Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Mahkeme

@verahare

Sabırsız ve gergindi Halide. Boğazı düğüm düğümdü. Buradan artık kurtulmak istiyordu. Bitsin istiyordu. Rıza'ya kavuşmayı iple çekiyordu. Gardiyanlar kapıyı açıp ona seslendiğinde yerinden sıçradı. Adımları titrekti. Elleri kelepçeli her iki kolları Jandarma'nın ellerindeyken onların ortasında yürüyordu. Cezaevinden çıktığında Rıza'yı gördü. Uzak yakınlar. Diye geçirdi içinden. Birbirlerine uzak olduğu halde bu kadar yakın olmak sevginin en güzel haliydi.

 

İnançlı bir tavırla "Buradan birlikte elele çıkacağız Halide" dedi Rıza.

 

Yüzünü sıcak bir gülümseme kapladı. Gözleri sessiz bir mutlulukla büyüdü. Bir an koşup ona sımsıkı sarılmak istedi. Onun güçlü kemikli ellerini beline dolandığını hayal edince uylukları titredi birden. Rıza'nın gölgesinde dinlenmek için can atıyordu. Onun ateşli gözlerine bakınca göğüslerinin kabardığını hissetti. Nefesi hızlanmıştı. Sıkıca gözlerini yumdu. Tenini onun tenine kazımak istiyordu. İçinde büyük bir baskı meydana çıktı. Orta yerinde kan toplanmıştı. Yüzü al al olmuş bir vaziyetteydi. Rıza'yla birlikte tamamlanmak ilkel tutkularını yatıştırmak istiyordu. Gözlerini gökyüzüne kaldırdı seslice nefes alırken "Bu sefer adalet yerini bulsun" diye iç geçirdi. Ve Jandarma arabasına doğru seğirtti.

~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

 

Suna ailesiyle birlikte mahkemeye katılmak için evden çıktıkları zaman Mühür ve ailesini kapının önünde gördüler.

 

"Halide abla kendini yalnız hissetmesin bizde katılacağız mahkemeye" dedi Mühür.

 

Suna'nın gözleri doldu. Kan bağı olmadığı halde bir aile gibiydiler onlarla. Kendi öz ailesi ise ne onu ne de Halide'yi bir kez olsun sormamıştı. İçinde yıkımlar oluştu birden. Burun kanatları sızladı kirpikleri istemsizce kırpıştı. Göğsü titredi nefesi kesildi birden. Ağlamamak için dişlerini sıktı.

 

Murat karısının hüzünle buruşan yüzünü görünce telaşla yanına gidip beline sarıldı "Ne oldu çiçeğim?" Diye sorup nazikçe yanağını okşadı.

 

"Ablam beraat eder mi sence?" Diye sordu ağlamaklı bir sesle.

 

"Çıkacak Allah'ın izniyle" diye konuştu Murat karısının başının tepesini öpüp. Kulağına eğilip "Ayperi'ye moral vermemiz lazım" diye fıldadı.

 

Zor olsa da kendini toparladı Suna. Ayperi'nin koluna girip "Hadi gidelim" dedi.

