@vahsikelebek
|
Sabah her zamanki gibi değildi. Hava bulutlu ve karanlıktı... Mevsimler, iklimler, gökyüzü bile mutsuzdu benim gibi... Yataktan her ne kadar kalkmak istemesem de kalktım ve bön bön etrafıma baktım, elime telefonu alıp saati öğrenmek için baktım, ve yine kahvaltıya geç kalmıştım... Saat 9:30 olmuştu, dedemin katı kurallarından biride sabah 8.00 de herkes kahvaltıda olacaktı. Bende bu kuralı her seferinde es geçtiğim için sabah kahvaltı yapamıyordum dedem müsaade etmiyordu... Neymiş ' ben iyice arsızlaşmışım, ahlaksızlaşmışım, saygısızlaşmışım' bu yüzden aklınca cezalandırıyordu... Ama maalesef 5 senedir bir işe yaramamıştı üzerimde. Yataktan kalkıp dolabıma yöneldim canım hiç bir şey yapmak istemiyordu, elime rastgele aldığım mavi gömleğimle siyah eteğimi giydim... Buralar böyleydi eğer dizimin yukarısına çıkarsa etek boyum, orospu dan farkım olmazmış. Dedem öyle büyüttü bütün amca çocuklarımı... Kime istediyse ona verdi, hayatlarını zehir edeceğini bile bile kendi çıkarları için aşiretlere verdi torunlarını! Ama ben bunu devam ettirmeyeceğim. Ne yaparsa yapsın asla evlenmeyeceğim o adamla! Hazır olunca çıktım odamdan, etrafta kimse yoktu sessizdi bugün konak... Direk kümese koştum, severim hayvanlarla ilgilenmeyi... Yemlerini ve sularını verdikten sonra kucağıma 'benek' i aldım. Tüylerinde siyah benekler olduğu ve etrafımda hiç böyle bir tavuk görmediğim için ona bu adı ben takmıştım. Sohbet etmek hoşuma gidiyordu onunla... ' bugün yumurtlamamışsın benek. Senin de mi bir şey yapasın yok! Yerim seni ben' Diyerek sevmeye başladım tüylerini... Arkamdan gelen yengemi görmediğim için aniden önümde belirince ödüm koptu " beni korkuttun yenge, bir şey mi oldu sen gelmezdin kümese" Kümesten çıkıp yengeme yaklaştım yengem hırsla beni itekledi, tökezleyip yere düştüm elime batan diken yüzünden inlemiştim " ah!! Yenge ne oluyor? Ne yaptım sana?" Ağlamak üzereydim ama tuttum kendimi... Yengem iyice yaklaşıp " bana bak kız fingirdek!! Aram gibi bir ağayı aldın daha beğenmiyorsun! Hele sen ikna olmadın diye onun sakat kardeşine kızımı verirlerse seni gebertirim duydun mu beni!! " Diye bağırdı, niyeti anlaşılmıştı. Korkuyordu kendince, beni vermezse dedem mecburen bir küçüğümü yani amcamın kızı Şermin'i Aramın sakat kardeşine verecekti töre gereği... Gözlerimin dolmasına engel olamadan kalkmaya çalıştım yerden ama yine itekledi yengem, bu sefer batan diken çok acıtmıştı ve gözlerimden yaşlar döküldü " duydun mu dedim?! Yosmanım kızı da yosma olur zaten!" Bu lafına sessiz kalamazdım " ağzını topla yenge! Senin ne haddine anneme o kelimeyi söylemek, kendine gel!" Diye bağırdım yengem bu tepkime afallasa da amcamın gelişiyle hemen mazlum pozlarına girdi " düştün mü yavrum kalk bakayım ayağa! " Dedi. Amcama iyi huylu gösterecekti işte kendini... yardımını kabul etmeden gözlerimi silip kalktım yerden. Hızlıca geçip gittim yanlarından, mutfağa gidip yardım etmek istedim Birgül ablaya... Severim onu ben, bu konaktaki en anlayışlı en akıllı tek insan o... Mutfağa girmeden önce ellerimi yıkadım, dikenler derine batmıştı bu yüzden kanamıştı biraz... Kendimi temizleyince girdim mutfağa. Annemde oradaydı ama ona bakmadan oturdum başka bir sandalyeye. Kızgın değilim ama kırgınım ona... Sakladı benden gerçekleri, Aramın kurtuluşum olduğunu söyledi bana. Birgül abla yanıma oturup saçlarımı okşamaya başladı " söyle bakem benim gızım eyi misen?" Birgül abla göçmendi ama Kürtçe de bilirdi... İkisi karışınca Türkçeyi tuhaf konuşuyordu. Seviyorum onun konuşma