@verahare
|
Okuyucularım emeğimin karşılığını almak istiyorum. O yüzden oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Oy verilmeyecekse yorum yapılmayacaksa bölümleri yayımlayamam. Tek bir hareketle yıldız vermek hiçde zor değil inanın🌸🌸 Wattpad kapatıldığı zaman Dreame uygulamasında yazmaya başladım. Orada birçok hikayeler ücretliydi ama benim bütün hikayelerim ücretsizdi. Sadece bölüm ne zaman atarsın diye yorumda bulunuyorlardı. Haliyle sinireme dokundu. Oradan ayrılıp buraya taşındım. O yüzden lütfen beni soğutmayın. Bölümü beğendiğinizde oy verin yorum yapın🌸🌸
Yere yığılan kadını kucaklayıp etrafına baktı Eşref. Polisler gelmeden gitmesi gerekiyordu.
"Bırak kızı gidelim"
Diyen Çetin'e kızgınca çevirdi gözlerini.
Çetin diretti "Kız seni gördü. Polise ötmez mi sanıyorsun?" Diye söylenip durdu.
Çetin'i duymamış gibi yapıp eski model arabasına doğru ilerledi. Polisin siren seslerini duyunca heyecanlanmadı. Sakince arabanın arka koltuğuna uzandırdı kadını. Çetin'de öne geçmişti.
Hararetle ve korkuyla "Sana dedim şehir burası ortalık yerde adam öldürüp elini kolunu sallayamazsın" diye sesini yükseltti Çetin.
Sert bir sesle "Karışma işime. Çok korkuyorsan in arabadan" dedi Eşref.
"Kızda gördü seni. Kimse görmeden öldürelim gitsin yoksa işler Arap saçına dönecek"
Bir eli direksiyondayken diğer eliyle Çetin'in gömleğini kavrayıp kendine çekti "Ne diyorsun lan sen? benim hiçbir kadına el kaldırdığı mı gördün mü de öldür gitsin diyorsun." diye kükredi Eşref. Çetin'i itti birden. İçinden gelen yumruk atma isteğini zor zapt etti.
"Ya ne yapacaksın. Eğer polislere konuşursa müebbet yersin anlamıyor musun"
Eşref sabırla arabasını Gültepe mahallesine sürdü. Oturduğu mahalleye. Sağlık ocağına götürdü kadını.
"Burası acil değil ki biz bakamayız" dedi hemşire.
Dişlerini sıkıp "Sen burada yenisin daha çağır Salih abiyi bana" dedi öfkesini belli edip.
Salih doktor geldi "Ne olmuş bu kızcağıza?" diye sordu Eşref'in kucağındaki kıza bakıp.
"Birdenbire bayıldı. Salih abi hastaneye götüremem onu. Ne bilim iğne falan yap ayılt şu kızı"
"Getir odama" dedi Salih odasına giderken. Eşref'e dönüp "Yatır sedyeye" dedi.
Muayene olan kızı çatık kaşlarla seyretti. Kahverengi yay gibi kaşları vardı. Dolgun dudaklarının bir köşesinde kurumuş ufak bir kan lekesini gördü. Dudağının diğer köşesinde biraz aşağılarda küçük siyah bir beni vardı. Beyaz ince bir yüze sahipti. Karşı konulmaz bir çekiciliği vardı.
"Sen çık"
Eşref çıktı odadan. Yerde kıza ait olan oyalı yazmayı görünce eğilip aldı. Güzel bir koku geldi burnuna. Yüzünü yaklaştırıp oyalı yazmayı uzunca kokladı. Gül ve ten kokuyordu. Kızın teninin kokusuydu bu. Birden kendine gelip yaptığı şeyden utandı. İncinen bileğine kaydı gözleri. Ramazan'ı yumruklamaktan incinmişti bileği. Yazmayı sıkıca doladı incinen bileğine.
Bir süre sonra Salih çıktı odasından.
Eşref ayaklandı "Ayıldı mı?"
"Birazdan kendine gelir"
Çetin yanlarına gelip birden araya girdi "Gidelim" dedi Eşref'in kolundan çekiştirip. "Kız iyiymiş işte daha ne istiyorsun?"
Akşam vaktinde hasta bir kadını yalnız bırakmak doğru gelmiyordu ona.
