Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Mektup

@verahare

Polislere teslim olmadan önce kızını kucaklayıp evden çıkıp yoldan geçen taksiyi durdurmuştu. Evlerine gittiklerinde kızını yatağa yatırmış yanağına öpücük kondurup ardına bile bakmadan karakola gitmişti Halide.

 

 

 

 

 

 

Kaderde sevdiği kadını tutuklamakta varmış meğer. Rıza Halide'nin ellerini istemeye istemeye kelepçelemişti. Çaresizliğin ne olduğunu biliyordu zaten ama bu çaresizlikten de kötü huzursuz bir şeydi. Sevdiği kadını sorguluyordu. Acısını güvenle saklamak istiyordu. Halide'yle konuşurken nefes alacak daha geniş bir alana ihtiyaç duydu.

 

Sorgusu bittikten sonra iç çekip "Kızıma göz kulak olur musun Rıza?" Diye sordu Halide bitkince.

 

"En kısa zamanda çıkacaksın Halide" dedi Rıza güçlü kararlı bir sesle "Kendini bırakma tamam mı?"

~~~~~~~

 

 

Ayperi kendine geldiğinde etrafına bakınıp "Benim burada ne işim var?" Diye sordu. Teyzesinin ölümcül bakışları onu korkuttu.

 

Suna Ayperi'nin karşısına geçip kolunu aniden kaldırdı. Kolu havada kavis çizdi. Çok sert bir tokat attı.

Kaynanası ve görümcesi araya girmek isteyince "Siz karışmayın" diye parladı.

 

Ayperi'nin dudağı patladı "Annem nerede?" Diye ağladı "Benim burada ne işim var Doğan nerede?"

 

Suna öldürmek isteğiyle Ayperi'nin saçlarına asıldı birden. Onu yere fırlattı "Senin Allah belanı versin! Evlat değil düşmansın sen. Ablam senin yüzünden katil oldu. Doğan sana tecavüz edeceği sırada Ablam yetişip seni kurtarmış. Doğan'ı öldürmek zorunda kalmış." Diye haykırıp tokatladı yeğenini.

 

Duydukları nefesini kesti. Göğsü patlatacakmış gibi şişti. Büzüldü birden. Hayatında hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Annesi için ağladı. İçi boşalırcasına ağlayıp sızlandı. Keder dalgalarında boğuştu. Annesi onun için kendi hayatını feda etmişti. Bunalım içine yerleşmeye başlamıştı bile. Pişmandı fakat bunun ne kendisine ne de annesine bir faydası yoktu. Hayat canlılığını yitirmişti.

 

Yeğeninin omuzlarından tutup sarsarak "Niye ağlıyorsun kurtuldun işte. İstediğin Ablamın senden uzak kalması değil miydi?" Diye çığlık çığlığa bağırdı Suna.

 

"B-ben.."

 

"Sen ne ha? Sen ne?"

 

Perihan gelininin önüne geçip "Suna yeter artık görmüyor musun kızın halini?" Diye azarladı.

 

Zerda araya girip Ayperi'yi yerden kaldırmaya çalışıp "Çocuk o üstüne gitme Suna. Ayperi'nin sana ihtiyacı var"

 

"Elin herifiyle içki içerken çocuk değildi ama" diye öfkeyle bağırdı Suna. Kaynanasının onu tutan ellerinden kurtulmaya çalıştı.

 

Perihan hiddetle "Kızım hamilesin kendine gelsene" dedi kalbi çarparak.

 

"Defol hemen terk et burayı. Git çok sevgili cici annenin yanına" yeğenini kolundan tutup yaka paça kapı dışarı etti Suna "Sana olan kinim mezarda bile geçmeyecek"

 

Mühür olanları duymuştu. Ayperi'yi sokağa atıldığını görünce yanına gitti hemen. "Gel buraya bakim"

 

"Sen karışma Mühür"

 

"Suna kız başına nereye gider. Bekleyelim de babası gelsin" dedi.

 

Vicdan illeti Suna'yı rahat bırakmadı. "O zaman Perihan anne sen bununla ablamın evinde kalır mısın? Benim artık bir saniye bile tahammülüm kalmadı çünkü" diye yakarıp evi terk Suna.

 

~~~~~~~~~

 

 

 

 

 

 

 

İki ay sonra...

