Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@vanilyab2

Selamın helooo gençler.

Bölüm geç geldi kusura bakmayın ama hem çok yoğundum hemde uygulamaya giremediğim için bölümü bir türlü tamamlayamadım .

Normalde bölümü iki gün önce atacaktım ama yazdığım bölüm silindi. Tekrar yazdım yarısına kadar geldim uygulama yüzünden yazdıklarımı tekrar silindi. Üstüne bir de uygulamaya giremedim. Gerçekten üst üste aksilikler yaşadım. Bu yüzden de bölüm geç geldi tekrar kusura bakmayın

Neyse ki artık bitirdim ve yeni bölümle karşınızdayım oy vermeyi unutmayınn:)

Bu arada birkaç değişiklik yaptım Bu yüzden de diğer bölümümüz sezon finali olacak haberiniz olsun.

* * *

Duyduklarıma inanamıyordum biraz önce Ömer ne demişti sera'yı sevmiyorum demişti dimi Ben yanlış anlamamıştım.

İyi de bu adam tüm magazincilerin önünde bu kadına aşığım diye bas bas bağırmamış mıydı. Şimdi neden bana böyle şeyler söylüyordu.

Ömer'in amacı ne. Ne yapmaya çalışıyordu.

Herkese serra'ya aşık olduğunu söylüyordu peki bana neden ona aşık olmadığını söylüyordu.

Karşımda duran adamı boğmamak için kendimi zor tutuyordum .

Dengelerimle oynuyordu .

"Ne diyorsun sen "

Ömer olduğu yerden hiç kıpırdamadan konuştu .

"Dediklerimi duydun "

Kaşlarımı çatım .

"Ever dediklerini duydum ama anlamadım . Herkesin önünde Serra'ya aşık olduğunu söyledin hata kalbimin sahibi SERRA diye bas bas bağırdın şimdi neden bana onu sevmediğini söylüyorsun "

"Kafan karıştı anlıyorum ama senden de biraz anlayış bekliyorum"

Sinirim o kadar bozulmuştu ki kahkahalarla gülmek istiyordum.

"Seni hangi konuda anlamam gerekiyor Ömer"

"Nişan günü her şeyi öğreneceksin zaten biraz sabret. Sen sabret ki ben de sabredebiliyim "

"Ömer senin ilk ve son kez uyaracağım benden uzak dur. Serra'nın yanına git tamam mı git ki dengelerim bozulmasın. Sen onun yanına gitmedikçe benim aklımı karıştırdıkça benim dengelerim bozuluyor. Ben dengelerim bozulsun istemiyorum. Seni de hayatımda istemiyorum. Anladın mı beni SENİ HAYATIMDAN İSTEM-

Dudaklarımın üzerine kapanan dudaklar yüzünden cümlemi tamamlayamadım.

Donup kalmıştım. Ömer ne ara yanıma gelmişti ve şu an beni öpüyor muydu ?

Evet öpüyordu.

Ne karşılık verebiliyordum ne de onu itebiliyordum . Donup kalmıştım.

​​​​​Alt dudağımı ısırmasıyla kendime geldim . Her ne kadar onu itip suratına tokatı yapıştırmak istesemde . O gece Ömer'e karşı koyamadığım gibi şimdi de karşı koyamadım .

Dudaklarımı aralayıp ona karşılık verdim . Ömer ona karşılık vermemi bekliyormuş gibi yüzümdeki elerini belime indirip beni kucağına aldı .Bacaklarımı beline dolayıp kolarımı'da boynuna dolayıp ona yardımcı oldum .

Ömer'in elinin biri kalçamda diğeri belimdeydi . Bir taraftan dedliler gibi öpüşüyorduk bir taraftan'da ilerliyorduk . Nereye gitiğimizi bilmiyordum ama umrumda da diğildi şu an tek düşüğündüğüm Ömer'di .

​​​​​ Kurak bir çöldüm . Suyum sa Ömer'in dahadudaklarıydı. Onu doya doya öpüp susuzluğumu gidermek istiyorum.

Bir bir şeylerin yer düştüğünü duydum. Sonra ise bir yere oturdum. Oturduğum yer Ömer'in masasıydı .