 

~~~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

 

"Annemizi affetmene sevindim"

 

Rıza abisine döndü "Sen niye geldin ki şimdi yanıma? Mahkemeye gidiyorum ben in arabadan" dedi. Yoldayken abisi birdenbire makas atıp önünü kesmiş arabasına binmişti.

 

"Gelin Hanımı görmek istedim. Helal olsun valla birçok adamdan daha yürekliymiş. Hem kızını hem kendini korumuş tek atışta işini bitirmiş itin. Annemizin Halide'yi görmeden sevmesine şaşırmadım." Dedi Cihat.

 

"Halide iyidir" diye mırıldandı Rıza. Onun görüntüsü gözlerinin önüne gelince dudakları kendisinden bağımsız olarak kıvrıldı.

 

"Biliyor musun annemiz yıllar sonra ilk defa huzurlu uyudu"

 

Gergince "Babamızı öldürmeseydi hep huzurlu uyuyacaktı." Dedi Rıza. "Boşu boşuna katil oldu."

 

Cihat sertçe "Ne diyon oğlum kadın kocasını kendi yataklarında başka bir kadınla sevişirken basmış. Yerinde kim olsa cinnet geçirirdi." Dedi.

 

Rıza bağırarak "Cinnet geçirdi de ne bok oldu. Başı göğe mi erdi sanki? Darmadağın olduk abi her birimiz bir yere savrulduk."

 

"Ya tam tersi olsaydı. Babamız annemizi kendi yataklarında başka bir herifle bassaydı ne olurdu biliyor musun? Herkes babamızı annemizi ve aşığını öldürdü diye tebrik ederdi. Erkekler sudan sebeplerle kadınları katlediyor ve birçoğuda az bir ceza çekiyor kadın öldüğüyle kalıyor. Sen ne dersen de Annemiz babamızı öldürmekle çok iyi yaptı. Hem karını aldatacan utanmadan kendini haklı görecen yetmiyormuş gibi de çocuklarını ondan koparmak isteyecen ha? Yok öyle bir dünya."

 

"Abi sus yoksa vallaha çeneni kıracam" diye kükredi Rıza.

 

Cihat aldırmadı "Hadi lan hadi sürmeye devam et sen"

 

Rıza tiksinen bir bakış fırlattı abisine "Bok mu vardı geldin ha?"

 

Dişlerini sıkıp "Rıza sinirlerimi zıplatma benim." Diye öfkeyle bağırdı Cihat. Cebinden sigarasını çıkardı.

 

"Arabamda sigara içme berbat kokuyor"

 

Cihat çıldaracak gibi oldu "Lan oğlum bilerek mi yapıyon? Her gün farklı farklı ceset görüyon onların kokusundan miden bulanmıyorda benim içtiğim sigara mı batıyor gözüne?" Deyip sigarasını yaktı. "Avrupada büyüdün sanki ne bu havalar falan? Yengen bile bu kadar çene yapmıyor. Canım karım kurban olduğum değerini bilmezdim Ceylan'ımın sayende bileceğim artık"

 

Rıza birden sırıttı.

~~~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

 

Mahkeme salonuna girdiğinde tanıdığı herkesi orada görünce sevindi Halide. Kızını ona gülümserken görmek güzeldi. Gözlerini gelenlere çevirdiğinde tanımadığı iki kadın ve bir erkeğin Rıza'nın yakınında oturduklarını gördü. Yaşlı kadının ona manidarca bakması baştan aşağıya onu beğeniyle süzmesine anlam veremedi.

 

Naciye Hanım kocasını dürtüp "Bak Halil damat adayı şu uzun boylu pehlivan gibi olan" dedi kısık sesiyle.

 

Mühür kıpkırmızı oldu birden.

 

"Naciye burada konuşulacak şey mi bu tövbe tövbe dur hele bir eve gidelim kadın"

 

"Başka nerede göreceksin oğlanı hazır buradayken gör istedim" diye somurttu Naciye Hanım.

 

"Evimiz yok mu bizim gelsin misafirim olsun tanışırız"

 

Mühür duydukları karşısında şaşkına döndü. Babası bir ilki gerçekleştirmişti. Kızının erkek arkadaşının evlerine gelebileceğini söylemişti. Çok büyük bir adımdı bu yaptığı. İçinden ablalarına güldü. Lütfiye'nin de Şerife'nin de kocaları görücü usulüyle evlerine girebilmişlerdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

Esra mahkemeye katıldığında Halide'yi ve kızını dinledi. Olayı yeniden anlatmak Ayperi'yi zorlamıştı. Halide kendinden emin ve dik duruşlu bir tavırla kendini savunmuştu. Rıza'nın onun için tuttuğu avukat Halide'yi çok güzel bir biçimde savunmuştu. Herkesi dinledikten sonra vicdanının sesini dinlemeye karar verdi Esra.

 

Halide nefesini tutmuş hayatının nasıl devam edeceğine karar verecek olan hakimin dudaklarına bakıyordu. Kulağı uğulduyordu. "Halide özyurdun beraatine karar verilmiştir" dediğini duyunca göğsü ferahladı. Etrafındaki herkes çok mutlu olmuştu. Rıza' da onun gibi sevincini içinde yaşıyordu. Ayperi ise teyzesine sarılıp bitti diyordu. Gerçekten bitmişti.

