@vebirokuyucu
|
Küpelerimi kulağıma takarken annemin sesini duydum. "Hazır mısın kızım?" "Sayılır." diye cevap verdim dudağıma ruj sürerken. Annemi tanıyorsam az sonra kapımda bitip beni kontrole gelecekti. Ki kapının açılmasıyla haklı olduğumu anladım. Annem üstünkörü beni süzdü. Yeşil renkli sırtı biraz açık bir elbise giymiştim. Ben de onu inceledim. Kırmızı göğüs dekolteli bir elbise giymişti. Saçlarına da maşa yapıp açık bırakmıştı. Ne yalan söyleyeyim taş gibi olmuştu. "Nasıl hala hazır değilsin anlamıyorum." diye söylene söylene yanıma geldi. "Artık hazırım anneciğim." dedim son dokunuşu yapıp sonsuzluk işareti olan kolyemi takmıştım. Anneme dönüp "Nasıl oldum?" diye sordum yarım ağız sırıtarak. Annem bu halime gülüp saçlarımı hafif dağıttı. Kaşlarımı çatıp iki adım geriye gittim. Düzleştirdiğim saçlarımı ellemesi hoşuma gitmemişti. "Ay ben doğurdum diye demiyorum ama çok güzelsin kızım." dedi annem çatallaşan sesiyle. Gözleri de dolmuştu. Duygusallıkta annemin üstüne kimseyi tanımam. "Hey ağlamak yok! Bugün senin günün. Yeni yaşını müstakbel eşin ve çocuklarınla geçireceksin. Gerçi o sırığı bu işe katmasak da olurdu ama neyse." dedim sonlarda yüzümü ekşiterek. Çünkü o çocuktan gerçekten haz etmiyordum. Makyaj masama oturup saçlarımı taramaya başladım. Düzleştirdikten sonra bunu yapmam gerekiyordu yoksa saçlarım kabarıyordu. Aynadan anneme baktığımda gözlerini devirdiğini gördüm. Iyi anlaşmamızı istiyordu fakat o sırıkla iyi anlaşacağımızı hiç sanmıyordum. Hemen "o çocuk" ve "sırık" dediğim kişinin kim olduğunu açıklayayım. İsmi Koray. Kendisi annemin sevgilisinin yani müstakbel eşinin oğlu. Kendisiyle geçen hafta yemekte tanışmıştım fakat pozitif enerji alamadım. Ayrıca kendisi yemek boyu bana tip tip bakmıştı. Koray'ın babası Ekrem amca, annemin 2 yıllık sevgilisiydi. Geçtiğimiz aylarda evlenme kararı almışlardı. Hatta yarın nikahları vardı. İkisinin de ikinci evliliği olduğu için düğün istememişlerdi. Ekrem amca o kadar iyi bir insandı ki Koray'ı gördükten sonra nasıl onun oğlu olduğuna anlam verememiştim. Kendisini 2 yıldır tanıyordum ve çok iyi anlaşıyorduk. Beni kendi kızı gibi görüyordu. Bu arada ben Duygu. 16 yaşındayım ve okulların 3 gün sonra açılacağını hesap edersek artık 11.sınıf öğrencisiyim. Babam ben küçükken vefat etti. Sanırım yokluğuna alıştım, o yüzden onu çok aramıyorum. Annem yıllar sonra kalbini birine kaptırınca onun adına çok mutlu olmuştum. Benim ilişkilerinin en başından beri haberim vardı fakat sanırım Koray'ın yoktu. Geçen haftaki yemekte ilişkilerini yeni öğrendiğini söylemişti. Ekrem amcanın neden ona söylemediğini bilmiyordum. Bence işler kesinleşmeden oğluna söylemek istememişti. Şimdi de nikahtan ve onlara taşınmadan önceki son gecemizde dışarıda yemek yiyecektik. Evet nikahtan sonra onlara taşınacakmışız. Bu haberi ilk verdiklerinde hiç hoşuma gitmemişti. Gerçi hala öyle çünkü yaşadıkları yer biraz tekinsiz ve tehlike barındıyor. Bir de liseye orda devam edeceğimi öğrenince adeta küplere binmiştim. Koray da oraya gidiyor diye suyuma gitmeye çalışmışlardı. En sonunda tamam dedim fakat bu karardan hala memnun değildim. "Tamam, hazırız hayatım. Geldiniz mi? Süper, hemen çıkıyoruz." dedi annem adeta şakıyarak. Odamdan çıktıktan sonra merdivenden gelen adım sesiyle gülümsedim. İkisinin de birbirini sevdiği belli oluyordu. Bu yüzden içim rahattı. "Hadi Duygu! Çabuk ol, aşağıdalarmış." dedi aşağı kattan bağırarak. Başımı iki yana sallayarak güldüm. Ardından sandalyeden kalktım. Kendime aynada son kez bakıp çantamı alarak odamdan çıktım. Aşağı kata indiğimde annemin kapının önünde beni beklediğini gördüm. Geldiğimi görünce kapıyı açıp ayakkabılarını giymeye başladı. Bende hızlı davranıp ona yetiştim. Dışarı çıktığımda Ekrem amcanın arabasını gördüm. Ardından arabanın kapısı açıldı ve Ekrem amca arabadan indi. Koray da büyük ihtimal arabadaydı ama inmek istememişti beyefendi. Ekrem amca anneme sarılıp