Ömer bacaklarımı aralayıp bacak arama girdi . Sanki hiç yakın diğilmişiz gibi beni kendisine daha çok çekti .

Nefes almak için ondan ayrılmadan önce tıpkı bana yaptığı gibi dişlerimi onun alt dudağına geçirdim.

Birbirimizden ayrıldığımızda anlımızı bir birine yasladık .

İkimizde derin derin nefes alıyorduk . Her nefes alıp verdiğimizde göğüslerimiz bir birine çarpıyordu .

" Senin hayatın'da benden başkası olamaz deniz yıldızı "

Deniz yıldızımı ?

"Senin hayatında oluyor. Benim hayatımda neden olmasın "

Sanki odada bir sürü insan varmış gibi fısıltıyla konuşuyorduk .

"Benim kalbim senden başkası için atmadı . Hayatımda senden başka kadın olmadı "

Söylediklerine kahkaha attım.

"Serra'yı da uzaylılar getirmişt zaten "

Dudağıma küçük bir öpücük bırakıp tekrar konuştu.

"Nişan gününe kadar sabret güzelim. Her şeyi öğreneceksin. Sadece şunu bil benim bir tek aşık olduğum kadın var oda sensin deniz yıldızı"

Benim ona cevap vermeme fırsat vermeden tekrar dudaklarımızı birleştirdi .

Üst dudağımı dudaklarının arasına alıp serçe öpmeye başladı.

​​​​​Bana söylediklerini düşünmek istemiyordum . Söylediklerini düşünüp kafa yoramazdım . Şu an tek istediğim Ömer'in kolarının arasında olmaktı .

Ona karşılık vericektim ki aniden açılan kapıyla neye uğradığımızı şaşırdık .

Hızlıca ömeri itip masadan indim . Benim kadar Ömer'de şaşkındı .

Biraz korku birazda heycanla kafamı kapıya çevirip kimin geldiğine baktığımda gördüğüm kişiyle utançtan yerin dibine girmek istedim

Selim .

Bizim kadar oda şaşkındı . Yüz ifadesinden anadığım kadarıyla böyle bir manzara görmeyi belemiyordu .

Buraya gelirken bende böyle şeyler yaşıyacağımı beklemiyordum .

Kafamı kaldırıp Ömer'e bakamdım . Yaşadığım şeyler yeni yeni danka ediyordu kafama .

Kimseye bakmadan hızlı adımlara odadan çıkmak için yürümeye başladım . Selim'in yanından geçerken kafamı yer eğip yanından geçtim .

Yüzüne bakarsam dahada utnırdım .

Ömer'in odasından koşar adım uzaklaşırken en son duyduğum ses Ömer'in sesiydi .

" Senin gelicen zamanı sikiyim ben Selim"

Onu duymamazlıktan gelip koşarak şirketten çıktım.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Ne ararsan asansöre bindiğimi ne ara şirketten çıktığımı hatırlamıyorum. Korumaların yanına geldiğimde bana tuhaf tuhaf bakmalarını aldırmadan derin derin nefes aldım.

Ellerim dudaklarıma gitti. Hala Ömer'le yaşadıklarıma inanamıyorum. Bana söylediklerine.

Kafam dahada karışmıştı. Madem beni seviyordu neden herkese seray'a aşık olduğunu söylemişti .

Belki de bana aşık falan değildi sadece gönül eğlendirmek istiyordu .

Ömer böyle bir şey yapar mıydı?

Yapmaz diyebilir miydim . Daha onu kaç gündür tanıyordum ki.

Düşüncelerim kalbimin sıkışmasına yetmişti. Ömer'le ilgili ne zaman kötü bir düşünceye kapılsam sürekli kalbim sıkışıp duruyordu.

Haklıydım Ömer benim dengemi bozuyordu. Bozmakla da kalmamıştı alt üst etmişti resmen beni .

"Ela hanım iyi misiniz"

Kafamı çevirip yanıma gelen korumaya baktım.

"Evet iyiyim"

Sesimin titremesine özen göstererek cevap verdim.

