Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Çiçeğim benim

@verahare

Hadi hazırlan lütfen."

 

"Ben niye geliyorum ya sen git işte emanet gibi yanında mı duracağım senin?" Dedi Buket ney'i deri kılıfından çıkarıp.

 

Mühür ney'i Buket'in elinden çekip aldı. "Sonra çalarsın neyini"

 

Buket göz devirip "Ney çalınmaz üflenir canım"

 

"Beni aydınlattığın için çok sağ ol canım. Ay hadi kırma beni işte sende gel. Hem bak çok sevineceksin geldiğine" diye aklına gelen hinlikle gülümsedi birden. Odadan çıktı hemen. Kenan'ı arayıp yanında Kürşat'ı da getirmesini söyledi. Buket'in odasının kapısını açıp kafasını uzatıp "Seni bekliyorum" deyip çekildi..

 

 

 

"Adam polis anne." Dedi Lütfiye.

 

"Bizim Mühür'le ciddi düşünüyorlar." Dedi Şerife.

 

Mühür konuşulanları duyunca ortalıktan çekildi.

 

Naciye Hanım "Gel buraya gel" diye seslendi Kızına.

 

Mühür odaya girdi.

 

"Bu sefer ciddi galiba ha?"

 

"Öyle görünüyor"

 

"Nasıl güzel mi bari?"

 

Kardeşinin utandığını görünce onun yerine cevap verdi Şerife "Hemde nasıl pehlivan gibi adam valla" dedi.

 

Lütfiye Mühür'ün koluna hafifçe vurup "Artık güreşirsiniz"

 

Mühür kıpkırmızı kesildi. Kanı kulaklarında kaynadı adeta "Ne diyon abla yaa tövbe tövbe o ne biçim konuşmak öyle."

 

Naciye Hanım "Evlenmeden kendini ellettirme yoksa evlenmez seninle." Dedi.

 

"Yahu siz kafayımı yediniz bir kahve içeceğiz hepsi bu yaa."

 

"Ne parlıyon hemen anan olarak nasihat ediyorum kötü mü yani? Elin kadını böyle nasihat eder mi sana iyiliğini düşünür mü bizim gibi? Ahh Mühür benim gibi anasız kız kardeşsiz büyüseydin o zaman anlardın beni?"

 

Annesinin üvey anne elinden çektiklerine her zaman üzülüyordu. İşi şakaya vurup "Babam imdadına yetişmiş ya hemen. Seni kaçırmakla iyi etmiş. Koskoca pehlivan Halil'in karısı oldun. Artık nasıl bir aşk mı desem yoksa ateş mi desem bilemedim şimdi. Babamın kanını tutuşturmuşsun. On sekiz yaşında bir kadın olarak nasıl becerdin bunu anlamadım.

 

Naciye Hanımın göğsü kabardı birden "Güzeldim canım. Hemde çok güzeldim. Ee bakma şimdi o güzellikten eser kalmadı artık. Ama zamanında çok güzeldim işveliydim bir kere. Babanız sokağa bakan perdeleri bile açtırmazdı bana. Yalnız başıma bile sokağa çıkamazdım. Kıskanılmayı sevilmeyi babanız sayesinde tattım. Sonra işte babanızın güreşte yendiği adam kabusumuz oldu. Herif yenilgiyi kabul etmedi. Halil'imi sırtından vurdu. Babanızın aldığı bıçak darbesi pehlivanlık yapmasına engel oldu. O zaman sanki kalbi ölmüş gibi olmuştu. İnsanı ayakta tutan tutkularıymış o vakit anladım. Her şeye küsmüştü. Bir gece uyandım baktım yanım boş."

 

"O zaman mı evi terk etti babam?" Diye araya girdi Mühür.

 

Naciye Hanım başını üzgünce salladı "Dışarı çıktığım zaman ya kaynanam olurdu yanımda ya da görümcelerim. O zamanlar yeni gelinin tek başına sokağa çıkması hoş karşılanmazdı. Neyseki Orhan doğunca biraz nefes aldım. Bir oğlu olduğunu duyunca babanız geri döndü."

 

"Hiç kızmadın mı merak etmedin mi bunca zaman neredeydi diye? Ben olsam bir daha kocamın suratına bakmazdım" dedi Mühür.

 

"Sen o kadar anlarsın işte. Çok sevdiğin şeyden mahrum kalınca insan delirmiş gibi olur. Ben bunu babanızda görmüştüm. O yüzden tek bir soru sormadım. Hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ettik. Orhan'ın varlığı babanıza ilaç gibi gelmişti. Nereden bilecektik ilk gözağrımızın en büyük sınavımız olacağını?"

 

Odaya huzursuz bir sessizlik çöktü. Kapı çalınca Buket gidip açtı.

 

"Evimizin sultanı geldi" diye coşkunca konuştu Buket.

 

Emrah heyecanla "Buket hala bugün dersten pek iyi aldım biliyor musun?" Dedi.

 

Emrah'ın kıvırcık sarı saçlarını karıştırıp "Aferin sana" dedi Buket.

