hızlı nefes alırken ona soğuk bir ifadeyle baktım."Şimdi seni öldürürken 2 saat daha fazla işkence edeceğim." Kıkırdadı ve beni süzdü.Üstümdeki beyaz elbise ıslandığı için çok hafiften içimi belli ediyordu çünkü biraz daha kalın bir beyaz seçmiştim. "Teşekkür etmek için kendi yöntemlerin var güzelim ama tamam,kabul ediyorum." Aynı soğuklukla yanıtladım. "Pek bir şansın de yok zaten." Ayağa kalktım ve tam villama girecektim ki aniden tartışmaya yer bırakmayan bir tonda konuştu. "Seninkine değil benimkine gidiyoruz." Ne? Onunla birlikte onun villasına mı? Asla. Alaycı ve küçümseyici bir tonda yanıt verdim. "Ölü bedenimin üstün-" Sözümü kesti. "Bu gidişle öyle olacak zaten.Seni kucağıma alıp mı sürükleyeyim yoksa sırtıma mı?" Tam tekrar konuşacaktım ki fırsat vermedi. "Düş önüme Rachel." Bir an dönüp annemle babamın odasının ışığının yanıp yanmadığına baktım. Sonra ona döndüm ve iç çekip başımı önden onun villasına yürüdüm. Arkamdan sırıtarak baktığına adım kadar emindim. "Bakmayı kes yoksa o gözlerini kaşıkla oyup sana yediririm." Eğlenmiş bir şekilde hemen arkamda aramızda bir adım varken konuştu. "Beni sabırsızlandırıyorsun." Cevaplamadım. Ailesine görünmeden beni odasına çıkardı.Ardından kendi dolabından uzun gri bol bir tişört çıkarıp bana fırlattı. Ona somurtkan bir şekilde baktım. "Bu ne?" Cama yaslanıp kollarını kavuşturdu ve düz bir ifadeyle yanıtladı."Ölürken giyeceğin şey." Tişörtü tekrar onun yüzüne fırlattım. "O zaman kendine sakla.İhtiyacın olacak." Tişörtü tekrar bana fırlattı ve keskin bir şekilde konuştu. "Giy yoksa ben giydirim." Bana arkasını döndü.Sinirle iç çektim ve elbiseyi çıkarıp tişörtü giydim.Elbisenin altına bikini altı giymiştim.Ardından saçlarımı elimle sıkıp fazla suyu elbisenin üstüne akıttım ve yatağa oturdum.Katlı ve kalçalarıma değen saçlarım sırılsıklamdı.O önünü döndü ve beni tekrar baştan aşağı süzüp önüme bir sandalye çekti ve oturdu.Ama çok yakınıma oturdu,bacağını araladı ve bacağı benim çıplak bacağıma değdi.Dirseklerini dizlerine yaslayıp hafifçe öne eğildi ve bir süre yüzümü inceledi,ardından zaten yakınımda olduğu için alçak hatta neredeyse fısıltıya yakın bir tonda o derin sesiyle konuştu."Her gece yüzüyorsun,neden bu sefer böyle oldu? Bilerek mi boğuldun?" Bir süre boş boş ona baktım ve başımı salladım."Evet bilerek boğuldum." Dediği diğer şeyi daha yeni idrak etmiştim. "Sen her gece beni mi izliyorsun??" Kahverengi gözlerini hafifçe kısıp sırıttı. "Her gece." Ardından hemen ciddileşti ve normal bir tonda konuştu. "Dökül,Rachel." Bilmiyor muydu gerçekten? Ondan saklamış olamazlardı değil mi? Babası,annesi? Ya da belki de gerçeğin üstünü kapatıp anlattılar. Bende bunu koz olarak kullanıp onun annesiyle babasına karşı oynayacaktım. Onu ailesiyle birbirine düşüreceğim ve ailesine olan güvenini sarsacağım. Bir süre ona baktım ve ardından bende onunla aynı tonda konuştum, kısık ama ciddi. "Sana birşey göstermek istiyorum." Şaşkınlığını gizlememişti. Büyük ihtimalle bu kadar çabuk konuşacağımı düşünmüyordu. Ama reddetmedi. "Göster." Elim yavaşca tişörtün altına gitti ve yavaşça karnımdaki izi gösterecek kadar kaldırdım.Karnımda ameliyatın kocaman ve kalıcı izi duruyordu.Bense sadece onun izliyordum.Bir anlığına elini karnıma getirmek için hareket ettirdiğini fakat son anda elini yumruk yapıp duraksadığını fark ettim. Ama tekrar vazgeçti ve yavaşça parmaklarıyla izin üzerinden geçti.İlk defa yakınlığından bu kadar etkilenmiştim,hatta hafifçe ürpermiştim.Dokunuşu çok sert ama çok nazik ve yumuşaktı. Acımasız birinin dokunuşunun bu kadar rahatlatıcı ve güzel olabildiğini kim bilirdi? Ardından ne düşündüğümü anlayınca hızla birkaç kez göz kırpıştırıp konuştum.Gözlerini izden kaldırıp gözlerime kilitledi.