"Pek iyi gözükmüyorsunuz yüzünüz kireç gibi olmuş iyi olduğunuza Emin misiniz"

"Evet iyiyim "

"Peki. İşiniz bittiyse gidelim mi artık"

"Gidelim. Eve gitmeden önce Ferire uğrayacağım"

"Tamamdır Ela hanım"

Korumanın bana açtığı kapıdan içeri geçip arka koltuğa oturdum. Benim oturmamla da bütün korumalar arabalara bindi. Çok geçmeden de şirketin önünden ayrıldık.

Arabadaki sessizlik yüzünden düşüncelerimle baş başa kalıyorudum . Ve bu benim açımdan hiç iyi değildi. Düşündükçe kafam daha da karışıyordu kafam karıştıkça Ömer'i dövesim daha da çok artıyordu.

Bana nişan gününe kadar sabretmemi söylemişti peki nişan gününde ne olacaktı ?

Ömer serra'yı sevmiyorsa neden onunla yan yana geliyordu.

Bana aşık olduğunu söylemişti. Gerçekten aşık mıydı. Yoksa benimle oyun mu oynuyordu .

Ömer ne yapmaya çalışıyordu .

Peki ya ben. Ben ne yapıyordum. Ömer benim için bitti, o defter benim için kapandı diyerek atıp tutuyordum. Onun yanında neden bu söylediklerimi yapamıyordum . Tek dokunuşu yetmişi . Hemen kendimi onun kollarına bırakmıştım.

Peki ya onunla öpüştüğüm için pişman mıydım. Dudaklarımı ısırdım. Hayır değildim.

Bu kadar arsız olduğum için bazen kendimden nefret ediyorum ama daha önce bir erkeği bu kadar öpmek istememiştim.

Cenk'le bile iki yıl sevgili olmuştum ama bir kere olsun öpüşmemiştim. Bir erkeğin beni öpmesinden nefret ederdim ama Ömer'in tek dokunuşu bana yetiyordu.

"Ela hanım geldik"

Ön koltukta oturan korumanın sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım. Kafamı kaldırıp camdan dışarı baktığımda Ferit'in evinin önünde olduğunu fark ettim.

Kendimi toparlayıp arabadan indim. Yavaş ve sakin adımlarla kapıya gelip zile bastım . Kapı Feri tarafından açılmıştı. Her zamanki ayıcıklı pijamaları ile beni gören Ferit sanki ilk defa görüyormuş gibi yine şaşırdı

"Naber "

"Eloş"

"Ben içeri davet etmeyecek misin ferito"

"Ben şey Ben bir an görünce şaşırdım ya geç gelmeni bekliyordum gel gel geç içeri"

Face'in yanından geçerken yanağına kocaman bir öpücük bırakıp salona ilerledim.

Salona girdiğimde Nergis terziyi ve eftalya'ya gördüm. Oturuyorlardı beni fark ettiklerinde hemen ayağa kalktılar. Önce eftalya'ya sarıldım.

"Yüzünün hali ne senin " dedi Eftalya kulağıma fısıldayarak.

"Bir şey Yok iyiyim"

"Her Ömer'in yanına geldiğinde sana bir şeyler oluyor bakalım bu sefer ne oldu. Annem gittiğinde ifadeni alacağım haberin olsun" kulağıma son kez fısıldayarak benden ayrıldı.

Eftalya'dan ayrıldıktan sonra bana kocaman gülümseyen kadına döndüm.

"Elam"

Nergis teyzenin yanına gidip sıkıcı ona sarıldım. Nergis teyzenin annemden bir farkı yoktu benim için. Çocukluğumdan bu yaşıma gelene kadar annemin ne kadar emeği varsa üzerimde Nergis teyzenin de bir o kadar emeği vardı. Hep bir anne edasıyla yanımda olmuştu.

Şimdi de sanki kızına sarılıyormuş gibi sarıp sarmalamıştı beni. Saçımın üzerine birkaç öpücük bırakıp kokumu içine çekmişti.

"Elam Güzel kızım nasılsın"

"Çok iyiyim Nergis teyze sen nasılsın. Hoş geldin iyi ki geldin çok özlemiştim seni"

Birbirimizden ayrıldığımızda yalandan kaşlarını çatı.

