@verahare
|
Evlerine giderken trafikte çiçekçi kızı görünce arabayı durdurup indi. "Sepetteki bütün papatyaları ver" dedi Rıza ne kadar tuttuğunu söylemeden fazlasıyla para verdi. Halide'yi evden almadan önce birkaç tane çiçekçiye gitmiş kepenklerin hepsini kapatılmış görmüştü. Şansına küfür etmişti. Şimdi çiçekçi kızı görünce dünyalar onun olmuştu. Sepetteki bütün çicekleri alıp arabaya binip "Aslında seni almaya gelirken çiçek alacaktım ama gittiğim bütün çiçekçiler kapalıydı." Deyip çicekleri karısına uzatırken yanaklarına kısa derin bir öpücük kondurdu.
Bir öbek dolusu papatyayı kucağına indirirken "Teşekkür ederim canım" dedi Halide.
"Senin canını yerim"
Halide kıkırdadı birden. Gözlerinden hayat fışkırıyordu resmen. Papatyayı yüzüne yaklaştırıp burnunu değdirdi "Mis kokuyorlar" diye mırıldandı içinde mutluluğun sayısız nabzı deli gibi atıyordu.
Merdivenleri elele çıktılar. Nedendir bilinmez Rıza'nın evini hiç zorlanmaksızın benimsemişti Halide. Eskiden kendini hiçbir yere ait hissetmezdi. 'Benim bu dünyada yerim yok' derdi kendi kendine konuşurken. Şimdiyse ait olduğu yerdeydi. Olması gereken yerdeydi. Biraz güç olmuştu fakat sonunda oda yuvasına kavuşmuştu. Rıza yüzünü öpücüklere boğarken "Evine hoş geldin kadınım" demişti. Nefesi göğsünü yakmış tüylerini ürpertmişti. Yatak odasına geçtiklerinde nabzının atışı hızlanmıştı. Art arta yutkunmuştu. Kocasının onu arsızca süzdüğünü görünce sığ nefesler almaya başlamıştı. Zaman durmuştu adeta. Kocası arkadan sarılıp bacağının birini okşarken "İstediğin bütün arzuları vereceğim sana" diye fısıldadı kulağına. Hızlanmış sıcak nefesleri birbirlerine karışmıştı. Karısının ürkek inlemesini tutkulu bir öpücükle bastırdı. Kuğu gibi olan güzel beyaz boynunu açlıkla öptü. Sırtındaki fermuarı açmaya koyuldu.
Dili damağı kurumuştu. Nefesini tutmuştu. Aklı başından uçmuş gibiydi. Kocası elbisesini tamamen çıkarınca yanakları pembeleşti. Bir an korunmak ister gibi ellerini göğsünde kavuşturdu. Kanı kulaklarında fokurdadı. Kocasının karşısına geçtiğini gördü. Gözlerini yere indirdi. Utangaç bakışlarını yerden kaldıramadı. Kocasının parmakları çenesine uzandı birden. Ağır ağır çenesini kaldırdı kocası. Halide utançtan kirpiklerini birkaç kez kırpıştırdı. Kocasının yüzü gerilmiş gözleri tutkudan alev alevdi. Halide'nin uylukları karıncalandı birden.
Karısının tenine tapar gibi bakıp "Kendini benden saklama" diye mırıldandı Rıza okşayıcı bir sesle. Hatlarının dolgunluğunu büyülenmişçesine izledi. Teni nefisti. Elini uzatıp yavaşça göğsünden çekerken "Kocanım senin ve benim karımsın. Her şeyim senin. Kalbim senin ruhum senin. Benim olan senindir." Uzanıp sertçe dudağını öpmeye başladı. Heyecanı arttırıyordu. "Her parçanı istiyorum"
Halide'nin içi kasılmıştı. Kocasından kaçmak gibi bir niyeti yoktu. Doğal olarak utanıyordu. Vücudundan yayılan yakıcı sıcaklığını duyabiliyordu. Karşılıklı olarak birbirlerine besledikleri duyguları ta içinde hissediyordu. Derin sancılı bir arzuyla titredi. Sıcak elleriye kocasının gömleğinin düğmelerini açmaya koyuldu. Omuzlarını okşadı. Derisinin altındaki kasların oynadığını görünce şaşırdı birden. Elini göğsüne indirdi. Teninin izini daima elinde taşımak istedi. Rıza'nın göğüs kasları güçlü ve sertti. Ellerini omuzlarına uzatıp kocasının güçlü boyun kaslarına dokundu. Kadınların böyle kasları yoktu. Verdiği hisler çok güzeldi. Dudakları birbirlerinkine sürtününce iç geçirdi. İçine sarsıntılı nefesler çekmesine sebep oldu. İki ten birbirinin olmak için yaratılmıştı. Halide gözlerini kocasına kaldırınca kocasının kendisini delici bakışlarla süzdüğünü gördü. Kahverengi gözleri şehvetle perdelenmişti. Halide bütün kanın yüzünde toplandığını hissetti.
