@vebirokuyucu
|
Yeni ev, yeni okul, yeni hayat...
Camdan dışarıya bakarken düşündüğüm şeylerdi bunlar. Dışarıya çabuk kabullenmiş gibi göstersem de aslında kendi içimde kabullenememiştim. Birdenbire hayatının değişmesi aslında çok zormuş, sadece ben basite indirgemişim.
Ekrem amcanın birazdan varacağımızı söylemesiyle etrafı incelemeye başladım. Çoğunlukla iki katlı müstakil evlerden oluşuyordu mahalle. Dışarısı çoluk çocuk kaynıyordu. Liseli olduğunu tahmin ettiğim gençlerden oluşan birçok topluluk vardı.
Omzuma dokunulunca arkamı döndüm. Korayla göz göze gelince kafasıyla dışarıyı işaret etti. Dönüp bakınca bu binanın muhtemel okulum olduğunu anladım. Biraz eski gibi duruyordu ama 3 katlı kocaman bir okuldu.
Kimseyi tanımamam benim için kötüydü. Okulun ilk günü klişesini yaşayacak olmam da öyle.
Araba durunca geldiğimizi anladım. Aynı şekilde arkadaki nakliyat kamyonu da durmuştu. Eh biraz fazla eşyamız vardı ne yapalım. Yani benim desem daha doğru olacak.
Arabadan inince tam karşımda bir grup olduğunu gördüm. 5 kişiydiler, 3 kız 2 erkek. Yolun karşı tarafındaydılar. Aramızda nerden baksan 10 metre vardı. Içi boş varil gibi bir şeyin üstünde oturuyorlardı, neye oturduklarını anlayamamıştım.
Hepsi anlaşmış gibi bana tuhaf tuhaf bakınca arkamı döndüm. Üstümü süzdüm onlara çaktırmadan. Göbeğimi açıkta bırakan pembe bir tişört ve kot pantolon giymiştim. Koyu sarı saçlarımı dalgalandırıp açık bırakmıştım.
Tekrar arkamı döndüm. Koray'ın grubun yanına gittiğini görünce onun arkadaş grubu olduğunu anladım. Hepsi ayağa kalkıp Koray'a sarıldı. Alt tarafı bir haftadır burda yoklardı, bizim ordaki bir otelde kalmışlardı.
Içlerinden bir kızın bir şey demesiyle hepsi bana baktı. Koray "Gelsene Duygu!" diyince mecbur yanlarına gittim. Yarım ağız bir gülümsemeyle "Merhaba." dedim. Bana adımla seslendiğine göre arkadaş grubuna benim kim olduğumu söylemişti. Bir kısmı bana zoraki gülümseyip merhaba demisti.
Iclerinden bir tanesi gülümseyerek "Merhaba Duygu. Enes ben." diyince Koray kaşlarını çatıp ona baktı. "Bu kadar samimiyet yeter." diyince yapmacık bir gülümsemeyle "Bencede. Sana evde katlandığım yetmezmiş gibi bir de arkadaşlarına katlanamam." diyip arkamı döndüm.
"Uf bu fenaydı." diyeni duyunca sırıttım. Bence Enesle gayet iyi anlaşacaktık.
Annemin yanına gidip taşınan eşyalara baktım. Evdeki çoğu eşyayı satmak zorunda kalmıştık sadece benim odam komple taşınacaktı. Onun dışında birkaç eşya ve kıyafet dışında bir şey yoktu.
"Tanıştın mı çocuklarla?" diye sordu Ekrem amca. Gülümseyerek "Tabiki. Iclerinden sadece Enes ismini söyleme gayretini gösterdi." diyince Ekrem amca güldü.
"Yeni geldiğin için sana karşı önyargılılar. Eh bir de Koray onları doldurmuştur. Enes hariç hepsi de kanmış gibi duruyor. Enes'in farkı ne dersen Koray'ı diğerlerine kıyasla daha iyi tanıdığı için oyununa gelmemiştir." dedi. Başımı sallayıp onayladım. Biraz empati yapınca benim de yeni gelen birini istemeyeceğime kadar verdim.
Eşyaların taşınması yaklaşık 2 saati buldu. Biz gelmeden ev temizlendiği için şu anlık yapacak bir işimiz kalmamıştı. Odama çıkmak için can atıyordum. Annem yemek için mutfağa girince peşinden gittim.
"Ne yemek yapalım?" diye sorunca dudaklarımı büzdüm. Bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün değildi. Annem de bunu anlamış olacak ki kaşlarını çattı.
"Ya tamam kızma. Musakka ve pilav!" diye bağırınca güldü. "Deli kız. En sevdiğin yemeği yaptırmasan şaşardım" diyince ikimiz de güldük.
•••••
Yemek yedikten sonra salona geçtik. Ekrem amca ailecek oturalım diyince kıramamıştım fakat yavaştan sıkılmaya başlamıştım. Hava daha tam kararmamıştı. Biraz gezmekten zarar gelmezdi bence ama bilmediğim bir yerde gezmem için izin vereceklerini sanmıyordum.
Anneme dönüp "Anne hava kararana kadar biraz gezsem olur mu?" diye sorunca kaşlarını çattı. "Kaybolursun kızım, olmaz." diyince onu haklı buldum ama evin içinde canım sıkılmıştı.