"Eğer özleseydin gelirdin yanıma"

"Vallahi hiç fırsatım olmadı yoksa gelmez miyim ben hiç Nergis teyzemin yanına"

"Vallahi ben onu bunu bilmem eğer isteseydin gelirdin. Küstüm ben sana"

Yüzünü avuçlarımın içerisine alıp yanaklarını sulu sulu öptüm.

"Nergis teyzem bana küsmüş mü. Öpeyim de barışalım"

Yüzüne art arda öpücük bıraktığında kahkaha atmaya başladı.

"Dur Deli kız "

Yanaklarını öpmeyi bırakıp yüzüne baktım.

"Eğer barıştıysan öpmeyi bırakırım"

"Barıştım barıştım. Ben kızıma hiç küser miyim"

Nergis teyzeme tekrar sarıldım.

"Vallahi çok özledim teyzoş seni iyi ki geldin"

"Ben de seni çok özledim deli kızım benim"

Birbirimizden ayrıldığımızda Her birimiz bi koltuğa oturduk.

"Ee Nergis teyzem nasılsın İşler nasıl gidiyor"

"İşler iyi gidiyor kızım. Burada da yeni bir mağaza açmayı planlıyorum "

"Sevindim senin adına"

"Sen nasılsın. Babanla olanları duydum. Yasak koymuş sana üç ay gidemeyecek misin İngiltere'ye "

Kafam ağır ağır salladım.

"Evet bir takım olaylar oldu ve babam aklınca beni cezalandırmak istedi ama biz aramızda konuşup hallettik. İnşallah dört ,beş gün sonra tekrar İngiltere'ye gideceğim"

​​​​​​"Hayırlısı olsun kızım"

"Vallahi Nergis teyze ben senin mantını çok özledim. Bir mantı yap da yiyelim be" dedi Ferit esneyerek.

"Yaparım tabii siz oturun ben hemen iki dakikada hazırlar getiririm" Nergis teyze bize son kez bakıp salondan çıktı .

Gitmesi ile Ferit'in uzandığı koltuktan hızlıca doğruldu .

"Senin bu suratının hali ne Ela"

"Ne var mış suratımın halinde Ferit"

"Yüzün kireç gibi ayrıca senin o dudağının kenarı kanıyor mu kıpkırmızı olmuş"

Elim dudağıma gitti kanıyor muydu. Elimde dudağım yokladığımda biraz tahriş olduğu için hafif kanadığını anladım. Pislik Ömer artık nasıl ısırdıysa.

Kafamı kaldırıp bana merakla bakan ikiliye döndüm. Ee diyecektim ben şimdi . Ömer'le deli gibi öpüştük sonra o benim dudağımı ısırdı o yüzden bu hale geldi mi diyecektim.

"Şey oldu"

"Ne oldu "Eftalya kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.

"Dudaklarımı kemirip duruyorum o yüzden biraz tahriş olmuş herhalde o yüzden kanıyordur"

"Yüzün kireç gibi. Ne oldu Ömer'in yanında kötü bir şey mi oldu "

"Yoo kötü bir şey olmadı sadece konuştuk"

"Ne konuştunuz" dedi Ferit.

"Neden onun yanında çalışmak istemediğimi falan sordu neden İngiltere'ye gidiyorsun dedi ,beni yanına hesap sormak için çağırmış"

​​​​"Ona mı düşmüş gidip gitmemem"

"Bilmiyorum ferit sormadım eğer sen görürsen sor "

"Sorarım"

​​​​​​Bakışlarımı ferit'ten çekip eftaliye çevirdim. Bugün oldukça sessiz ve durgun gözüküyordu.

"Sen nasılsın Eftalya hiç konuşmuyorsun iyi misin"

"İyiyim Ela"

Yüz ifadesinden bile iyi olmadı belliydi. Kötü olduğunu benden mi saklıyordu.

"Seni tanımıyormuşum gibi konuşma Eftalya. Ne oldu anlat bana"

Sadece omuz silkti .

"Aynı bildiğin şeyler dedem falan işte"

Ah doğru ya Eftalya telefonda bahsetmişti bir takım olaylar oldu demişti. Ben nasıl unutmuştum bunu.

​​​​Gerçi Ömer ben de akıl mı bıraktı.

