Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@vanilyab2

Selamınhelooo gençler .

Nasılsınız bakalım özledinizmi beni.

Uygulamaya iki gündür girmiyorum bölüm daha erken gelecekti ama uygulamaya girip yazamadığım için bu zamana kaldı.

Umarım bir daha böyle bir şey yaşamam.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Karşımdaki kızın söyledikleri ile şaşırdığımı belli etmemek için yüzümü ifadesi tutmaya çalışıyordum. Benden bir şey duymayınca Serra tekrar konuştu.

"Bir şey demeyecek misin"

Tek kaşını kaldırmış merakla ne diyeceğime bakıyordu.

"Hayırlı olsun Serra. Düğünü de bu kadar kısa bir sürede yapın çabucak kavuşun birbirinize"

Benim alayla konuşmam sinirlerini bozmuş olacak ki yüzünü buruşturarak kalktığı koltuğa tekrar oturdu.

Yanımdaki şahsı önemsemeden kafamı cama çevirdim. Bir an önce İstanbul'a gitmek istiyorum . Artık yaşadığım karmaşık duygular fazlasıyla canımı sıkmaya başlamıştı.

Pilotun sesini duymamızla kemerlerimizi bağladık. Ömer'in bakışların benim üzerimde olduğunun farkındaydım ama dönüp bakmadım. Artık onunla yüz yüze gelmek bile istemiyorum.

Beş on dakika sonra uçak gökyüzüne havalandığında gözlerimi kapatıp kafamı geriye yasladım. İstanbul'a gidene kadar uyusam ne Ömer'le ne de Serra ile muhatap olurdum .

Ayriyetten de çok uykusuzdum gece dörde kadar Ömer'i beklediğim için neredeyse birkaç saatlik uykuyla duruyordum. Başımsa hala ağrıyordu.

Gözlerimi kapattım ama bir türlü uyuyamadım. Kendimi sürekli rahatlatıp uyumaya çalışıyordum ama bir türlü uyuyamıyordum.

Uyumayacağımı anladığında gözlerimi tekrar açtım gözlerimi açar açmaz onun yüzü ile karşılaştım. Kafasını benden tarafa çevirmiş yüzü yüzüme çok yakındı ve bana bakıyordu. Gözleri yüzümün her yerini inceledi sanki ezberlemek ister gibi.

"Başın mı ağrıyor"sesi her zamanki gibi sertti ama gözlerindeki şefkati görebiliyordum.

"Gece pek uyuyamadım da o yüzden herhalde"

"Uçağa binmeden önce sana söylemiştim doktora gidebiliriz diye ne diye dinlemedin ki beni"

Benim onun yüzünden başım ağrıyordu o gelmiş beni azarlıyordu.

"Beni azarlayıp durma canım doktora gitmek istemedi gitmedim ağrıyı çekecek olan benim sen değilsin"

Söylediklerime sinirlendiği belliydi kemerini çözüp bir hışımla koltuktan kalktı. Nereye gitti ile ilgilenmiyordun cehennemin dibine kadar yolu vardı.

​​​​​​Ablamdan ağrı kesici isteyecektim . Kafamı kaldırıp ablama baktığımda ise Yavuz abinin göğsünde uyuduğunu gördüm. Yavuz abi ise onu kalın kolları ile sarıp sarmalamış kafasını ablamın saçlarına gömmüş.

Bakışlarım ikisinden çekip tekrar önüme döndüm. Ablam huzurlu bir uykudaydı onu uyandırmak istemiyordum. Gözlerimi tekrar kapatıp kafamı koltuğa yasladım. Belki biraz gözlerimi kapatmak iyi gelirdi.

Aradan geçen beş altı dakika sonra yanımda hissettiğim hareketlilikle gözlerimi tekrar açtım. Elinde tuttuğu şeylerle koltuğa oturmaya çalışıyordu. Koltuğa yerleştiğinde ise bana döndü.

​​​​​ Ömer önce koltuğun arkasında olan küçük masayı açtı. Üzerine bir kupa bir bardak su ve iki ağrı kesici koydu. Tekrar bakışlarını bana çevirdi.

