Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Boş ol

@verahare

Telefonun çalan alarmıyla uyandı Asiye.Uykulu yorgun gözlerini tembelce araladı. Tarlaya gitmek istemiyordu.. Yıllardır tarlada çalışmasına rağmen hiç alışmamıştı sabahın erken vaktinde kalkmaya. Çocuklarının karnını doyurabilmek için kuvvetini toplayıp ayaklandı. İşçileri taşıyan traktör kapılarına dadanmadan hemen şalvarını çekti. Uzun kollu gömleğini giyinip dağınık saçlarını topuz yapıp yazmasını örttü başına.Odasından çıktığında sofanın bir köşesinde sızıp kalan sarhoş kocasını gördü. Yüzü nefretle buruştu. Yıllardır yerlerini değiştirmişlerdi. Asiye eve ekmek getiriyor Rüstem de yan gelip yatıyordu. Ama Asiye çalışıp kazandığı bir kuruşu bile Rüstem'e vermiyordu. Rüstem günübirlik çalışır ya da hırsızlık yapar içki parasını çıkarırdı. Böyle bir kocaya sahip olmak midesini bulandırıyordu. Çoğu kez Asiye Rüstem'i inceler kendi kendine neden gitmiyorum ki derdi. Kira fiyatları yüksek olduğu için Asiye'nin hem çocukları okutup hem ev geçindirecek gücü yoktu. Rüstem'in babasından kalan evinde hep birlikte yaşıyorlardı. Kocasından gözünü çekip çocuklarının odasına gitti. Kerimşah ve Çiçek birbirlerine sarılmış huzurla uyuyorlardı. "Kurban olsun anneniz size" diye sessizce konuşup çocuklarının yanaklarını öpüp odadan sessizce çıkıp mutfağa geçti. İş sepetini alıp evden çıktı. Komşu kadınlarında evlerinden çıktığını gördü.

 

 

"Kız Asiye seninki geliyor"

 

Asiye komşusu Zümra'ya ateş saçan gözlerle bakıp "Nerden benimki

oluyormuş? Evli barklı kadınım ben. Hakkımda olmadık şeyler uydurmayın yeter artık" dedi .Traktör yaklaşınca şoföre hiç bakmadı. Emrah'ın onda gözü vardı. Fakat Asiye'nin yoktu.

 

 

Zümra Asiye'nin kulağına yaklaştı. Onu dürtüp "Kız deli olmasana. Adam seni istiyor. Kimse anlamaz bile. Gönlü hoş etsen yeter. Rüstem'den korkuyorsan hiç korkma. Onun hiçbir şey gördüğü yokki. Senle Emrah'ı anlamaz bile. Kız deli olma Emrah'ta para bok gibi."

 

 

Asiye dayanamayıp sert bir tokat attı Zümra'ya. Saçına yapışıp "Beni ne sandın sen ha ne?" diye çığırıp bir tokat daha attı. Diğer kadınlar Zümra'yı zor aldılar Asiye'nin elinden. Asiye'nin göğsü deli gibi inip kalkıyordu. Zümra hangi hakla onunla böyle konuşabiliyordu?

 

 

Tarlaya vardıklarında Zümra korkudan ondan en uzak bir yere geçip domates toplamaya başladı. Asiye'nin öfkesi geçmemişti bir türlü. Emrah yanına gelip dolu domates kovasını alıp ona boş kova verdi. Traktörde olanlardan sonra Asiye sataşmaya korktu. Artık daha net anladı. Asiye'den ona hayır yoktu.

 

 

 

 

İkindi vakti tarladan evine döndü Asiye. Kızının ağladığını işitince yüzü kasıldı. Kerimşah'ın 'sana bir daha vurursa bende ona vururum' dediğini duyunca iş sepetini fırlatıp eve daldı birden. Gördüğü manzara karşısında içi nefret doldu. Kocası birkaç tane arkadaşını toplamış içki sofrasında rakı kadehlerini tokuşturuyorlardı. Asiye çocuklarının olduğu odaya seğirtti birden. Çiçek bir yanağı kıpkırmızıydı ve ağlıyordu. Asiye kahroldu. Kerimşah ablasının yanağını üflüyor 'geçti mi acısı' diyordu.

 

 

"Ne oldu burada. Kim vurdu sana?" dedi Asiye merakla.