 

Halide ranzasında oturmuş, elinde kağıt kalemle Rıza'ya ne yazacağını düşünüyordu. Aklından ve kalbinden geçenlerin yeterli olmadığı hissine kapılıyordu. Fakat bir ay öncesinde görüş günü onunla paylaştıkları an bugün yine içini kıpır kıpır edince yerinde duramadı. O güzelim etli dudaklar... onları kendi dudaklarının üstünde duyar gibi olunca baştan aşağıya bir ürperti yaladı bedenini.

 

"Sevgili Rıza burada düşünmekten başka hiçbir şey yok. Günün çoğunu seni düşünerek tüketiyorum. Seni sevmek artık vicdan azabı değil bana. Bunu itiraf etmekten artık çekinmiyorum vicdan azabı duymuyorum canım. İkimizinde en doğal hakkı sevmek. Bunu geçte olsa anladım. Buraya düşünce seni ne de çok özlediğimi ayrımsadım. Seni sevmenin coşkun enerjisi üstümden atamadığım tatlı bir yüktür benim için. Daha da ötesi seni sevmek yaşamsal bir güç ömür boyu sürecek bir tutkuymuş. Ve artık çekinmeden seni sevdiğimi söyleyebiliyorum. En kısa zamanda buradan çıkacağımı seziyorum. Ve Başkomiser özgürlüğüme kavuştuğumda dudaklarını öpücük bombardımanına tutacağım. Senin zengin ve doyumsuz yüreğinden öpeceğim. Derin ve zengin sözlerinle beni mest etmeni iple çekiyorum. Kaçınılmaz ve karşı konulamaz olan seni istiyorum.. Buraya alışmak zorunda kalmaktan başka bir şansım yok. Fakat kalbimin içinde sen attığın sürece her şeye herkese katlanabilirim. Bırakalım da zaman kendi akışında akıp gitsin. Vaktimin çoğunu seni düşünerek tüketiyorum. Sen yaralarıma merhem olan adamsın. Ruhumu mutlulukla coşturan sensin. Kalbimi isteklerle çarpıtan sensin. Geçen gün ellerime dokunduğunda o dokunuş sanki hayatıma da dokundu. Ruhuma benliğime hakim oldun. Silinmesini hiç istemediğim izler bıraktın. Senin beni severkenki ateşli canlılığın bana da bulaşmış oldu. Bana gençlik iksiri aşılamış oldun. Hiçbir dilde hiçbir sözle anlatamayacağım hislere boğdun beni. Bakışlarının dudaklarımı okşadığını itiraf etmeliyim. İçime düşen bir yıldırım gibi sende benim arzularımı uyandırdın. Seninle paylaşılmış bir gelecek istiyorum. Sabahın meltemlerini seninle tatmak istiyorum. Akşamları seninle bahçemizde yan yana uzanıp yıldızları saymak istiyorum. Biliyorum artık imkansız değil arzularımız. Birazda koğuş arkadaşlarımdan bahsedeyim sana. Burada okuma yazmayı bilmeyen birkaç tane kadın var. Onlara kendi isteğimle alfabeyi ve kalem tutmayı öğretiyorum. Onlarda bana kum boncuklarla neler yapıldığını ögretiyorlar. Şimdilik boncuktan gül yapmaya başladım. Bu arada gönderdiğin romanları okumaya başladım canım. Ayperi'yi en son gördüğümde psikoloji çökmüş durumdaydı. Kendini suçluyor haykırarak ağlayıp boynuma sarılıyor benden ayrı kalmamak için yalvarıyordu kızım. O zaman kızımında benim yanımda kalmasını istedim Rıza. Onu cezalandırmak için değil tabiiki. Kızımı korumak onu çekip yüreğimin içinde sır gibi saklamak istedim o an. Bütün kötülüklerden korumak istedim kızımı. Mutluluk olduğu gibi hüzünde insanoğlunun bir parçası değil midir? Bizimkilerden daha kötüsünü yaşamak zorunda kalmış kişilerin hayatlarına şahit olmak beni birazda olsa avutuyor. Tükenmez kalemin mürekkebi tükenmek üzere. Satırlarımın sonuna yaklaşıyorum. Hasretle gözlerinden öperim. O güzel dudaklarını özlediğimi bilmeni isterim..

 

Devam edecek...

 

Loading...
0%