@veba_serce
|
Merhaba arkadaşlar. Bugünlerde yaşanan olayları hepimiz biliyoruzdur. Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Allah bu şerefsizi ve onun gibilerini kahretsin. İkbal ve Ayşenur için de dua etmekten başka seçeneğimiz kalmadı. Lütfen kendinize dikkat edin. Artık hiçbir şey güvenli değil. Otobüste, metroda, sokakta her yerde tetikte olun. Adalet bizi korumayacak. Bunu anladık. Kendinizi koruyun. Allah'a emanet olun. Ya bir insanın biraz fazla yürüyünce veya koşunca bile bacakları ağrıyor değil mi? E çok konuşunca bile insan ya bıkmalı ya da yorulmalı.Ama bu kural Aylin için geçerli değildi sanırım. Dün gece iki saat başımda hesap sormuş, cevap alamayınca bir saat de cırlayıp (doğu şivesi bilmeyenler için cırlamak; fazla tiz bir sesle konuşmak/Bağırmak) gitmişti. Derya ise "eninde sonunda çıkar işin aslı" Diyerek şimdilik hiçbir şey sormamıştı benim o gariban halimi görünce. Şimdi ise kendime yeni bir iş arıyordum. Birkaç gün önce beni arayıp işten atıldığımı iletmişlerdi. Valla hiç te üzülmemiştim. Birkaç yere CV mi gönderip (CV:ÖZGEÇMİŞ, ŞU ANA KADAR OLAN TECRÜBELERİN VB.) Haberin çabuk ve olumlu gelmesi için dua ettim. Allahımm nolursun hayırlısıyla iş bulimm. (...) Akşama doğru hava almak için giyinip dışarı çıktım. Evin yanındaki arsada dolaştım. O sırada bir miyavlama sesi duydum. Çok tatlı ve cılız bir miyavlamaydı. Sağa sola baktım ama bir şey göremedim. Tam vazgeçmiş geri dönmeye karar vermiş arkamı dönmüştüm ki bir adet Üniformalı Murathan ve kucağında siyah yavru bir kedi gördüm. "Bunu mu arıyordun? " "Aa evet. Ya bu çok tatlıı! " Murathanın yanına gittim ve kucağındaki kediyi sevmeye başladım. Çok cılızdı ve küçüktü.Murathanın kucağında bir bebek gibi kıvrılmış yatıyodu. -Sence aç mıdır? -Olabilir. Gel hadi minik, sana evden bişiler bakalım. Bunu Murathana söylemiştim aslında. yani kızım sana söylüyorum gelinim sen anla gibisinden. Eve girdim ve murathana kapıyı tuttum. Sanki aptalmışım gibi bakıyordu suratıma. Niye öyle bakıyo bu? - Ne? Neden öyle bakıyorsun? -Ayakkabılarım -Eee napim ayakkabılarını -Sana boşuna aptal demiyorum Dilara. Kucağımdaki kediyle ayakkabılarımı nasıl çıkarayim? -Hee desene baştan. Ver bana kediyi ben tutim. Kediyi murathandan almak için ellerimi uzattım. Kediyi alırken murathanla baya yakınlaşmıştık. Allahım affet ama burnuma dolan şu kokusu harika. Tövbe estağfurullah ne diyom ben. Kediyi alıp salona geçtim. Murathanda peşimden geldi. Koltuğa oturduk ve kediyi sevmeye başladık. Çok güzel simsiyah bir kediydi. -Murathan -Hı -Hı ne ya insan bir efendim der İç çekti "efendim dilara?" Ona yandan adam ol bakışımı attım. Ya sabır çeker gibi kafasını salladı. -Mutfakta bulaşık makinesinin üstündeki çekmecede kedi maması olucak. Getirebilir misin onu Kalkıp mutfağa geçti. Ben de tüm ilgimi kediye yönelttim. -Bak şimdi kedicik, ben Dilara. Bu seni taşıyan dağ ayısı suratlı dinozor da Murathan. Kedi mırıldandı sanki kes sesini de uyuyayım der gibi. -Aman be. Sende aynı Murathan. Sürekli homurdan dur. -kimmiş o homurdanıp duran Sesiyle beraber yerimden zıpladım. Lan ben bunun varlığını unutmuşum ya. -Öyle pat diye girilir mi ya? -Ne yapsaydım? Mesaj mı atsaydım Dilara ben salona geliyorum diye. Ofladım. Herşeye de bir cevabı vardı mübarek. Kaba döktüğü mamanın önüne koyduk kediyi. Allah'ım ne de güzel yaratıyorsun sen. Şunun tattlılığına bakın yaa (göremiyorsunuz ama çaktırmayın:)) Kedi mamasını yerken biz de sessizce oturduk. Sonra aklıma geldi -Kahve alır mısın? Tam cevap verecekken telefonu çaldı. "Tamam geliyorum" Telefonu kapatıp bana döndü. "Benim işim çıktı. Gitmem gerekiyor." "Tabi" Kapıya kadar sessizce ilerledik. Ayakkabılarını ayağına geçirdi ve bana döndü. Hiç beklemediğim bir anda kendimi ona çekilmiş bir halde buldum. Allahım noluyuuoooo? Belimi saran kolları gevşemek üzereyken bende içimden geleni yaptım. Kollarımı sırtına doladım ve iyice sokuldum. Bir an kasılır gibi oldu. Sonra saçlarımda nefesini hissettim. Derin bir nefes aldı. Saçlarımı mı koklamıştı o? Ben şöyle diğer tarafa geçiyorum a dostlar. Sonunda konuşmaya başladı. "Dilara, senle aramızda bişeyler fil izlendiğini evet sanırım doğru kelime bu. hissediyorum. Bu benim için yeni bir duygu. Lütfen biraz zaman ve fırsat verelim birbirimize. Yarına sana kahve içirmek istiyorum. "
|
0% |