 

 

Çiçek annesinin ne yapacağını az çok bildiği için "Düştüm" dedi hızlıca.

 

 

Kerimşah "Cemil amca içki alması için ablama büfeye gitmesini söyledi. Ablam karşı gelince tokatladı onu" dedi.

 

 

 

Asiye odadan uçar gibi çıktı. Mutfağa koşup ekmek bıçağını kaptığı gibi fırladı. İçki sofrası darmadağın edip Cemil'in gırtlağına dayadı bıçağı. İçinde öldürmekten başka hiçbir düşünce yoktu. "Kızıma nasıl vurursun orospu çocuğu!" çığlık çığlığa bağırdı. Kocasının ve onun arkadaşlarının af dilemelerine aldırmadı. Cemil de af diledi. Asiye bıçağı daha sıkı bastırdı. Sadece öldürmek istiyordu.

 

 

 

Çiçek ve Kerimşah hıçkırarak "Anne yapma" dediler.

 

 

O kısacık anda çocuklarıyla göz göze geldi Asiye. Çiçek hıçkırıyor Kerimşah korkudan devinmeye başlamıştı. Birdenbire bıçağı çekip ayaklandı. Öldürmekten korkmuyordu. O hapse girerse çocuklarına ne olacaktı. İşte bu düşünce ona bıçağı bıraktırmıştı. Gidip çocuklarına sarıldı. Öpüp kokladı onları. "Korkmayın çocuklarım. Korkmayın" dedi. Asiye çocuklarını evden gönderip. Mutfaktaki demir sopayı alıp ilk önce Cemil'e sonra kocasına ve onun arkadaşlarına saldırdı. Hepsine tükürdü.

 

 

Kocasına nefretle bakıp "Boş ol boş ol boş ol..." diye haykırdı Asiye. Talak hakkını Rüstem ona vermişti ve bugün bu hakkı hiç pişman olmadan sonuna kadar kullandı. Yatak odasına geçip biriktirdiği parayı alıp hışımla çıktı evden. Çocuklarının elinden tutup yürüdüler birlikte.

 

 

Vakit geç olduğu için taksi çevirdi. Abisinin evine gitti. Mustafa lüks bir apartmandan kapıcıydı. Yengesi onları hiç hoş karşılamamıştı. Başka zaman olsa Asiye minnet etmezdi. Gidecek bir yeri olmadığı için sesini çıkarmadı.

 

"Kime güvenerek boşandın?"

 

 

Asiye abisine kırgınca baktı. "Kızımı içki almaya göndermek istemişler. Hayır dediği için tokatlamışlar abi" dedi.

 

 

"En azından başınızı sokacak bir eviniz vardı. Şimdi o da yok"

 

 

Asiye bütün parasını çıkarıp abisine uzattı. "Çalışırım abi. Çöpleri dökerim merdivenleri silerim. Hatta başka işlere de giderim. Paramı senle yengeme veririm. Yeterki bizi sokağa atmayın"

 

 

"kızın ergenliğe girecek neredeyse. Oğlunda yarı özürlü. Kusura bakma ama hiç çekilmez bunlar" dedi Emine.

 

 

Asiye yengesinin sözlerine karşılık "Kurban ol sen benim oğluma" dedi. Kerimşah özürlü değil saftı. Aklı hep beş yaşında kalacaktı.

 

 

"Benim evimde horoz gibi diklenemezsin. Defol git" dedi Emine.

 

 

Mustafa "Beş çocuğumuz var bir de seninkilerle uğraşamam Asiye. Sığınma evine git. Çocuklarıda yurda ver."

 

 

"Şerefsizler" diye parladı Asiye.

 

Az sonra çocukları da kavgaya tutuşmuştu. Kerimşah kuzeninin sulu boya yaptığı deftere su dökmüş kuzeni tarafından tokatlanmıştı. Çiçek bugün olanları kuzenine anlatmış dayısının kızı acımasızca onunla dalga geçmişti.

 

 

"Geldin huzurumuzun içine ettin" dedi Emine. "Senin kızın ne hakla benim kızımı ağlatır" deyip ağlayan kızına sarıldı.

 

 

Mustafa kardeşinin omuzlarını tutup sarstı "Git Asiye. Ben kendi çocuklarımla uğraşamıyorum üstüne bir de seninkiler mi eklenecek?"