 

 

 

Mahkemeden sonra cezaevine götürüldü Halide. Koğuş arkadaşlarıyla vedalaştı kitaplarını onlara hediye etti. Onlara deniz kenarında bol bol yürümenin gökyüzüne doya doya bakmanın sözünü verdi. Koğuştan çıkıp yanında gardiyanlarla yürüdü. Rıza'nın ona doğru geldiğini gördü. Onun dediği gibi buradan elele çıkacaklardı.

 

Halide'nin elini tutup alnını öperken "Geçti gülüm" dedi.

 

Rıza'nın erkeksi kokusunu içine çekmeyi özlemişti. Artık dilediği kadar kokusunu içine çekeceğini düşününce yanakları kızardı avucunun içi sıcacık oldu birden.

 

Davullarla karşılandı Halide. Kızını sımsıkı kucakladı. Mutluluk damlaları gözlerinden aktı. Kardeşine döndü gergin karnını şefkatle okşayıp "Büyümüş" dedi.

 

"Şükür kavuşturana" dedi Suna ablasına özlemle sarılıp.

 

Perihan "Hadi evimize gidelim orada doya doya kucaklaşırsınız." Dedi. Cezaevine bakıp "Hak eden hiç çıkmasın içinden masum olanlar da bir an önce özgürlüğüne kavuşsun inşallah"

 

Hep birlikte "Amin" dediler.

 

Kader Hanım kızıyla birlikte Halide'nin yanına gittiler "Geçmiş olsun kızım"

 

Berna'yı kucağında tutan yaşlı kadına döndü Halide "Teşekkür ederim" dedi.

 

"Annem ve ablam" dedi Rıza.

 

"Tanıştığımıza memnun oldum efendim"

 

"Maşallah su gibi" dedi Meryem.

 

Halide utandı birden.

 

"Biz gidelim sonra yine görüşürüz" dedi Kader Hanım.

 

"Sizde katılın bize" dedi Rıza.

 

"İşlerimiz var" deyip kızıyla birlikte oradan ayrıldılar.

 

"Geçmiş olsun" dedi Cihat.

 

Rıza "Bu da abim" dedi.

 

"Öyle mi? Bir ailen olduğunu yeni öğrendim." Dedi Halide.

 

"Rıza bizden hiç mi bahsetmedi sana?" Diye sordu Cihat.

 

"Bir tek Selma'dan bahsetti" diye açıkladı Halide.

 

Rıza'nın canı sıkıldı "Gidelim" deyip elinden tuttu Halide'yi.

 

 

 

 

 

 

 

Perihan'la kızı, Naciye ve kızları bol çeşitli yemekler yapmışlardı. Sofrayı birlikte taşımaya başladılar. Mutfak camından avluda oturan Kenan'a sessiz öpücükler fırlatıyordu Mühür. Kenan öpücüklere karşılık tebessüm etmek istiyor Mühür'ün babası tam karşısında oturduğu için kaskatı olmayı tercih ediyordu.

 

"Babam attığın öpücükleri bir görse çerçevelik fotoğraf gibi duvara yapıştırır seni kız" dedi Şerife gözlerini devirip.

 

Mühür'le Buket'i bir gülme tuttu.

 

"Gülmeye devam et bakalım" dedi Lütfiye yaptığı salatayı servis tabağına koyarken. "Bu kadar çok istekli olduğunu belli etme kız yoksa vermez babam seni Kenan'a"

 

Perihan ekmekleri keserken "Verir kızım verir." Dedi. Mühür'e bakıp "Bulmuş aslan gibi damadı ee kızıda ceylan gibi" deyip göz kırpmayı ihmal etmedi.

 

Mühür "Hay sen çok yaşa Perihan teyze" deyip Perihan'ın boynuna sarılıp sulu öpücükler kondurdu yanağına.

 

"Buket sen yemek tepsisini götürmeye başla Kürşat kapıya geliyor" dedi Mühür.

 

Mühür'ün çöpçatanlıklarına gözdevirip yemek tepsisini tezgahın üstünden alıp mutfaktan çıktı Buket. Kürşat'ı kapıda gördü. Karnından garip sesler çıkmaya başladı. İlk defa bir erkek onu etkilemişti.

 

"Mahkemede konuşamadık nasılsın iyi misin Buket?" Diye sordu Kürşat.

 

"İyiyim" diye mırıldandı. Kürşat tepsiyi almak için elini uzatınca eli eline temas etti. Kalbi hızlı hızlı çarptı.

