Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@vanessa_423

Son kanına kadar savaşan

Gerektiğinde süngüyü takan

Vatanı için şehit düşen

Kahraman Türk askeridir

- Canberk Balkır -

***

Karargah / Şırnak

Umut telefonu kapattıktan sonra operasyon için hazırlanmaya başladı. Şırnak’ta yaklaşık 2.5 aydır sınırda görevdeydi. Umut iyi bir F16 pilotuydu, Hava Harp Okulundan birincilikle mezun olmuştu. Timin gözde isimlerinden biriydi.

‘‘ Hataylı’’ Mustafa Albay’ın sert sesiyle olduğu irkildi Umut. ‘‘ Komutanım’’ diyip hazır ola geçti.

‘‘ Rahat. Hayırdır yüzün düşük gibi’’

‘‘ Yok bir şey komutanım. Gayet iyiyim.’’

‘‘ Umut, anlat evladım hadi. Faruk’u nişanlısı terk etmiş ruh gibi geziyor, Ali’nin zaten kafa beş karış havada, ben de yaşlandım artık. Senin gibi dinamik ve deneyimli pilotlar ihtiyacımız var. Anlat hadi.’’

Umut derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. ‘‘ Evdekilerle konuştum komutanım. Feride yine ağlıyordu. Ne zaman operasyondan önce konuşsak ağlıyor, çok yıpratıyor kendini. Biraz sakinleştirmeye çalıştım ama nafile. Asel ile de konuştum. Yazık her şeyden habersiz beni bekliyor’’

‘‘ Kaç yaşındaydı senin kız?’’

Umut güldü. ‘‘ Beş yaşında komutanım ellerinizden öper. Bana da düşkün biraz sürekli soru yağmuruna tutuyor. ‘‘ Ne zaman geleceksin baba? Ne kadar işin kaldı baba? Dün akşam neden aramadın baba’’ bende bir şekilde geçiştiriyorum’’

‘‘ Emin ol ileride senin gibi bir askerin kızı olduğu gurur duyacak.’’

‘‘ İnşallah komutanım. Ölmezde sağ kalırsak görürüz o günleri’’

Mustafa Albay ayağa kalktı ve elini Umut’un omzuna koydu ‘‘ Göreceksin merak etme. Kalk daha öldürmemiz gereken leşler var. Hadi bakalım.’’

İkisi de ayağa kalktılar ve F16 ların yanına gittiler. Mustafa Albay karargahta kalıp onları yönetecekti. Üç asker ise F16 lar ile havadan saldıracaklardı.

Üçü aynı anda F16 ların bindiler. Umut cebinden karısı ve kızıyla çekindiği fotoğrafı çıkardı ve öptü. Ardından besmele çekip yavaşça uçağı havalandırdı. Yaklaşık beş dakika sonra saldırı bölgesine ulaştılar, hepsi farklı yönlere gitti. Umut ilk hainleri gözüne kestirdi, kırmızı noktayı teröristlerin olduğu bölgeye odakladı ve ateş etti. 4 teröristin olduğu bölge yerini büyük bir toz bulutuna ve kemik yığınına bıraktı. Diğer bölgeye ilerlerken yanında başka bir F16 gördü. Bu Türk askerlerine ait değildi, bu uçak Türkiye’ye saldırmaya çalışan Iraklılara aitti. Umut daha önce it dalaşına girmişti, tecrübeliydi ve hep uçakları düşürmeyi başarmıştı. Irak uçağı Türk uçağına sert bir şekilde çarpmaya çalıştı ama Umut uçağı kaçırmayı başardı. O sırada telsizden bir ses duyuldu. ‘‘ Umut, evladım ne oluyor orada?’’

‘‘ Yok bir şey komutanım, şimdi hallediyorum’’ Umut Irak uçağına karşı hamle yaptığında Iraklı kaçmak yerine sertçe cevap verip Türk uçağına çarptı ve iki uçak birden sertçe yere çakıldı. Iraklı çoktan ölürken Umut hâla nefes alıyordu. Uçağın içinde sıkışmıştı, uçağın kırılan camlarından bir parça göğüs kafesine saplanmıştı ama yaşıyordu. Artık kurtuluş yoktu, şehadet vakti yaklaşıyordu. Elini telsizle uzattı ve konuştu. ‘‘ Komutanım, hakkınızı helal edin. Benim buradan kurtuluşum kalmadı’’

‘‘ Umut, evladım ne oldu ?’’

‘‘ Şehadet vakti geldi komutanım. Lütfen hakkınız helal edin’’

‘‘ Helal olsun Karaca. Sen yine de dayanmaya çalış ambulans yolda’’

‘‘ Mümkün değil komutanım. Cam battı göğsüme zor konuşuyorum. Vatan sağ olsun’’

Son cümleriydi bunlar Umut’un. Telsizi kapattı, cebinden fotoğrafı çıkarıp kalbine koydu ve‘‘ Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh’’ dedi. Gözleri kapandı, kalbi durdu. Astsubay Kıdemli Çavuş Umut Karaca şehit oldu. Üç dakika sonra ambulans geldi. Umut’un naaşı memleketi Hatay’a götürülmek üzere ambulansa taşındı. İncirlik Hava Üssü’ne haber verildi. Askerlerden iki tanesi Feride’ye Umut’un şehadet haberini vermek için yola çıktılar

Adana / Askeri Lojman

Asel dışarıdan eve gelmişti. Annesinin yaptığı ve en sevdiği yemek olan mantıyı yedi oturma odasında oyun oynamaya başladı. Feride ise mutfağı toparlıyordu. Çalan kapının sesiyle Asel ‘‘Baba’’ diyerek kapıya koştu ve kapıyı açtı. Ama karşısında babası yerine iri yapılı, üzerinde asker üniforması olan iki adam vardı. Feride mutfaktan çıktı ve kapıya yöneldi. Feride’yi görünce askerlerden biri konuştu

''Yenge, yalnız konuşabilir miyiz?’’