 

Emrah'ın odaya girdiğini görünce toparlandılar. Naciye Hanım kollarını açıp onu kucakladı "Balım çiçeğim" deyip kokladı uzunca.

 

"Pek iyi aldım ben" dedi Emrah. Halalarının öpücük seline tutuldu birden.

 

"Yeni öğretmen anne babanız gelsin dedi. Ona annemin olmadığını söyledim. Diğerlerinde olduğu gibi babam ve babaannemin veli toplantısına katılacağını söyledim."

 

Torununun yüzünü avuçlayıp "Yarın geliriz toplantıya. Sen git üstünü değiştir" dedi Naciye Hanım. Emrah odadan çıkınca "Ahh Orhan ne diyeyim ben sana şimdi?" Diye sıkıntıyla konuştu.

 

Mühür bunalımlı havayı şenlendirmek için "Bir de şu ismin Naciye yerine daha güzel bir kadın ismi olsaymış daha iyi olurmuş be canım anam" diye kahkahayı bastı birden.

 

"Naciye isminin anlamı selamete kavuşan cehennemden kurtulan demektir aa benim salak kızım" diye parladı Naciye Hanım.

 

Mühür güldü "Neyse senin aşk maceranı daha sonra yine dinlerim"

 

 

 

Buket'le birlikte sokakta yürürlerken "Leylak rengi feracen çok hoş." Dedi Mühür.

 

"Sağ ol canım"

 

Durağa geçip otobüs beklediler. Şelaleye giden otobüs gelince yerinden kalktılar. "Onunla ciddi düşünüyor musun?" Diye sordu Buket.

 

Mühür gülüp "Bugün evlenme teklifi etse kabul ederim"

 

"O kadar tanıdın mı yani?"

 

"Onu seviyorum" diye açıkladı Mühür "Benim eksik parçam onda onunkide bende. Birbirimizi tamamlıyoruz ve bu yüzdende onsuz bir an bile geçirmek istemiyorum."

 

Şelaleye gittiklerinde Kürşat'ında geldiğini görünce gözleri dehşetle büyüdü Buket'in. Mühür'ün koluna girip fısıldar gibi "Onun burada olduğunu neden söylemedin?" Dedi baskın bir öfkeyle.

 

Kuzenin dehşetli kaş çatışına gülüp "Söyleseydim gelmezdinde ondan. Öldürecekmiş gibi bakma öyle canım. Hem ben bugüne kadar hiç böyle bir şey yaptım mı ha söylesene?"

 

"Yanlış yaptın ben gidiyorum" dedi Buket Mühür'ün kolundan çıkıp.

 

"Eğer beni burada öylece bırakırsan konuşmam bir daha seninle Buket"

 

Buket bir türlü gidemedi. "Çok fazla kalmayacağız ama" dedi.

 

Mühür gülüp Buket'in yanağına öpücük kondururken "Tamam tamam"

 

"Hoş geldiniz" dedi Kenan.

 

"Merhaba" deyip Kenan'a özlemle sarıldı Mühür. Ayrılırlen Buket'in koluna girip "Kürşat kuzenim Buket'le tanışın." Dedi.

 

Elini uzatsa da tutmayacağını bildiği için "Merhaba Buket" dedi Kürşat. Tesettürü en güzel taşıyan kızdı Buket. Vücut hatlarını özenle saklamıştı. Yüzünde hiç makyaj yoktu.

 

Doğal bir irkilme yaşadı Buket. Kalbinin müthiş atışını kulaklarında duyuyordu içten içe titreyerek "Merhaba" deyip oturdu. Daha önce yaşamadığı şeyler zuhur ediyordu.

 

Kahveler içildi. Sohbetler edildi. Kenan Mühür'ü kaldırıp parka doğru gitmeye başladılar.

 

"Kenan kuzenini çok seviyor ve ikisi iyi anlaşıyorlar"

 

"Öyle diye mırıldandı Buket."

 

Canları sıkılmasın diye "Çalışıyor musun yoksa?" Diye sordu Kürşat.

 

"Bizim mahalledeki sağlık ocağında hemşireyim" diye açıkladı Buket.

 

"Ne güzel. Kendi mahallende çalışıyorsun annen baban merak etmezler nerede kaldı bu kız diye"

 

Buket tebessüm edip "Anne babam terk ettiler beni. Beni Halil amcamla Naciye yengem büyüttü" dedi.

 

Çok kötü bir hata yaptığını fark edip "Özür dilerim bilmiyordum affet" dedi Kürşat.

 

"Özür dilenecek bir şey yok rahat ol."

 

"Kusuruma bakma"

 

Anlayışla "Tamam sıkıntı yok" deyip Kürşat'ı yatıştırdı Buket.

 

Bir süre sessizce oturdular. Şelalede yüzen kuğuları izlemek iyi gelmişti onlara.

 

"Sakıncası yoksa ailen seni neden terk etti acaba?"