"Hiçbir şey yemedin önce yeşil çay iç başarısına iyi gelirmiş. Sonra ağrı kesiciler iç ağrını biraz hafifletir. İstanbul'a gittiğimizde direkt hastaneye gideriz"

Bunları neden yapıyordu neden benimle ilgileniyordu ki?

"Gerek yok canım hiçbir şey istemiyor biraz uyusam geçer"

Kaşları anında çatıldı.

"Başının ağrısından uyuyamıyorsun hala uyusam geçer diyorsun inat etmeyi bırak"

"İnat falan etmiyorum canımı istemiyor o kadar"

"Canın istemiyor mu? Başının ağrısından kıvranıyorsun ama canın istemediği için ilaç mı içmiyorsun"

" Bundan sana ne ki seni ne ilgilendiriyor benim ilaç içip içmemem"

"İlgilendirir"

"İlgilendirmez"

"İlgilendirir diyorsam ilgilendirir"

"Ben ilgilendirmez diyorsam ilgilendirmez"

"Ne oluyor oradan Ömer"

Serra'nın ses ile kafamı kaldırıp ona baktığımda kafasını bize uzatmış merakla bize bakıyordu. Yanındaki Serkan da ondan farksız sayılmazdı.

Bakışlarımı tekrar Ömer'e çevirdim.

"Benim hayatım seni ilgilendirmez illa biriyle ilgilenmek istiyorsan sevgili nişanlınla ilgilen. Benim ne yaptığıma da karışma"

Kafamı tekrar cama çevirip gözlerimi kapattım. Bir an önce bu yolculuk bitmesi lazım yoksa sinir krizi geçirmeme az kalmıştı.

Ömer'in yanından kalkıp gittiğini hissettim. Umursamadım. Eminimki Serra'nın yanına gitmiştir.

Geçen bir buçuk saatlik yolculuğun ardından nihayet uçak piste iniş yapmıştı. Bu bir buçuk saat benim için çok kötü geçmişti başımın ağrısı katlanarak artmıştı. Ömer'e olan inadım yüzünden önüme bıraktığı ne çayı ne de ilaçlar içmiştim .

Kendisi ben baş ağrısıyla mücadele ederken tekrar yanıma gelip oturmuş ve yolculuk bitene kadar tableti ile ilgilenmişti.

Uçağın kapıları açıldığında kemerimi çözüp ayağa kalkmıştım. Herkes teker teker uçaktan inmişti. Ablam hariç tabi Yavuz abi onu uyandırmayıp kucağına almış ve kendi araçlarına götürmüştü.

Ben de olduğum yerde durup karşımdaki arabalara bakıyordum. Yanıma gelen Ömer'le kafamı kaldırıp ona baktım.

"Bugün şirkete gidecek miyiz"

"Hayır sen bugün dinlen seni evine bırakalım istersen"

Eve gitmek istemiyorum bu baş ağrısı ile evdekiler çekemezdim.

"Sağ olun beni eve bırakmanıza gerek yok"

"Ela şu inadına ne zaman vazgeçeceksin alt tarafı eve bırakacağız seni"

"Eve bırakmanıza gerek yok çünkü eve gitmiyorum"

Kaşları anında çatıldı ciddi bir şekilde suratıma incelemeye başladı.

"Nereye gidiyorsun"

"Sevgilime"

Dememle olduğu yerde donup kaldı neye uğradığını şaşırmıştı. Ona umursamadan arkamı dönüp ilerdeki taksilere doğru yürüdüm. Taksiye binmeden önce ona baktığımda ise hala olduğu yerde donup kalmış bir haldeydi taksinin kapısını açıp ona el salladım ve taksiye bindim. Taksinin şoförüne Ferit'in evinin adresini verdikten sonra arkama yaslandım.

Taksi Ferit'in evinin önünde durunca ödemeyi yapıp taksiden indim. Yürüyerek kapının önüne geldiğimde zile basıp kapının açılmasını bekledim. Bir iki dakika sonra kapı açılınca Ferit'i gördüm. Anlaşılan yeni uykudan kalkmıştı saçları dağınık gözleri hafif şiş ve ayıcıklı pijamalarıyla karşımda duruyordu. Beni görmeyi beklemiyor olacak ki şaşkındı.