kulağına bir şeyler söyledi. Kısık sesle söylediği için duymamıştım fakat annemin kıkırdamasından hoşuna gidecek bir şey söylediğini anlamıştım. Varlığımı belli etmek adına konuştum. "Hey, ben de burdayım!" dedim alınmış bir tavırla. Ikisi de bana dönünce dudaklarımı büzdüm. Bu halimle bir çocuğu andırdığımı biliyordum fakat onların yanında çocuk olmak harikaydı. Ekrem amca yanıma gelip bana sarıldı ve yanaklarımı çekiştirmeye başladı. "Ay ay benim tatlı bal kızım bana küsmüş mü? Gönlünü nasıl alabilirim bu hanımefendinin?" diye sordu. Omuz silkip gözlerimi kaçırdım. Bu bilmiyorum demekti. "Hmm... peki bu hanımefendiye evdeki en büyük odayi vereceğimi söylesem benimle barışır mı acaba?" diyince yelkenleri suya indirdim. "Gerçekten mi?" diye sorunca ikisi de güldü. "Bu önemli bir mesele, lütfen gülmeyin." diye yalandan uyardım. Ekrem amca başıyla beni onaylayınca şaka yapmadığını anladım. "Yaşasın!" diye bağırdım. Bütün eşyalarımın sığması için büyük bir odaya ihtiyacım vardı. Ekrem amca gülerek "Hadi, arabaya geçelim." dedi. Onu takip ettik annemle. Arka koltuğun kapısını açınca Koray ile göz göze geldim. Bana tip tip baktığını görünce göz devirip arabaya bindim. Ama sataşmadan da edemedim. "Suratın yine sirke satıyor." diyince sırıttı. "Pardon ya, senin kadar çabuk adapte olamadım." dedi. Gözlerimi devirdim. Yalan yok, ben halimden memnundum. "Biz buna sevenlerin kavuşması diyoruz." dedim yapmacık bir gülüşle. Bu sefer o göz devirdi. Bu durumdan memnun olmadığı her halinden belliydi ama surat yapmasa olmaz mıydı sanki. Restoranta varana kadar arabada kimseden ses çıkmadı. Sanırım bir başka olası kavgayı engellemek istemişlerdi. Hepimiz arabadan indik. Ekrem amca arabanın anahtarını valeye verdi. Burdan bakınca aşırı havalı bir hareketti. İçeri girip masamıza oturduk. Hemen gelen menüyle birlikte yemeklerimizi söyledik. Ufak bir sessizliğin ardından annem konuştu. "Ee Koray nasılsın, neler yapıyorsun?" diye sordu yüzündeki gülümsemeyle beraber. Koray ise alaylı bir ifadeyle baktı anneme. Ekrem amca Koray'ın yüzünü görünce bakışlarıyla uyardı ama o hiç uyarılmamış gibi devam etti. "İyiyim, siz nasılsınız? Nasıl gidiyor planlarınız? Amacınıza ulaştığınıza göre yeni planlar yapmışsınızdır." dedi. O bize para avcısı mi demek istedi ben mi yanlış anladım. Annem şaşkınlıktan bir sey diyemedi. Ekrem amca Koray'ı uyarsa da bize atılan lafın asla altında kalamazdım. "Gören de sizi zengin sanacak. Bir araba ve ev ile kendini zengin sananı ilk defa gördüm. Ayrıca eğer senin dediğin gibi kişiler olsaydık sizin o pis mahallenize taşınmayı kabul etmezdik." dedim öfkeyle. Sanki kendileri yalıda oturuyor gibi bir de bize laf atıyordu. Sözlerimden sonra Koray'ın yüzü kızarmaya başladı. Çünkü haklı olduğumu biliyordu sadece bizi istemediği için böyle şeyler söylüyordu. Kısa bir sessizlikten sonra Ekrem amca konuştu. "Koray niye böyle yapıyorsun anlamıyorum. Bak ben Gamze'yi seviyorum kabul etsen de etmesen de gerçek bu. Ayrıca yarın evleniyorken sizi böyle görmek bizi çok üzüyor. Yarından itibaren resmi olarak bir aile olacağız. Lütfen aranızdaki husumete bir son verin." dedi. Ikimiz de başımızla onayladık fakat aslında kabul etmediğimizi ikimiz de biliyorduk. Ben kendi aramızda şakalaşıyoruz diye rahatsız olmuyordum fakat sanırım annemler benim gibi düşünmüyormuş. Ayrıca Koray ile gerçek bir abi kardeş olacağımızı sanmıyordum. Bir kere karakterlerimiz uymuyordu. O daha serseriydi ben ise prenses. Yemeğin geri kalanında nikahtan ve taşınma sürecinden konuştuk. Ayrıca yeni okulumla ilgili ufak detaylardan bahsettiler. Koray'a bana göz kulak olmasını söylediklerinde Koray'ın tepkisi inanılmazdı. Resmen oyuncağı elinden alınmış çocuk gibiydi. Fakat beklemediğim gibi bir şey oldu. Koray yemeğin geri kalanında sessizdi sadece bana okul ile ilgili birkaç şey demesi gerektiğini söyledi. Merak etmiştim ama nasılsa yarın söyler diyerek bir soru sormadım.
|
0% |