 

"Evlenmeden önce birliktelik yaşamışlar. Tabii annem başka bir adamla nişanlıymış babamın da düğününe bir hafta varmış falan işte. Annemin hamileliği duyulunca her iki aileler ayıpları örtülsün diye her ikisini evlendirmek zorunda bırakmışlar. Ben doğduktan iki gün sonra annem başka bir adamla kaçmış. Babamda başka bir kadınla evlenmiş. Naciye yengem aynı zamanda süt annem benim. Mühür'le de süt kardeşiz." Dedi Buket. Üzgünce "Yani ben bir hata ürünüyüm"

 

"Değilsin." Diye itiraz etti Kürşat "Sen hata olamayacak kadar iyi ve güzel birisin Buket."

 

"Teşekkür ederim. Sağ olsunlar amcamla yengem beni diğer çocuklarından ayırt etmediler. O kadar sevdiler ki beni"

 

"Senin adına sevindim"

 

"Birazda sen bahsetsene kendinden. Anne baban yaşıyor mu kardeşin ya da abin var mı?"

 

Eskisi kadar tesiri kalmamıştı bu yüzdende utanması gereken kişinin kendisi olmadığını biliyordu "Annem babam sağlar biz iki kardeşiz ben küçük olanım. İstanbulda şirket işletiyor bizimkiler"

 

Buket elinde olmadan "Şirketiniz varken neden polisliği seçtinki?" Dedi.

 

"Abimle sevgilimi yatakta bastım."

 

Buket buz gibi dondu kaldı.

 

"Bizimkiler abimden yana oldular. Bir kızın abi kardeşin arasını bozamayacağını savundular. Anne babamın iki yüzlü olmaları abimin pişkince kendini savunmasına dayanamadım. Her şeyi geride bıraktım bende. Buraya taşındım sınavlara katıldım hiç alakam yokken cinayet büroya girdim. İlk gördüğüm cesetler öyle korkuttuki beni midem de fena bulanmıştı. Kendimi tutamamıştım rezil olmuştum anlayacağın"

 

Buket burukça baktı ona. Kürşat'ın mahçupca konuşmasına içi acımıştı. "Kötü bir tecrübe yaşamışsın. Kötülüğün ailenden gelmesi kadar acı bir şey yok biliyorum. Ama işte insanız değil mi iyileşmez dediğimiz yaralarımız oluyor sabrımızın kalmadığını düşünüyoruz ama geçiyor. Kendine yeni bir düzen kurman çabalaman güzel ve sağlıklı bir şey"

 

Buket'le konuşmak içini hafifletmişti. "Seninle sohbet etmek güzel" diye itiraf etti. "İkinci kahvemizi içelim mi?"

 

"Olur"

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çimlerin üstünde oturmuş ayaklarını şelalenin soğuk suyuna sokmuşlardı. Ağaçların arasına tüneyen kuşların cıvıltılarını ve suyun sesini dinlemek insanı dinlendiriyordu. Mühür Kenan'ın elini alıp kucağına koymuştu. Hoyratça öpesi geliyordu nefesini kesecek kadar sarılmak istiyordu. Böyle ilkel duyguları Kenan'ı görünce hortluyordu. Duygularını kontrol edemiyordu.

 

"Hiç evlenmeyi düşündün mü?"

 

"Önce sen söyle"

 

"Seninle evlenmeyi düşünüyorum" dedi Kenan pantolonunun cebinden lavicivert renginde kalp desenli küçük bir kutu çıkardı. "Benimle evlenmek ister misin?"

 

Dünyadaki en mutlu kadın olduğunu düşünüyordu Mühür.

"İsterim." Dedi sevinçli sesiyle. Kenan'ın boynuna sarıldı.

 

Damla şeklindeki zümrüt yüzüğü Mühür'ün ince parmağından nazikçe geçirip "Seni seviyorum" dedi Kenan. "Ailem olacağın için çok mutluyum."

 

"Ben senin her şeyin olacağım" dedi Mühür Kenan'a sımsıkı sarılıp.

 

"Biraz ağırdan sat kızım kendini."

 

Mühür'le Kenan ayrılıp kulak tırmalayan seslere döndüler "Ne diyon teyze yaa" diye ciyakladı Mühür.

 

"Canı koca çeķiyor derler sonra" diye konuşmayı sürdürdü yaşlı teyze.

 

Kucağında bebek olan diğer yaşlı kadın "İt gibi süründür öyle hemen teklifini kabul etme kız yoksa erkeğin burnu büyür bak bizden söylemesi"

 

"Teyzeler Allah aşkına bulaşmayın bize" dedi Kenan.

 

"Sizene yaa ben erkeğimi seviyorum oda beni seviyor. Bulaşmayın bize."

 

"Tövbe tövbe erkeğim ne kız daha evlenmeden"

 

Mühür ayaklanıp elini Kenan'a uzattı "Yürü canım yoksa ben yanlış şeyler yapabilirim" dedi.

 

Mühür'ün beline sarılıp başının tepesini öptü Kenan "Çiçeğim benim"

 

Yaşlılara nispet yapar gibi "Erkeğim" dedi Mühür Kenan'ın yanağını öpüp.

 

 

Loading...
0%