@vanilyab2
|
Helooooooo naber gençler nasılsınız. Yeni bölüm ile karşınızdayım . Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. * * * Yazarın anlatımıyla : Çakır ailesi her zamanki gibi sofralarına oturmuş akşam yemeği yiyorlardı. Genelde sessiz geçen yemek yine aynı şekilde sessiz geçiyordu. Kimse yemekte pek konuşmayı sevmezdi . Sofrada sadece çatal bıçak sesleri çıkıyordu. Yemek salonuna hızlı bir şekilde giren Ali ile herkes bakışlarını ona çevirdi. Ali'nin hızlı ,hızlı nefes almasından koştuğu anlaşılıyordu. Ali hızlıca Akif'in yanına gelip konuştu. "Akif bey maskeli bir adam arabasından inip, bu zarfı evin önüne atıp kaçtı " Herkes Ali'nin elinde olan zarfı yeni fark etmişti. Ali hiç zaman kaybetmeden zarfa Akif'e uzattı. Akif kaşları çatık bir şekilde Ali'nin elindeki zarf aldı. Zarfı açıp içindeki beyaz kağıdı çıkarıp yazılanları okumaya başladı. Her satırı okuduğunda kalbi sıkışıyordu. Karan Babasının zarfı tutan elinin titrediğini gördüğünde oturduğu sandalyeden kalkıp babasının yanına geldi. Babasının okuduğu zarfı göz gezdirdiğinde ise ilk defa yüreğinin sıkıştığını hissetti. "Ne yazıyor orada Akif" Akif kafasına kağıttan kaldırıp ona merakla bakan karısına baktı. Şimdi bu zarfta yazılanları nasıl ona söyleyecekti. Cihan abisinin ve babasının yüzlerindeki ifadeden kağıtta iyi şeyler yazmadığını anladı. Oturduğu sandalyeden kalkıp babasının yanına geldi. Hiç tereddüt etmeden babasının evdeki kağıdı çekip aldı. Kağıtta yazılanları sesli bir şekilde okumaya başladığında salondaki herkes donup kalmıştı. Sevgili Akif Çakır. Yıllar önce öldü birliğin kızın aslında yaşıyor. Kızını elinden ben aldım. Ona öldü süsü verip sizi kandırdım. Bana yaşattığın acının bir bedeli olmalıydı. Bu bedeli de senden kızını alarak cezanı çekmeni sağladım . Ama düşündüm ki bu kadar acı yeter. Her ne kadar canımı çok yaksan da ben de senin canın çok yaktım. Bu yüzden de bir karar aldım . Artık sana kızını yaşadığını söylemenin zamanı geldi. Kağıdın arkasında bir adres yazıyor kızının yıllarca kaldığı ve büyüdüğü yer. Artık çok sevdiğin karınla birlikte kızına kavuşabilirsin. Tabii kızın siz isterse . Kızına benden selam söyle . Cihan'ın söylediği her bir söz odaya bomba gibi düşmüştü. Neslihan elini kalbini koyup zorlukla oturduğu sandalyeden kalktı ve kocasının karşısına dikildi. "Bu yazılanlar doğru olabilir mi. Kızımız yaşıyor olabilirmi Akif" Duyduklarına daha fazla dayanamayan kadın tam düşecekken kocası tarafından tutuldu. Masada oturan ikizler hemen annelerin yanına gelip onu kaldırarak sandalyeye oturttu. İkizler Barlas ve Can anneleriyle ilgilenirken. Akif, Karan ve Cihan ise sessizdi . Hepsi düşünüyor du gerçekten yaşıyor muydu. Akif'in bakışları karısına değdi. Kötü gözüküyordu onun bu haline dayanamadı. Hemen ondan bakışlarını çekip karşısında duran Ali 'ye çevirdi. " Ali zarfı bırakan kişiyi bul . Kamera görüntülerini incele ve peşin adam tak " "Tamamdır Akif bey" Ali akif'i başıyla onaylayıp odadan çıktı. Onun gitmesi ile Akif bakışlarını iki oğluna çevirdi. İkisinin de gözlerindeki hüznü görebiliyordu. "Karan , Cihan siz de zarfta yazan adresi araştırın o evde kim kalıyormuş kaç kişilermiş hepsini öğrenmek istiyorum" Karan kafasını kaldırıp zorlukla konuştu. "Baba ya zarfta yazanlar doğruysa" "O zaman gideceğiz ve bize ait olanı alıp yuvasına getireceğiz" Akif bastıra bastıra söylemişti. Eğer dedi inçin'den eğer kızımı yaşıyorsa onu alıp yuvasına getireceğim bu acıyı'da bize yaşatanları doğduğuna pişman edeceğim. Oysa bu acıyı akif'e yaşatan zaten onun çok yakınıydı. ... Şimdiki