 

"Benimle başbaşa çay içer misin Buket?" Diye sordu Kürşat. Normalde kızlarla konuşmaktan çekinmezdi birçok kız arkadaşıda olmuştu fakat Buket özeldi. Güneşe açılan gelincik gibi zarif ve kırılgandı. Yanlış bir şey yapmak onu korkutmak istemiyordu.

 

Gönlünü ısıtan adama öylece baktı. "Buluşup ne yapacağız ki?"

 

"Sohbet ederiz seni yakından tanımak istiyorum ama eğer bundan rahatsız olduysan hiç konuşmadık say"

 

Başbaşa buluşmak doğru gelmiyordu ona "Bizim kızlarla beraber buluşabiliriz" dedi.

 

 

 

 

 

Birlikte yemek yediler sofrada bile Halide'nin elini bırakmıyordu Rıza. Utanmasa Halide'yi kucağına çekip onu kendi elleriyle beslerdi. Yanındaydı. Bu öylesine güzeldi ki.

 

 

 

 

Gece herkes evine dağılınca Suna ve Ayperi Halide'yi ortalarına aldılar. Birlikte uyuyacaklardı. Kızının kokusunu içine çekip "Mis gibi kokuyorsun" dedi Halide.

 

Suna "Peki ben?" Dedi.

 

"Aman kırılma sende mis gibi kokuyorsun" diye kıkırdadı Halide kardeşinin saçlarını kokkayıp.

 

"Çok şükür bitti artık" dedi Ayperi "Sebep olduğum her şey için çok üzgünüm anne"

 

Halide kızını kucaklayıp "Geçti artık kızım. Yeniden bir daha ayrılmamak üzere yan yanayız önemli olan bu" diye yatıştırdı kızını "Hadi uyuyalım ben çok yorgunum"

~~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

Sabah Rıza'dan gelen mesajı okudu. Bir not yazıp komodinin üstüne bıraktı Halide. Yüzünde çiçekler açarak kapıya gitti. Kapıyı açtığında kırmızı renkli geniş bir kutu gördü. Eğilip kutuyu alıp içeri geçti. Büyük bir merakla kutuyu açtığında beyaz önü düğmeli güpürlü elbisenin üstüne iliştirilmiş notu alıp baktı "Bunu giy" yazıyordu. Halide yutkunup kutuyu alıp elbiseyi çıkarıp odalardan birine geçip giyinmeye başladı. Hafif bir makyaj yapıp saçlarını tarayıp incili tarak tokayı saçına taktı. Beyaz sandaletini ayaklarına geçirip evden çıktı. Avluda yürürken Rıza arabasıyla kapının önüne geldiğini gördü. İçi kıpır kıpır oldu. Arabaya bindiğinde Rıza'yı derin bir tutkuyla öpmeye başladı. Nefessiz kalıncaya kadar öpmeye devam etti. "Nereye gidiyoruz?" Dedi göğsü deli gibi inip kalkarken. Rıza ses etmeden arabayı sürdü.

 

Caminin önünde durduklarında Halide'yi elinden tutarak indirdi Rıza.

 

"Niye geldik buraya Rıza?"

 

"Artık Halide Adalı olma vaktin gelmedi mi sence?" Diye sordu Rıza.

 

Halide'nin yanakları pembeleşti birden. Yanakları yukarı kalktı. Muziplik edip "Bu bir evlenme teklifi mi başkomiser?" Diye keyifle sordu.

 

İhtiras dolu sesiyle "Seni istiyorum Halide. Evlensene benimle biz ikimiz çok güzel oluruz seninle. Soyadımı almak ister misin?" Diye sorup pırlanta taşlı kar tanesi modeli yüzüğü cebinden çıkarıp Halide'nin gözlerine beklentiyle baktı.

 

"İsterim. Soyadını almayı karın olmayı isterim Rıza" dedi Halide. Yüzük parmağından geçirilirken bayılacak gibi oldu. Elele camiye doğru gittiler. Şahitler eşliğinde dini nikahları kıyıldı. Camiden çıkarlarken "Şimdi nereye gidiyoruz?" Diye kocasına döndü Halide.

 

"Resmi nikah için belediyeye başvuracağız ama ondan önce tenimi tenine damgalamak istiyorum" dedi Rıza.

 

Bölüm sonu.

 

Loading...
0%