"Eloş"dedi şaşkın sesi ile.

"Ferito"

Üzerindeki şaşkınlığı atıp kollarını bana doladı .Ben de kollarımı ona sararak sarılmasına karşılık verdim. Birkaç saniye sonra ayrıldığımızda ilk konuşan o oldu.

"Seni görmeyi beklemiyordum"

"Kusura bakma Ferit haber vermeden geldim"

"O nasıl söz kızım burası senin de evin istediğin zaman gelebilirsin. Ben sadece iş gezisinde olduğunu duydum bir anda da seni görünce şaşırdım"

"Uçaktan bir yarım saat önce indim ben de direkt sana geldim"

"İyi yapmışsın. Hadi gel birlikte kahvaltı yapalım. Ve sen bana seni bu hala kimin soktuğunu anlat"

Ferit'le birlikte içeri girerken bir taraftan da ona cevap veriyordum.

"Ne halimden bahsediyorsun Ben gayet iyiyim"

"İyi halin buysa kötü halini tahmin edemiyorum Ela. Bazen seni senden daha iyi tanıdığımı unutuyorsun"

Haklıydı Eftelya ve Ferit beni benden daha iyi tanıyorlardı. Ferit'in bir bakışı yeter de beni anlamaya.

"İyiyim iş gezisinde bayağı yoruldum biraz da başım ağrıyor o yüzden böyleyimdir"

Mutfağa girdikten sonra çantama masanın üzerine bırakıp kapıya yaslanmış olan Ferit'e döndüm.

"Hala yalan söylüyorsun"

"Yalan falan söylemiyorum neden inanmıyorsun"

"Çünkü yalan söylüyorsun"

"Evet doğru yalan söylüyorum"

"Biliyorum"

Dolaba doğru yürüyüp kahvaltılıkları çıkarmaya başladı. Ben de kahve makinesinin yanına gidip kahve yapmaya başladım.

"Ee anlatmayacak mısın"

"Anlatsam sence rahatlar mıyım"

Kahvaltılıkları masaya dizmeye bırakıp bana döndü.

"Eloşum anlat ki rahatla, anlat ki konunun ne olduğunu bileyim sana yardım edeyim"

Hazır olan kahveleri alıp masaya ilerledim birini Ferit'in önüne birini kendi önüme bıraktıktan sonra sandalyeyi çekip oturdum. Ferit de karşıma oturduktan sonra kahvemi içerek ona neler hissettiğimi anlatmaya başladım.

"Ne hissettiğimi bilmiyorum Ferit. Duygularım karmakarışık"

"Duyguların Cenk konusunda mı karmakarışık"

"Hayır ben Cenk'e karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Ben Cenk ile sevgiliyken bile ona karşı hiçbir şey hissetmiyormuşum bunun daha yeni farkına varıyorum. Cenk Cem'in ikiziydi arkadaşımın kardeşi diye onu hayatıma aldım üniversiteyi birlikte okuyorduk iyi bir insan gibiydi benim gözümde . Bana çıkma teklif ettiğinde Cem karşı çıkınca arkadaşlığımızı bitirmekle tehdit edince inada bindirdim ve onunla sevgili oldum. Ama biz Cenk'le sevgili değildik hiç de olmadık ne o beni ne de ben onu sevdim"

"Geç olsa da Cenk'i psevmediğini kabul etmen iyi bir şey. Peki Ömer hakkında ne düşünüyorsun"

Birkaç dakika düşündüm sahiden onun hakkında ne düşünüyordum? Geriye yaslanıp karşımda bana merakla bakan Ferit'e içimden geçenleri anlatmaya başladım.