Birden hiç beklemediğim bir ses "Bende dışarı çıkacaktım. Isterse gelebilir benimle." diyince şaşırdım ama bu fırsat elime bir kez geçerdi, kullanmak zorundaydım.
"Evet anne lütfen çıkıyım hem abiciğim de benimle bir şey olmaz." dediğimde -yani yalvardığımda desek de olur- Koray yüzünü buruşturdu. Dalga geçtiğimi anladığını düşünüyordum. Kendisi benden yalnızca bir yaş büyüktü fakat okula geç yazıldığı için aynı sınıftayız. Bu bilgiyi de yemekte öğrenmiştim.
Annem kararsız kalsa da Ekrem amca tamam diyince bir şey demedi. Sevinçle merdivenleri çıkıp odama girdim. Acilen kombin yapmam lazımdı.
•••••
"Hadi Duygu! Yarım saat oldu. Anlamıyorum nasıl hazır olmadığını." diye adeta böğüren Koray'ın sesini duyunca makyaj masamdan kalktım. Boy aynasında kendimi süzdüm.
Siyah kısa kol bir tişört giymiştim. Altına da yaz bitmeden giyebileceğim son sey olan -okul eteği hariç- dizlerimin biraz yukarısında biten siyah eteğimi giymiştim. Üstüme siyah deri ceketimi aldım mı tamamdır bu iş. Biraz yastaymışım gibi oldu ama neyse.
Ayrıca kirpiklerime maskara, dudaklarıma da biraz nude renkte olan koyu pembe bir ruj sürmüştüm. Okul başlayınca süremeyeceğime göre kalan vaktimi kullanmalıydım.
Odanın kapısını açıp "Geliyorum." diye seslendim bay sabırsıza. Merdivenlerden inerken annemin "Beni de delirtiyor bu kız." diye söylenmelerini duydum. Anne sende mi ya!
Aşağıya indiğimde anneme ve Ekrem amcaya elimle öpücük yolladım. Bu halime güldüler. Kapının önünde beni bekleyen Koray'ı görünce yanına ilerledim.
"Çok şükür!" dediğini duyunca "Cık cık cık. Çok ayıp ne var 10 dakika beklediysen." diyince gözlerini kocaman açıp bana döndü. Tamam belki 40 dakika bekletmiş olabilirdim. Şirince gülümseyip "Aman bunun ne önemi var değil mi? Şimdi sen bana bakkalın yerini tarif et yeterli." diyince başını salladı.
"Bencede. Çıkmana yardım ettim dahasını bekleme benden." dedi. Sanki ben farklı bir şey söyledim. Ama birbirimizle uğraşmaktan keyif aldığımı soylemeden geçemeyeceğim.
Bakkalın yerini tarif ettikten sonra tarifine uygun olarak sola dönünce onun da arkasını dönüp gittiğini gördüm. Bu mahalleye alışmamdan zor bir şey var ise o da Koray'a alışmamdı.
Biraz yürüdükten sonra ilerden ses geldiğini fark ettim. Hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Durup sesi dinlemeye başladım. Bir grup erkeğin goy goy yaptığını anlayınca ileriye baktım.
Tam net gözükmüyordu fakat 5 kişi olduklarını anlamıştım. 4 tanesi Koray'ın arkadaşlarının oturduğu varile benzeyen şeye oturuyordu ve ellerinde sigara vardı. Diğeri ise duvara sırtını yaslamış ayakta duruyordu. Bana arkası dönük olduğu için ne yaptığını görememiştim.
Onlara yaklaşınca beni fark edip sohbeti kestiler. Onlara nezaketen gülümseyip yoluma devam ettim. Onlar da aynı şekilde karşılık verdiler, sırtı duvara yaslı olan hariç. O arkamda kaldığı için yüzünü görememiştim. Dolayısıyla ona gülümsemiş olmuyordum.
Yanlarından geçtikten sonra yavaş adımlarla yürürken içlerinden birisinin "Koray'ın kardeşi herhalde." dediğini duyunca yüzümü buruşturmamak için zor tuttum. Koray mahallede biraz popüler olduğundan bahsetmişti. Bu durumda onun kardeşi olarak anılmak beklediğim bir şeydi fakat duyunca kulağa hoş gelmemişti. Bir başkasının "İyi kıza benziyor." demesini duyunca ne yalan söyleyeyim mutlu oldum.
Bu mahallede en azından iletişim kurabileceğim insanlara ihtiyacım vardı. Kimseyi tanımıyordum. Koray'a güvenmiyordum. Bugün arkamı kollamış olabilirdi fakat yarın bunun için bir şey istemeyeceğini bilemezdim. Ki Koray'ı şu 1 haftada tanıdıysam kesinlikle yarın bir gün benden bir şey isteyecekti.
Söyleyen kişiyi görmek için başımı arkaya çevirdim. Direkt olarak bir çift ela ile göz göze geldim. Doğrudan mavilerime bakıyordu. Sanki başından beri bana bakıyormuş gibiydi. Ona bakınca içimde hiç tanıdık olmayan bir his belirdi. Ne o gözlerini çekti ne ben. Yanına gelen arkadaşını bile görmemişti. Kısa bir süre de olsa bakıştık. Ta ki arkadaşı onu dürtüp telefondan bir şey gösterene kadar. Elaları arkadaşına dönünce bakışmamız sona erdi. Ben de önüme dönüp yoluma devam ettim.
|
0% |