Karısının avucunun içini öperken "Senden başka bir kadın bilmedim ben. İstediğim tek kadınsın" yumuşak bir tavırla öptü karısını. Dilini sıcacık ağzına daldırdı. Birlikte haz sellerinde boğuluyorlardı. Karısını birdenbire kucaklayıp yatağa uzandırıp üstüne eğildi. Halide'nin saçları çıplak göğsüne temas edince gıdıklanmaya başladı. Kocasının ağzı sert ve tehlikeli bir hal almıştı. Halide bunu görünce sessizce yutkundu. Tatlı bir sızı sardı bedenini. Kocasının dudakları tenini damgalıyordu adeta. Daha önce sevilmemiş öpülmemiş yerlerini öpüyor hatta diliyle tadına bakıyordu. Zamanın hepsine sahipmiş gibi ağır ve tutkuluydu ikisi de. Halide çığlıklarını bastırmak için kocasının etini dişliyordu. Kocası onu çıldırtıyor aklını yitirir gibi hissettiriyordu. Daha önce bedeninde böyle duyguların gizli olduğunu bilmezdi Halide. Kocası onun sırrını açıyor aldığı kadar zevkte veriyordu ona. Bilinçli hareketleriyle karısını heyecanlandırıyordu. Halide ise kamçılanmış gibi oluyor bir öncekinden daha tutkulu oluyordu. Şiddetli arzularının dışavurumunu seviyordu. Kendinden geçmiş gibiydi kocasının adını üst üstte tekrarlıyor elleriyle pazılarına dokunuyordu. Kollarındaki dolgun damarlarını öpüyor hatta dişliyordu. Çok uzun bir zaman sonra sarsılmaya başladı. Kalbi kemiklerinin arasından fırlayacakmış gibi oldu. Kocasının da ondan bir farkı yoktu. Karısının göğsüne uzanıp beline sıkıca sarıldı Rıza. Halide onun güçlü ve düzenli kalp atışını duydu. Terler sicim sicim akıyordu vücutlarından. Odanın kokusu değişmişti. Halide'nin içi mutlulukla kabardı. Ömrü boyunca gördüğü ve hissettiği en yakın teması yaşamıştı. Kocasının ona verdiği hisleri hiçbir zaman tanımlayamayacaktı. Sonsuz parıltılar vardı gözlerinde. Tenleri birbirlerinkini keşfe çıkarkan Halide içinden 'İşte asıl şimdi özgürüm' dedi.
Hırıltılı bir sesle "Sana az önce özümü verdim. Özümü besle Halide" dedi nefes nefese. Dudakları hâlâ gergin boğazı sürekli hareket halindeydi. Üst üstte yutkundu.
Halide'nin nefesi sıklaştı birden. Ondan çocuk istiyordu. Kocasını doğrulamak ister gibi başını hafifçe salladı. Rıza'yla ikisine ait çocuklarının olmasını istiyordu. Sevdiği adamdan kocasından çocuk yapma fikri içini ısıtmıştı. İlk hamileliğini düşündü. Cemil'in çocuğunu rahminde taşımak işkecenin en kötüsüydü. Ama sonra Ayperi doğunca onu gördüğü ilk anda sevmiş ve kabul etmişti. Belki Ayperi'ye karşı haksızlık yapıyordu bilmiyordu ama Rıza'nın çocuğuna hamile kalmayı çok istiyordu. Çünkü Rıza'yla severek evlenmişti Cemil'le ise tehditle şiddet görerek evlenmişti.
Halide kötü anıları savmak için sımsıkı yumdu gözlerini. Artık özgürdü Rıza yanındaydı. Bundan daha güzel hiçbir şey olamazdı.
"Seni seviyorum karım" deyip güzel tapılası yüzünü ellerinin arasına aldı. Yeniden doyurulmaz bir açlıkla dudaklarını onunkine bastırdı. Dili dilini bulunca emmeye başladı. Onu kaybedecekmiş gibi sıkı sıkı tutuyordu. Halide artık ona aitti hem bu dünyada hemde sonrakinde. Parmaklarını karısının saçlarının arasına kaydırdı. Başparmakları karısının şakaklarını okşarken karısından isteyebileceği her şeyi talep ediyordu. Onu çıldırtıyor vücudunu dalgalandırıyordu. Karısı altında kıvranıp boynunu geriye atınca Rıza ona verdiği mutluluğu kutlamak istedi. Dudaklarını hassas boynuna uzatıp öpmeye başladı. Arzusunun tadını aldı. Karısının parmakları ensesindeki saçını kökünden kavrayıp çekti birden.