şeklini, kafamla onaylayıp " iyim abla, kötü mü gözüküyorum?" Diye sordum gözlerine bakarak. Hafifçe gülümsedi " a benim gızım, iyi gözükisen diye sorduydum bende... Halin hal deel, onca şey işittin emma iyi gözükisen!" Yine anlamıştı beni işte... İyi gözüküyor olmamdan korkuyordu çünkü oda biliyordu iyi olduğunu söyleyen çoğu insan iyi değildi... Hafifçe gülümsedim, annem bize bakıyordu hafiften de gözlerini siliyordu biliyorum çok üzgündü ama kırgınım ona... Birgül abla kahvaltıyı kaçırdığımı bilirdi ve her sabah gizlice kahvaltı hazırladı bana yine hazırladı ama iştahım yoktu yiyemedim... " gızım ne edisen nimetlen oynanır mı? Günahtır Allah'ın gücüne gidee mazallah!" Dediğinde tabağımdaki zeytinle oynadığımı yeni fark ettim. Tabağı önümden kaldırıp mutfak tezgahına indirdim " iştahım yok Birgül abla ellerine sağlık!" Diyerek ellerinden öptüm. Gün içinde benekliyle, sarıkız la ( inek), Bonibonla ( köpeğim) uğraşarak vakit geçirmeye çalıştım saate baktığımda 19.00 olmuştu. Telefonuma gelen mesajla irkildim ve mesaja baktım " gönderdiğim elbiseyi giy ve 20.00 de hazır ol!" Yazıyordu. Beyinsiz ne olacak! Sen daha çok beklersin... Konağın kapısı çalınınca Fatma abla koşup açtı ve elinde kocaman bir kutuyla içeriye bir adam girdi " bunu Aram ağam Dilvan hanıma gönderdi kapıda bekliyorum! " Dedi ve çıkıp gitti. Ben o elbiseyi yedirmez miyim sana Aram ağa!! Fatma abla yanıma gelip kutuyu gösterdi " Dilvan kızım Aram ağam göndermiş haydi sen hazırlan istersen!" Dediğinde sinir bozucu bir kahkaha patlattım. Sesim konakta yankılandı ve tam o anda dedemle Berzan girdi konaktan içeriye... Dedem yanıma yaklaşırken " ne o Dilvan gızım bu kadar mutlusen? " Dedi. Kutuyu dedemin önüne bırakırken " İLYAS TİMURAĞAOĞLU nerde kaldı senin o çok düşkün olduğun namusun ? Sen ki namusuma laf gelir diye beni tek başıma bahçeden çıkarmayan koskoca aşiret ağası, şimdi çıkarı için elin adamıyla dışarıya mı gönderiyorsun?" Dedim. Yediğim tokatla yere düştüm, dudağım patladı ama ağlamadım, ağlamayacağım..! Beni burada çekip vursa yine de ağlayıp yalvarmayacağım! Annem yanıma koşup kaldırdı beni yerden, dedem hırsla annemi itip bi kere daha tokat attı bana. Kalktığım yere geri düşerken dedem bağırmaya başladı " bena bak dilvan, ez tê şarjekım! Diyâ te ji, te ji şarjekım! Akle ğa sâğbıkê!( bana bak dilvan, seni keserim! Annenide seni de keserim! Aklını başına al!) Ses tonundan ödüm de kopsa indirmedim başımı, daha çok kaldırıp gözlerine baktım " sana boyun eğmem İlyas Ağa! Kessen de gebertsen de istediğin hiç bir şey olmayacak!" Dedem tam tokat atacakken Berzan kolunu tuttu, abim ilk defa engel oldu canımın yanmasına... Dedem kaşlarını çatı " Berzan oğul eyi misen! Gız gardaşın ahlaksız olmuş sen susisen hemi! " Berzan saçlarımdan tutup kaldırırken, annem koştu ve beni elinden almaya çalıştı " sen merak etme dede ben onun aklını başına getiririm! Çekil anne yolumdan!" Diye bağırdı... Artık sadece izliyorum, bu insanlar daha ne kadar nefretimi kazanırlar diye sessizce izliyorum. Annem Berzan'ın elini tutup " sana emeğimde, sütümde haram zıkkım olsun Berzan! Senin gibi oğlum yok artık! Kör müsün ha! Anneni, kız kardeşini diri diri gömüyorlar kör müsün sen!? Bırak kardeşini hem de hemen!" Diye bağırdı. Berzan daha sıkı kavradı saçımı ve dayanamayıp ağlamaya başladım acıdan, Berzan'a inen yumruk beni kendime getirdi...
****** Umarım keyifli bir bölüm olmuştur her gün bir bölüm yayınlamaya devam edeceğim, fikirlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın lütfen...🌹 |
0% |