"8 yaşındaydım. Her zamanki gibi gece yarısı havuzda yüzüyordum.Sadece babam uyanıktı, su istemiştim ve babam sadece 2 dakikalığına içeri girmişti ve o an yalnızdım. Sonra birinin karanlık silüetini gördüm, havuzun köşesinde durup bana baktı, sonra elindeki silahı bana doğrulttu. Havuzun altında olmama rağmen kurşun karnıma isabet etti, susturucu vardı, silah ses çıkarmadı. Çığlık atamadım,yardım isteyemedim,babama bile seslenemedim. Kanım havuzun her yerine yaylmıştı ve bildiğin kendi kanımda boğuluyordum. Yüzemedim. Nefes alamıyordum ve yavaş yavaş her şeyin karardığını fark ettim. Daha sonra babam aniden havuza atlayıp beni dışarı çıkardı. Sonrasını hatırlamıyorum. Ama annemin anlattığına göre hastaneye kaldırıldım ve..." Devam etmemi isteyip istemediğini anlamak için duraksadım.Çenesi kasılmıştı.Sert bir tonda konuştu. "Devam et." Ardından iç çektim ve devam ettim.

"Hastaneye kaldırılır kaldırılmaz beni hemen ameliyata almışlar ama kurşun her geçen dakika daha da derinleşiyormuş, ucunda ölümcül asit varmış. Ameliyat 22 saat sürmüş ve tam dikiş atılırken kalbim aniden durmuş. Herkes benden vazgeçmiş, doktor ailemin yanına gitmiş ve onlara beni kurtaramadıklarını söylemiş. Annem acı bir çığlık atmış ve ağlamış ama sonra yanımda duran ve aletleri çıkaran hemşire aniden doktora ve aileme kalbimin mucizevi bir şekilde yeniden attığını söylemiş. Doktor gelmiş ve hemen ameliyatı tamamlamış, dikişleri falan atmış. Yoğun bakıma alınmışım. Tam her şey yolunda gidiyor derken kalbim tekrar durmş, sonra tekrar atmaya başlamış, tekrar durmuş ve tekrar atmaya başlamış. Yaklaşık 4 ay bu şekilde devam etmiş,yaşayan ölüymüşüm. Odamda aynı anda üç doktor varmış, her kalbim durduğunda müdahale ediyorlarmüş. Ama ne zaman kalbim dursa dikişlerim patlıyormuş.Her seferinde dikişleri değiştiriyorlarmış ama ben yine de her seferinde deli gibi kan kaybediyormuşum. Sonra beni tekrar ameliyata almışlar ve içimde kurşun parçaları bulmuşlar. Asit o kadar güçlüymüş ki kurşunları parçalamış ve vücuduma ölümcül zehir yaymış. Sonra bir şekilde kurşun parçalarını çıkarıp tekrar yoğun bakıma götürülmüşüm. Kalbim yine durmuş.. Annem daha fazla acı çekmeme dayanamamış ve doktorlara eğer kalbim tekrar atmayı bırakırsa beni bir hayvanı uyutur gibi uyutmalarını söylemiş. Ama o andan sonra kalbim yeniden atmış ve hiç durmamış, hiç... Ama sonra bir türlü uyanmamışım ve komaya girmişim.2 yıl komada kalmışım.Gölerimi tekrar açtığımda bu sefer 8 yaşında değil 11 yaşındaydım. Zaten eğitimi bile evde görüyordum.Tam artık ailem bendeki tutuşlarını gevşettiler bende dışarı çıkabileceğim derken çocukluğumu yaşayamadım.Ve bu kocaman bir yara izi kaldı.." Anlatmaya başladığımdan beri göz temasını kesmediğimi fark ettim ve onun da eli hala izin üstündeydi.Ama şaşırmış durmuyordu, sanki herşeyi zaten en başından bilmesine rağmen beni yine de dinlemişti.Ama yinede keskin bir tonda dediği tek şey;"Kim yaptı?" Biliyorsa neden bunu sordu? Yoksa bilmiyor muydu?.. Yinede cevapladım. "Abin Rafael." Her şeyi biliyordu. Ama kesinlikle bunu yapanın abisi olduğunu bilmiyordu. Aniden annesiyle babası odaya daldı. En başından beri bizi dinliyorlarmış. Annesi bana sert ve soğuk bir şekilde bakarak neredeyse bağırarak konuştu. "Nasıl cesaret edersin?!" Ares sinirle ayağa kalkıp tam konuşacakken ben aniden kalkıp annesinin önünde durup hafifçe sesimi yükselterek tehlikeli bir şekilde konuştum. "Asıl sen nasıl kendi oğlunun gözünün içine baka baka yalan söylemeye cesaret edersin? Ne dedin ona? Rafael'in hiçbir şey yapmadığını, babamın sırf zevk için mi onu öldürdüğünü söyledin? Sırf Cameron'ların itibarı yükselsin diye mi öldürdüğünü söyledin?" Hızla kendiside bana bağırdı. "Çık git evimden!" Şüpheci bir şekilde hafifçe gözümü kıstım ve babasına baktım. Bana nefretle bakıyordu. Ona baktım ama o sadece annesine buz gibi bir ifadeyle bakıyordu.Ardından hızla geçip gittim ve kendi villama yürürken annemle babam bahçede beni bekliyorlardı.Beni Holland'ların evinden dönerken görünce ikiside sert bir şekilde bakıp açıklama beklediler ama ben hızla yanlarından geçip direkt eve girdim ve odama çıkıp yatağıma uzanmadan önce pencereden onun odasına baktım. Ailesiyle kavga ediyordu. Sırıttım ve yatağıma uzandım. 6 ay önce babamı öldürmeye çalışmıştı,sırf babam onun abisini öldürdüğü için.Ama neden öldürdüğünü daha yeni öğrenmişti. Fakat babamı tam Ares yüzünden ölmek üzereyken kurtarmıştım..

​​​​​​

 

 

Loading...
0%