Karım bu sözcüğü hemen benimsemişti Halide. Kocasının öpücükleri onu uçurumun ucuna götürüyor gibiydi. Halide hissettiği yoğun duygularla aklını kaybedeceğini düşündü bir an. Hayatında hiç bu an ki kadar mutlu olmamıştı. Yüreği sonsuz mutlukla dolup taşıyordu sebebi Rıza'ydı. Varlığı derin bir mana olan Rıza. Bir bacağını kocasının beline yaslamış ellerini ise belindeki sert kaslarına götürmüş okşuyordu. Burunlarını birbirlerinkine sürterken aldıkları hazla gülümsediler. Yeniden birleştiler. Rıza'nın dudakları dişlerini açıkta bırakacak şekilde geriye çekilmişti. Halide onun alev alev olan bakışlarına karşılık inledi. Kocasının her iki yanağını okşadı. Şakaklarından akan teri avuçlarına bulaştı. Zıvanadan çıkmış gibiydi kontrol altına alınması imkansızdı. Çok güçlüydü. Onun bu gücü karşısında Halide'nin dili tutulmuş gibi oldu. Tek yapabildiği kocasına sımsıkı sarılmak oldu. Bir bütün olmuşlardı. Aldıkları verdikleri duygular hiçbir zaman tanımlanamazdı. Sarsıcıydı. Şiddetli bir gürleme meydana çıktı. Göğsündeki başı okşarken tatlı bir bilinçsizlikle kocasının ona verdiği hisleri mırıldanmaya başladı Halide.
Bu aşktı. Safi bir mutluluktu. Delilikti. Bir bütün haline gelmekti bu an. Nefes kesiciydi. Ve huzurluydu.
Karısını kalbinden öperken "Ruhunun güzelliğini bana bulaştırdın karım. Kalbin sarıp sarmaladı beni." Ve yeniden tutkuyla dünyanın tüm zamanına sahipmiş gibi göbek çukurunu ağır ağır öptü. Teni yumuşak ve nemliydi. Açlığını dindirmek istiyordu. Bedeninin kontrolü artık ondaydı. Karısının güzel topukları onun arka bacaklarına sürtünüyor tırnaklarını derin derin beline batırıp onu kanatıyordu.
Kocasının her hareketi sinir uçlarını yakıp kavuruyordu. Her öpücüğü derindi. Kendini hiç bu kadar özgür hissetmedi. Bakışları öyle sahipleneciydiki Halide ürpermeden edemiyordu. Güçlüydü. Bu sevişmelerden sağ çıkabilir miydi bilmiyordu. Belini tutan elleri onu ikiye bölüyor gibiydi. Kendi gücünü ona veriyordu adeta. Ölürsede mutlu bir şekilde ölecekti. Birdenbire sırtı yay gibi gerildi. "Bana bir daha geri alınamayacak güzel hisler verdin kocam" diye mırıldandı. Göğüsleri kocasının göğsü altında ezildi. Ellerini uzatıp Rıza'nın saçlarını okşadı. Birdenbire gülümsedi. Kendi hayatının dizginlerini ele almıştı. Zevkin dalgaları ayakuçlarına kadar yayılmıştı. Sanki sisli bir vadinin içindeymiş gibiydi. O artık Rıza'nın bir parçası haline gelmişti. İlkel ihtiraslarını kocasıyla bölüşmüştü. Rıza'nın güçlü kollarına sığınmış hiçbir zaman unutamayacağı her zaman hatırlacağı bir mutluluk almıştı ondan. Birdenbire dudaklarının kenarı kıvrıldı. Teninin ısısını avuçlarında hissetmeyi ellerini başının üzerinde gezdirmeyi vücudunun verdiği eşsiz her teması beynine kazımak istiyordu. Kıvılcımlar saçıyormuş gibiydi. Kocasının ona hükmetmesini seviyordu. Daha önce bilmediği yaşamadığı sisli hazların vadisindeydi.
Bu huzurun ta kendisiydi. Halide olanca sıcaklığıyla yanına uzanmıştı. Dünyada bir cennet varsa şüphesiz Halide cennetin kendisi olurdu. Huzurla birbirlerinin kokladılar. Rıza dudaklarını Halide'nin dudaklarında eritti. Birdenbire karısını belinden tutup üstüne uzandırdı. Karısının göğüsleri kendi göğüslerine baskı uyguluyordu.
Başını hafifçe kaldırıp "Üstünde çok ağır olmalıyım" diye mırıldandı. Kocasının çekiciliği büyülemişti onu. Erişilmez bir güce sahipti.
"Hayır" diye itiraz etti Rıza "Böyle çok iyi bu şekilde uyuyacağız" deyip karısının sıcacık tenini okşarken gözlerini yumdu.
Yanağı kocasınım terli göğsüne yaslamış kalp atışını dinliyordu Halide. "Artık benimde bir yuvam var" diye fısıldadı. Kocasının dudaklarını kıvırdığını görünce uzanıp uyumadan önce tutkulu bir öpücük kondurdu dudağına. Aylar sonra huzurla uyudular.
Bölüm sonu.
|
0% |