"Eftalya sen bana telefonda bir şeylerden bahsetmiştim. Canını sıkan o mesele mi"

Eftalya ağır ağır kafasını salladı.

"Bir takım olaylar olmuş dedemle annemin arasında biraz canım ona sıktım"

"Ne oldu. Anlatmak ister misin"

"Dedem anneme şart koşmuş. Eğer dedemin işlerinin başına geçmezsem beni biriyle evlendirecekmiş. Annem de tabii kabul etmemiş. Biraz tartışmışlar dedem de eğer ben onun işlerinin başına geçmezsem ikimizi de hayatından çıkaracağını söylemiş "

Sırf Eftalya onun işlerinin başına geçmiyor diye birisi ile evlendirmek ne demekti. Bu adam taş devrinde falan mı yaşıyordu Bu nasıl bir cahillikti.

"Biliyorsun Annem önceden çok zor zamanlar geçirdi. Babam olacak adam annemi terk ettiğinde dedem hep annemin yanındaydı bize o sahip çıktı. Annemle babama düşkün tabii araları bozulduğu için bayağı üzgün. Her ne kadar dedemin yanında ayrılmak istemese de benim için buraya geldi "

"Sırf dedenin işlerinin başına geçmedin diye seni evlendiremez "

"Sırf işlerinin başına geçmediğim için değil dedem bizim seninle magazine düştüğümüz fotoğrafları görmüş. Bu yüzden de bayağı sinirlenmiş aklı sıra onun yanında olursam bir daha böyle şeyler yaşamayız diye düşünüyor . Ama tabii annem hiç tanımadığım ve sevmediğim bir adamla evlenmeme izin vermemediği için araları bozuldu. Ne yapacağız bilmiyorum dedem kararından vazgeçmiyor ya işlerin başına geçeceksin diyor ya da evleneceksin diyor. Tamam işlerin başına geçeyim ama ben ne anlarım be inşaat işlerinden. Ben yazılımcılık okudum. Gerçekten bilmiyoruz ne yapacağımızı. Annemle birlikte zamana bıraktık dedemin siniri geçene kadar buradayız sinir geçtiğinde ne olur bilmiyoruz "

Ona nasıl yardım edeceğim bilmiyorum. Dedesini ne kadar inatçı biri olduğunu biliyordum. Adam keçi gibi inatçıydı . Eftalya'nın dediği gibi ancak kararından sinir geçtiğinde vazgeçerdi .

Nergis teyzenin eftalia'nın yanında olmasına da sevindim. Zaten Eftelya haksız olsa bile dağ gibi kızının arkasında duruyordu. Yıllar önce annesinin ona yaptığını yapmıyordu o kızına sahip çıkıyordu.

"Neyse artık olan olmuş daha fazla canını sıkma sen. Zaman her şeyin ilacıdır zamana bırakın"

"Salak değiliz herhalde salak Ferit biraz önce dedim ya zaten zamana bırakacağız diye sen de hiçbir şey anlamıyorsun"

"Kızım ben sadece seni düşünüyorum ya"

"Of Ferit"

​​ kedi köpek gibi yine birbirlerine girmişlerdi. Burnumdan sert bir nefes verdim. Bu kafayla bunların kavgası hiç çekilmezdi. Neyse ki mutfaktan Nergis teyzenin bağırmasıyla ikiside susmak zorunda kaldılar .

"Çocuklar gelin de bana yardım edin"

"Anne madem bize yaptıracaktın ne diye ben yaparım deyip işin başına geçtin"

Eftalya oturduğu koltuktan ayaklanıp mutfağa doğru yürümeye başladı. Bir taraftan da homurdanıyordu .

"Sus anneye cevap verme de gel yardım et"

"Anne ya. Yemin ederim biliyordum böyle yapacağını. Hep ben yaparım deyip işin başına geçiyorsun sonra bize yaptırıyorsun"

"Terlik geliyor Eftalya. Konuşma da gel bana biraz un ver"

"Anne ya"

"Anneye ya denmez. Ela Ferit siz de gelin bakayım yanıma"

Yanıma gelen Ferit beni kaldırdı.