zaman yşimden. Şu an ne mi oluyordu hastane odasına oturmuş verdiğimiz kanların sonucunun çıkmasını bekliyorduk. Dün akşam uğradığım şok'tan sonra kendime geldiğim zaman böyle bir şey mümkün olmayacağını bağıra çağıra söylemiştim. Annemlerle ve güya onların kızını olduğumu iddaa eden kişilerle kavga etmiştim. Ama tabii ki de hiçbir işe yaramamıştı ne kadar bağırıp çağırsam da sabahında kendimi hastanede kan verirken bulmuştum. Kafamı yerden kaldırıp karşımda oturan insanlara baktım. Kadın çok güzeldi kırklı yaşlarının sonunda olmasına rağmen hala çok genç ve güzel gözüküyordu. Ama anlamadığım bir nokta vardı? Neden bu kadar çok çocuk yapmışlardı. Kadının altı tane erkek çocuğu varmış. Yuh yani. Hayır ne yaptın be kadın Sultan Süleyman'a veliaht mı veriyorsun. Neden bu kadar çok çocuk . Bir tane yap iki tane yap altı tane nedir be. Kadının da bakışları bana dönünce göz göze geldik onu incelediğimi anlamış gibi hafif dudağının kenarı yukarı kıvrıldı. Utançla hemen başımı kadının çekip tekrar yere eğdim. Tam o sırada içeri giren doktorla herkesin bakış ona döndü. Doktor elindeki zarf ile masasına oturup tek tek bize baktı. "Sonuçlar ne Arif. Bize bakmayı bırakıp konuşsana" Akif Bey'in bağırmasıyla doktor boğazımın temizleyip konuşmaya başladı. "Tahminleriniz doğru çıktı. Yeşim Karaca senin kızındır Akif" Demesiyle odada büyük bir sessizlik oldu. Bakışlar kendi üzerimde hissediyordum. Ama kafamı kaldırıp kimseye bakmadım. Şu an çok tuhaf hissediyordum yıllardır anne baba bildiğim kişiler aslında babam ve annem değillermiş. Aramızda bir kan bağı yokmuş. Ama benim için önemli olan kan bağı değil can bağı. "Müsait bir yerde konuşalım mı" dedi Akif Bey'in yanındaki Neslihan hanım. Oturduğum sandalyeden toparlanıp ayağa kalktım ve bana merakla bakan çifte döndüm. "Ben bu yaşıma kadar babamı Mustafa feride'yi de annem olarak bildim. Benim için bundan sonra da böyle sizinle aramızda sadece bir kan bağı var başka bir bağ yok. Herkes hayatına kaldığı yerden devam etsin. Ne siz beni tanıyorsunuz ne de ben de sizi" Söylediğim her ki söz kadının gözlerini doldurdu. Ama önemsemedim bu zamana kadar birbirimizi zaten tanımıyorduk. Bir anda karşıma çıkıp anne babam olduğunu söyleyip Ben alabileceklerini mi zannediyorlardı. Ben de koşa koşa onlara gidip sarılacak mıydım. Bu yaşıma kadar beni büyüten insanlara arkamda bırakıp onlara gidemezdim. Hem zaten ben ailemi seviyordum. Başka aileden istemiyordum. Onlara son kez bakıp tekrar anne ve babama döndüm onlara başımla dışarı işaret edip odadan çıktım. Hastanenin koridorunda yürürken kolumun çekilmesiyle durdum. Kolumu tutan kişiye baktığımda babam olduğunu gördüm. "Sizin kızınız değilmişim baba" Babam kolumdaki elini çekip yüzüme avuçlar içerisine aldı. "Aramızda kan bağı olmayabilir ama sen bizim kızımızsın" "Sen ne karar verirsen ver biz senin yanındayız kızım. İster onlarla git ister gitme .Bizim kızımız olduğun gerçeğini değiştirmiyor" dedi annem. İkisine de kocaman sarıldım. "Teşekkür ederim" "Yine de bir düşün istersen. Sonuçta öz annen ve baban onlarla gitmek istemiyor musun" dedi babam. Bu konu da kararım netti . Onlarla gitmek istemiyordum sonuçta hiç tanımadığım insanlar. "Hayır baba gitmek istemiyorum. Benim ailem sizsiniz onlar değil" Dememle babam ve annem bu konuyu bir daha açmadılar birlikte hastaneden çıkıtık .
Koridorun en ucunda gözyaşlarıyla kızını gidişini izleyen Neslihan onun her söylediğini duymuştu.
Bölüm sonu. Ölüm nasıldı yorumlarınızı bekliyorum. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sonraki bölüm görüşürüz.
|
0% |