Evet araba Çukur'a girmişti bile . Salih camdan etrafa baktı buralarıtanıdığı sokakları izledi sonra yanında arabayı kullanan Yamaça baktı göz ucuyla ve hemen önüne döndü

Salih sekiz yaşındayken annesinin ölümüyle Çukurdan Vartoya dedesinin yanına yollanmıştı ve bir yıl sonra dedesinin ölümüyle yaprak gibi oradan oraya savrulmuştu

En sonunda Abdullah isimli aşiretin hiznetçiliğini yapmıştı . Bi gün mayına basıp patlamıştı aşiret Salihin öldüğünü sanıp onu Afganistanın herhangi bi tepesine gömü vermiştiler

Ama bir yıldır Salihi arayan Haydarın adamları onu oradan çıkarmış ve Haydara götürmüştüler . Bir ay hastanede yattıktan sonra Salih kendine gelmişti

Bundan sonra o Haydar Demirel'in oğlu Salih Demirel olmuştu

Haydar Salihin annesinin arkadaşıydı ve Salihi hiç bırakma niyeti yoktu artık sonuçta bu çocuk arkadaşının emanetiydi

Salih 17 yaşından beridir Haydarın oğlu olarak Almanyada yaşamış ve babası için iyi bi evlat olmaya çalışmıştı

Salih onu seven tek kişi olan Haydarı kayb etmemek için en iyi olmaya karar vermiş , tıpp hukuk kimya bölümleri mezunu olmuştu ama sadece babasının adamlarını hapisten çıkarmak ve vurulan adamları ameliyyat etmek için kullanıyodu bilgilerini

Zaten Haydar çok zengin bi yer altı adamı olduğu için oğlunun çalışmasına gerek yoktu

Salihin 38 yaşı vardı ama çocuk gibiydi konuşmaz kavga etmez itiraz etmez sorun çıkarmazdı ama sevdiklerine zarar gelirse içinde uyuyan aslan uyanırdı

Bir ay önce Yamaç Almanyaya gelmiş ve Salihi Çukura getirmek için Salih ve Haydarı ikna etmişti

Tabi Salihle hiç konuşmamıştı yani daha doğrusu Yamaç anlatar Salih ise kısa cevaplar verer yada sadece kafasıyla onaylardı

Yamaç ve Salihin anlaşmasına göre Yamaç Salihi annesinin mezarına aparıcaktı Salih ise bir ay boyunca Koçovalı evinde Yamaçın bi tanıdığının oğlu olarak yaşıyıcaktı . Aslında ikisi içinde güzel bi anlaşmaydı

Şu an o saatlerce konuşmuş olan Yamaç bir azcık bile olsun susmuştu

Salih Yamaçı dinlememek için uyuyo taktidi bile yapmıştı bi ara

Ve sonunda bi kahvenin önünde durdular Yamaç

"Hadi gel gel"

Yamaç arabadan inip Salihide kolundan çekiştirerek kahveye soktu

Kahvedekiler Yamaçın yanında duran bordo takım elbiseli , saçları arkaya yatırılmış , hafif kirli sakallı bu gence bakiyolardı



Yamaç "Bu İdris Koçovalı benim babam"

Aslında Salihe hepsinden bahs etmişti ama bi daha tanıtıyodu

İdris Çukurun ve Koçovalıların babası (!)

Yamaç "Abilerim Cumali Kahraman ve Selim"

Cumali en büyükleri , Damlayla evli ve Asya isimli sekiz yaşlı bi kızı var , sinirli bi kişiliği vardır , kıvırcık çikolata ve bulmaca çözmeyi sever

Kahraman Nedretle evli , Acar ve Akşının babası , babasînın silah işlerini ve halı sahayı yönetiyo , geceleri sever

Selim Akın ve Karacanın babası, iki yıl önce eşinden boşandı , sakin ve sessiz bi kişiliği var tıpkı Salih gibi , mekanları yönetir

Yamaç "Bunlarda Emmi ve Paşa babamın can dostları"

Salih Emmiyi sevmişti ama Paşadan hiç haz etmedi sonuçta bi nevi annesinin katiliydi . İdrisdende haz etmesede belli etmiyodu

İdris "Oğlum bu kim?"

Yamaç "Bu Salih ... Salih Demirel"

Salih sadece başıyla selam verdi hiç konuşmadı

Yamaç "Salih benim bi tanıdığın oğlu ve bir ay boyunca bizde kalıcak"

Cumali "Bizde derken?"