"Ömer'le sanki yıllardır tanışıyor gibiyiz bilmiyorum ama öyle hissediyorum. O hayatıma girdiğinden belli duygularım karmakarışık bir hal almaya başladı. Benim gibi birisi ne hissettiğini bilmiyor . Onun yanındayken duygularım birbirine giriyor ne hissettiğimi bilmiyorum nefret mi öfke mi sevgi mi kestiremiyorum. Ama yalan yok ondan birazcık hoşlanmaya başlamıştım ama ama sadece bir hoşlantı. Ona aşık değilim onu sevmiyorum da zaten bundan sonra da hayatımda yeri olamaz"

"Neden diye sormuyorum çünkü biliyorum. Herkes onu konuşuyor tüm magazin siteleri haber siteleri yıllardır kimseyle görünmeyen Ömer bey bir anda nişanlanacağını açıklıyor"

Öyle hakkında birkaç araştırma yapmıştım ve hiçbir kadınla hiçbir şekilde görüntüsü yoktu peki ne zamandır Serra ile birlikteydi? Ne zaman evlenmeye karar vermişlerdi.

"Bence çok tuhaf"dedi Ferit Bir taraftan da kahvaltısını yapıyordu.

"Bence tuhaf değil ilişkilerini gizlemek istemişlerdir belki de belki de Ömer onu korumak istedi çevresinden sonuçta sevdiği kadın"

"Peki diyelim ki bu Ömer Serra'ya çok aşk neden seninle birlikte oldu peki o geceyi neden yaşadınız. Seven sevdiğini aldatır mı"

Aldatmazdı.

"Ben çok sarhoştum o da sarhoştu belki. O geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorum Ferit tek hatırladığım şey onunla koridorda karşılaşmamız. Bence o da sarhoştu. Yoksa neden sevdiği kadın aldatsın ki hem ayriyetten o gecenin lafını bile açmıyor sanki hiç yaşamamış gibi devam ediyoruz ikimiz de. Belli ki geçirdiği o geceden pişman. Ve hatırlamak istemiyor"

Ferit tam ağzını açıp konuşacaktı ki telefonumun çalmasıyla ikimiz de sustuk. Bakışlarınmı masanın üzerindeki telefonuma çevirdim ekrana baktığımda Eftalya'nın görüntülü aradığını gördüm.

Telefonu hiç bekletmeden açtım. Eftalya'ya çok ihtiyacım vardı onu çok özlemiştim.

Telefonu açar açmaz onun o neşeli sesini duydum ve bu bana çok iyi geldi.

"Eloşummm"

"Eftal"

"Ne yapıyorsun aşkom"

Telefonun arka kamarasıyla Ferit'i gösterdim.

"Ferit'teyim birlikte kahvaltı yapıyoruz"

"Vay şerefsiz vay o gelmiş mi lan "

"Seni duyuyorum Eftelya"dedi Ferit.

"Duy diye söyledim ayriyetten madem geliyorsun bize niye haber vermiyorsun o kadar özledik lan seni insan bir arayıp sormaz mı"

Ferit oturduğu sandalyeden kalkıp yanıma geldi telefonun kadrajına girerek Eftalya ile konuşmaya başladı.

"Seni arayıp sormuyor muyum? Kızım hatırlarsan biz seninle dün tam tamına üç buçuk saat konuştuk hayır yani ben aramazsam dediğin doğru ama üstelik ben aradım seni"

"Üf be iki dram yapalım dedik onu da yaptırmadınız"

"Dalga geçmeyi bırak da ne yaptığını anlat bakalım nasıl geçti defile"

Eftalya omuz silkti "çok sıkıcıydı. Annem beni kaç gündür eşek gibi çalıştırıyor anasını satayım. Defile ile hep beni ilgilendim modeliydi modellerin saçıydı kıyafetiydi başıydı şu kaç günde Annem ondan emdiğim sütü burnumdan getirdi yemin ederim. Yapmadığım zaman da beni bir daha İstanbul'a göndermemekle tehdit ettiği için mecbur kaldığımdan yapmak zorunda kaldım"

Feritle ikimiz Eftalya'nın bu haline güldük. Yazılım mühendisliği okumuş kıza moda öğretmeye çalışıyordu Nergiz teyze.

"Beni boş verin de sen ne yapıyorsun Ela. Nasılsın sağlık durumun nasıl psikolojin nasıl"

"Ben gayet iyiyim de sen niye bana böyle sorular soruyorsun"

"Bir takım haberler gördüm de durumunu merak ettim"

"Gayet iyiyim Eftelya neden iyi olmayayım patronum evleniyor"

"Hiç inanmadım ama oraya gelince yüz yüze konuşuruz. Benimde anlatmam gereken şeyler oldu burada"

"Ne zaman geleceksin peki"diye sordu Ferit.

