Karakoldan girdiğimde kocaman bir bahçe gördüm arabaların yanına motoru park ettim ve merkeze girdim. Vay bee burası ne kadar geniş. Etraf, elinde dosyalar bir o yana bir bu yana giden birkaç tane polis memurunu saymazsak gayet sakin bir yerdi. Önümden geçen bir tanesini durdurup vedat komiserin odasını sordum. Tarif edilen yere geldiğimde kapıyı çaldım içeriden gel sesini duydum ve içeri girdim. Kırklı yaşlarında saçları beyazlamış ama sopa yutmuş gibi dimdik duran adamı (şey, daha doğrusu amcayı) incelerken bana seslendi:

" Gel bakalım sahte yeğenim, otur şöyle anlat neden yalan söyleyip içeri girdin"

Sonlara doğru sertleşen sesi baya ürküttü beni. Oha adam resmen beni öldürecek gibi bakıyordu. Abi sakin alt tarafı yeğeninim dedim.

Gösterdiği koltuğa oturdum ve başımı dik tutmaya çalıştım- çalıştım diyorum çünkü bu baya zordu heleki karşımda böyle biri varken-

"Öncelikle ben Dilara Akan, gazeteciyim. Buraya girmemin sebebi ise işimi yaptığım sırada saldırıya uğradım ve kaçarken buraya rastladım. İçeri beni öylesine almayacaklarına göre başım da dertte olduğu için yalan söylemek zorunda kaldım ve aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Gerçekten zor durumdaydım komiserim"

Ben anlatmayı bitirdiğinde komiserin yüzüne baktım- bir saniye adam alayla bakıyordu ve anlattıklarıma hiç inanmış görünmüyordu. Sonra birden kaşları çatıldı ve konuşmaya-pardon doğrusu resmen hırlamaya başladı:

"Benimle alay edebileceğini mi sanıyorsun! Üstünde kamera yok bile! Bu yalanlarını kodes arkadaşlarına da anlatırsın belki o zaman aklın başına gelir! "

Ne? Nasıl? Kameram... Aaa hayırr olamaz kameramı kaçarken düşürmüş olmalıyım! Nasıl böyle bir hata yaparım? Bir saniye, kodes mi? Arkadaş mı? Ne! Beni kodese atıcaklardı!! Hayatımı orda geçirip çürüyecektim!!!! Hayır hayır, yapamazlar bunu, beni dinlemeden yapamazlar:

"Komiser bey lütfen yapmayın beni araştırın gerçekten hiçbir suçum yok geldiğim yola bakayım kameramı yolda düşürmüş olmalıyım lütfen yapamazsınız acıyın nolur bana! "

KESTİİİK! ne dersiniz acaba manyak komiser Dilara ya inanacak mı yoksa dilaranın ruhuna Fatiha okumaya başlasak mı? :) :)