@vatanugruna
|
Asena'nın ağzından: Eveeeett yine bir iş günü ve hiç gidesim yok ama hastalarımla ilgilenmeyi sevdiğim için yorucu da olsa gidicem. Hazırlanıp evden çıktım ve her zamanki hastaneye giden yolumdan yürümeye başladım.Sanki bugün bı gariplik var gibiydi şehir olduğundan fazla ambulans ve polis arabasıyla doluydu.Neler oluyordu?Şehrin girişinden akınla ambulanslar geliyordu,siren sesleri dinmiyordu.Hızımı arttırdım ve kısa bir sürede hastaneye vardım.Ambulanslar girişi kapatmış denebilecek kadar çoktu.Bir ambulanstan indirilen sedyeye baktım kurşun yiyen bir adamdı ve yanlış görmüyorsam asker üniforması vardı.Diğer ambulanslardan inen sedyelerede baktım yine asker yine asker.Bir şeyler ters gidiyordu.Bu kadar askerin bir arada yaralanması hiç hayra alamet değildi.Ambulansların arasından sıyrılıp hastaneye girdim ve hemen Nazlı'yı buldum. Ona"Neden bu kadar yaralı asker var" diye sordum. Nazlı"Bilmiyor musun?" Ben:Bilsem sormam heralde. Nazlı:Haklısın,ülkenin sınırındaki savaşta düşman ülkeler başka devletlerden silah getirtmiş.Böyle olunca da bizimkilerin savunması dayanmamış.Her geçen dakika bir askerimiz daha yaralanıyor belkide vefat ediyor. Duyduklarım beni beynimden kurşun yemişim gibi sarstı.O kadar asker bu haldeyse kim bilir aileleri ne haldeydi,ülkenin sonu nereye gidecekti,bu savaşı kayıp mı edecektik? Düşüncelerimden sıyrılıp görevimi yapmam gerektiğini hatırladım ve hemen gidip üniformamı giydim.Ambulansların olduğu kapıya gittim ve sedyelerin taşınmasına yardım ettim.Bu seferki sedyede üç yerinden kurşun yemiş bir adam vardı.Direk müdahale edilmesi gerekiyordu.Tam sedyeyi ameliyathaneye götürürken arkadan bir kız çocuğu "Baba!" diye seslendi ve koşarak yanımıza geldi.Feci halde ağlıyordu. "Babam ölecek mi?Nolur ölmesin o.O da annem gibi bırakmasın beni." Sedyeyi bırakıp kızın önünde dizlerimin üstüne çöktüm.İlk gözyaşlarını sildim ve sonra "Emin ol ona hiç bir şey olmayacak.Ama şimdi senin sakin olup ona güç vermen lazım.Babana güç verebilir misin?" dedim. Kız az da olsa sakinleşmeye başladı.Onur'a onu bir odaya götürüp çizgi film tarzı şeyler izletmesini söyledim.Bizimkiler o sırada adamı ameliyathaneye götürmüştü.Ameliyatın başında Hasan Hoca vardı.Onu görünce içim az da olsa rahatladı.Çünkü genellikle onun yaptığı çoğu ameliyat başarılı sonuçlanırdı.Benim yerime Hasan Hoca'nın yanında ameliyata Nazlı girmişti.Benim elimden yalnızca dua etmek gelirdi.O kız da benim gibi öksüzdü , bir de yetim kalmasını istemezdim.Gerçi kimsenin öksüz veya yetim kalmasını istemezdim.Her ne kadar kötü de olsa bir babanın bir annenin yerini kimse alamazdı şu hayatta.Ben bunu çok küçük yaşta anlamıştım... Ben bunları düşünürken Hasan Hoca amelîyathaneden çıktı.Hemen yanına gittim ve adamın durumunu sordum.Çok şükür ki yaşıyormuş onu normal bir odaya sevketmişler.Hasan Hoca ilk olarak kızı kontrol edip babasının iyi olduğunu haber vermemi daha sonra da 384 numaralı odadaki hastayla ilgilenmemi istedi.Hasan Hoca'nın benden istediğini yapmak için ilk olarak kızın yanına gittim.Onur,kızı televizyonun karşısına oturtmuş çizgi film açmıştı.Bende gidip yanına oturdum.Beni farkedince hemen bana döndü "Babam iyi mi,babam yaşıyor mu?" diye sordu.Ona gülümsedim ve "Evet yaşıyor ameliyatı iyi geçmiş yarın görebilirsin."dedim.O anın heyecanıyla bana sarıldı."Teşekkürler...,şey ismin neydi?" diye sordu."Asena"diye cevap verdim."Bende Ece memnun oldum Asena abla" dedi.Biraz daha beraber oturduk ve ben daha sonra hastamla ilgilenmem gerektiğini söyleyip kalktım.