"Ben de onun için aramıştım aslında akşam üzeri bilet aldım geliyorum dokuz buçuk gibi inerim İstanbul'a gelip beni alır mısınız diyecektim"

Ferit'le aynı anda cevap verdik.

"Tabii ki de gelir alırız"

"Tabii ki de gelir alırız"

"Tamam o zaman ben İstanbul'a gelince Ferit'in evine geçeriz konuşacak çok şeyimiz var"

"Tamam eftal görüşürüz Nergiz teyzeye selam söyle"

"Öptüm bay"

Telefonu kapattıktan sonra Ferit tekrar yerine geçerek kahvaltısına kaldığı yerden devam etti.

"Ela kahve içmeye bırakıp kahvaltı mı yapsan"

Canım hiçbir şey istemiyordu sürekli midem bulanıyordu. Kaç gündür de doğru düzgün bir şey yiyemiyordum ama ona rağmen canım hiçbir şey istemiyordu.

"Sağ ol ben tokum. Canım kahve içmek istiyor sadece sen bana varsa bir ağrı kesici versene biraz başım ağrıyor"

Ferit oturduğu sandalyeden ayağa kalkıp dolapları karıştırmaya başladı. Bulduğu ağrı kesici ile yanıma gelip bana uzattı.

"Sadece kahve ile olmaz bir şeyler atıştırdıktan sonra içiyor ağrı kesiciyi"

Onu dinlemeyip ağrı kesiciye açıp ağzıma götürdüm su almaya üşendiğim içinde kahve ile birlikte içtim.

"Sen asla akıllanmazsın"deyip tekrar yerine oturmuştu Ferit.

Kahvaltı faslı bittikten sonra Ferit sayesinde kafam dağılmıştı. Akşama kadar beni o kadar çok eğlendirmişti ki tüm yaşananları unutmuştum.

Şimdi ise arabada bizim eve doğru gidiyorduk. Eftelya'nın inmesine daha bir saat vardı Ben de eve gidip üzerimi değiştirmek istediğim için önce bizim eve gidecektik sonra ise havaalanına.

Araba yalanın önünde durunca Ferit'le aynı anda arabadan indik. Ferit yanıma gelip kolunu omzuma atıp beni kendisine çekti. Ben de kolumu karnına sararak sarıldım. Birlikte bizim için açılan kapıdan girip salona doğru ilerledik. Ferit babamlarla otururdu ben de o zamana kadar üzerimi değiştirirdim.

"Senin şu meseleyi konuşayım mı babanla üç ay çok fazla diyeyim ikna etmeye çalışayım onu"

"Eğer sen babamla konuşup ikna etmeye çalışırsan babam üc ayı altı ay yapar"

Bu dediğime ikimiz de güldük. Gülerek salona girdiğimizde karşılaştığımız kalabalıkla olduğumuz yerde durduk.

Yavuz abiler buradaydı. Yavuz abinin annesi Selma teyze babası Hakan amca kız kardeşi Selin yanlarında tanımadığım bir kadın daha vardı ve tabii ki Ömer ve Selim de buradaydı.

Herkesin bakışları bizim üzerimizdeydi. Yavaşça Ferit'ten ayrılıp önce Hakan amca ile selamlaştım.

"Hoş geldin Hakan amca" deyip ona sarıldıktan sonra Selma teyzeye de sarıldım.

"Merhaba Selma teyze nasılsın"

"Ben gayet iyiyim kızım sen nasılsın"

"Ben de iyiyim"

Bakışlarımı Selma teyzenin yanında oturan kadınlara çevirdim. Elimi uzatıp kendimi tanıttım.

"Merhaba efendim hoş geldiniz"

Kadın elimi es geçip ayağa kalkıp bana sarıldı.

"Merhaba Elacığım nasılsın"

Bu kadın beni tanıyor muydu peki ben neden onu tanımıyordum.

"İyiyim efendim kusura bakmayın tanıyamadım sizi"

Kadın benden ayrıldıktan sonra gülümseyerek yüzüme baktı.

