@verahare
|
Oy verin ki boşa yazmadığımı göreyim. Emeğimin boşa çıkmadığını bileyim🌸🌸
Hakkari'den getirttiği babaannesine sıkıca sarıldı Eşref. "Nasılsın Berfin sultan?" diye sorup okşadı yumuşacık elleri.
Berfin hanım yorgun gözlerini kaldırdı. Kırışmış yüzü canlandı birden "Behram gelmiş" dedi hasret dolu bir sesle "Oğlum gelmiş" sımsıkı sarıldı. Ölmemişti işte. "Bir daha yanımdan ayırmayacağım seni"
Hacer hanımdan başka herkes duygulanmıştı. Berfin hanım torununu oğluna benzetiyordu. Eşref Behram'ın ikizi gibiydi. Bir tek o babasına benziyordu.
"Hadi anne gir içeri ayakta fazla kalma" dedi Hacer hanım kaynanasının koluna girip.
"Bırak beni yılan." diye kızdı Berfin hanım.
Nafiz araya girdi "İnsan geliniyle öyle konuşur mu ana?" dedi.
"Babaannem annemi hiç unutmamış baksanıza" diye güldü Zelihan.
Hacer hanım kıpkırmızı kesildi.
Eşref kardeşine dönüp "Zelihan.." dedi uyarıcı sesiyle.
"Tamam tamam" dedi Zelihan. Babaannesinin koluna girdi birden "Ee nasılsın Berfin hanım?" diye sordu.
"Deli kızım da buradaymış" dedi Berfin hanım yüzü gülümserken.
"Hah bak seni tanıdı işte" dedi Yezda.
Zelihan oralı bile olmadı "Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol dünya senin kahrını çeksin derler" diye güldü.
Berfin hanımı salondaki koltuğa oturttular. Eşref koltuk minderini babaannesinin arkasına yasladı.
Berfin hanım Eşref'in elini tutup "Gelinimiz güzel mi bari?" diye sordu.
Eşref dudağını büzdü "Güzel" diye mırıldandı.
Nafiz birden "Güzel de laf mı ay parçası gibi kız. Pek de efendi" dedi.
Eşref amcasına öldürücü bakışlarını fırlattı.
"Çarşıya çıkarmamız lazım gelini alışveriş için" dedi Hacer hanım.
Annesinin bu kadar sakin olması korkutuyordu Eşref'i. İnsan anasından korkar mıydı? Eşref korkuyordu.
"Gerek yok ben terzi Matilda'yı gönderdim kızın evine"
Hacer hanım tahammülsüzlükle "Maşallah daha şimdiden her şeyi ayağına sermeye başladın" diye burnundan soludu.
Eşref "Ya sabır" deyip hışımla çıktı evden.
~~~~~~~~~
Terzi Matilda ve kuaför Mehtap genç kız dolu odadaydı.
Alev'in teyzesi Sümbül yeğenini zorla çıkarmıştı odasından "Hadi git terzinin yanına ayıp oluyor kızım."
Alev itiraz eder gibi "Ama teyze." Diye mırıldandı.
"İtiraz istemiyorum damat her şeyi ayağına sermiş. Git odaya bak istersen kuaför bile gelmiş. Odadaki kızların hepsi yerinde olmak için can atıyorlar" deyip yeğenini kolundan tutup salona soktu Sümbül.
Alev şaşırdı bir sürü elbise vardı. Vitrinde görüp beğendiği elbiseler bile vardı içlerinde.
Matilda ayaklandı "Bizi Eşref gönderdi. Dilediğin elbiseyi giyebileceğini söyledi. Beğenmen yeterli"
Alev ses etmedi. İsteksizce elbiselere baktı.
Gülnaz hasetle "Hadi fazla naz yapma artık beğen gitsin bir tanesini" dedi kıskançlıktan kudururken. "Böyle durmaya devam edersen adamlar birazdan gelir"
Kısmet ablasına kızgın bakış fırlatıp "Sanane bırak kız istediği elbiseyi seçsin ne diye acele ettiriyorsun ki?" dedi. Sonra Alev'e dönüp "Boş ver onu hiç acele etme tamam mı hem ben biliyorum sen en güzel elbiseyi seçersin"
İsteksizce kırmızı elbiseye baktı Alev. Elbiseyi inceledi. Kumaşı saten, kolları uzun, kare yaka ve eteği dizlerinin altında bitiyordu.