"Hadi gel bakalım eloşum. Biraz vakit geçirelim de kafanın içindekiler dağılsın"

Feitle birlikte mutfağa girdik ve Nergis teyze yardım etmeye başladık. Yaptığımız sakarlıklara rağmen mantıyı yapmayı başarmıştık. Koyu bir sohbet içerisinde yaptığımız mantıya afiyetle yedik.

Keyfimizin olmadığını anlayan Ferit bizi zorla evden çıkarıp büyük bir AVM'ye getirmişti. Şu an kocaman AVM'nin içerisinde boş boş dolanıyorduk hiçbirimiz konuşmuyorduk. Eftalya ve benim keyfimiz yoktu bu yüzden konuşmuyorduk Ferit de her ne kadar bizi neşelendirmeye çalışsa da en sonunda başaramayacağını anladığı için susmuştu.

"Bakın şu mağazaya yeni açılmış. İstediğinizi alın oradan bendensiniz hadi"

Bakışlarımı Ferit'in gösterdiği mağazaya çevirdim güzel bir giyim mağazasıydı. Kafamı çevirip yanımdaki eftalya'ya baktım. Yüzünde hiçbir mimik oynamıyordu o da benim gibi ifadesiz bir şekilde mağazaya bakıyordu. Normalde koşa koşa girip tüm mağazayı alırdık ama şu an ikimizin de keyfi olmadığı için yanından bile geçmek istemiyorduk.

"Normalde tüm mağazaya alırdım ama şu an hiç keyfim yok. Sen istiyorsan geri al Ela ben girmeyeceğim"

"Ben de istemiyorum artık eve gidelim canım sıkıldı"

"Aman be ne bu sizin suratınız hali . Geldiğimden beri sizi neşelendirmeye çalışıyorum. İtiraz istemiyorum o mağazaya giriyorsunuz ve tüm kıyafetleri alıyorsunuz ve şu yüzünüz birazcık gülüyor. Nerede benim kızlarım ya. Ne oldu size böyle biraz gülün"

Ferit bir taraftan bizi azarlıyor bir taraftan da bizi sürükleyerk mağazaya doğru ilerletiyordu.

Eftalya ile ikimiz de itiraz etmedik itiraz edecek halimiz de yoktu zaten. Mağazanın içerisine girdiğimizde tanıdık yüzler görmemizle olduğumuz yerde durduk.

Annem, ablam, Selma teyze Selin , Alya teyze ve tabii ki de olmazsa olmazımız Serra.

Serra'nın üzerinde çok şık bir elbise vardı. Bizimkiler de onun etrafına toplanmış elbiseyi yorumluyordu. Bizi fark etmemişlerdi. Fark etmeden de gitsek iyi olurdu.

"Elbise güzelmiş" dedi Selin.

"Evet elbise güzelmiş ama serra'ya güzel olmadı"dedi arkasından ablam.

Bakışlarım onlardan çekip Ferit ve eftalya'ya çevirdim.

" Çıkalım buradan"

Eftalya beni dinlemeyip ferit'ten kolunu kurtardı ve ablamlara doğru ilerlemeye başladı.

"Haklısınız elbise çok güzelmiş ama içindeki ne hiç yakışmamış. Annemin çok söylediği bir laf vardır önemli olan giydiğimiz elbise değil önemli olan onu nasıl taşıdığımızdır . Bu elbise çok güzel ama içindeki kadın hiç taşıyamamış ,bu elbiseyi bırakın siz başka elbiselere bakın. Bu elbise ela'ya çok yakışır"

Eftalya'nın bağırarak konuşmasıyla tüm bakışlar bizi buldu.

Selin ve ablam eftelya'nın söylediklerine bıyık altı gülüyordu annemlerinde onlardan farkı yoktu. Eftelya'nın söylediklerine sinirlenen bir tek serra'ydı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Sinirden yumruklarını sıkıyordu.

"Sen yanlış görmüşsün bu elbise gayet yakıştı bana. Hatta nişanımda bu elbiseyi giyeceğim ben"

Nişanında mı?

Annemler serra'ya nişan elbisesi seçmek için mi toplanmışlar dı.

Serra nişan elbisesi seçiyordu. Peki Ömer'in bana söyledikleri.