"Sen beni hatırlamıyorsun ama ben seni hatırlıyorum yazlıktan"

Yazlık mı? hangi yazlıktan bahsediyordu yoksa bizim yazın hep gittiğimizi yazdıktan mı bahsediyordu

"O hiçbirimize hatırlamıyor Alya teyze sadece sen değil"dedi adının Alya olduğunu öğrendiğim kadı'nın yanında oturan Selin.

Ben anlamaz gözlerle ikisine baktığımda ablam duruma el attı.

"Sen hatırlamıyorsun Ela biz yazlığa hep gittiğimizde aslında Yavuzlar ile buluşuyorduk ama sen bizimle takılmadığın için bilmiyorsun"

"Evet sen bizimle takılmadığın için bizi görmüyordun ama biz hep seni görüyorduk" dedi Selin.

Bazı şeyler kafamda oturmuştu Ablam bir ara Yavuz'la nerede tanıştıklarını anlatmıştı bana. Deniz kenarında tanıştık demişti anlaşılan onlar da bizim yazlıktalardı ama ben daha önce onları hiç görmemiştim.

"Yok ben daha önce görmemiştim siz orada. Belki de gördüm ama hatırlamıyorum"

"Olsun kızım tanışmak bu güne nasipmiş ben Alya Selim'in annesi oluyorum "

"Tanıştığıma memnun oldum Alya teyze "

Selinle'de selamlaştıktan sonra Yavuz abi ve Selim'e de selam verip ablamın yanına geçip otururken Ferit de önce Annem babamla sonra da diğerleri ile selamlaştı sonradan tekli koltukların birine oturdu.

"Neredeydin Ela"

Annemin sorusu ile bakışlarım ona çevirdim. Ömer'e söylediğim yalan aklıma gelince aklımdan bir yalan uydurdum.

"Bir arkadaşıma uğramam gerekiyordu onun yanına uğradım sonra Ferit'e geçtim şimdi de üzerimi değiştirip Eftalya'nın yanına gideceğim anne"

"Eftalya geldi mi ki yanına gideceksin"

"Uçaktan inmek üzeredir anne onun için gelmiştim zaten eve üzerimi değiştirip onu almaya gideceğiz Ferit'le"

"Tamam kızım"

Bakışlarımı salonda gezdirdim.

"Kusura bakmayın geldiğiniz bilmiyordum eğer bilseydim Eftalya'ya söz vermezdim"

"Olur mu öyle kızım sen git arkadaşını al biz her zaman seninle oturmuyorduk zaten"dedi Hakan amca arkasından Selma teyze konuştu.

"Evet kızım git sen "

Ayağa kalktım tam gitmek için adım atacaktım ki aklıma gelen şeyle tekrar Hakan amca ve Selma teyzeye döndüm.

"Ha Bu arada ben sizi tebrik etmeyi unuttum"

"Ne diye tebrik edecektin bizi kızım" deiye sordu Selma teyze.

"Ailenize yeni bir gelin daha geliyor ya onun için bir oğlunuz daha evleniyor"

"Sağ ol kızım"

Hakan amca olsun Selma teyze olsun hatta Alya teyzenin yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı söylediklerim hiçbirinin de hoşuna gitmemişti.

"Neyse hepinize iyi geceler tekrar kusura bakmayın başka bir zaman telafi ederim umarım"

"İyi geceler kızım görüşürüz"dedi Hakan amca

"Görüşürüz Elacığım"dedi Alya teyze.

Ben salondan çıkarken de birkaç kişi hala bir şeyler söylüyordu arkamdan ama takmadım . Odama geldiğimde hızlıca üzerimi değiştirmeye başladım. Siyah bol bir pantolon giydim onun üzerine yine siyah bir krop giydim kırobun üzerine de siyah deri ceketimi giydim. Ayağam siyah spor ayakkabı mı giydim çantam alarak odadan çıktım. Bugün baştan aşağı siyah olmuştum .