Belindeki silahı işaret edip "Kızdan daha önemli şeyler var. Saklamalısın onu" dedi Çetin.
İçi rahat etmeyerek çıktı oradan Eşref. Amcasını görünce yüz çevirdi.
"Büyüğe saygı da kalmamış sende" dedi Nafiz ters ters.
"Nafiz amca Allah aşkına dur şimdi" dedi Çetin.
"Ne yaptınız yine?"
Çetin Nafiz'in yanına gidip kulağına yaklaştı.
Eşref oralı olmadı arabasına binip kapıyı kapatmak için elini uzattı. Nafiz birden kapıyı sıkıca tutup kapatmasına engel oldu.
"Hayırdır amca?"
"Yeğenim sen ne yaptın?"
Eşref alayla bakıp "Ben hapse girerim meydanda sana kalır bayram etmen gerek" dedi.
Nafiz arabaya binip kapıyı kırarcasına çarpıp "Ne diyorsun lan sen. Seninle ters düştük diye düşman mı olduk? Kanımsın lan sen benim. Abimin hatırasısın. Size bir zarar gelsin ister miyim ben?" Diye kızdı. "Ramazan'ı gebertmişsin ama bunu da unutma onun aileside bize saldıracak. Söyle ananlara çarşı pazar diye zırt pırt çıkmasınlar dışarıya. Hele bir ortalık sakinleşsin. Ben bizim gençlere söylerim evinizin etrafında olurlar"
Yumruklarını direksiyona vurup "Korurum ben ailemi" dedi Eşref sinirden titrerken.
"Onlar bir tek senin değil benimde ailem tamam mı? Hem ne yapacağımı sana soracak değilim" deyip arabadan indi Nafiz. "Hakkari'ye gideceğim bizim şu arazi meselesi için. Memleketten istediğin bir şey var mı?"
"Yok" ~~~~~~
Akşam bir balıkçı teknesine binmişti Çetin'le. Izgarada pişmiş balıkları yeyip rakı bardaklarını tokuşturdular.
"Sen aslında çete üyesi olacağına aşçı olsan ya" dedi Eşref keyiflenip. Cebinden bir sigara çıkarıp yaktı.
"Dalga geçecek başka birini bul" diye söylendi Çetin.
"Şaka yapıyorum lan"
Suçluluk içinde "Bugün o kızı öldürmeni söyledim ya. Aslında öyle biri olmadığımı biliyorsun sen. Birden panik yaptım işte. Senin gibi soğuk kanlı davranamıyorum ben." Diye mırıldandı Çetin.
"Kendini kontrol edemezsen bu alemde yaşatmazlar seni Çetin" dedi Eşref. Belindeki silahı çıkarıp denize fırlattı. "Artık delil falan yok rahatla biraz"
"Ya o kız seni polise şikayet ederse?"
"Beni nerden bulacakta şikayet edecek? Hem bulsa bile şikayet etmez korkudan" ~~~~~~~~~
Alev evine düşe kalka gitmişti. Sevtap kızını öyle görünce haykırmış başına kötü bir şey geldiğini düşünmüştü. Kızını yıkamış yatağa uzandırmıştı. Alev ateşler içindeydi. Terler yüzünden sicim sicim akıyordu. Rüyasında yine o adamı görmüştü. Silahı çıkarıp herifi öldürdüğünü görünce kabustan şiddetle uyanıyor ağlama krizine giriyordu.
"Ne oldu sana kızım?" Deyip kızının yüzünü avuçlayıp öptü Sevtap.
Apo haberi aldığında eve koşarak girmişti. Kardeşi Sümbül'de peşine takılmıştı.
Sevtap kardeşine dönüp "Apo bir şey yap Alev çok hasta" dedi göz yaşları içinde.
Sümbül yeğeninin alnına avcunu koydu "Abla yanıyor bu kız" dedi korkuyla. "Havale geçirir böyle giderse"
Yeğenini kucaklayıp kapıda bekleyen Cafer'e döndü Apo "Hastaneye gideceğiz" dedi Alev'i evden çıkarıp arabaya doğru yürüdü. Ablasına dönüp "Abla Alev'in kimliğini al çabuk gidelim hastaneye"
Aldığı serum azda olsa kendine getirdi Alev'i. Annesinin sorusuna katlanamıyordu artık sadece uyumak istiyordu. Dayısı, kuzenleri ve yengesi de evlerindeydi. Kapının girişinde Cafer'in bıyık altından ona gülümsediğini görünce birden doğrulup işaret parmağını ona sertçe salladı "O bıyıklarına tüküreyim senin ne bakıyorsun ulan gitsene evmizden" diye bağırdı gözleri ateş saçarken.