"Bunu seçtim"
"Çok zevklisin kızım" dedi Matilda "Peki ayakkabı olarak hangisini istiyorsun?"
Kırmızı renkli zarif topuklu ayakkabıyı işaret etti Alev.
Kuaför Mehtap "Peki saçını nasıl yapmamı istersin?"
"Açık bırakmak istiyorum"
"İnciyle süslerim saçlarınını" dedi Mehtap.
Matilda ellerini birbirine vurup "Bizi gelin hanımla baş başa bırakın lütfen"
Herkes çıktı odadan.
Sümbül mutfağa ablasının yanına gitti "Akşama yemek yapacak mıyız misafirler için?" dedi ablasına.
"Bakkal veresiyeyi kesti. Adamlar da zengin bizim yemeklerimizi beğenirler mi sanki Sümbül. O kadar insanı nasıl doyurayım. Yemek yapmamak en iyisi" dedi Sevtap. ~~~~~~
"Kızım sen geç paravanın arkasına soyun elbiseni vereceğim sana" dedi Matilda
Alev paravanın arkasına geçip soyundu.
"Sen çok şanslı bir kadınsın. Eşref gibi bir kocan olacak"
Sitemle "Katil bir kocam olacağı için mi çok şanslıyım?" dedi Alev paravanın üstündeki elbiseyi alıp sırtındaki fermuarı indirdi.
"Biliyorum dedikodular yüzünden evleniyorsunuz"
"O dedikoduları kim yaydıysa Allah belalarını verir inşallah" Giyinip paravanın arkasından çıktı Alev.
"Muhteşemsin. Eşref sana aşık olacak kesin"
Alev'in kaşları çatıldı "Aşk meşk istemem ben. Bir katilin aşkından ne hayır gelir ki?"
Matilda "Hayır mı şer mi orası belli olmaz kızım. Ama şunu da unutma Eşref tuttuğu eli ölümüne kadar bırakmaz"
Alev surat ekşitti.
Kuaför Mehtap kahkaha atıp Alev'in koluna hafifçe vurup "Hele bir tadını almaya bak görürsün o zaman sen evlilik güzel miymiş değil miymiş" deyip gülmeye devam etti. "Yatakta geçen sırlardan haberin var mı?"
Alev'in gözleri büyüdü. Kanı kulaklarında fokurdadı. Yüzü gelincik gibi kıpkırmızı kesildi.
Matilda elindeki tülü Mehtap'a fırlattı "Utandırmasana kızı" diye sitem etti.
Mehtap omuz silkti "İkisi de çok yakışıyorlar. Bunların çocukları dünya güzeli olur valla"
Matilda oralı olmadı. Alev'e dönüp "Yaklaş elbiseni kontrol edeyim" dedi.
Alev donmuştu resmen. Sadece kağıt üstünde bir evlilik olmayacak mıydı yani? Matilda'nın yardımıyla bir iki kez döndü etrafında.
"Elbise tamda üstüne oturdu"
Mehtap Alev'in makyajını yapmaya başladı. Makyajdan sonra saçlarına fön çekip zarif, bayaz incili tacı saçlarına taktı. Aynayı Alev'in yüzüne tutup, "Çok güzel oldun kız" dedi şen bir sesle.
~~~~~~~~
Çetin sırıtıp "Demek evleniyorsun ha" diye takıldı Eşref'e.
Eşref cepken yeleğini giyerken Çetin'e sertçe baktı. "Siktir git başkasıyla dalga geç sen" dedi.
"Keşke damat tıraşı olsaydın" dedi Ramiz.
"Abi Allah aşkına üstüme gelme"
"Adettendir oğlum" dedi Ramiz. "Tilda gelmedi mi?" Diye konuyu değiştirdi Eşref. "Grip olmuş hasta şimdi. Grip sizlere bulaşır korkusundan gelemedi" dedi Ramiz.
"Geçmiş olsun"
"Sağ ol da , gül aldın mı kıza onu söyle bana?"
