@vatanugruna
|
Alp Kaya'nın ağzından: "Ülkenin sınır bölgesindeyiz.Komşu devletler bizim vatanımızı,vatanımızın güzelliklerini ele geçirmek için dört bir yandan saldırıyorlar.Elbet korkuyoruz bazen ama şunu biliyoruz "Ölüm her kula uğrayacak, varsın bize vatan uğruna savaşırken uğrasın.".Bu yolda ölmekte var ama dönmek yok.Vatan uğruna,bayrak uğruna,marş uğruna gerekirse canımızı gerekirse malımızı veririz ama bu toprakları o kalleşlere yedirmeyiz." (...) Ülke gündemini anlatmaktan kendimi tanıtmayı unuttum. "Ben Kıdemli Üstteğmen Alp Kaya,24 yaşındayım ve ülkenin sınır bölgesinde vatan uğruna ekibimle savaşıyorum.Aynı zamanda Adal Timi'nin başıyım.Adal ismi belki değişik gelecektir ama anlamı sadıklıktır.Bizler de ülkemize sadık bir timiz." Sizlere birde yaşam hikayemi anlatayım. :Bundan 24 sene önce Reyhan Kaya ve Alperen Kaya'nın oğlu olarak dünyaya gelmişim.Annem babam ve ben 3 yaşıma kadar güzel bir yaşam sürdük,güzel bir aileydik ama üç yaşımdayken anne ve babam arasında çeşitli anlaşmazlıklar çıktı ve boşandılar.Ben o zamanlar küçüğüm diye mahkeme beni anneme verdi.Annem de beni yıllarca babamla görüştürmedi,babam yurt dışına gitti diyorlar ama nerde kimse bilmiyor.Annem de babamdan ayrılınca şehrin ünlü iş adamlarından biri olan Halit Korkmaz'ın evinde hizmetçi olarak işe başladı. Halit Bey bir gün eşini öldürüp daha sonra da kendini öldürdü.Annem de Halit Bey'in kızı tek kalmasın,yurt köşelerinde sürünmesin diye yanımıza aldı.İsmi Asena'ydı.Biz Asena ile beraber büyüdük.Hatta o bana Serçe ben ona Tilki derdim.Tilki dememin sebebi çok kurnaz olmasıydı.Oyun oynarken dahi bir kurnazlık yapar yine de kazanırdı.O da bana hep Sezen Aksu dinliyorum diye Serçe diyordu.Lise hayatım başlayana kadar hiç ayrılmadık onunla ama ben lisede il dışına gittim Asena ise annemle kaldı.O şimdi hemşire olmuş diyorlar ben ise Kıdemli Üstteğmen.Nedendir bilmem Asena ismini duyunca içim bir hoş olur ama onun dışında kimseye yakıştıramam o güzel ismi." İşte benim hayatımda böyle geçti şimdi koca adam oldum ve bir timi yönetiyorum,vatan uğruna savaşıyorum. (...) Kapı çaldı ve içeri Üsteğmen Murat Işık girdi.Molada olduğumuzdan dolayı bana selam vermeden geldi oturdu.Bende bir oynayayım dedim. :Hayırdır ne bu rahatlık? Murat şok oldu ve hemen ayağa kalktı. Birden kalktı diye mi benden korktu diye mi bilmem ama bı anda yere düştü.Ben o halini görünce kahkahayı bastım.O da benim güldüğümü görünce güldü.Onu kaldırayım derken bende kayıp düştüm.Bu sefer bizi daha da bir gülme aldı.Artık ne kadar güldüysek Yıldız ve Derin "Ne oluyor burda" diyerek içeri girdi(Bu arada Yıldız Ören timimizin Astsubay Kıdemli Üstçavuşu, Derin Turan ise Astsubay Kıdemli Çavuşudur)Bizi o halde görünce onlarda gülmeye başladı ama sonra gelip bizi kaldırdılar.Böyle tim mi olur diyeceksinizdir ama biz aynı zamanda bir aileyiz.Beraber güler,beraber ağlarız.O sırada ekibin kalanları da geldi.(Teğmen Emir Çevik,Astsubay Başçavuş Oğuz Ören, Astsubay Çavuş Elfida Kıran) Hepimiz beraber oturduk ve yemek yiyip sohbet ettik.Yemek bitince hepsi karşıma dizildi ve sıraya geçti.Onlar bana asker selamı verdi ben onlara.Daha sonra hepsi görev yerlerine gitti.Ben de çıktım ve cepheyi dolaştım. Her şey yolunda görünüyordu.Kaybımız az kazancımız fazlaydı.Düşman devletlerin ganimetleri,savaş malzemeleri ele geçirilmişti.Biz git gide güçleniyor onlar zayıflıyordu ama bu bir savaştı ve ne olacağı hiç belli olmuyordu.Belki de bugün varız yarın yokuz.Ama biz bu yolun sonuna kadar birbirimize kenetleneceğiz.Savaşta belki kayıplarımız belki yaralılarımız olacak ama bizim gayemiz değişmeyecek.Vatanımızı ne pahasına olursa olsun korumaya devam edeceğiz. ~Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez. Mustafa Kemal Atatürk
|
0% |