 

 

Asiye abisinin ellerini sertçe itip "Merak etme kalacak bir yer bulurum ben. Başınıza kalmayız" deyip çocuklarının elini tutup evden hışımla çıktı. Genç bir kadına çarptı. Kadının yüzüne gakmadan "Özür dilerim" dedi seslice ağlayıp.

 

Apartmanın karşısındaki parka gittiler. Kerimşah salıncağa koşup "Abla beni salla" deyince Çiçek'te onun yanına gitti.

 

Asiye ne yapacağını düşündü. Elindeki parayla belki birkaç gün kalacak pansiyon bulabilirdi. Peki ya sonra ne olacaktı. Elindeki para bir aylık kira parası olsa gider hemen bir ev bulurdu ama yetmezdi. Çaresizce ağladı. Abisinin çocukları yetimhaneye ver dediğini hatırlayınca daha şiddetli ağladı. Ne de kolay demişti. Çocuklarından ayrı kalacağına birlikte ölmeyi isterdi.

~~~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

 

Mühür bir elinde sigara, diğer elini karnına sarmış camdan ona çarpan kadını izliyordu. Apartmana girdiğinde tartışmaları duymuştu. Kadının çocuklarıyla birlikte sokağa atıldığını biliyordu. Birazdan akşam olacak ve parka erkekler üşüşecekti. Mühür babası tarafından annesiyle birlikte sokağa atıldıkları zamanı hatırladı. Parka gitmişlerdi. Madde kullanan bir gapsçı önlerini kesip annesinin parasını çalmak istemişti. Annesi direnince gapsçı defalarca bıçaklamıştı onu. Mühür annesinin cansız bedeniyle oracıkta kalmıştı. Aynı şey bir daha yaşansın istemiyordu.

 

 

Peri "Yemek hazır hadi gelsene" dedi arkadaşına. Mühür cevap vermeyince yanına gitti. "Kim onlar tanıyor musun?"

 

 

"Sokağa atılmış. Şu bizim kapıcı Mustafa yokmu onun evine gitti. kadın ona abi dedi. demekki kardeşler. Kadın onları sokağa atmasınlar diye yalvardı."

 

 

"Mühür anlıyorum ama biz hiçbir şey yapamayız" dedi Peri.

 

 

"Sokağa hiç atılmadıysan anlayamazsın Peri. Babam bizi sokağa atmasaydı annem o gapsçı tarafından öldürülmeyecekti. O yüzden şimdi karşımda sokağa atılmış bir kadın varken hiçbir şey yapmadan duramam ben." deyip evden çıktı Mühür.

 

 

 

Karşısında ona bakan kadını yeni yeni fark ediyordu Asiye.

 

 

"Bizim kapıcı Mustafa'yla yaptığın konuşmayı duydum ben abla" dedi Mühür. "Sokaklar tehlikeli."

 

 

Asiye bezgince "Tehlikeli olduğunu bende biliyorum. Ama çaresizim işte. Kocamın sarhoş arkadaşları kızımı tokatlamış ve kocam hiçbir şey yapmamış biliyor musun?"

 

 

Mühür birdenbire Fırat abisini hatırladı. Fırat'ın kız kardeşiyle aynı üniversitede okumuşlardı. Fırat onların öğrenci ve fakir olduklarını öğrenince kendisine ait olan bir gece kondu ev vermişti onlara. Onun sayesinde kızlar ev kirasından kurtulmuşlardı. Mühür o evin hâlâ boş olduğunu biliyordu.

 

 

"Bir abi var. Biz öğrenciyken gece kondu bir ev vermişti bize. Mezun olup iş bulana kadar o evde kalmıştık. Çarşıda restoranı da var Fırat abinin. İstersen orada bulaşıkçı olabilirsin. Hem sigortanı da yapar. Sana bahsettiğim o gece konduda kalmana müsaade eder. Onun kız kardeşi beni arkadaşım oluyor." dedi Mühür.

 

 

 

"İş verir mi bana sahiden? Peki o gece konduda kalmama izin verir mi?" dedi Asiye inanamayarak. "Ara hemen Allah aşkına o adamı. Benim bir işe ihtiyacım var isterse şimdi gider çalışırım"

 

 

Kadının çaresizliği Mühür'ün içini ezdi. "Şimdi bize gidelim abla. Arkadaşımı ararım ev de işte verirler sana merak etme."

 

 

Bölüm sonu.

 

 

 

 

 

Loading...
0%