Yamaç "Haydar amcaya yani Salihin babasına sôz verdim Salihi koruyucam diye o yüzden bizde kalıcak"

Paşa "Çukur evlerinden birinde kalırdı-"

Yamaç hemen lafını keserek

"Olmaz ... Haydara söz verdim bizzat kendim koruyucam ... Hem benim oda kos kocaman bi yatak daha atarız benimle kalîr"

İdris "Tamam peki ala"

Yamaç gülümseyerek bi sandalye çekti ve Salihi Kahramanın yanına , Selimin tam karşısına oturdu kendiside Cumalinin yanına oturdu

Kahraman "Senin kaç yaşın var"

Yamaç Salihin cevap vermiyiceğini bildiği için

"38 ... 38 yaşında"

Kahraman "Nerelisin sen?"

Yine Yamaç

"Aslen Vartolu ama babasıyla Almanyada yaşıyodu"

Cumali "La bebe bunun dili yok mu?"

Yamaç "Yok" her kes garip garip Yamaça bakınca Yamaç

"Yani varda pek konuşkan biri değil"

Bi süre sessizlik olur , Selim tüm cesaretini toplayarak

"Madem bir ay burada kalıcan o zaman sana Çukuru gezdireyim ... Yani istersen"

Salih hafif bi ses tonuyla

"Olur"

Her kes (Yamaç hariç) ilk kez duyuyodu Salihin sesini

Kahraman gülerek "Bunun dili varmış ya" der ve Salihin sırtıne tokadı yapıştırır

Salih ani gelen tokadın etkisiyle sandalyeden düşünce Yamaç

"Oha abi yavaş" diyip Selimle birlikte Salihi yerden kaldırırlar



Selim "Biz gidelim yoksa abimler seni severek öldürücek" diyip Salihle çıkar

Cumali "Ya bebe bilip bilmediğin insanları niye getiriyon eve?"

Yamaç "Yaaa baba abime bi şey söyle ... Hem sizde gôrdünüz Salihin dili var ağzı yok ondan zarar gelmez" her kes gülmeye başlar

Yamaç "Neye gülüyonuz"

Kahraman "Yine yanlış söyledin o AĞZI VAR DİLİ YOK"

Yamaç "Her neyse ondan işte"

Emmi "Bence iyi çocuk sorun çıkmaz hem masum masum bakiyo gerçekten çocuk gibi"

<•••>



Selim "Burasıda manav Yamaç burada çalışıyo ... Baba mesleği ... Bu taraf kompile Koçovalıların"

Salih yinede konuşmuyo sessizce dinliyodu

Selim iki tane kırmızı elma alıp birini Salihe uzatarak

"Al kardeş afiyet olsun"

Salih bir az duraksar daha sonra elmayı alarak

"Teşekkür ederim KARDEŞ"

<•••>

Akşam olunca Koçovalılar eve gelir

Yamaç "Selimle Salih geldi mi?"

Nedret "Selim gelmedide Salih?"

Kahraman "Bunun misafiri "

Yamaç annesinin yanına koşarak

"Anne bi misafirimiz var güzel bi sofra kurun olur mu?"

Sultan "Misafir?"

İdris "Salih diye bi genç , bir ay bizde kalıcak"

Damla "Hangi odayı hazırlayalım misafire"

Yamaç "Benim odada kalıcak ... bi yatak daha koyalım oraya hadi abi"

Yamaç zorla Cumaliyi odaya aparır

İki saat geçmişti , Yamaçın odasına Salih için yatak ve dolap koymuşlardı , Salih evdekilerle tanîşmıştı ve şu an akşam sofrasındaydılar

Salih pekte yeyimcil biri değildi hep azar azar atıştırırdı ama sofradan kalkmak için Yamaçın kalkmasını bekliyodu bu yüzden tabaktaki yemekle oynuyodu resmen

Acar geldiğinden beridir konuşmayan bu misafiri merak ediyodu ve Almanyadan geldiği için almanca giricekti sohbete

-Buradaki sohbet almanca-

Acar (Türkce biliyor musun ... Salih abi?)

Salih (Evet biliyorum da sen almancayı nereden biliyosun?)

Tabiki diğerleri sohbeti anlamıyodu

Acar (Okulda öğrendim ... Sen türkceyi nereden biliyosun ?)

Salih (Aslen türküm ve çocukluğum Türkiyede geçti o yüzden biliyorum ... Eee başka hangi dilleri biliyosun?) Salih Yamaçın yemeği geç bitireceğini anladığı için Acarla sohbet etmeye karar vermişti

Acar (İngilizce iyi Almancada sohbet edicek kadar var . Sen hangi dilleri biliyosun?)