Merdivenlerden hızlıca inip tekrar salona girdim . Ferit'e baktığımda babam ve Hakan amcayla koyu bir sohbet halindeydi . Annem ise Selma teyze ve Alya teyzeyle sohbet ediyordu . Bakışlarımı onun oturduğu tarafa çevirdiğimde Selin ablam Yavuz abi ve Selim bir şeyler tartışıyorlar gibiydi hareketli hareketli bir şeyler konuşuyorlardı. Bakışlarım onu bulduğunda göz göze geldik.

Tüm dikkatiyle beni inceliyordu .

​​​​​​Bakışlarımı hemen oradan çektim. Boğazımı temizleyip Ferit'e seslendim.

"Ferit hazırım artık gidelim geç kalacağız"

Sesini duyması ile herkes sohbeti bırakıp tüm dikkatini bana verdi.

"O zaman bana müsaade hepinizle tanıştığıma memnun oldum" dedi Ferit ve bana doğru gelmeye başladı.

Salondaki birkaç kişi de Ferit aynı şeyleri söyledi. Ferit yanıma geldiğinde ona başıma dışarıyı işaret ettim o da demek istediğimi anlayıp dışarı çıktı. Bakışlarımı tekrar salondakileri çevirdim.

"Ben çıkıyorum hepinize iyi geceler"

"Geç gelme Ela" dedi annem.

"Ben bugün Ferit'te kalırım büyük ihtimalle anne Eftalya ile birlikte orada olacağız haberin olsun bekleme beni"

Normalde babama söyler izin alırdım ama ona küsüm . O yüzden tek muhatabım annemdi .

"Tamam ama telefonun hep açık olsun aradığımda ulaşabileyim"

"Tamam"

Daha fazla beklemeden hızlıca salondan çıktım. Dışarı çıktığım'da Ferit arabayı çalıştırmış ve beni bekliyordu. Oyalanmadan Arabanın kapısını açıp bindim. Benim bilmemlede Ferit gaza bastı hızlı bir şekilde bizim yalıdan çıkıp yola koyulduk.

"Bir an hiç bitmeyecek sandım"

Ferit'in sesi ile kafama yasladığım camdan kaldırıp ona baktım.

"Neden öyle söyledin"

"Hakan denen adam resmen sorguya çekti beni"

"Ne sorgusu "

"Adam bir tek tece mi sormadı resmen Ela. Ne okudun ne yapıyorsun çalışıyor musun çalışmıyor musun Ela ile Ne oluyorsunuz. Ela ile ne zamandır tanışıyorsun Ne zamandır arkadaşsınız soruda da sordu. Sen gelene kadar adama cevap vermekten yoruldum"

"Meraklı birisi herhalde ondan sormuştur"

"Bence bunlar ailecek tuhaf Ömer ayrı Yavuz'u ayrı babaları ayrı Allah bilir o kız kardeşi nasıldır"

"Durduk yere kıza niye laf ediyorsun"

"Kıza laf falan ettiğim yok"

"Daha tanımadan önyargılı davranıyorsun ama"

"Aman kalsın ben o aileden birini tanımak istemiyorum"

Kafama cama çevirerek konuştum.

"Bence sen yine de büyük konuşma"

Kalan yolculuk sessiz geçmişti nihayet havaalanına geldimiğizde Eftalya'da uçaktan inmiş bizi bekliyormuş. Elindeki valizlerle bize doğru gelirken oldukça sinirli gözüküyordu .

" Nerdesiniz siz lan "

Valizleri bize doğru itirip elerini beline koydu . Bize doğru gelen valizleri Feritle birlikte tutuk .

"Evde misafirler vardı o yüzden geç kaldık " dedim

"Banane lan misafirlerden kaç saatir sizi bekliyorum burda "

"Saatmi kızım ineli on dakika bile olmamıştır " dedi Ferit Bir taraftan'da valizleri arabaya yerleştiriyordu .

"Banane sizin ben uçaktan inmeden burda olmanız lazımdı "

"Offf uzatma Eftalya hadi binde gidelim " dedi Ferit arabaya binmeden önce.

"Ay sizede hiç naz yapılmıyor " Eftalya saçlarını savurarak yanımdan geçip arabanın önüne bindi .

Kafamı sağa sola salladım . Bizden asla adam olmazdı .

