@verahare
|
Bölüm biraz kısa. Yeni bölümleri ne zaman yazarım bilmiyorum. Oylarınızı eksik etmeyin okurlarım
Elbise tarzı, a kesimli, kayık yaka dantelli bir gelinlik seçmişti Halide. Dantellerin arasına yer yer gerçek inci işlenmişti.
"Galiba bunu beğendin?"
Kocasına dönüp "Öyle" dedi Halide. Onu öyle yarı çıplak görünce benliği sarsılıyordu.
Karısının boynuna sokulup tenini gözleri kapalı uzun uzun koklarken "Ben eskiden hikayemi sevmezdim. Şimdi senin sayende hikayemi seviyorum. Senin olduğun hikayemi seviyorum." Diye mırıldandı Rıza. Dudaklarını karısının kulağının altındaki hassas noktasına bastırdı. Birden. "Küçük ama etkileyici bir hediye aldım sana. Aslında kendime de almış olabilirim." Omzuna yakıcı bir öpücük kondurup "Benim olan güzeldir Halide. Ve sen benimsin" sıcak ve pürüzsüz cildi parmaklarının altındaydı. Onu okşamaya başladı. Güzel ve kırılgandı. Bu kadın onundu. Her şeyiyle. Ciğerlerindeki hava azalmak üzereydi.
Parmaklarının küçücük dokunuşu bile onu ürpertiyordu. Bir kuşun kanadı dokunsa titrerdi Halide. Vücudunda dolaşan sıcaklık dalgası onu eritmek üzereydi.
"Adının anlamını seviyorum. Sürekli, sonsuz, ebedi. Ve adını dillendirmek bana ayrı bir mutluluk veriyor can karım"
Kocasının her sözü kalbine dokunuyordu. Aman Yarabbi bir insanın başka bir insanı bu kadar sevmesi nasıl bir mucizeydi böyle. Üstünde her gün ayrı etkiler bırakıyordu. Huzurdan bayılmak üzereydi. Böylesine istenmek kadınlık gurunu okşuyordu. Ellerinin dokunuşu onu çıdırtmak üzereydi. Okşuyor, sıkıştırıyor, örseliyordu. Aldığı kadar veriyordu. Dünyanın en güzel alışverişiydi bu. Gücünü kocasından alıyordu Halide. Aynı kalple seviyorlardı birbirlerini. Sevdikçe güçleniyor damarlarına hayat doluyordu. Böyle anlarda hiçbir yere sığmıyordu Halide. Rıza ona öyle bir bakıyorduki hiçbir söze mazeret kalmıyor kendini onun dudaklarına yapışmış hoyratça öperken buluyordu birden.
Komodinin üstüne koyduğu pembe renkli kutuyu alıp açmaya koyuldu Rıza. Bembeyaz bir jartiyer takımını çıkarırken "Bunu giymeni istiyorum. Düğün günümüzde"
Halide'nin göğsü hızlı hızlı inip kalktı birden. Kalbi gümbürdüyordu. Yanakları pembenin en güzel tonunu almıştı. Dudaklarının iki ucu kıvrılırken "Sen bu hayatta payıma düşen en yegane şeysin Rıza." Kocasının yüzünü avuçlayıp "Birçok şey hissediyorum sana karşı fakat telaffuz edemiyorum." Gözlerinin içine kadar gülerken "Aynı yerkürenin içindeyiz ve biz ikimiz tesadüflerin bir araya getirdiği en eşsiz varlıklarız"
Dudakları çarpık bir hal alırken "Biliyor musun senin kadar hiç kimse adımı bu kadar güzel söylememişti. Seni cümle cümle seveceğim" deyip karısının gül gibi kızaran yanaklarını öptü. Onun sevdasını gözlerinde görmek, tek bir bakışıyla içindeki tüm bağları tek tek çözdüğünü görebilmek ne yüce bir duyguydu. Bu aşktı. Sevginin en güzel en katışıksız haliydi. Bu yaşamaktı..
"Seni sevdim kalbimi seninkiyle çarpıştırdım ve bizi sonsuzluğa eşitledim." Deyip kocasına sarılıp boynuna özlem dolu öpücükler kondurdu. Nabzının atışını dudaklarında hissetti. Dünyevi zevklerin en güzeliydi bu.
Alınlarını birbirlerinkine yasladılar. Rıza "Edebiyat gibi kadınsın Halide." Parmaklarının uçlarını öpüp "Bu sabah saat dört gibi kalktım. Göğsümde senin başını gördüm. Çok şükür Halide var dedim o zaman. Ve yeniden uyuyana dek varlığına şükür ettim."
~~~~~~~
"Biri Mühür'ün hanımın peki öteki herif ne oluyor Naciye?"
"Ee canım öteki de Buket için gelmiş" dedi Naciye hanım kocasının omuzlarına masaj yaparken.
Halil burnundan soludu. Belliydi iki kızıda birlikte gelin olacaklardı. Evlerinden neşeleri eksilecekti. Sol tarafına bir ağırlık çöktü. Nedenini çok iyi bildiği bir huzursuzluk içine yerleşti.
Kocasının durgunlaştığını fark edip "Hem fena mı olur biz hayattayken evlenecekler gözümüz arkada kalmayacak Halil."
Sesi kısılıp "Ama küçükler daha. Evliliği sürdürebilirler mi evlerini çekip çevirebilirler mi?"
"Ne küçüğü Halil ikisi de tam evlenecek yaştalar. Hem unutma ben seninle evlendiğimde onlardan çok daha küçüktüm."
"Buket için gelen çocuk ciddi mi düşünüyor?"
"Çocuk dışarda buluşmayı teklif etmiş biliyorsun Buket'in hiçbir gizlisi saklısı olmaz ilk bana danıştı bende evde buluşmanın daha doğru olduğunu söyledim."
"Murat'ın arkadaşları oluyorlar eğer evlenilecek adam olmasalardı Murat o ikisini bana övmezdi değil mi Naciye?"
Kocasının burukça konuşmasına dayanamayıp boynuna sarıldı Naciye Hanım. Kocası kadar kız çocuklarına düşkün bir baba görmemişti. Bazen kızlarına imreniyordu baba sevgisini hiç tatmamış biri olarak. Belki onlar farkında değillerdi ama kızları çok şanslıydı. Bir kızın her daim yanında olan babası varsa o kızın mutsuz olması söz konusu bile olmazdı. "Tabii ya. İçin rahat olsun Şerife ve Lütfiye gibi diğer iki kızımızda mutlu bir evlilik yapacaklar" dedi. "Kenan ve Kürşat iyi çocuklar. Birinin ailesi yok diğeri kendi isteğiyle terk etmiş ailesini"
"Sebep?"
"Canım işte Kürşat'ın abisi onun sevgilisiyle birlikte olmuş. Ailesi abisinden yana olmuş. Kürşat silmiş onları. Hiç görüşmüyormuş ailesiyle"
"Karekterli bir çocukmuş"
"Öyle tabii. Kürşat'ta kimsesiz sayılır Buket'le iyi anlaşacaklar. Sonuçta ikisi de aileleri tarafından aldatıldı."
"Onun annesi sen babasıda benim" diye öfkelendi Halil.
"Ben onu hiçbir zaman ayırt etmedim. Sütümü verdim. Buket benim canım. Onu doğurmadım ama besledim. Yine olsa yine yaparım gocunmam. Bölüm sonu.
|
0% |