Feride kafasını ‘‘evet’’ anlamında salladı ve Asel’e döndü ‘‘ Anneciğim sen içeri geç hadi’’

Asel ‘‘ Tamam anne’’ dedi ve içeri geçti. Feride ise korku dolu gözlerle askerlere döndü. ‘‘ Umut’a bir şey mi oldu?’’

Askerlerden biri ‘‘ Ee yenge. Aslında alıştıra alıştıra söylesek iyi olurdu ama alıştıra alıştıra söylersek sen iyice paniklersin o yüzden direk söyleyelim’’ diyip diğer askere döndü.

‘‘ Umut komutanım, Iraklı bir teröristle girdiği it dalaşında şehit oldu. Uçak düşmüş, kırılan camlardan bir parçada Umut komutanımın göğsüne saplanmış. Bir süre dayanmış ama ambulans geldiğinde çoktan şehit olmuş.’’ Asker cebinden Umut’un kanı bulaşmış olan fotoğrafı çıkarır. ‘‘ Umut komutanımın naaşı bulunduğunda kalbinin üzerinde bu fotoğraf varmış. Bir de masasında ki çekmeceden bu zarf çıktı. Ne olduğunu bilmiyoruz. Umut komutanımın naaşı Hatay’a götürülecek. Başınız sağ olsun’’ Askerler merdivenlerden inip giderler. Feride ise kapıyı kapatıp sırtını kapıya verir ve yere oturur. Zarfı açar, içinden Umut’un Feride’ye yazmış olduğu mektup çıkar. Feride katlanmış kağıdı dikkatlice açar ve okumaya başlar.

Feride'm, yosun gözlüm

Eğer bu mektup sana ulaştıysa ben şehit oldum demektir. Bu satırları okurken gözünden bir damla bile yaş akıtma. Çünkü akıttığın her bir damla gözyaşı benim kanımmış gibi o kağıda düşecek. Kendin için, kızımız için güçlü durmak zorundasın. Beni ne zaman hatırlamak istersen yatak odamızdaki orkide ye bak. Aşkımızın, sevgimizin ve mutluluğumuzun simgesi olan o orkide ye bak sevgilim. Bu satırları ne zaman okuyorsun hiçbir zaman bilemeyeceğim, ama kızımız daha küçükse ona vatanımızı daha güvenli hâle getirmek için can verdiğimi söyle. O da sakın ağlamasın, hep gülün. Ben sizi oradan da seveceğim. Mezarıma geldiğinizde mezarımın başında dalgalanan şanlı Türk bayrağımıza baktığınızda beni göreceksiniz zaten. Sizi çok seviyorum.

Elveda...

Seni senden daha çok seven kocan...

Feride kağıdı göğsüne bastırdı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Asel hemen koşarak yanına geldi ‘‘ Ne oldu anne, babama bir şey mi oldu?’’ Feride kızını başından tuttu, göğsüne yatırdı ve başına bir öpücük bıraktı. ‘‘ Baban şehit oldu kızım’’

‘‘ Şehit ne demek?’’

‘‘ Vatanı daha güvenli hale getirmek için ölen insan demek’’

‘‘ Ba-Babam öldü mü?’’

‘‘ Maalesef kızım.’’

Asel olduğu yerde kaldı, ne ağlayabildi, ne de ağzını açıp tek kelime edebildi.

Sadece annesine sarıldı, gözlerini kapattı ve babasını düşündü. Söz vermişti, gelecekti hatta geldiği ilk gece beraber uyuyacaklardı. Şimdi ise babası yoktu yanında. Kaç dakika o soğuk zeminin üzerinde oturdukları bilemedi ikisi de. Yavaşça ayağa kalktılar, küçük bir valiz hazırladılar ve Umut’un cenaze töreni için askerlerle beraber yola çıktılar. Cenazede Umut’un bütün akrabaları vardı. Umut’un kuzeni Ceylan Feride’yi sakin tutmaya çalışırken Ceylan’ın kardeşi Eylül ise evde Asel ile ilgileniyordu. Bekleneni aksine Feride hiç ağlamadı, çünkü Umut onun ağlamasını istemiyordu, Umut’un onu bir yerden izlediğini biliyordu. Cenaze töreni oldu, defin işlemleri gerçekleşti ve herkes evine gitti. Feride ise sabaha kadar kocasının mezarının başında bekledi...

ŞEHİT

AST.KD.ÇVŞ UMUT KARACA

MEMLEKETİ: HATAY

ANNE ADI: FATMA

BABA ADI: RAMİZ

D.T: 1967 Ş.T: 2002

 

Loading...
0%