Bende arabaya bindim . Benim binmemle Ferit arabayı çalıştırdı ve Ferit'in evine doğru yol aldık . Yolculuk çok sesiz geçmişti Eftalya yol yorgunu olduğu için uyumuştu bizde pek konuşmamıştık .

Araba Ferit'in evinin önünde durunca hep birlikte indik . Eftalya yeni uyandığı için koluna girerek onu yürütmeye başladım . Ferit'in açtığı kapıdan içeri geçip salona girdik. Koltuklara geçip oturduğumuzda Ferit de salona girmişti .

"Yemek söylicem ne yersiniz " dedi Ferit.

"Ben İskender yemek istiyorum" dedi Eftalya.

"Kızım gece gece ne iskenderi"

"Off Ferit sen demedinmi ne yemek istiyorsunuz diye canım İskender yemek istiyor . Kaç gündür annem yüzünden sebze yemekten öldüm zaten ne var bir istediğimide sorgulamadan yapsan "

"Tamam Eftalya sana iskender söyliyeceğim . Peki sen ne yemek istiyorsun Ela "

Kafamı kaldırıp Ferit'e baktım . Canım hiç bir şey yemek istemiyordu . Mide bulantısı ara ara kendini beli ediyordu zaten şimdi bir şeyler yersem kesin kusardım .

"Ben birşey yemek istemiyorum tokum "

"Sabahtan beli hiç bir şey yemedin içtiğin sadece bir bardak kahve " dedi Ferit kaşları çatık sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

"Canım istemiyo Ferit"

"Aclık gıravinemi başladın Ela "

"Hayır "

"O zaman sanada İskender söyliyorum ve sende yiyorsun "

"Off Ferit "

"Siz oturun ben yemekleri söyliyip geliyorum "

"Çabuk gelsin Ferit çok açım "

Ferit'in arkasından bağırdı Eftalya. Ona kısa bir an bakıp kafamı geriye yasladım gözlerimi kapatıp biraz rahatlamaya çalıştım .

Ama anı saniye mide bulantım kendini beli eti . Derin nefes alıp verdim ama işe yaramadı bulantım dahada artı . Kusmak üzereydim hızlıca ayağa kalkıp banyoya koştum kulazetin önüne eğilip midemdekileri çıkarmaya başladım. Saçlarımı toplandığını hisetim bir el sırtımı sıvazlıyordu .

Kusman bitince güç bela ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Eftalya'nın uzatığı havluyla yüzümü kuruladım . Midem hala bulanıyordu agzımda iğrenç bir tat vardı ve bu tat midemi dahada bulandırıyordu.

"Ela iyimisin "

​​​​​Eftalya'nın sesiyle kafamı kaldırıp ona baktım.

"İyiyim merak etme kaç gündür böyleyim midemi üşütüm heralde"

"Ela "

​​​ Eftalya titreyen sesiyle konuştu.

"Korkulcak bir şey yok eftal ara ara oluyor böyle "

"Ela sen korundunmu "

Şaşkınca ona baktım ne diyordu bu ? Nerden çıkmıştı .

"Nerden çıktı bu "

"O geceden sonra doğum konturol hapı aldınmı "

Hayır .

"Sen aldınmı "

"Aldım tabi Ela Selim ile geçirdiğim o geceden sonra hamile kalmamak için kulandım . Sende kulandın dimi "

Kulanmadım .

Hata aklımın ucundan bile geçmedi . O hengamenin arasında düşünemedim .

"Kulanmadım "

"Ne demek kulanmadım . Kızım sen salakmısın nası kulanmasın "

"Eftalya Cenk meselesiyle uğraşıyordum nasıl aklıma gelsin doğum konturol hapı. Hem ayrıca durup dururken nerden çıktı bu "

" Mal ya hamile kaldıysan "

Ne .

Hamilemi .

Ben hamile olabilir miyim?

Elim refleks olarak karnıma giti.

Burda benden ve Ömer'den bi parça taşıyo olabilirmiydim .

 

 

 

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı.

Eloşumuz hamilemi sizce .

Bu bölüm Ömer nasıldı.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Sonraki bölüm görüşürüz :)​​

 

 

​​​​​

​​​​​​

 

 

 

 

 

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%