Şimdi de 384 numaralı odadaki hastamla ilgilenmeye gitmeliydim.Odaya varınca kapıyı tıklattım ve ses gelmeyince içeri girdim.Hasta yine bir askerdi ve karın bölgesinde sargı vardı.Muhtemelen karnından kurşun yemişti.Serumu bittiği için çıkarmam gerekiyordu.Seruma yöneldim,çıkardım.Tam askerin elinden serum iğnesini çıkaracakken bı anda kalkıp bileğimi çevirdi.Çığlığı bastım.Onur odaya girdi ve "Noluyor lan burda?"dedi.Asker hemen bileğimi bıraktı,bende ondan uzaklaştım.Onur'a"Bir şey yok böcek vardı gidebilirsin"dedim.Onur"Umarım öyledir Asena,adamların yanında çok durma." dedi ve gitti. Asker:Ne yapıyorsunuz burada? Ben:Serumunuz dolmuştu,onu çıkaracaktım.Afedersiniz. Asker: Anladım teşekkürler.Meslekten kaynaklanan bir refleksti kusura bakmayın.İyi misiniz? Ben:Evet iyiyim biz de mesleğimizden dolayı alıştık. Asker ne anlattığımı anlamış olacak ki yüzünde buruk bir ifade belirdi.(Gerçekten de günümüzde sağlık personellerine karşı şiddet içeren davranışlar yaygınlaştı.Bir hastanın ölmesi asla o sağlık personeline bağlı değilken bundan bizler sorumlu tutuluyorduk.Bu yanlıştı.) Askerin serumunu çıkardım ve odadan çıktım. Hastaneye olan ambulans akını az da olsa duraklamıştı ama hastanede çok sayıda askeri bölgeden gelen yaralı vardı.Yeliz elinde dosyalarla bana doğru geldi(Yeliz hastanemizin sekreteri olur)"Bunları Ali Bey'e götürür müsün canım beni üst kattan çağırdılar" dedi.Dosyaları aldım ve Ali Bey'in odasına girdim.Odasında bir kaç tane adam vardı ve aralarında bir şey konuşuyorlardı.Odadan çıkacakken,Ali Bey"Asena beş dk içerisinde herkes toplantı salonunda olsun"dedi.Başımla onaylayıp odadan çıktım. Hepimiz toplantı salonunda toplanmış Ali Bey'i bekliyorduk.Bir süre sonra Ali Bey ve odasında gördüğüm adamlar içeri girdi.Ali Bey söze başladı:Hepiniz biliyorsunuzki ülkenin sınır bölgesinde bir savaş var ve yaralı sayımız çok fazla.Dün gece savaş bölgesindeki hastaneye atılan bomba sonucu sağlık personellerinin çoğu vefat etti.Bunun için de çevre illerdeki hastanelerin her birinden gönüllü iki sağlık personeli gönderiliyor.Aranızda gönüllü olacak kimse var mı?"dedi Ben,Leyla ve Onur haricinde kimse elini kaldırmadı.Ali Bey "Asena,Leyla ve Onur dışındaki herkes çıkabilir."dedi.Bizim haricimizdeki herkes odadan çıktı.Ali Bey yine söze başladı:Onur sen kesin olarak gidiyorsun.Bir erkek personel göndermemiz iyi olur.(Ben ve Leyla'yı göstererek)Şimdi gelelim size." Leyla ,Ali Bey'in lafını bölerek:Ali Bey,Halit Korkmaz'ın kızını savaşa mı göndereceksiniz?Bu kız bizim askerlerimizi öldürür.Babası psikopat mafyanın tekiydi."dedi. Söze atıldım:Babam bir mafyaydı diye benim de mafya olmam gerekmez.Yaprak da ağaçta bulunur ama ağaçtan farkldır."dedim. Onur'un hoşuna gitmiş olacak ki bana bakıp gülümsedi.Sinirli olduğum için umursamadım bile. Ali Bey:Kusura bakma Leylacım ama Asena haklı ve mesleğinde daha iyi bir hemşire.Onun için savaş bölgesine Asena ve Onur gidiyor.Asena ve Onur yarın saat 12 de burda olun askeri araşlar ile savaş bölgesine gönderileceksiniz.Çıkabilirsiniz." dedi. (...) Mesai saatim dolunca eve gittim ve bavulumu hazırladım ne de olsa yarın yolculuk vardı.İçimde bir his vardı korku değildi bu mutluluktu.Vatan uğruna bir şeyler yapacak olmanın verdiği mutluluktu. |
0% |