Salih (Benimde ingilizce iyi , almanca ve fransızca biliyorum . Puştu ve Dari dillerindede yerli aksamla konuşurum)

Acar (Puştu ve Dari dilleri?)

Salih (Afganistanda konuşulan dillerdir)

Acar "Ohaaa o kadar dili nasıl biliyosun ya" her kesin ona baktığını görünce susar

İdris "Neye şaşîrdın bu kadar?"

Acar heyecanla "Dede biliyo musun Salih abi ingilizce fransızca almanca biliyo Puştu ve Dari dillerinide biliyomuş"

Selim puştu ve dari dilinin Afganistan dili olduğunu biliyodu , Selim

"Sen Afganistanda oldun mu?"

Salih "Sekiz sene orada oldum" dedi ve yine sessizleşti

Yemek bitmiş her kes ailece kahve içiyodu

Karaca "Salih abi senin meslek ne?"

Salih "Avukatım"

Akın "Almanyada mı çalışıyodun?"

Salih "Yok çalışmıyorum ben okumayı seviyorum"

İdris "O ne demek"

Salihten yine cevap gelmeyince Yamaç

"Salih tıpp hukuk kimya bitirdi , makine mühendisliği okuyo "

Cumali "Yok artık"

Kahraman "Bu kadar şey biliyosun bir az kendinden bahs etsene"

Akın "Niye bu kadar şey okudun?"

Salih "İlk kimya okudum aslında ondan mezun olunca Tıppa merak sardım , tıpp bitdikten sonra cerrahlığımı almadan bıraktım stajı ilk senesinden , sonra hukuka geçtim bitirince bir dava aldım sıkıcı bulunca resim kursuna gittim aynı zamanda konservatuar okudum bunlarda bitince arabalara merak sardım ve makine mühendisliğine girdim . Resmi olarak avukatım ama hiç bi işte çalışmıyorum ... Çalışmak çok sıkıcı"

Sultan "MaşAllah her şey var"

Akşın "Şimdi biri vurulursa ameliyyat ede bilirmisin"

Salih "Küçük ameliyyatlar yapa bilirim ama büyük ameliyyat yapaman"

Cumali "Küçük büyük derken"

Salih "Yani kurşun falan çıkarırım ama kalp felan yapamam stajımı bitirirsem tabi olur"

Acar gülerek "Merak etme açıp kalp ameliyyatı yapmak zorunda kalmazsın" diyince hepsi gülüşür

Evet Salih neşe getirmişti her kes ilk kez bu kadar güzel bi akşam geçirmişti

<•••>

Yamaç ve Salih odaya geçmişti bile Salih kıyafetlerini ve eşyalarını yerleştirdikten sonra yorucu bir gün olduğu için uyumuştu bile

Yamaç abisinin üzerini örtüp

"İyi geceler babamın oğlu" der ve kendi yatağına geçer

Not : Salih Yamaç Selim bekar

<•••>

Sabah saat 07:35 kahvaltı

İdris "Senin misafir nerede?"

Yamaç "O saat 11e kadar uyanmaz"

Cumali "On bir mi?"

Yamaç "Selim abi gibi geç uyanır"

Selim esneyerek masaya otururken

"Abartma ben o kadar uyumuyom"

Kahraman "Bu her gün mü 11de uyanıyo"

Yamaç evet anlamında kafasını sallar

Sultan "Evde yalnız sıkılmasın? Sonuçta siz hepiniz işe gidiceksiniz"

Acar "Ben varım ya ... Zaten yaz tatili ben kalırım misafirle"

Kahraman "Bunada arkadaş çıktı"

Acar "Eee sıkılmıştım zaten evde"

Karaca "Nankör oyun oynuyoruz ya tüm gün senle"

Acar "Tamamda siz k

ızsınız"

Asya "Bebeeeee"

Damla "Çocuğuda bozdun Cumali"

<•••>

Duvar yazıları

1 | Yeni kitapa bi hayırlı olsun diyelim |

2 | Hoş geldin Salih Demirel |

3 | Spoyler : Çok eğleniceeez |

<•••>

Bölüm sonu

Nasıldı

İlk başladığınız tarihi giriniz

1Ağustos2024

​​​​​​Kitap ilk Wattpad uygulamasında yazılmış sonra ise yazar (ben oluyom) tarafından buraya eklenmiştir

Kitap ikiayrı seriden ibaretdir , ilk serisi 15 bölümdür , ikincisi yeni yazılıyodur

​​​