Ömer'in beni kandırdığını düşünmek bile korkutucuydu.

Bir an için nefesimin kesildiğini hissettim .

Bir an önce benim buradan çıkmam lazımdı yoksa hiç iyi şeyler olmayacaktı.

Hiç kimseye bakmadan hızlıca arkamı döndüm ve mağazadan çıktım. Nereye gittiğimi bilmiyordum dengesiz adımlarla yürüyordum ki birine çarpmamla dengemi kaybettim tam düşecektim ki belime sarılan kollar sayesinde düşmekten son anda kurtuldum.

Ama kaldırıp beni tutan kişiye baktığımda bu kişinin Ömer olduğunu gördüm.

Ellerimi göğsüne koyup hızlıca ondan uzaklaştım. Benden böyle bir şey beklemiyor olacak ki bir iki adam geriledi.

"Ela. iyi misin "

"Çok iyiyim niye sordun"

Ona çıkışmamı beklemiyor olacak ki şaşırdı.

"Yavrum seni sinirlerini Kim bozdu"

Yavrum .

Yavrum öyle mi gel beni öp. Sonra sevdiği kadının tek ben olduğunu söyle. Ama nişanlısı elbise bakarken nişanlısının yanına geliyor paşam. Şeytan diyor eline sopa al eşek sudan gelene kadar döv .

"Sana ne be Kim bozduysa bozdu seni ne ilgilendiriyor"

"Güzelim Ne oldu"

Yanıma gelip elleriyle yüzümü avuçların içerisine aldı.

"Kim sıktı canını söyle"

Yüzümdeki ellerini iteledim bir iki adım atıp geriye çekelim.

"Bozduysa bozdu sana ne bundan Ömer. Seni ne ilgilendiriyor. Sen nişanlının yanına gitsene"

"Hala mı güzelim biz sabah seninle ne konuştuk"

"Biz seninle konuştuk mu"

Yüzünde muzip bir ifade oluştu.

"Pek konuşamadık . Ama ben yine de sana kendimi anlattığımı düşünüyordum"

"Siktir git Ömer. Seninle uğraşamam "

Yanından geçmek için hareketlendiğimde kolumu tutarak beni durdurdu.

"Birincisi her ne kadar küfürden hoşlanmasam da ağzına küfür çok yakışıyor güzelim. İkincisi ben buraya Sera için gelmedim. Ve üçüncüsü sabah konuştuklarımızı hatırla . Sana söylediklerimi. Sabretmen gerektiğini"

Cevap verecektim ki telefonumu çalmasıyla susmak zorunda kaldım. Kolumdaki elini itekledim ve pantolonumun cebindeki telefonumu çıkardım. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordu istem dışı kaşlarım çatılı kimdi bu.

Her ne kadar açmak istemesem de daha fazla beklemeden telefonu açıp kulağım götürdüm.

"Alo "

Karşıdan bir ses bekledim ama cevap veren olmadı.

"Alo"

"Alo kimsiniz"

Telefonu kapatacaktım ki karşı taraftan ağlama sesi duymamla durdum ve tekrar konuştum.

"Alo. Orada mısınız"

"El-Ela "

Bu ses Hazal'ın sesiydi . Peki neden ağlıyordu.

"Hazal iyi misin"

Telefonun diğer ucunda sadece hıçkırık sesleri geliyor du.

"Ela -ben be-n iyiyim am-a o di-gil "

Kimden bahsediyordu. Korku tüm bedenimi ele geçirmişti.

Ömer artık yüzümde nasıl bir ifade gördüysen hızlıca yanıma geldi.

"Hazal Kime ne oldu"

"Ela Cem"

Cem mi?

Ne olmuştu ona.

Onu kaybetme korkusu tüm bedenimi titretmişti.

"Hazal Cem'e ne oldu"

"Ela ona saldırmışlar. Cem ölüyor Ela . Doktorlar yaşama ihtimalini çok az olduğunu söyledi "

 

 

 

 

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı.

Ömer.

Ela.

Eftalya.

Cem .

Bölüm sonu yorumlarınızı bekliyorum.

Sonraki bölüm görüşürüzz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın:)

 

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​​​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​​​​

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%