"Dur deli kız. Cafer'in arabasıyla götürdük seni hastaneye bir teşekkür et" dedi Apo.
"Teşekkürü başka kadınlar etsin ona. Ben bu terlemiş attan beter kokana asla teşekkür etmem"
Sevtap kızarıp bozardı. Cafer'i o da sevmiyordu ama kızının söyledikleri de yenilir yutulur cinsten değildi.
Cafer'in çilli suratı kızardı. "Hakaret ediyorsun ama"
"Ediyorum ve de seni evimden kovuyorum. Defol ulan defol git" cam vazoyu kapıp fırlattı ona.
Sevtap birden atılıp "Anam gitti canım vazom Allah bildiği gibi yapsın seni cadı kız" diye çemkirdi kızına.
Alev oralı olmadı "Çıkın yalnız bırakın beni yoksa camı çerçeveyi indiririm"diye bağırdı. Öldürülen adam gözlerinin önüne gelince şiddetli bir ağlamaya tutuldu. O kara gözler öyle korkutmuştu ki onu. Gözlerini sağlık ocağında açtığında onu kimin getirdiğini sormuştu doktora. Doktorun tarif etmesiyle o adam olduğunu anlamıştı. "Senin için çok korktu Eşref." Demişti doktor.
Sevtap herkesi evden gönderip kızının yanına gidip yüzünü okşadı. Sakin bir ses tonuyla "Ne oldu sana? Bu saate kadar neredeydin kızım? Millet var diye bir şey soramadım ama bir şey olmuş anladım ben. Yalvarırım anlat bana."
Alev anlatıp rahatlamak istedi "Bugün çiçeğe çıktığımda bir adamın herifin birini kovalarken gördüm. Bana çarptı şu dudağım varya onun yüzünden kanadı. Yüz üstü düştüm anne. Sonra yerde silah gördüm adamındı. Kendimi toparladıktan sonra vakit geç oldu diye kestirme yolu kullandım. Issız bir sokakta yine o adamı gördüm kovaladığı adamı yakalamış dövüyordu. Sonra ben ne olduğunu anlamadan belindeki silahı çıkarıp hiç acımadan öldürdü adamı." Yeniden ağladı. Annesine sıkıca sarıldı "Çok korktum anne" dedi sıtmaya tutulmuş gibi titredi birden.
Kızının saçlarını merhametle okşadı Sevtap "Anan kurban olsun göz yaşlarına. Ağlama içimi kanatma kızım. Bir daha çiçeğe gitmezsin olur biter. Seni yerde bulmadım ben. Bizimle beraber süpürge yaparsın dansöz elbiselerine boncuk takmama yardım edersin ha olmaz mı?"
"Olmaz" diye itiraz etti Alev.
"Bak dayın çadır tiyatrosunda çalışmaya başladı. Sen de git onunla. Sokaklarda çiçek satacağına çadırda satarsın. Hem parasıda çok"
"Ama çadır tiyatrosu şehir şehir gezer."
"Ee iyi ya işte. Hem gül satarsın hem farklı insanlar görürsün. Dayın yarın Hakkari'ye doğru yola çıkacak çadır tiyatrosu ekibiyle beraber. Hem Kısmet ve Gülnaz da gidecek onunla. Sıkılmazsın da"
Alev önüne düşünceleri gözlerle bakıp "Ama dayımla gitmek tehlikeli değil mi? Kakava bayramında milletin cebine dadandı. Ya orada da öyle bir şey yaparsa?"
"Yapmaz tövbe etti bir kere"
İç geçirdi "Kendini kandırma anne kardeşini sen benden daha iyi tanıyorsun" dedi Alev "Ama bu yaşananları unutmak için Hakkari'ye gideceğim" diye mırıldandı.
Bölüm sonu.
|
0% |