Eşref yüzünü buruşturdu. Ona gül almak içinden gelmiyordu. Asiye dışında hiçbir kadına çiçek almamıştı. Ekşi bir ifadeyle "Gülü alıp ne yapsın?" Diye kestirip attı.
Birlikte odadan çıktılar. Diğer erkekler ıslık çalıp sevinçten kahkaha attılar. "Vay abim benim hayırlı olsun" dediler bir ağızdan.
Eşref oralı olmadı. Çetine dönüp "Söyle bizimkilere insinler aşağıya gidiyoruz" dedi sabırsızca. Bir an önce bitsin istiyordu.
Birlikte aşağıya indiler. Büyük bir konvoyla yola çıktılar.
~~~~~
Kalbi yerinden fırlayacak gibi çarptı kızın. Midesi düğüm düğüm olmuştu. Dizleri tutmaz olmuştu. Kulağının dibinde kızların gülüşleri damatla ne kadarda birbirine çok yakıştıkları gibi bir sürü şeyler konuşuluyordu. Hacer hanım bozuntuya vermeden istedi Alev'i.
Apo araya girip "Başlık isteriz" dedi paraya susamış gözlerini Hacer' hanımdan çekmeden.
Sevtap kardeşine dönüp "Başlık falan istemiyoruz" dedi keskin bir sesle. "Benim kızım satılık değil" dedi sert bir sesle. Sonra Hacer hanıma döndü "Bak bacım sen nasıl oğlunun mutlu olmasını istiyorsan bende kızımın mutlu olmasını istiyorum. Çocuklarımız mutlu olsun yeter bize değil mi?"
Hacer hanım bozuntuya vermeden "Tabii çocuklarımız mutlu olsunlar yeter" dedi.
Kahveyi titreyen elleriyle yaptı. Kızlar kahveye tuz koy dediler ama o hiç oralı olmadı. Mutfaktan çıkıp titreyen bacaklarıyla odaya gitti. Oda tanımadığı insanlarla dolup taşmıştı. Alev bayılmak üzereydi. Bir ara Eşref'le göz göze geldiler. Boğazında sımsıkı bir yumru oluştu. Utanıp başını başka yöne çevirdi. Sırtından aşağıya bir ürperti yaladı bedenini. Bu adam kocası olacak ona dokunacaktı. Korkudan bayılacak gibi oldu birden.
Evleneceği kadına baktı. Kırmızı elbise onda can bulmuştu resmen. Bakışları yumuşadı aniden. Sözle anlatılmayacak bir çekiciliğe sahipti. Fakat iri bal gözlerinde bir kırgınlık vardı. Dokunsan çığlığı basacakmış gibi duruyordu. Yaşananların Alev için daha ağır olduğunu ayrımsadı.
Hacer hanım gelini olacak kıza baktı. Güzeldi. Hemde fazlasıyla güzeldi. Yeğeni Emine'nin bu kızın güzelliği karşısında hiçbir şansı yoktu. Ama kızın güzelliği yeterli değildi ki. Fukarının tekiydi. Yetmiyormuş gibi bide çingeneydi. Onu sevmiyordu. Her şeyi alt üst ettiği için etlerini koparmak istiyordu.
Kahveleri dağıtırken kaynanasına baktı Alev. Mavi gözlerden korktu bir an. Buz gibi bakıyordu. İstenmediğini şimdiden anlamıştı.
Sevecenlikle "Çiçek gibi gelin maşallah oğluma da böylesi yakışır" dedi Berfin hanım. Ayağa kalkıp elbisesinin cebinden dört yapraklı altın kolyeyi çıkardı. Kolyeyi Alev'in boynuna takıp "Asiye'den sonra ailemizin en güzel ve en masum gelini sen oldun" dedi gözleri mutlulukla dolup. Alev ses etmeden elini öpüp yerine geçti.
Kahveler içildikten sonra Ramiz Eşref'in ona verdiği alyansları ceketinin cebinden çıkardı.
Eşref'le Alev yan yana geldiler.
Ramiz alyansları işaret edip "Birbirinizi bırakmayacağınıza söz veriyor musunuz çocuklar?" Dedi.
İkisi de "Söz" dediler bir ağızdan. Ve yüzükler takıldı. Büyüklerin ellerinden öpüldü. Tatlılar dağıtıldı.
Bölüm sonu. |
0% |